CÜZZAM (LEPRA) Genellikle periferik sinirlerde, mukozada ve deride lezyonlar oluşturan, sadece insanda görülen, deri yolu ile bulaşan, kronik ve sosyal bir hastalıktır.
1. Etkeni Ve Kuluçka Süresi Etkeni mikobakteriyum lepra (Mycobacterium leprae) dır. Aside, alkole dirençli bir basildir. Hansen basili de denir. Basil antiseptiklere, kuruluğa dirençsizdir. Vücut dışında yaşayamaz. Sadece Armodillo adlı hayvanda patojendir. Tek kaynak hasta insanlardır. Kuluçka süresi oldukça uzundur. Bu süre 2-7 yıl olarak kabul edilir. 20 yıla kadar çıkabilir. Ortalama 2-3 yıldır.
2. Bulaşma Yolları Bulaşma şekli tam olarak bilinmemektedir. Tükürükle bulaşmayı çoğu bilim adamı kabul etmemektedir. Ancak farelere burundan lepra bulaştırılmıştır. Leprada bulaşma, lepra basilini taşıyan lezyonlu kişilerle aynı odayı veya yatağı paylaşma gibi uzun süre ve sıkı temasla olduğu kabul edilmiştir.
Basilin kanda bulunduğu dönemde kan ve organ nakli ile de bulaşabileceği sanılmaktadır. Plasenta yolu ile bulaşma söz konusu değildir. Leprada bulaşmanın 5 yaşın altında olacağı, ileri yaşlarda vücudun etkenle karşılaşarak bağışıklık kazanacağından, bulaşmanın olmayacağı kabul edilmektedir. Lepralı kişiyle evlenen sağlam kişide, lepralı bulunan evde yaşayan insanlarda lepra görülmemesi de bağışıklığa bağlanmaktadır. Hastalık olan ailedeki 6-7 çocuktan 1 veya 2 çocukta ileri yaşlarda hastalık ortaya çıkmaktadır
3. Belirtileri Lepranın en önemli belirtileri makül, papül, nodül, ülserler, his kaybı, dokularda artrofi (büzülme, küçülme) buna bağlı şekil bozukluklarıdır. Ayrıca his kaybına bağlı çarpmalardan oluşan yara ve yanıklar da sık görülür. Pembe, kabarık lekeler, (plaklar) his kaybı ile birlikte lepradan başka hiçbir hastalıkta görülmez. İrili ufaklı sertlikler (nodül) mor-pembe renktedir.
Diz ve dirsekteki skatrisler, fark edilemeyen yanıklar, boyun, dirsek, bacak ve ayak sinirlerindeki kalınlaşmalar sadece leprada görülür. Kaş dökülmesi, uzun süre burun tıkanması ve kanaması, ulnal sinir tutulması nedeniyle elin 4. ve 5. parmaklarının çekilmesi yine lepra için tipiktir. Kas erimesi nedeniyle, baş parmak ile işaret parmağın birbirine değdirilememesi de tipik bir belirtidir. Yüz felci, göz kanlanması, üst kesici dişlerin dökülmesi, el ve ayak bileğinin yukarı kaldırılamaması yine lepra belirtilerindendir.
4. Klinik Şekilleri Lepra, klinik ve diğer özelliklerine göre 4 sınıfa ayrılır. Tüberküloid lepra: Periferik sinirlere yerleşen basil, yüksek vücut direnci ile karşılaşırsa ancak ilk tutunduğu sinirlerde üreyebilir. Bağışıklık tam olmadığı zaman bu tip meydana gelir. Sinirlerde kalınlaşma ve ağrı, daha sonra kas erimesi ortaya çıkar. Isı, ağrı, temas, soğuk ve sıcak hisleri kaybolur. Deride makül, papül tarzda döküntüler görülür. Tedavi edilirse 5-6 yıl içinde iyileşir.
Bazen deride ilk belirti olarak, oval veya yuvarlak kenarlı, duyu kaybı olan, kuru ve etrafı net sınırlı, hafif kabarık plaklar görülür. Az olarak da burun mukozasında lezyonlar, kaşların dökülmesi ve gözde bozukluklar görülebilir. Bu lezyonlara leprid denir. Bu tipte basil bulunmaz, bulaşma olmaz, iç organlarda belirti yoktur. Lepranın hafif şeklidir.
b. İndetermine lepra: Tedavisi yarım kalmış tüberküloid lepralar, zamanla bu şekle dönüşür. Yüz, kol, bacak ve vücudun diğer bölgelerinde tüberküloid tipten daha belirgin açık bir renkte döküntüler görülür. Basil bulunmaz fakat hastalığın olduğunu gösteren test (mitsuda testi) pozitiftir. Diğer tiplerden birine geçer veya kendiliğinden iyileşir.
Lepranın Klinik Şekillerine Dönüşümü
c. Borderlayn lepra: Lepranın ara şeklidir c. Borderlayn lepra: Lepranın ara şeklidir. Vücut direnci düşük olursa lepramatöz tipe, yüksek olursa tüberküloid tipe dönüşür. Yani bağışıklık mobil ise lepra borderlayn tip görülür ve bağışıklığın durumuna göre borderlayn tüberküloid lepra veya borderlayn lepramatöz lepra tablolarına dönüşür. Borderlayn tipteki belirtiler, tüberküloid tipten şiddetli, lepramatöz tipten hafiftir. Borderlayn tipte lezyonlar asimetriktir. B. L. leprada lepromin testi negatiftir, B. T. leprada lepromin testi pozitiftir (bağışıklık vardır).
ç. Lepramatöz lepra: İnsanda bağışıklığın olmadığı durumlarda, basiller aşırı çoğalarak tüm vücuda dağılır. Buna maling (kötücül) lepra da denir. Tüm vücutta çok sayıda simetrik plak ve nodüller vardır. Yüz, el ve ayaklarda ödem, burun tıkanması ve akıntısı, kaş dökülmesi vardır. Burun akıntısında, lezyonlarda ve sağlam deride bol basil bulunur. Lepranın en ağır, öldürücü, bulaştırıcı şeklidir. Lepromin testi negatiftir. Nodüller pembe renkli, yüzde, alında, burunda daha fazladır. Bu nodüller kişide aslan yüzü görünümü meydana getirir.
Nodüller (leprom) kulak, el, kol ve bacaklarda da çok olur Nodüller (leprom) kulak, el, kol ve bacaklarda da çok olur. Bu tipte en çok papül, nodül ve gom bulunur. Ağız ve boğaz mukozaları da hastalığa iştirak eder. Ses kısıklığı, burun kanamaları görülebilir. İleri dönemlerde kaş, kirpik ve diğer vücut kılları dökülür. Lepramatöz lepra en çok deriyi tutar. Gözdeki lezyonlar görme bozukluğu ve körlük yapar. Burunda atrofi, delinme ve çökme meydana gelir ve yonca burun şekli ortaya çıkar. El ve parmaklardaki kas felçleri nedeniyle el düz bir şekil alır. Buna pençe el denir. Kaslarda erime sonucu ise kalıcı karakter kazanan şekil bozukluğu görülür. Buna düşük el denir.
A: Leprada Düşük Ayak, B: Leprada Pençe El, C: Leprada Düşük El
Lepramatöz lepra, zaman zaman ateşli dönemlerde akut alevlenmeler gösterir. Bunun sonunda nodüller ve ülserler görülebilir, yaralar ağrısızdır. Hastalık kronik olarak seyreder, tedavi edilmezse sonuç kötüdür. Ölüm veya ileri derecede organ bozuklukları görülür. Tedavi edilenler kapalı lepra haline gelir.
En çok lepramatöz leprada, daha az olarak borderlayn leprada, deri ve sinir reaksiyonları olabilir. Lepranın en tehlikeli yönü de budur. Reaksiyon, vücudun yabancı maddelere karşı gösterdiği bir tepkidir. Bu tepki kızarıklık, ateş, ağrı, ödem ve fonksiyon kaybı gibi belirtiler ile tedaviden önce ve tedavinin 6. ayında, hatta devam eden tedavilerde 2-3 yılda bir görülebilir. Bu reaksiyon önlenebilirse ve erken tedavi edilirse şekil ve cilt bozuklukları görülmez.
5. Hemşirelik Bakımı Ve Tedavisi Lepra tedavisinde en etkili ilâç sulfonlardır, ancak tedavi uzun süreceğinden, basiller bu ilâçlara direnç kazanmaktadır. Bu sebebiyle sulfonlarla birlikte rifamisin, klofazimin gibi ilâçlarda eklenerek ikili, üçlü tedaviler uygulanır. Hastaların beslenmesine önem verilir.
Lepra reaksiyon tedavisinde kortikosteroidler de kullanılabilir. Leprada tedaviye erken başlanırsa iyileşme hızlı olur, kalıcı arazlar olmaz veya az olur. Leprada tedavi oldukça uzun sürer. Tedavi indeterminant leprada iki yıl, tüberküloid leprada 5 yıl, bolderlayn leprada 10 yıl ve lepramatöz leprada ömür boyu sürer. Leprada tedavi çok yönlüdür. Şekil bozuklukları cerrahi tedavi ile giderilmeye çalışılırken, jimnastikle bunlara yardımcı olunur.
Hastalar meşgul edilerek, psikolojik durumları düzeltilmeye ve korunmaya çalışılır. Hastalara şefkatle bakmak ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak gerekir. Ayrıca yaraları sekonder enfeksiyonlardan korumak ve semptomatik tedavi oldukça önemlidir. Ülkemizde lepra tedavisi devlet tarafından ücretsiz olarak yapılmaktadır
Korunma Kesin teşhis konulan lepralılar, tedaviye alınır hastalık bildirimi yapılır, kaynak aranır, ancak kuluçka süresi uzun olduğundan 20 yıl önceye kadar ki öykünün alınması gerekir. Lepranın yaygın olduğu bölgelerde lepra taraması yapılır, basil bulunan lepralı hastaların, yakın temasta bulunduğu çocuklar ilâçla korunmaya alınır. Çocuklar lepramatöz lepralılarla sıkı temastan korunmalıdır. Yetişkinlerin korunmasına gerek yoktur. BCG aşısının bulaşmayı azalttığı tespit edilmiştir.
Bulaşıcı lepralılar, 1,5-2 aylık tedaviden sonra bulaştırıcı olmaktan çıkarlar. Sağlık eğitimi ile teşhis, tedavi ve korunmanın önemi anlatılır. 1985 yılında Brezilya'da lepra aşısı bulunup, 1987 yılında Melami ve Venezüella'da denenmeye başlamıştır. Halen günümüzde yaygın olarak kullanılamamaktadır.
7. Komplikasyonları Deride duyu kaybı nedeniyle travmaya bağlı yaralar ve lezyonların sekonder enfeksiyonları, sepsisler, skatris, felç ve artrofilere bağlı şekil bozuklukları görülür. Körlük, karaciğer ve testisin hastalığa tutulması nedeniyle erkeklerde kadınlaşma (cinekomasti), kısırlık, siroz, kemiklerde erime görülür. El parmaklarında tutma ve kavrama hareketleri kalkar. Ayaklardaki şekil bozukluğu nedeniyle önce topuk yere iner, yürüme güçleşir ve kişi yürürken düşer. Şekil bozukluğu ve çevresinde horlanması nedeniyle ruhsal rahatsızlıklar görülür. Ayrıca orşit, plörezi, nefrit, lenfadenit, nevrit, farenjit az da olsa görülen komplikasyonlarıdır.
8. Memleketimizdeki Durumu Eski çağlardan beri bilinen ve lanetlenen lepralı hastalar gerçek anlamda Selçuklular döneminde şefkatle bakılıp korunmaya başlanmıştır. Günümüzde WHO. tahminlerine göre dünyada 15-20 milyon lepralı bulunmakta ve bunların çoğu Afrika kıtasındadır. Ülkemizde özellikle Doğu Anadolu'da daha yaygın oluşu ve bu bölgedeki sağlık hizmetlerinin istenen düzeye çıkartılamamış olması, bu kayıtların sağlıklı olmadığı kanaatini yaygınlaştırmaktadır.
1986 yılı Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre 12 cüzam savaş dispanserinde, 147.074 hasta muayene edilmiş ve 67 yeni vaka bulunmuştur. Aynı yıl 138 kişi lepradan ölmüştür. 1991 yılında 379.440 muayenede 149 yeni vaka ve 3319 hasta kaydı, 2000 yılında ise 2592 hasta kaydı mevcuttur. (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü çalışmaları 1990-1991-1992)
Ülkemizde lepra hizmetleri; 40 ilde Lepra-Frengi Savaş Başkanlığı, 16 Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanseri, 12 Cüzam Savaş Dispanseri, 1941 yılında Elazığ'da kurulan 265 yataklı ilk Cüzam Hastanesi, Ankara ve İstanbul tıp fakültelerindeki 35 yataklı Deri Hastalıkları Kürsüleri ile Cüzam Savaş ve Araştırma dernekleri tarafından yürütülmektedir.
8. Lepranın Halk Sağlığı Yönünden Önemi Fazla öldürücü bir hastalık olmayan lepra, şekil bozukluğu, çirkinlik ve sakatlığa neden olmasından dolayı, ekzama ve şark çıbanı gibi bazı hastalıkların lepra sayılması ve heyecan arayan insanların abartmaları sonucu dünyada en çok korkulan hastalık olmuştur.
Lepralı hastalar kalelere zincirlenmiş, ıssız adalara gönderilmiş ve toplumdan uzaklaştırılmıştır. Bu korku ise günümüze kadar gelmiştir. 1940'lı yıllarda kesin tedavisi başlamış, çok zor bulaştığı ve kolay teşhis edilebilir duruma getirildiği halde, sağlık elemanları da dahil olmak üzere lepra korkusu yenilememiştir.
Bu gün artık lepranın teşhisi ve tedavisi kesin olarak yapılmaktadır. Lepra korkusunun ortadan kaldırılması için eğitici çalışmalar yapmak gerekmektedir. Lepralı kişi, hastalığını saklamakta çünkü aşağılanacağından, işinden kovulacağından ve toplum dışına itileceğinden korkmaktadır. Fakat lepralılarında bütün insanlar gibi sevgiye, güvene, hatta daha fazla ilgiye ihtiyacı vardır. Modern tıp bilimi, lepradan kaçmak bir yana 5 yaşından büyüklerin korunma tedbirleri almalarına dahi gerek kalmadığını açıklamaktadır.
Şu 4 noktayı önemle belirtmekte fayda vardır. * Lepra zor bulaşan bir hastalıktır, ancak hassas çocuklarda hastalık yapar. * Teşhisi kolay, hem klinik hem de Lâboratuvar bulguları ile kolayca tanınır ve kesin teşhis konur. * Kesin tedavisi vardır. * Lepra konusunun yenilmesinde doktor, hemşire ve ebelere önemli görevler düşmektedir. Lepradan korkup kaçmak, hastalıktan kurtulmak değil ona teslim olmaktır. Oysa erken teşhis ve tedavi lepradan kurtulmak ve sağlıklı yaşamaktır.
Lepra
Lepra
Leprada Aslan yüz
leprada ayak deformasyon
Lepra (cüzzam) vakası Hasta 75 yaşında bir köyde yaşıyor. ilk belirtiler yaklaşık 30 yaşında halsizlik, gözde ağrı, vücutta kızarıklık ve kaşlarda dökülme şeklinde başlamış, sonra el ve ayaklarda his kaybı olmuş. Sonra el ve ayaklarda yaralar oluşmuş, bir ayağı gangrenden dolayı bileğinden kesilmiş. Tedaviye hastalık başladıktan beş yıl sonra başlanıp on yıl sürmüş. Görme kaybı var, işitme de şikâyeti yok, ellerinde kavrama hareketi oldukça az, bir elinde üç parmak yok, diğer el pençe el şeklinde.
Ailede üç kardeşler, ailede ve köyde bilinen lepra hastası yok, kaynak bilinmiyor. Kendi evinde odasını ayırmış, hastalık hakkında bilgili, hastalık süresinde günlük tutmuş. Vaktini okuyarak ve çeşitli kitaplar yazarak geçirmiş (2004). Bu bilgiler öğrencimiz Filiz ÖZCAN tarafından kişi ile görüşülerek toplanmıştır (öğrencimize teşekkür ederim). Bir yıl sonra hastanın ölüm haberi gelmiştir. Mustafa KURBAN
LEPRA VAKASI
LEPRA VAKASI
LEPRA VAKASI
LEPRA VAKASI SOL AYAKTA DEMORFASYON