KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
“VARLIK BARIŞI” 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun.
Advertisements

5766 SAYILI KANUN İLE 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUN ÇEŞİTLİ MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE ANILAN KANUNA EKLENEN.
BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN
 Amaç ve kapsam  MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunanlardan, tehlikeli ve çok.
MUHTASAR BEYANNAMELER
İŞ SOHBETİ: DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ SON EKONOMİK GELİŞMELERE BAKIŞ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI İş Dünyası Vakfı, İstanbul 30 Ocak 2009 T.C. MALİYE.
1 “VARLIK BARIŞI” 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Mürsel Ali KAPLAN Gelir İdaresi Daire Başkanı.
1 “VARLIK BARIŞI” 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Feyyaz YAZAR Gelir İdaresi Grup Başkanı.
YATIRIM TEŞVİK BELGESİ
ULUTEK A.Ş TEKNOLOJİ GELİŞTİRME
Öğretim Görevlisi Süleyman DAL
Bireysel Emeklilik Sistemine Yönelik Vergi Düzenlemeleri İstanbul 2002.
GELİR VERGİSİ BEYANI İ.Halil BAĞDINLI Eski Gelirler Başkontrolörü, YMM
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE SAĞLANAN DESTEK UNSURLARI
Öğretim Görevlisi Süleyman DAL
TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERİN 2006 YILI GELİRLERİNİN BEYAN DURUMU Maliye Hesap Uzmanları Derneği & İTO 12 Ocak 2007 YMM Erdoğan Sağlam.
1 Taşınmazlar ve İştirak Hisseleri ile Kurucu Senetleri, İntifa Senetleri ve Rüçhan Hakları Satış Kazancı İstisnası Feyyaz YAZAR Gelir İdaresi Başkanlığı.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU GÜNCEL MEVZUATA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER VE BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 04.EKİM
TRABZON ÇALIŞMA VE İŞ KURUMU İL MÜDÜRLÜĞÜ
KOBİ BİRLEŞMELERİNDE SAĞLANAN TEŞVİKLER
STOK BEYANI-DÜZELTMESİ
KURUMLAR VERGİSİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR
Kemal TIĞOĞULLARI BURSA Y.M.M.O. Bşk. Yrd

MENKUL KIYMETLER ÜNİTE 7
RUS-TÜRK İŞ VE YATIRIM ZİRVESİ 'Rusya'ya Yatırımlarda Vergisel Yapılanma Alternatifleri' Ersin NAZALI, LL.M., MSc Vergi Bölümü Yöneticisi, Avukat, E.Hesap.
4734 Sayılı Kanun Madde 10’da Yer Alan “İhale Dışı Bırakılma Durumları”  İle İlgili Sunulacak Belgeler ve Temin Yerleri.
KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI (1)
KURUMLAR VERGİSİ Mehmet Altındağ; YMM 06 mart 2012-Konya.
ÖRTÜLÜ SERMAYE KAVRAMI
Menkul Sermaye İradı.
DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR
1- KİRALAMA İŞLEMLERİ 1.
1 “VARLIK BARIŞI” 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun İmral DURAN Gelir İdaresi Başkanlığı Kurumlar Vergisi ve Menkul.
KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI İLE STOPAJ GELİR VERGİSİ MATRAHLARININ TESPİTİ İLE KAR DAĞITIMINA İLİŞKİN ÖRNEK BİR ÇALIŞMA SAKARYA SERBEST MUHASEBECİ.
2013 YILINDA UYGULANACAK YENİ YASAL DÜZENLEMELER
1 BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN Garip Ayaz, YMM, CPA, MSA 28 Kasım 2008-ANKARA
HOLLANDA KURUMLAR VERGİSİ GENEL ÖZELLİKLER
TİCARİ KAR VEYA ZARARIN HESAPLANMASINDA TEK DÜZEN HESAP PLANINDA YAPILAN DÖNEM SONU KAYITLARI Bilanço Hesaplarında Maliyet Hesaplarında Gelir Tablosu.
KURUM KAZANCININ BELİRLENMESİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR
MENKUL SERMAYE İRATLARI.
DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ Maliyet Bedeli (V.U.K. Md. 263).
SAYILI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE FAALİYETTE BULUNAN MÜKELLEFLERİN DİKKAT E T MES İ G EREKEN HUSUSLAR.
Yeni Bir Finansman Kaynağı “Sat ve Geri Kirala”
FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI UYGULAMASI Mustafa SEZEN Yeminli Mali Müşavir
Prof. Dr. Rüstem HACIRÜSTEMOĞLU TC. Galatasaray Üniversitesi
ÜNİTE 5 (Bölüm 1) FİNANSAL ANALİZ
ŞANS OYUNLARI VERGİSİ (ŞOV) EKİM 2007
KURUMLAR VERGİSİ Mehmet Altındağ; YMM 07 Nisan 2015-KOCAELİ.
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2009 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 30 Ocak 2009 – İSTANBUL T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Ar-Ge FAALİYETLERİNE İLİŞKİN VERGİSEL TEŞVİKLER
Menkul Sermaye İradı.
KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
Nakdi Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı
TÜRK VERGİ SİSTEMİ Doç. Dr. İrfan TÜRKOĞLU 5. ÜNİTE: KURUMLAR VERGİSİ
YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANI
İŞLETMELERİN SINIFLANDIRILMASI
Bazı Kamu Alacaklarının Yapılandırılması.
KURUMLAR VERGİSİNİN BEYANINDA ÖZELLİKLİ KONULAR
15/Şubat/2017 Platform Çalışması
KURUMLAR VERGİSİNİN BEYANINDA ÖZELLİKLİ KONULAR
YENİ TEŞVİK SİSTEMİ (BÖLGESEL TEŞVİK UYGULAMASI)
FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİ VE MUHASEBE KAYDI
6661 SAYILI KANUN İLE GELEN DESTEK ÖDEMESİ
GAYRİMENKUL YATIRIM FONLARI VE VERGİLENDİRİLMESİ
Amacı aşan iş seyahati giderleri 2.000,00
NAKİT SERMAYE ARTIRIMINDA İNDİRİM
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun
2018 Yılında Uygulamaya Konacak Teşvikler ve Yapılacak Diğer Çalışmalar 23 Şubat 2018.
Sunum transkripti:

KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü ANKARA, Ocak 2009

SUNUM PLANI KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNALARI İNDİRİLECEK GİDERLER / KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER ZARAR MAHSUBU DİĞER İNDİRİMLER

İSTİSNALAR (KVK.md.5) a- İştirak kazançları istisnası b- Yurt dışı iştirak kazançları istisnası c- A.Ş.’lerin yurt dışı işt.his. satış kazancı istisnası ç- Emisyon primi kazancı istisnası d- Yatırım fon ve ort. kazançlarına ilişkin istisna e- Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnası f- Bankalara veya TMSF’ye borçlu kurumlara tanınan istisna g- Yurt dışı şube kazançları h- Yurt dışı inşaat, onarım işlerinden sağlanan kazançlarda istisna ı- Eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerine ilişkin istisna i- Risturn istisnası

İSTİSNALAR - II (Diğer Kanunlarla Düzenlenen İstisnalar) Yatırım İndirimi İstisnası Serbest Bölge Kazanç İstisnası TUGS’ye Kayıtlı Gemilerin İşletilmesi ve Devrine İlişkin İstisna Teknoloji Gel. Bölg. İlişkin İstisna

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI (md. 5/1-a) Kurumların, tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İstisnanın Amacı ve Mantığı İştirak kazançları istisnası düzenlemesinin amacı mükerrer vergilemenin önlenmesidir. İstisnaya konu kazanç, esas itibarıyla kazancın elde edildiği ilk kurumda kurumlar vergisine tabi tutulduğundan, kazancın kâr dağıtımı yoluyla intikali sağlanan diğer kurumlarda da kurumlar vergisine tabi tutulması mükerrer vergilemeye yol açacaktır ki yapılan düzenleme ile bu durumun önüne geçilmek istenmiştir.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İştirak kazançları istisnasından yararlanılabilmesi için iştirak edilen kurumun tam mükellef olması gerekmekle beraber, kâr payını alan kurumun tam veya dar mükellefiyete tabi olmasının istisnanın uygulanmasında bir önemi bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, tam veya dar mükellef ayrımı yapılmaksızın tüm kurumlar vergisi mükellefleri iştirak kazançları istisnasından yararlanabilecektir.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI Yatırım Fonları Katılma Belgeleri İle Yatırım Ortaklıklarının Hisse Senetlerinden Elde Edilen Kâr Payları İştirak Kazancı İstisnası Kapsamında Mıdır? HAYIR, DEĞİLDİR. Bu kazançlar parantez içi hüküm ile iştirak kazançları istisnasının kapsamı dışında tutulmuştur.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İştirak Edilen Kurumun Geçmiş Yıl Kârlarını Dağıtması Elde edilen kâr paylarının kaynağının, iştirak edilen kurumun cari yıl veya önceki yıl kârlarından dağıtılmış olmasının, iştirak kazancını elde eden kurum yönünden istisna uygulamasında herhangi bir önemi yoktur. Başka bir ifadeyle, iştirak edilen kurumun geçmiş yıl kârlarını dağıtması halinde de iştirak kazancının elde edildiği dönem itibariyle istisnanın uygulanması mümkündür. Örneğin, (A) Kurumunun 2008 yılında 2005 yılı kârını dağıtması halinde, bu kuruma ortak olan (B) kurumunun söz konusu iştirak kazancını 2008 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahının tespitinde istisna olarak dikkate alması mümkündür.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İştirak Edilen Kurumun İstisna Kazançlarını Dağıtması Tam mükellef bir kurumdan elde edilen iştirak kazancının, bu kurumda genel vergi rejimi uyarınca vergilenmiş veya kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlardan oluşması veya kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin kapsamı dışında bırakılmış veya düşük oranda vergi kesintisi yapılmış olması, istisna uygulamasına engel teşkil etmeyecektir.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İştirak Oranının ve Süresinin Önemi Olup Olmadığı İştirak kazançları istisnası uygulaması açısından, kurumlar vergisi mükelleflerinin iştirak ettikleri tam mükellef kuruma hangi oranda iştirak ettiklerinin bir önemi bulunmamaktadır. İştirak oranına bakılmaksızın tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının tamamı kurumlar vergisinden istisna edilecektir. Ayrıca, kâr payını elde eden kurumun iştirak edilen tam mükellef kuruma belli bir süre iştirak etme şartı da aranılmamaktadır.

İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI Serbest Bölge Merkezli Kurumlardan Elde Edilen İştirak Kazançları, İstisna Kapsamında Mıdır? EVET ! Serbest bölgeler gümrük bölgesi dışında sayılmasına karşın, bu bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar tam mükellef kurum olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlara iştirak edilmesinden elde edilen kazançlar da diğer tam mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançlarında olduğu gibi kurumlar vergisinden müstesna tutulacaktır.

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI (md.5/1-b) Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları, belli koşullar altında kurumlar vergisinden müstesnadır.

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İstisnadan Yararlanma Şartları İştirak payını elinde tutan kurumun, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması, İştirak kazancının elde edildiği tarih itibarıyla, iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süre ile elde tutulması, İştirak kazancının iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında vergi yükü taşıması; İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi. “bir yıl” ifadesinden; bir tam takvim yılı değil, 365 günün anlaşılması gerekir. Vergi yükünün hesaplanmasında, FİİLİ VERGİ YÜKÜNÜN dikkate alınması gerekir.

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI İstisna Kazancın Tespitinde Hangi Kur Esas Alınacaktır? İştirak kazancı, dağıtıldığı dönemde elde edilmiş sayılacağından, transfer tarihinde ortaya çıkan olumlu veya olumsuz kur farkları istisna tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Örnek : Türkiye’de yerleşik (M) A.Ş.’nin, iştiraki İngiltere’de mukim (N) Kurumunun 21.03.2007 tarihinde gerçekleştirdiği kâr dağıtımından elde ettiği brüt gelir 1.000.000 Euro olup, şirket bu kazancını 14.04.2008 tarihinde Türkiye’ye transfer etmiştir. Yukarıdaki verilere göre, yurt dışı iştirak kazancı kâr dağıtımının gerçekleştiği 21.03.2007 tarihinde elde edilmiştir. Dolayısıyla istisna kazancın tespitinde de bu tarihte geçerli olan kurun esas alınması gerekmektedir. Bu tarihten sonra kurda meydana geln olumlu veya olumsuz değişmeler istisna tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Uyarınca Yararlanılacak Yurt Dışı İştirak Kazançları İstisnası Kanunun Geçici 1. maddesinde tam mükellef gerçek kişi ve kurumlarca yurt dışında elde edilen bazı kazançlara ilişkin istisna hükmüne yer verilmiştir. Maddenin (b) bendine göre; 30.04.2009 tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, kurumlar vergisinden müstesnadır. 2008 ve önceki dönemlerde elde edilen ve Türkiye'de genel sonuç hesaplarına dahil edilmemiş olan yurt dışı kazançların, ilgili olduğu döneme bakılmaksızın toplu olarak 2008 yılına ilişkin verilecek kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancına eklenerek beyan edilmesi ve beyannamenin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu edilmesi gerekmektedir. 01.01.2009 tarihinden 30.04.2009 tarihine kadar elde edilen kazançlar ise 2009 yılı için verilecek kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilerek istisnaya konu edilecektir. Bu kazançlar, 31.05.2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI Yurt Dışındaki İnşaat İşlerinin Yapılabilmesi İçin İlgili Ülke Mevzuatına Göre Ayrı Bir Şirket Kurulmasının Zorunlu Olduğu Durumlarda İstisna Uygulaması Yurt dışındaki inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda, söz konusu şirketlere iştirak edilmesinden elde edilen kazançlara, herhangi bir şart aranmaksızın yurt dışı iştirak kazançları istisnası uygulanacaktır. ÖRNEK: (A) A.Ş. Irak’ta yapılacak olan toplu konut inşaatlarının yer döşeme işlerini üstlenmiş olup, ilgili ülke mevzuatına göre, bu işin yapılabilmesi için Irak’ta ayrı bir şirket kurulması gerekmektedir. Bu şartın sağlanması için, Irak’ta %90 ortaklık payı (A) A.Ş.’ye ait olan (B) şirketi kurulmuştur. Bu durumda, (A) A.Ş.’nin (B) şirketinden elde edeceği iştirak kazancı için herhangi bir şart aranmaksızın yurt dışı iştirak kazançları istisnası uygulanacaktır.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI (md.5/1-e) Daha önce mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici maddelerinde düzenlenen “Gayrimenkul ve İştirak Hissesi Satış Kazançları İstisnası”, 5281 sayılı Kanunla 5422 sayılı KVK’nın 8. maddesine eklenerek 2005 hesap döneminden itibaren sürekli hale getirilmiştir. Söz konusu istisnaya, bazı önemli değişikliklerle beraber 5520 sayılı KVK’da da yer verilmiştir. 5520 sayılı KVK’nın 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlara ilişkin istisna düzenlenmektedir.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI Bina satışlarında, vergiye tabi olan %25’lik kısım için yenileme fonu ayrılabilir mi? Kazancın %75’lik kısmı istisnadır. Örneğin; Şehrin kenar mahallesinde bulunan bir binanın satılarak, şehir merkezinde faaliyet göstermek amacıyla merkezde bir bina alınmasının, firma faaliyetleri açısından açık bir ekonomik katkısı olduğundan istisna uygulamasına konu edilebilecektir. Bu işlemde satış kazancının vergiye tabi olan %25’lik kısmı için yenileme fonu ayrılmasına engel yoktur. İSTİSNANIN AMACI VE GENEL ÇERÇEVESİ İstisnanın amacı, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesidir. Şartların sağlanması halinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. EVET: Her iki uygulama şartlarının da birlikte gerçekleştiği bir bina satışı söz konusu olduğunda, satıştan doğan kazancın %75’lik kısmı özel fon hesabına alınarak istisna edilecek, kalan %25’lik kısım içinse yenileme fonu ayrılabilecektir.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI İstisnadan Yararlanabilecek Olanlar, Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnasından tam veya dar mükellef ayrımı yapılmaksızın tüm kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabileceklerdir. Ancak, esas faaliyeti menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla, diğer bir ifadeyle ticari faaliyet çerçevesinde iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen ve kiralama veya başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI Maden İşletme Haklarının Satışı istisna kapsamında mıdır? HAYIR: Türk Medeni Kanuna göre kurumun adına, tapu siciline kaydedilmeyen maden işletme hakkı taşınmaz niteliğinde olmadığından istisna kapsamında değildir. Taşınmazın Kurum Adına Tapuya Tescil Edilmiş Olması Zorunluluğu Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705. maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir taşınmazın satışından doğan kazanca bu istisna uygulanmayacaktır.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI Yatırım ortaklıkları hisse senetlerinin satışından elde edilen kazanç istisna kapsamında mıdır? EVET ! Yatırım fonu katılma belgelerinin satışından elde edilen kazanç istisna kapsamında mıdır? HAYIR !

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI “İki tam yıl” ifadesinden 730 günün anlaşılması gerekir. Fon hesabına alınma işleminin, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekir. Örneğin, 2008 yılında yapılan bir satış için kazancın fon hesabına alınma zamanı, 01.01.2009 tarihinden beyannamenin fiilen verildiği tarihe kadar olan süre olacaktır. Mükellefin ilgili dönem beyannamesini 16 Nisan 2009 tarihinde verdiği kabul edildiğinde, fon hesabına aktarma işleminin de bu tarihe kadar yapılmış olması gerekir. İstisnasından Yaralanmanın Şartları Taşınmazlar ve iştirak hisselerinin iki tam yıl süre ile aktifte bulundurulması, Satıştan doğan kazancın istisnadan yararlanan kısmının, satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması, Satış bedelinin en geç satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi,

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI Satış Bedelinin En Geç Satışın Yapıldığı Yılı İzleyen İkinci Takvim Yılının Sonuna Kadar Tahsil Edilmesi Peşin satışlarda olduğu gibi vadeli satış halinde de satıştan doğan kazanç kısmının %75’i, beş yıl süreyle özel bir fon hesabında tutulmak şartıyla satışın yapıldığı dönemde istisnadan yaralanabilecektir. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir. Ancak, satış bedelinin tamamının, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Örneğin, 2004 yılında 100.000 YTL’ye alınan bir arsanın 2007 yılında 300.000 YTL’ye satılması halinde istisnadan yararlanılabilmesi için satış bedeli olan 300.000 YTL’nin en geç 31.12.2009 tarihine kadar tahsil edilmesi gerekir. Aksi takdirde, istisna şartları ihlal edilmiş sayılacaktır.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI İstisna Şartlarının İhlali Halinde Ziyaa Uğratılmış Sayılan Vergi Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası satışın yapıldığı hesap döneminde uygulanacaktır. İstisnanın uygulanmasına ilişkin bu durumun gereği olarak, istisnanın uygulanmasından sonra şartların ihlal edilmesi halinde, istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağına dair hükme madde metninde yer verilmiştir. Örnek : (B) A.Ş., 12.02.2005 tarihinde 300.000 YTL’ye satın almış olduğu binayı, 11.08.2007 tarihinde 500.000 YTL’ye vadeli olarak satmıştır. Bu durumda, satış işleminden doğan 200.000 YTL tutarındaki kazancın % 75 lik kısmı olan 150.000 YTL, 2007 hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahının tespitinde istisna olarak dikkate alınabilecektir. Ancak, satış işlemi vadeli olarak gerçekleştirilmiştir ve istisnadan yararlanılabilmesi için satış bedeli olan 500.000 YTL’nin tamamının en geç satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılı sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre, 31.12.2009 tarihine denk gelmektedir. Dolayısıyla, (B) A.Ş.’nin bu tarihe kadar tahsil etmediği veya edemediği satış tutarına isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergi ziyaa uğramış sayılacaktır. (B) A.Ş.’nin satış bedeli olan 500.000 YTL’nin 100.000 YTL’lik kısmını 31.12.2009 tarihine kadar tahsil edemediği varsayıldığında, ziyaa uğratılmış sayılacak verginin hesabı aşağıdaki gibi olacaktır. Satış bedelinin tamamı olan 500.000 YTL’ye isabet eden istisna tutarı 150.000 YTL’dir. Buna göre, tahsil edilemeyen 100.000 YTL’ye isabet eden istisna tutarı ise basit orantı yoluyla şöyle hesaplanacaktır. (100.000 x 150.000) / 500.000 = 30.000 Yukarıda hesaplaması gösterilen 30.000 YTL, 2007 hesap dönemi itibariyle fazladan uygulanmış olan istisna göstermekte olup, bu tutara isabet eden kurumlar vergisi 2007 hesap dönemine ilişkin olarak ikmalen tarhiyata konu edilebilecektir. Bu kapsamda; İstisna edilen kazançtan 5 yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Satış bedelinin iki yıllık süre içinde tahsil edilememesi halinde, tahsil edilemeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI EVET ! Taşınmaz ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasından yararlandıktan sonra, özel fonda tutma veya satış bedelinin izleyen ikinci takvim yılı sonuna kadar tahsil edilmesi şartının ihlal edilmesi halinde, istisnadan yararlanılan dönem itibariyle ziyaa uğramış sayılan verginin pişmanlıkla beyan edilmesine herhangi bir engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla, şartları ihlal eden mükelleflerin, bu nedenle ziyaa uğrayan kurumlar vergisini pişmanlıkla beyan etmeleri halinde gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve pişmanlık zammı ile birlikte tahsil edilecek, ancak vergi ziyaı cezası kesilmeyecektir. İstisna Şartlarının İhlali Halinde Ziyaa Uğratılmış Sayılan Vergi İstisna şartlarının ihlal edilmesi halinde ziyaa uğratılan vergi pişmanlıkla beyan edilebilir mi?

TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI HAYIR ! Taşınmazların para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası gibi işlemler istisna kapsamına girmemektedir. Kat karşılığı arsa devri işleminin, bir malın başka bir mal ile değiştirilmesini ifade eden trampa niteliğinde olmasından dolayı, bu gibi işlemlerden elde edilen kazançlara söz konusu istisnanın uygulanması mümkün değildir. Sahip Olunan Arsanın Kat Karşılığı Olarak Devredilmesi Halinde İstisnadan Yararlanılabilir Mi? Kazancın Hesaplanmasında Kur Farkı ve Vade Farkları Dikkate Alınacak Mıdır? HAYIR ! İstisna kapsamındaki değerlerin satışından kaynaklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

YURT DIŞI ŞUBE KAZANÇLARI İSTİSNASI (md.5/1-g) 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin (c) bendine göre, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların; yurt dışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 30.04.2009 tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.05.2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Dolayısıyla 30.04.2009 tarihine kadar elde edilen yurt dışı şube kazançları, 5811 sayılı Geçici 1. maddesinin (1-c) bendi uyarınca, yurt dışı şube kazançları istisnasına ilişkin KVK’da düzenlenen şartlara bakılmaksızın kurumlar vergisinden müstesna tutulacaktır. 5811 sayılı Kanun kapsamında istisnadan yararlanılabilmesi için, söz konusu kazançların daha önce beyan edilmemiş olması ve kazancın 31.05.2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması gerekmektedir. Bu kazançların ilgili mevzuat çerçevesinde Türkiye'ye getirildiği, mükelleflerce kanaat verici belgelerle ispat edilecektir. 2008 ve önceki dönemlerde elde edilen ve Türkiye'de genel sonuç hesaplarına dahil edilmemiş olan yurt dışı kazançların, ilgili olduğu döneme bakılmaksızın toplu olarak 2008 yılına ilişkin verilecek kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancına eklenerek beyan edilmesi ve beyannamenin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu edilmesi gerekmektedir. 30.04.2009 tarihine kadar elde edilen kazançlar ise 2009 yılı için verilecek kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilerek istisnaya konu edilecektir. Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kurum kazançları, belli şartlar altında kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. ŞARTLAR: Doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması, Elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması,

YURT DIŞINDA YAPILAN İNŞAAT, ONARIM, MONTAJ İŞLERİ İLE TEKNİK HİZMETLERDEN SAĞLANAN KAZANÇLARDA İSTİSNA (md.5/1-h) Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, başkaca bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI Geçici 69. madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanılıp yararlanılmaması mükelleflerin isteklerine bırakılmıştır. Gvk Geçici 69. madde kapsamında istisnadan yararlanmayı tercih eden mükellefler, istisna uygulanan dönem kazançları üzerinden %30 oranında kurumlar vergisi hesaplayacaklardır. 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen yatırım indirimi istisnası yürürlükten kaldırılmıştır. GVK’ya eklenen Geçici 69. madde uyarınca, belli harcamalara ilişkin olarak 2006, 2007 ve 2008 hesap dönemlerinde bu istisna uygulanabilecektir. Mükellefler bu tercihlerini 2006, 2007 ve 2008 yıllarının tamamı için kullanabilecekleri gibi bu yılların herhangi biri için de kullanabileceklerdir.

YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI

SERBEST BÖLGE KAZANÇ İSTİSNASI 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda 5084 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, bu bölgelerde vergi mevzuatına ilişkin hükümlerin uygulanmasına başlanılmış, tam ve dar mükelleflerin bölgedeki gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiştir.

SERBEST BÖLGE KAZANÇ İSTİSNASI Serbest Bölgeler Kanunu’na eklenen geçici 3. madde ile de geçiş dönemine ilişkin istisna uygulaması düzenlenmiştir. 06.02.2004 tarihi itibariyle serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin, faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançlara ilişkin istisna Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar geçerli olmak üzere, faaliyet ruhsatının alındığı tarihe bakılmaksızın bu bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerinin imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlara ilişkin istisna

SERBEST BÖLGE KAZANÇ İSTİSNASI EVET. Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin kur farkı ve vade farkı gelirleri istisna kapsamında değerlendirilecektir. Kur farkları ve vade farkları istisna kapsamında mıdır? Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen hasılatın, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirler de söz konusu istisnadan yararlanabilecektir. Mevduat faizleri ve repo gelirleri istisna kapsamında mıdır?

İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU İstisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararlar. İstisna kazançlara ilişkin giderler. (İştirak hissesi alımı ile ilgili finansman giderleri hariç) KVK’nın 5/3. maddesinde; iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmedilmiştir. Örnek: Yurt dışı inşaat işinden kaynaklanan zararlar. Örnek : (A) Kurumu, tam mükellef (B) Kurumuna ait 1.000.000 YTL değerindeki hisse senetlerini satın almış olup, finansman için kullanmış olduğu kredi için 2007 yılında toplam 80.000 YTL kredi faizi ödemiştir. (A) Kurumu ayrıca, söz konusu hisse senetlerinin alımı için aracılık eden (C) Kurumuna komisyon gideri olarak 50.000 YTL ödemede bulunmuştur. Örnekte yer alan, 80.000 YTL’lik finansman gideri kurum kazancından düşülebilecektir. Komisyon gideri olarak ödenen 50.000 YTL’nin ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU Taşınmaz veya İştirak Hissesi Satışı İle İlgili Giderlerin ve Satıştan Doğan Zararların Durumu Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına ilişkin giderlerin istisna kazanca isabet eden kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, elde edilen kazancın %75’i istisna olduğu için, istisnaya ilişkin giderlerin de %75’inin KKEG olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışı İle İlgili Giderlerin Durumu Gerek, taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararların “istisna faaliyetlerden doğan zararlar” tanımına girmemesi; gerekse, istisna uygulamasının mükelleflerin ihtiyarında olan bir takım şartlara bağlanmış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz ve iştirak hissesi satış işlemlerinden kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği görüşündeyiz. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışlarından Kaynaklanan Zararın Durumu

İNDİRİLECEK GİDERLER / KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER

GVK’YA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER – md.40 Kazancı elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler. Çalışanların yiyecek, giyecek, sigorta prim vb. giderleri. İşle ilgili zarar-ziyan ve tazminatlar. Seyahat ve ikamet giderleri. Taşıt giderleri. Ayni vergi, resim ve harçlar. Amortismanlar. İşveren sendikalarına ödenen aidatlar. Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları. Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda maddeleri.

KVK’YA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER – md.8 Menkul kıymet ihraç giderleri, Kuruluş ve örgütlenme giderleri, Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri, Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı, Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları, Sigorta ve reasürans şirketlerince ayrılan teknik karşılıklar.

KURUMLAR VEGİSİ KANUNU UYARINCA KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER (md.11) Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler, Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar, Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler, Hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları ile vergi cezaları ve gecikme zamları,

KURUMLAR VEGİSİ KANUNU UYARINCA KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER - II Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararlar, İşletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayan deniz ve hava taşıtlarına ilişkin giderler ve amortismanlar, Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan tazminat giderleri, Basın yoluyla işlenen fiillerden dolayı ödenen tazminatlar, Alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderleri. Ancak, 5727 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilen, 4207 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 11. fıkrasında “193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 41’ inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde belirtilen ilan ve reklam giderleri gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak gösterilemez." denilmektedir. Söz konusu madde Kanunun yayım tarihi olan 19.01.2008 tarihinden 4 ay sonra, yani 19.05.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu giderlerin kurumlar vergisi karşısındaki durumu ile ilgili olarak, 22.04.2008 tarih ve 26855 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6. bölümünde yapılan açıklama ile 1 no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin ilgili kısmı Kanun hükmüne paralel olarak değiştirilmiştir. 2 no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6. bölümünde, 5727 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe atıfta bulunularak, 19.05.2008 tarihinden itibaren yapılacak olan, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin tamamının, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı açıklaması yapılmıştır. KVK’nın 11. maddesinin (1-ı) bendinde; her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin %50’sinin kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiş ve Bakanlar Kurulu’na bu oranı % 100'e kadar artırmaya veya sıfıra kadar indirme yetkisi verilmiştir. 90/1081 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu oran sıfır olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, Kurumlar Vergisi Kanunu ve ilgili BKK yönünden alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin kurum kazancından indirilmesine engel yoktur. Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma Kararı : 2 no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin söz konusu düzenlemeyi içeren 6. bölümünün iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay tarafından Tebliğde yer alan düzenlemenin, her türlü alkol ve alkollü içkilere ait ilan ve reklam giderleri yönünden yürütmesinin durudurulması kararı verilmiştir. Danıştay’ın söz konusu kararında; tamamen tütün ve tütün mamulleriyle ilgili düzenlemeler içeren bir kanunda yer alan söz konusu kısıtlamanın alkol ve alkollü içkilere ait ilan ve reklam giderlerini kapsadığının düşünülemeyeceği, bu nedenle dava konusu düzenlemenin (2 no.lu KV Genel Tebliğinin 6. bölümü) 4 ve 6. paragraflarında alkol ve alkollü içkilere ait ilan ve reklam giderlerinin de kısıtlama kapsamında olduğunun belirtilmesinin açıkça kanuna aykırı olduğu açıklamasına yer verilmiştir.

GİDERLER Vadesi gelmemiş kredi faizlerinin durumu. Kredi borçları nedeniyle değerleme gününe kadar oluşan kıst döneme ait tahakkuk etmiş ancak ödememiş olan faizler gider olarak indirebilebilir. Sabit kıymet alımına bağlı olarak doğan kredi faizi ve kur farklarının sabit kıymetin alındığı dönemin sonuna kadar olan döneme isabet eden kısmın maliyete eklenmesi zorunludur. Sonraki dönemlere isabet eden kur farkı ve faiz giderlerinin ise gider yazılması veya maliyete eklenmesi ihtiyaridir. Emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunludur. Sonraki dönemlerde ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi ihtiyaridir. Krediler için ödeneni faiz ve komisyon giderlerinden dönem sonu stoklarına pay verilmesi zorunluluğu yoktur. Çalınan mallar ile ilgili olarak, söz konusu malların kıymeti düşen emtia olarak değerlendirilmesi ve vergi matrahı ile ilişki kurulması mümkün değildir. Çalınan mallar işletme için sermayede vukua gelen bir eksilmedir ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 88. maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınamayacaktır. Emtia alımına bağlı olarak doğan kur farkı, kredi faizleri ve vade farklarının durumu Sabit kıymet alımına bağlı olarak doğan kur farkı ve kredi faizlerinin durumu Hırsızlık, gasp vb. şekillerde kaybedilen para ve malların durumu

GİDERLER Motorlu Taşıtlar Vergisinin durumu. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinde; ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopter ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç olmak üzere, bu kanunun I, III ve IV sayılı tarifelerinde yer alan taşıtlardan alınan motorlu taşıtlar vergisi ve cezalar ile gecikme zamlarının, Gelir ve Kurumlar Vergileri matrahının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, sadece II sayılı tarifede yer alan motorlu taşıtlar için ödenen MTV gider olarak dikkate alınabilmekte, diğer taşıtlar için ödenen MTV ise gider kabul edilmemektedir. Son kullanma tarihlerinin geçmesi nedeniyle kullanılamaz duruma gelen malların, gerekli başvuru sonucunda takdir komisyonu tarafından takdir edilen emsal bedeli ile malların maliyet bedeli arasındaki tutarın stok maliyetlerinden indirilmesi sonucu kalan tutar dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Takdir komisyonunca emsal bedelin sıfır olarak belirlenmesi durumunda ise, söz konusu malların maliyet bedelleri gider olarak dikkate alınabilecektir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesine göre; Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılması mümkün değildir. Söz konusu primler gecikmeli olarak ödendiği takdirde ise ilgili oldukları dönemde değil, ödendiği dönemde gider olarak dikkate alınacaktır. Kıdem tazminatı karşılık giderlerinin kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir. Gerçekleşen ve kesin olarak tutarı saptanan kıdem tazminatı giderlerinin ise kurum kazancından indirilebileceği tabiidir. Motorlu Taşıtlar Vergisinin durumu. Fiili olarak ödenmemiş sigorta primlerinin durumu. Son kullanma tarihi geçen malların durumu Kıdem tazminatı karşılıklarının durumu.

ZARAR MAHSUBU (Md.9) GEÇMİŞ YIL ZARARLARI DEVRALINAN VEYA BÖLÜNEN KURUMLARIN ZARARLARI YURT DIŞI FAALİYETLERDEN KAYNAKLANAN ZARARLAR

GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBU Örnek: (A) Kurumunun 2004-2007 hesap dönemleri faaliyet sonuçları aşağıdaki gibidir. 2004 hesap döneminde, 100.000 YTL zarar, 2005 hesap döneminde, 150.000 YTL zarar, 2006 hesap döneminde, 200.000 YTL zarar, 2007 hesap döneminde, 180.000 YTL kâr, Yukarıdaki verilere göre, (A) Kurumunun 2004-2006 hesap dönemlerinde oluşan kurum zararlarını 2007 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahını tespit ederken bu hesap döneminde oluşan kazançtan mahsup etme hakkı bulunmaktadır. Mahsup işleminin, en eski hesap döneminde oluşan zarardan başlayarak yapılması gerektiğinden, 2007 yılına ait 180.000 YTL kurum kazancından, 2004 dönemine ait 100.000 YTL’lik zarar ve 2005 döneme ait zararın 80.000 YTL’lik kısmı mahsup edilecektir. 2005 yılına ait mahsup edilemeyen zarar kısmı olan (150.000 – 80.000 =) 70.000 YTL ve 2006 yılı zararı olan 200.000 YTL ise beş yıllık süre sınırlaması çerçevesinde izleyen yıl kazançlarından mahsup edilebilecektir. Kurumlar vergisi beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar kurum kazancından indirilebilecektir. Ancak bu zararların beş yıldan fazla nakledilmesi mümkün değildir. Geçmiş yıllara ait zararların mahsubunun, yıl atlanmaksızın, mahsup imkânının doğduğu hesap döneminde yapılması gerekmektedir. Mahsup imkânının olduğu dönemlerde mahsup edilmeyen zarar tutarlarının sonraki dönemlere ait kazançlardan düşülmesi mümkün olmayacaktır.

DEVRALINAN VEYA BÖLÜNEN KURUMLARA AİT ZARARLARIN MAHSUBU Örnek : (A) A.Ş., 24.07.2008 tarihi itibariyle (B) Ltd. Şti.’ni tüm aktif ve pasifiyle birlikte devralmış olup, devir tarihi itibariyle (B) Ltd. Şti.’nin bilançosu aşağıdaki gibidir. Devralınan kurumun devir tarihi itibariyle öz sermayesi şu şekilde hesaplanacaktır. Öz Sermaye = Toplam Aktif – Borçlar = 2.000.000 – 1.200.000 = 800.000 YTL Buna göre yapılabilecek zarar mahsubunun üst sınırı 800.000 YTL olup, devralınan kurumun devralınan kurumun toplam 1.000.000 YTL olan zararının 800.000 YTL’lik kısmı, devralan kurum tarafından 2008 hesap dönemi kurum kazancından mahsup edilebilecektir. Devir veya tam bölünme hallerinde, varlıkları devralan kurumlar, devralınan veya bölünen kurumların zararlarını kurum kazançlarından mahsup etme imkânına sahiptirler. (Özsermaye tutarını geçmeyen zararlar) Mahsup Yapılabilmesi için şu şartlar aranır: Devralınan veya bölünen kurumların son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması, Devir veya bölünme neticesinde zarar mahsubu yapacak kurumun, aynı faaliyete devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam etmesi.

YURT DIŞI FAALİYETLERDEN DOĞAN ZARARLARIN MAHSUBU Kurumların yurt dışı faaliyetlerinden zarar doğması halinde, maddede belirtilen şartlar dahilinde yurt dışı zararların kurum kazancından indirilebilmesi mümkündür. Ancak bu zararlar mahsup edilmesi hakkının zararın doğduğu hesap döneminden itibaren beş yıl içinde kullanılması gerekir. Kazançları Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilen faaliyetlere ilişkin yurt dışı zararların bu şekilde mahsup edilmesi imkanı yoktur.

DİĞER İNDİRİMLER (md.10) KVK’nın 10. maddesinde, kurum kazancının tespitinde, ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle yapılacak indirimler düzenlenmiştir. Sponsorluk harcamaları ile bağış ve yardımlar, KKEG niteliğindedir. Dolayısıyla öncelikle KKEG olarak ticari bilanço kârına eklenmesi, daha sonra da belirtilen nispetler dahilinde indirimler arasında gösterilerek matrahtan düşülmesi gerekir. Sponsorluk harcamaları ile bağış ve yardımlar, kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili olduğu yılda indirime konu edilemedikleri takdirde sonraki yıllara devredilemezler. Kurum kazancından indirilebilecek bağış ve yardımlar şunlardır: Kurum kazancının %5’i ile sınırlı genel nitelikli bağış ve yardımlar, Eğitim ve sağlık tesislerine ilişkin bağış ve yardımlar, Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar, Doğal afetlere ilişkin bağış ve yardımlar. AR-GE harcamaların %100’ü kurum kazancının tespitinde beyanname üzerinde ayrıca indirim olarak dikkate alınabilecektir. İlgili kanunlar uyarınca tespit edilen sponsorluk harcamalarının, Amatör spor dalları için tamamı, Profesyonel spor dalları için % 50'si, beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir. Kazancın yetersiz olması nedeniyle indirime konu edilemeyen AR-GE indirimi tutarı süre sınırı olmaksızın sonraki yıllara devredilebilecektir.

AR-GE İNDİRİMİ DİĞER İNDİRİMLER 5520 sayılı KVK’nın 10/1-a maddesi ile araştırma ve geliştirme harcaması yapan kurumların bu alandaki çabalarının desteklenmesi için araştırma ve geliştirmeye yönelik harcamaların %100’ünün beyan edilen gelirden indirilmesine olanak sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceğine dair özel bir düzenleme yapılmıştır. 5746 sayılı KanunKanun kapsamındaki Ar-Ge indirimden yararlananlar; KVK’nın 10. maddesinin (1-a) bendinde yer alan Ar-Ge indiriminden ayrıca yararlanamayacaklardır.

BAĞIŞ VE YARDIMLAR DİĞER İNDİRİMLER Kurumlar vergisi mükelleflerinin yapmış oldukları bağış ve yardımların kurum kazancından indirilmesine ilişkin düzenleme, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinde yapılmıştır. Söz konusu düzenleme ile, dayanışmayı, sivil toplum örgütlerini ve araştırma geliştirme faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla kurumlar vergisi mükelleflerinin yapmış oldukları bağışların belli bir kısmının kazançtan indirimine izin verilmektedir. Bunun yanı sıra, bazı özel kanunlarda düzenlenmiş olan bağış ve yardımların da kurum kazancından düşülmesine imkân bulunmaktadır.

DİĞER İNDİRİMLER

KVK Uyarınca İndirilebilecek Bağış ve Yardımlar DİĞER İNDİRİMLER Örnek : (A) Kurumunun 2007 hesap dönemi faaliyet sonuçları aşağıdaki gibidir: - Ticari bilanço kârı : 800.000 YTL - İştirak Kaz. İstisnası : 200.000 YTL - Geç.Yıl Zararı : 100.000 YTL - Bağış ve Yardım : 150.000 YTL (kayıtlara gider olarak yansıtılmış) - KKEG : 50.000 YTL - Taşınmaz Sat.Kaz.İst. : 250.000 YTL Yukarıdaki Veriler Göre; İndirilecek Bağış ve Yardım Tutarının Üst Sınırının Tespiti : KVK Uyarınca İndirilebilecek Bağış ve Yardımlar Kurum kazancının %5’i ile sınırlı genel nitelikli bağış ve yardımlar, Eğitim ve sağlık tesislerine ilişkin bağış ve yardımlar, Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar, Doğal afetlere ilişkin bağış ve yardımlar. İndirime esas kazanç tutarının tespitinde, zarar mahsubu dahil giderler ve iştirak kazançları düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutar esas alınır. Dolayısıyla, indirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespit edilmesinde, %5’lik oran uygulamasının dış yüzde hesaplaması yoluyla yapılması gerekmektedir.

TEŞEKKÜRLER… İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü irfan.vural@gelkont.gov.tr