Ödemeler Dengesi, Dış Borçlar ve Finans Krizleri

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Uluslararası gelişmeler,
Advertisements

Türkiye Ekonomisi: Kısa ve Uzun Dönemde Sorunlar
İKTİSAT FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ Para Teorisi ve Politikası
İŞ SOHBETİ: DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ SON EKONOMİK GELİŞMELERE BAKIŞ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI İş Dünyası Vakfı, İstanbul 30 Ocak 2009 T.C. MALİYE.
Yeni Ekonomik Program ve Bekleyişler
TÜRKİYE EKONOMİSİ ve DIŞ TİCARETİ
24 Mart 2006 TBB EKONOMİ ÇALIŞMA GRUBU. Rezerv Politikası Üzerine Türkiye’de kriz sonrası dönemde rezerv hareketleri ve kısa bir “güvence” değerlendirmesi.
Bazı Ekonomilere İlişkin Büyüme Tahminleri
ULUSLARASI FİNANSAL PİYASALAR VE ARAÇLAR
1 Türkiye Ekonomisinde Mevsimsellikten Arındırılmış GSYH (2008 Ç1=100) Kaynak: TÜİK.
NİYE VARIZ? NELER YAPTIK? GELECEK PLANLARIMIZ?
MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 15 OCAK 2010.
Küresel Büyüme Oranları (%)
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 05 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (SAGP, Milyar $)
SON EKONOMİK GELİŞMELER
KIR ÇİÇEKLERİM’ E RakamlarImIz Akhisar Koleji 1/A.
ON ALTINCI BÖLÜM DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU
Küresel Ekonomik Kriz Sonrası Enerji Piyasalarındaki Oluşum ve Gelişmeler Yavuz Aydın Direktör GE Energy Services Türkiye/Israil 13 Mayıs 2010 GE Energy.
EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI RAKAMLARLA TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ Ender YORGANCILAR EBSO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Aralık 2009.
Döviz Piyasası ve Döviz Kurunun Belirlenmesi
“Dünyada ve Türkiye’de Pamuk Piyasaları ile İlgili Gelişmeler”
HAZIRLAYAN:SAVAŞ TURAN AKKOYUNLU İLKÖĞRETİM OKULU 2/D SINIFI
Bankacılık sektörü 2012 İlk Yarıyıl Değerlendirmesi.
1 YASED BAROMETRE 18 MART 2008 İSTANBUL.
Makroekonomi ... ekonominin bütünüyle ilgilenir
PARA TEORİSİ: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ
Kamu Borç Stokun Yapısı ve Sorunları R. Hakan ÖZYILDIZ 2013.
GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER VE 2008 OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 10 Temmuz 2008 T.C. MALİYE.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 5 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
FİNANS SEKTÖRÜNDE YABANCI SERMAYE ARALIK TSPAKB 2 İSTİKRAR  Siyasi istikrar Uluslararası yatırımcıların güvenini sağlayan tek parti hükümeti 
SON KÜRESEL KRİZİN ABD,İZLANDA VE ALMANYA’YA ETKİSİ
İKT-102 İktisata Giriş II Makro İktisatın Temelleri
Finans Sistemine Genel Bakış
DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER
Çalışma Sermayesi Yönetimi
Küresel Piyasalardaki Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sistemine İlişkin Değerlendirmeler Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı 1 Şubat.
Küresel Kriz Sonrası Türkiye’de Finansal Sistem “Bankacılık Sektörü” Ekrem Keskin Mayıs 2010.
Bölüm 2 Finansal Analiz Muhasebe: Karar vermenin dayanağı: Ne durumdayız? İşletmelerin finansal durum analizi Karar vermede kullanılan kritik oranlar.
ANKARA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI Ankara, 28 Ekim 2008.
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER İSA COŞKUN MÜSTEŞAR YARDIMCISI … Mayıs 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI Bişkek 13 Nisan 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Uluslararası Gelişmeler, Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sektörüne Yansımaları Eylül 2009.
Türkiye Bankalar Birliği 50. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Yönetim Kurulu Başkanı.
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2008 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 3 Ocak 2008 – İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Bankacılık sektörü 2010 Ocak-Aralık dönemindeki gelişmeler Ocak 2011.
Bankacılık sektörü 2010 yılının ilk yarısındaki gelişmeler “Temmuz 2010”
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
Türkiye Bankalar Birliği 49. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Kamu Borç Stokun Yapısı ve Sorunları R. Hakan ÖZYILDIZ 2015.
Bankacılık sektörü Nisan-Haziran 2011 dönemindeki gelişmeler 27 Temmuz 2011.
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2009 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 30 Ocak 2009 – İSTANBUL T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Mehmet ŞİMŞEK Devlet Bakanı Nisan 2008 MAKROEKONOMİK GELİŞMELER VE KAMU BORÇ YÖNETİMİ.
2 Mart 2005 TBB MAKRO EKONOMİ ALT ÇALIŞMA GRUBU. İÇİNDEKİLER - SANAYİ ÜRETİMİ - İSTİHDAM - İSTİHDAM - DIŞ TİCARET - CARİ İŞLEMLER DENGESİ - KAMU MALİYESİ.
Ders 8 Temel Analiz Hüseyin İlker Erçen
Ders 1 Hüseyin İlker Erçen
Yrd. Doç. Dr. Şule Aydın Turan
2010 YILI BÜTÇE SUNUŞ KONUŞMASI (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu) Mehmet ŞİMŞEK Maliye Bakanı 26 Ekim 2009.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Mahmut BİLEN. Ders Değerlendirme Biçimi Vize %70 Ödev%10Dönem içi %50 Quizler%20 Final%50Dönem Sonu%50.
TASARRUF, YATIRIM VE FİNANSAL SİSTEM
Finans Sistemine Genel Bakış
Blog: E-posta: BİLANÇO RİSKLERİ Web: Blog: E-posta:
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
Ödemeler Dengesi Dr.Dilek Seymen.
Finans Sistemine Genel Bakış
Finansallaşma ve sektöre bakış 2018
Sunum transkripti:

Ödemeler Dengesi, Dış Borçlar ve Finans Krizleri 6. Bölüm Ödemeler Dengesi, Dış Borçlar ve Finans Krizleri

ÖDEMELER DENGESİ Bir ülkenin Ödemeler Dengesi o ülkedeki toplam (özel+kamu) döviz (dolar) rezervlerinin belirli bir zaman aralığında net değişimini gösterir.

ÖDEMELER DENGESİ Ödemeler Dengesi = Cari İşlemler Dengesi + Sermaye ve Finans Dengesi Cari İşlemler Dengesi: Alacak (+), Borç (-) Mallar (Dış Ticaret) Dengesi = +İhracat –İthalat Hizmetler Dengesi = Dış Turizm Net Gelir +Yabancı Sermaye Net Cari Gelir +Bankacılık ve Sigortacılık Net Gelir +Taşımacılık ve İnşaat Net Gelir +İşçi Dövizleri ve Resmi Transferler (bedelli ask.) Yatırım Net Geliri (Faiz + Kar Transferi) Karşılıksız (Tek Yanlı) Transferler (Net Dış yardımlar)

ÖDEMELER DENGESİ Sermaye ve Finans Dengesi: (Net Sermaye Girişi) Pasif artışı veya aktif azalışı (+) Pasif azalışı veya aktif artışı (-) Net Sermaye Girişi = +Yabancı yerleşiklerin Türkiye’den satın aldıkları varlıklar – Türkiye’de yerleşiklerin yabancı ülkelerden satın aldığı varlıklar. Doğrudan Yatırımlar (yönetimin kontrolü) Portfolyo Yatırımları (menkul kıymetler satışı & krediler)

ÖDEMELER DENGESİ Cari Açık, Cari İşlemler Dengesi’nin negatif olması demektir. Bu genellikle en büyük kalem olan Mal Dengesi’nin negatif olması sonucudur. Örnek: Türkiye’nin 2008 (2007) Ocak-Mart ihracatı $33 ($24.4) milyar, ithalatı $49 ($33) milyar, dış ticaret dengesi -$16 (-$8.6) milyardır. Bknz: OdemelerDengesiRapor2009.pdf

ÖDEMELER DENGESİ TCMB den alınan rakamlara göre Cari İşlemler Dengesi 2001 dışında sürekli açık vermektedir. Ancak Finans Dengesi fazlası Cari İşlemler açığının bir hayli üstündedir. Bunun anlamı toplamda ülkeye döviz girişi olduğudur. Bunun sonucu olarak TL değerlenmektedir. 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 CariDenge/GSMH (%) -4.90 2.37 -0.99 -2.86 -5.17 -6.39 -6.62 -5.7 -5.6

ÖDEMELER DENGESİ Cari hesap + sermaye & finans hesabı (=ödemeler dengesi) TR deki dolar rezervlerinin net değişimini gösterir.

Dış Borçlar I. Dünya Savaşı sonrası Almanya-Avusturya-Macaristan a ödetilen savaş tazminatları II. D.S. ını besledi. Ülke insanları hiperenflasyon altında ezildi. Bu da Naziler gibi aşırı akımları besledi. Uluslararası sermaye akımları 1940 ve 50 lerde az iken 1960 ve 70lerde tekrar arttı. Özellikle Latin Amerika hızlı borçlandı. 1970-83 arasında toplam Gelismekte Olan Ülke (GOÜ) borç stoku $19 milyardan $307 milyara çıktı (özel bankalara). 1982 de “Latin Amerika Borç Krizi” çıktı. 87 ye kadar sürdü. Yeniden yapılandırma-vadenin uzatılması.

1980 lerin Latin Amerika Borç Krizi Orta ve Güney Amerikada 15 ülke yakalandı. Sebepler: 1973 te başlayan petrol krizi, ithalat ve cari açıkların artması, global üretimin-talebin azalması ile ihracatlar düştü. 1971 de ABD altın standardını terkettiğini açıkladı, dolar devalüasyonu oldu, ABD de enflasyon çift haneye ulaştı, dolar faizi %16 ya çıktı. Değişken faizle boçlanmış olan latinler sadece 1981 ödemelerinde 13 milyar$ fazla geri ödeme yaptı.

1980 lerin Latin Amerika Borç Krizi Güney Kore ve Endonezya da çok borçlanmıştı ama niye yakalanmadı? Çünkü faiz artışına karşı: bütçe açığını azalttı, toplam talebi yavaşlattı, ihracata teşviği arttırdı. Latin Amerika ise borcu kapatmak için daha çok borç aldı, bunu da kreditörler (borç verenler) ve onların kendi ülkeleri destekledi: borcun sürdürülebilir olmadığını görmelerine rağmen.

TR nin Dış Borçları: milyon dolar

Borcun Sürdürülebilirliği: Terimler Borç stoku, borç servisi: belirli zaman diliminde yapılması gereken/yapılan geri ödeme miktarı: akım değişkeni . Borcun sürdürülebilirliği: borcun miktarına, vadesine ve ödeme gücüne bağlıdır. Ödeme gücü ise GSYH, ihracat, döviz rezervleri ve kamu vergi gelirleri ile ölçülür. 97-98 Asya krizinde ülkelerin geliri (GSYH) yeterliydi ama yeterli dövizi yoktu.

Borcun Sürdürülebilirliği Borcun Sürdürülebilirliği borç göstergeleri ile gözlenebilir: Kısa vadeli borç / döviz rezervleri . 1 yıldan az vadeli ödemelerin miktarı eğer döviz rezervlerini aşıyorsa (1 den fazlaysa) tehlike var. Borç stoku / GSYH eğer %30-50 civarını aşmışsa tehlike var demektir. Bu gösterge ülkenin iflas etme riski olup olmadığını gösterir. Yunanistan, Japonya %100 den fazla.

Borcun Sürdürülebilirliği Borcun Sürdürülebilirliği borç göstergeleri ile gözlenebilir: Borç / kamu geliri ya da borç servisi / kamu geliri . Özellikle kamu borcunun yüksek olduğu ülkelerde önemli. Sırayla %200 ve %15 ten fazla tehlikeli. Borç stoku / ihracat ya da borç servisi/ ihracat ekonominin döviz kazanma kapasitesini ölçer. Bu da belirli zaman dilimi için ekonominin likiditesini ölçer. Sırasıyla %200 ve 25% den fazla ise tehlikelidir.

Borcun Sürdürülebilirliği “Likit olmama” başka şeydir, “iflas etmiş olmak” başka. İflas etmiş borçlu uzun vadede borcu özvarlığından fazla olandır. Likit olmayan borçlu ise kısa vade borçlarını ödeyecek likiditesi olmayan, ama uzun vadede özvarlığı (gelecekteki gelirleri) borçlarını ödemeye yeterli olandır. Her iki kavram banka, şirket, ülke icin kullanılabilir

Borç (Ödemeler Dengesi) Krizinin Etkileri Sermaye girişleri birden çıkışa döner. Net borç alıcı durumundan net ödeme durumuna geçilir. Bunu yaparken otomatik olarak, İthalat düşer, ihracat artar Tasarruflar artar, yatırımlar düşer Çünkü Net sermaye girişi = M - X = I - S 1982-86 krizinin Meksika ya etkileri. Tablo 15-3 Radelet. Kriz öncesi 1977-81 ve kriz sonrası 1982-86.

Düşük Gelirli Ülkelerin Borç Krizi Özellikle Afrika : Uganda Kongo Zaire, vs. Latin Amerika krizinden farkı: Çoğunlukla özel bankalardan ziyade gelişmiş ülke devletlerinden, IMF ve Dünya Bankasından (kurumlardan) borç almışlar Çok zaman borç verenler paranın kullanılacağı aslen verimsiz projeleri de kendileri dayatmış Bazen bazı diktatör rejimleri soğuk savaşta kendi yanına çekmek için de verilmiş: örnek Zaire de diktatör Mobutu ya hırsız olduğunu bildikleri halde kredi vermişler. “Şaibeli borçlar” kavramı

Düşük Gelirli Ülkelerin Borç Krizi “Şaibeli borçlar”: Darbeyle yönetimi ele geçiren bir diktatörün aldığı ve zimmetlediği kredilerin daha sonra halk tarafından ödenmesinin yanlış olması. 2004 te Irak ın 29 milyar dolar borcunun Paris Kulübü tarafından affedilmesi. Paris Kulübü: dünyada en zengin 19 kreditör ülke hükümetinin alacaklarını yöneten & takip eden gayriresmi grup. Sonuçta: Kötü ekonomi yönetimi, yükselen ham petrol fiyatları, düşen ihracat malı fiyatları ve talebi yüzünden borçlarını ödeyemediler: ne olacak?

Düşük Gelirli Ülkelerin Borç Krizi Bir süre sırf eski borcunu ödesin diye yeni kredi vermişler: “defansif borç verme”. Paris Kulübü ancak 1988 den sonra, IMF ve DB ise ancak 1996 dan sonra artık borcun bir kısmını silmeye razı olmuş.

“Yükselen Piyasaların” 1990 lardaki Finansal Krizleri Yükselen piyasalar kimdir? Orta gelirli, nisbeten hızlı büyüyen, gelişmekte olan ülkelere takılan isim. 1990ların başından itibaren bu ülkelere yabancı sermaye akışı hızlandı. Tablo: G.Kore, Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler’e akan y. sermaye (milyar dolar) 1994 1995 1996 1997 1998 40,5 77,4 103,2 -1,1 -28,3

1997-98 Asya Krizi GD Asya da 1997-98 de akan fonlar birden tersine döndü. Tayland da başladı, diğerlerine “bulaştı”. Ama bu sefer krizden önce özellikle Asya ülkelerinin geliri iyi, kamu bütçesi sağlamdı. Yanlış olan neydi? Finansal sistemlerini 90larda hızla serbestleştirdiler.

1997-98 Asya Krizi Hızlı giren fonlar GD Asya da en karlı olan gayrimenkul piyasasına yatırıldı. Aslında ihracat sektörüne yatırılması gerekirdi ama orda kar marjı düşüktü: kur riski alındı. Bankalar dolar cinsinden borçlanıp yerli para ya da dolar cinsinden kredi verdiler. Sonuçta gelirler yerli para cinsinden idi. Vade uyuşmazlığı riski: yerli bankaların yabancılardan aldığı borçlar kısa vadeli iken verdikleri krediler uzun vadeli yatırımlara dayanıyor. Dış kredilerdeki herhangi ani duruş ve rollover yapamaması kolayca likidite krizi yaratır. MB lerin sabit kur politikaları kur riskini devlete yıkıyordu: ahlaklı davranış sorunu.

1997-98 Asya Krizi Sonuçta: Hızla giren fonlar hızla çıktı. Uluslararası yatırımcı aynı bölgede bir ülkede çıkan sorun yüzünden diğer bölge ülkelerinden de çekti: “sürü davranışı”, “krizlerin bulaşıcılığı” ve “kreditör paniği” Ülkeleri banka gibi düşünebiliriz. Ülke içinde MB bir bankayı kurtarıp banka paniği & bulaşıcılığı önler, ama uluslararası düzlemde kim önler? IMF mi? Asya krizi akabinde 1998 de Brezilya ve Rusya da, 2001 de Türkiye ve Arjantinde krizler çıktı.

Kriz Sonucunda Reel GSYH Büyüme Hızları (Radelet) Ülke Kriz Yılı önceki Kriz yılı sonraki 2sonraki Arjantin 1995 5,8 -2,8 5,5 8,1 2001 -0,8 -4,4 -10,9 7 Brezilya 1998 3,3 0,1 0,8 4,4 Endonzya 1997 7,6 4,7 -13,1 G Kore 6,8 5 -6,7 10,9 Malezya 10 7,3 -7,4 6,1 Meksika -6,2 5,2 Filipinler -0,6 3,4 Tayland 5,9 -1,4 -10,5 Türkiye 1994 8,0 -5,5 7,2 7,4 -7,5 7,8 4,8 Venezuela 0,3 -2,3 4 -0,2

1990ların Yükselen Piyasa Krizlerinin Ortak Noktaları Kısa vadeli yabancı sermaye girişi kriz öncesi birkaç yılda hızla artar. Yabancı sermaye borçlu ülkenin algılanan ödeme kapasitesini sorgulamaya başladığı zaman kısa vadeli kredileri “rollover” yapmayı durdurur. Vade uyuşmazlığı riski bankaları ve şirketleri çökertir. Ülkede ani döviz sıkıntısı görülür. Sabit kur politikası varsa MB kuru savunmak için rezervlerini satar. Savunamazsa dalgalanmaya bırakır, devalüasyon olur. Banka ve şirket bilançoları kur riskinin patlamasıyla iflas eder. Örnek veriniz.

1990ların Yükselen Piyasa Krizlerinin Ortak Noktaları Kendini doğrulayan kehanetler: Yanlış beklentiler ekonomik temellerden bağımsız olarak kendi kendini gerçekleştirir. “Banka paniği” örneğini ülkeler için düşünebiliriz. Sürü davranışı: yatırımcıların kendi bilgilerine ya da ekonomik temellere göre değil, diğer yatırımcıların ne yaptığına göre belirlemesi. Krizlerin bulaşıcılığı.

1990ların Yükselen Piyasa Krizlerinin Farklı Noktaları Arjantin-TR ile Asya krizinin farkı: Arjantin & Türkiye gibi bazı ülkelerde kamu borç ve açıkları kriz yarattı, ama Asya krizinde (Tayland dışında) kamu bütçesinde sorun yoktu. Ortak özellikleri: Digerlerinde oldugu gibi Asya krizinde de vade uyuşmazlığı, kur riski, sabit kur politikası krizi büyüttü.

Krizler Nasıl Önlenebilir? Yerli bankalar yabancılardan borç alırken daha uzun vadeli almalıdır. Ülke içinde kredi verirken de yabancı para cinsinden vermelidir. Fazla “Açık pozisyon”: kur riski almamalıdırlar. Şirketler ve hanehalkı kredi alırken mümkünse yerli para cinsinden (yerli bankadan) almalıdır. Eğer dolar cinsinden alırlarsa gelirleri de dolar cinsinden olmalıdır.

Krizler Nasıl Önlenebilir? Kısa vadeli dış borçlar/ MBankaları nın döviz rezervleri oranı birin altında olmalıdır. Taiwan ın Asya krizine yakalanmamasının temel nedeni 1997 de 90 milyar dolar rezervi olmasıdır. (Radelet 2008) 2009 da TR nin Kısa v. Dış borç / Rezerv oranı 0.80 di. 1994 te 2.06, 2001 de 1.26 idi. Krize yakalanan ülkelerin Malezya hariç hepsinde bu oran 0.80 in üstünde idi.

Kriz Çıktıktan Sonra Ne Yapılabilir? Kreditörler borçların vadesinin uzatılması / yeni kredi sağlanması konusunda ikna edilmeye çalışılır. IMF den kredi almaya çalışılır. Faizler arttırılır, ithalat kısıtlanır, bankacılık reformu (düzenleme, denetleme arttırılması) yapılır. Hiçbirşey yapmama. Fonlar gider, rezervler biter, resesyon-işsizlik olur. Yerli-yabancı yatırımcı varlık fiyatlarının yeterince düşük olduğunu ve iyi bir satın alma zamanı olduğunu düşünmeye başlayınca ekonomi toparlanmaya başlar.

IMF yardımları En fazla TR (33.8 milyar) ve Brezilya (35.1 milyar) almış.

2007-2009 ABD-Global Krizi Kriz Niye Çıktı? Global dengesizlikler (Caballero ve diğ. 2008) Yükselen piyasalar (Çin, Asya, vs.) üretip satıyor (cari fazla) , ABD-Avrupa tüketiyor (cari açık). Sermaye akımları 2000 lerde beklenmedik şekilde tersine döndü: GOÜ den GÜ ye akıyor. Emtia fiyatları (mal, petrol, gaz) artıyor, mal ve petrol satanlar çok para kazanıyor. Bu paralar emniyetli değer depolama araçları (finansal enstrümanlar) arıyor. Kendi ülkelerindeki finansal piyasalar sığ olduğundan ABD Hazine bonolarına akıyor.

2007-2009 ABD-Global Krizi 1997-98 Asya krizinden sonra bu para en emniyetli olarak ABD-Avrupa finansal sistemine yatırılıyor. ABD de FED teknoloji köpüğü 2000 de patlayınca daralma olmasın diye bol likidite sağlıyor, faizleri düşürüyor. Dışardan gelen parayla birlikte reel faizler ABD de iyice düşüyor.

2007-2009 ABD-Global Krizi: Yeni Banka Modeli Bankalar klasik olarak kredileri vadesi gelene (geri ödenene kadar) kadar aktif olarak tutar. Ama 2002 den sonra kredileri bir havuzda toplayıp, risk bakımından gruplara (tranche) ayırıp, başka finansal kuruluşlara satmaya başladılar: “seküritizasyon”. Mortgage bazlı kağıtların (MBS) değerini, üzerine yazıldıkları ev kredilerinin ve evlerin değeri belirliyor. Ayrıca bu kağıtlar başka kuruluşlar tarafından sigortalanıyor.

2007-2009 ABD-Global Krizi Kağıtların riskini bağımsız rating kuruluşları belirliyor: Standard & Poors, Moody’s, Fitch. Kullandıkları istatistik modelde sorun yok gibi. Ama aslında modeller tarihi düşük (default) “geri ödememe” oranlarına göre yapılmış. Kağıtları sigortalayanların rezerv tutması lazım ama onlar kısa vadeli repo piyasasına arkasını dayamış, düzenli olarak ordan fon topluyor.

2007-2009 ABD-Global Krizi Çinden ve diğer gelişmekte olan ülkelerden o kadar çok sermaye geliyor ki yatırılacak alan bulunamıyor. Ve gayrimenkule aktarılıyor. O kadar ki “NINJA: no income, no job or assets” kredileri veriliyor. Ev fiyatları 2002-2007 arasında hızla artıyor. Fiyatlar arttığı sürece borç alanların geri ödemede sorunu yok. 2007 Şubattan itibaren ev fiyatlarındaki düşüşle beraber kredilerde “geri ödememe” başlıyor. Kredi alan için gayet rasyonel. Örnek veriniz.

2007-2009 ABD-Global Krizi Default lar artınca bu kağıtları sigorta eden şirketler gerekli likiditeyi sağlayamıyor. Sonra bunu gören rating kuruluşları kağıtların rating ini düşürmeye başlıyor. Bu “toksik” kağıtları elinde çok bulunan bankalar ve mortgage kurumları iflas etmeye başlıyor: IKB (Almanya), Bear Stearns, American Home Mortgage Investment Corporation, Lehman Brothers (ABD). Ekim 2008 de hükümetler bir araya gelip bankaları kurtarmak için paketler açıyorlar. Nouriel Roubini ye göre kurtulmanın tek yolu bankaları geçici olarak tamamen millileştirmek.

2007-2009 ABD-Global Krizi Bankalar 2009 da kurtarılsa bile global dengesizlikler devam edecek. Gezen sermaye bu sefer nereyi vuracak? Dengesizliğin kaynağı: gelişmekte olan ülkeler hızlı büyümek istiyor, ihracat yapıyor. Bu malları alacak olan ülkeler cari açık, satanlar cari fazla veriyor. Bu bir zaman sonra düzeltilmesi gerekiyor. O yüzden bankacılığın daha fazla denetlenmesi gözetlenmesi asıl sorunu ortadan kaldırmayacak gibi. Belki de şu anki sistemde bazı ülkelerin büyüme oranları sürdürülemeyecek kadar yüksek.