JEROME BRUNER ‘İN ÖĞRENME KURAMI Esin Köycü
Önemli noktalar: Bilişsel gelişim, tepkilerin uyarıcıdan bağımsız hale gelmesidir. Gelişim, bilgiyi işleme süreci ve depolama sisteminin gelişimine bağlıdır. Bilişsel gelişim, bireyin kendisine ve başkalarına ne yaptığını ve ne yapacağını artan bir kapasiteyle açıklamasıdır. Bilişsel gelişim için sistemli bir öğretici –öğrenici etkileşimi gereklidir. Bilişsel gelişimde dil önemli bir anahtardır. Bilişsel gelişim bir çok seçenekle baş etme yeteneğinde artıştır.
Bruner, bilişsel gelişimi 3 aşamaya ayırmıştır: 1-Eylemsel dönem 2-İmgesel dönem 3-Sembolik dönem EYLEMSEL DÖNEM: Çocuk bu dönemde çevreyi eylemlerle anlar;çevresindeki nesnelerle ilgili yaşantıyı onlara dokunarak, vurarak,ısırarak,hareket ettirerek kazanır. Onlar için nesneler bazı eylemler yaptıkları şeylerdir. Örneğin; kaşık, yemek yediği ; bisiklet, bindiği birer nesnedir. İMGESEL DÖNEM: Bu dönemde bilgi, imgelerle taşınmaktadır. Görsel bellek gelişmiştir. Herhangi bir nesneyi, olayı görmeden de resmedebilirler. Örneğin; bir ev resmini göremeden çizebilir. SEMBOLİK DÖNEM: Bu dönemde etkinlik ya da algının anlamını açıklayan sembolleri kullanır. Dil, mantık, matematik, müzik vb. alanların sembollerini kullanarak iletişim kurabilirler.
Batı dünyasında Jerome Bruner, Eğitim Süreci (The Process of Education-1961) ve Bir Eğitim Kuramına Doğru (Toward a Theory of Instruction-1966) adlı kitaplarıyla program geliştirmede disiplin yaklaşımını savunanların öncüsü konumunda olmuştur.
3-Kavramın özellikleri 4-Kavramın önemi. 5-Kavram örnekler Fen öğretiminde kavram öğretimi ve buluş yoluyla öğretim ile iki önemli katkı sağlayan Bruner, kavram öğretimi sürecinde kavramın adı, kavramın tanımı, kavramın özellikleri ve kavramla ilgili örnekler adımlarının izlenmesi gerektiğini savunur. Ona göre, öğrenciler şu sırayı izleyerek kavramları sınıflandırırlar ve daha kolay öğrenirler. 1-Kavramın adı 2-Kavramın tanımı. 3-Kavramın özellikleri 4-Kavramın önemi. 5-Kavram örnekler
Bruner de, Piaget gibi, öğrenmeyi aktif bir süreç olarak görmektedir. Ona göre öğrencinin öğrenmeye aktif katılımı ancak buluş yoluyla öğretim ile mümkündür. Ham veri üzerinde çalışan öğrenci, kanıtı değerlendirir, olasılıkları ölçer, sonuçları çıkarır. Bu tarz öğrenmeye ‘’buluş yöntemi ile öğrenme’’ de denilmektedir.
Bruner’e göre, fizik öğrenen bir okul çocuğu bir fizikçidir Bruner’e göre, fizik öğrenen bir okul çocuğu bir fizikçidir. Gerçekte bir fizikçi gibi davranarak fizik öğrenme onun için oldukça kolay olacaktır. Fizik dersinde öğrenci radyo sinyallerinin iletişimini bulmak zorunda değildir. Ondan istenen öğretmenin yönlendirici sorularıyla radyo sinyallerinin arkasındaki temel ilkeleri keşfetmesidir. Buradaki öğrenme, kitaptaki radyo konusunu ezberlemekten iyidir.
‘’ Eğitim Süreci’’ adlı kitapta Bruner’ in hipotezi şudur: ‘’….ister bilginin sınırında olsun ister 3. Sınıfta; entelektüel etkinlik, her yerde aynıdır. Masasında ve laboratuvarında bilim adamı her ne yapıyorsa, böyle bir etkinlikle uğraşan kişinin benzer bir düzen içinde çalışması gerekir. Bu şekilde uğraşılan disiplin ilgili doğru anlayışa ulaştırabilir. Bilim adamı ile okul çocuğunun etkinliği arasındaki farklılık etkinliğin türünde olmayıp derecesindedir’’.
Bruner, buluş yoluyla öğretimin öğrencilerin zihinsel gelişmişlik düzeylerine göre üç şekilde uygulanabileceğini savunur. Bunlar; 1-Bağımlı buluş yoluyla öğretim 2-Yarı serbest buluş yoluyla öğretim 3-Serbest buluş yoluyla öğretim
*Bağımlı Buluş Yoluyla Öğretim: bu öğretimde öğretmen, problem ve çözüm için uygulanacak metotları verir fakat çözümü öğrenciye bırakır. *Yarı Serbest Buluş Yoluyla Öğretim: B u öğretimde öğretmen, sadece problem durumunu ortaya koyar, çözüm için kullanılacak yöntemleri ve çözümü öğrencilere bırakır. *Serbest Buluş Yoluyla Öğretim: Öğretmen ne problemin belirlenmesine ne de çözüm için kullanılacak metotlara ve çözüme katkıda bulunur.Problemi, çözüm yollarını ve çözümü bulma öğrenciye bırakılmıştır.
BRUNER’İN EĞİTİME İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ * Eğitimciler, çocukların bilişsel gelişim düzeylerini tanımalıdırlar. *Çocukların öğrenmesini sağlamak için özellikle okul öncesi ve ilköğretimin ilk yılların da somut nesnelerle , materyallerle, olaylarla çalışması sağlanmalıdır.
*Öğretim, bilişsel süreçlerin aşamalarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. *Öğretimde yakından uzağa ilkesi kullanılmalıdır. *Çocuğun kazanacağı yeni yaşantılar, eski yaşantılara uygun olmalıdır. *Çocukların kendi hızlarıyla öğrenmelerine olanak verilmelidir. *Öğretmenler, öğrenmenin sosyal yanını göz ardı etmemelidirler.
Çocuğun diğer çocuklarla etkileşimi bilişsel gelişimini besler Çocuğun diğer çocuklarla etkileşimi bilişsel gelişimini besler. Bu nedenle öğretme-öğrenme ortamı öğrencilerin birbirinin sırtını görecek şekilde düzenlenmekten vazgeçilmeli, kolayca hareket edecekleri, birbirleriyle, öğretmenle ve diğer yetişkinlerle, araç-gereçlerle etkileşimde bulunacakları şekilde çok boyutlu olarak düzenlenmelidir. ESİN KÖYCÜ
KAYNAKÇA 1-Senemoğlu, Nuray.2005,Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Gazi kitabevi, Ankara 2-Fen Öğretimi Ders Notları , KTÜ , Fatih Eğitim Fakültesi, Trabzon, 2004 3-http://www.gençbilim.com 4-http://www.fen eğitimi.com/ogr%20teori/bruner/teori.htm 5-Fen öğretiminde öğrenme teorileri ve teknolojik destekli yapılandırıcı öğrenme-Yrd.Doç.Dr.Haluk ÖZMEN, KTÜ, Fatih Eğt.Fak.İlk.Böl., Trabzon.