BÖLÜM 4 BEBEKLİKTE FİZİKSEL GELİŞİM
C) Duyusal ve Algısal Gelişim Duyu ve algı nasıl gelişir? Yenidoğan bir bebek görebilir mi? Öyleyse ne algılar? Öbür duyularda (işitme, koklama, tatma ve dokunma ) durum nasıldır? Yenidoğanda bunlar neye benzer ve nasıl gelişir? Görüş ve duyuş gibi iki şekilde gelen verileri bir araya getirebilir mi? Bunlar bu bölümde araştıracağımız gizemli, karmaşık, merak uyandıran sorular arasındadır.
a) Duyu Ve Algı Nedir ? Duyu, duyu alıcıları ile bilginin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Algı duyunun yorumudur.
Algılama, hissedilenlerin yorumlanmasıdır Algılama, hissedilenlerin yorumlanmasıdır. Kulakla temas eden hava dalgaları, örneğin gürültü veya müzikal ses olarak yorumlanabilir. Gözün retinasına taşınan fiziki enerji, algılanışa göre belirli bir renk, kalıp veya şekil olarak yorumlanır.
b) Çevresel Bakış Gibson’ın çevresel görüşüne göre, çevremizde mevcut verileri doğrudan algılarız. Görüş çevresel olarak isimlendirilmiştir, çünkü, algılayanın dünyasında mevcut ve kullanılabilir bilgi algısal yetenekle bağıntılıdır.
Ekolojik Bakış: Algılama fonksiyonlarına çevre ile ilgili organizmaları ve artan uyumu içeren bakış. Sağlayıcılık: İşlevsel aktiviteleri yerine getirme yeteneğimizle uyumlu, nesneler tarafından sunulmuş etkileşim için fırsatlar. Alışma: Uyarıcının tekrar tekrar verilmesinden sonra uyarıcıya tepkiselliğin azalması.
Görsel Tercih Yöntemi: Çocukların farklı dürtülerle bulunuş sürelerinin uzunluğunu ölçerek bir dürtüden diğerini ayırt edip edemediğini tayin eden bir yöntemdir. Alışmanın Kaybolması: Uyarımda bir değişiklikten sonra alıştırılmış bir tepkinin yeniden düzenlenmesi.
Yenidoğan nasıl görür? Bebekte görsel algılama nasıl gelişir? c) Görsel Algı Yenidoğan nasıl görür? Bebekte görsel algılama nasıl gelişir? Görsel Keskinlik ve İnsan Yüzü Renk Görüşü Algısal Süreklilik Boyut sürekliliği
Şekil sürekliliği Saklı Nesnelerin Algılanması Derinlik Algılaması
Boyut Sürekliliği: Bir nesneye yakınlaşsanız da uzaklaşsanız da nesnenin retinal imajının değişmesine rağmen tanınmasının aynı kalması. Şekil Sürekliliği: Bir nesnenin bize olan yönü değişse bile nesnenin şeklinin kabulünün aynı kalması.
d) Diğer Duyular Görme yanında diğer duyu sistemleri de bebeklikte gelişir. İşitme, dokunma ve ağrı, koklama ve tatmadaki gelişmeyi inceleyeceğiz.
İşitme, hamileliğin son iki ayında fetüs annesinin rahminde rahatça barınırken annesinin sesi, müzik ve diğerleri gibi sesleri işitebilir Bebeklikte işitmede ne tür değişiklikler ortaya çıkar? Bunlar sesin yüksekliği, perdesi, yerini algılamayı kapsar.
Dokunma ve Ağrı: Bebekler dokunmaya tepki verir mi. Ağrı duyarlar mı Dokunma ve Ağrı: Bebekler dokunmaya tepki verir mi? Ağrı duyarlar mı? Yenidoğanlar dokunmaya kesinlikle tepki verir. Yanağa bir dokunuş başın çevrilmesine sebep olur; dudağa dokunuş emme hareketi başlatır. Koklama: Yenidoğanlar kokuları ayırabilirler.
Tad: Tad duyusu doğumdan önce bile bulunabilir (Doty & Shah, 2008) Doğması yakın fetüsün amniyotik sıvısına sakarin eklendiğinde ağız hareketleri artmıştır (Wind, 1940). Bir araştırmada 2 saatlik bebekler bile şekerli, acı veya ekşi yiyecekler tattırıldığında değişik yüz ifadeleri göstermiştir
e) Duyulararası Algılama Yeni doğmuş bebeklerde erken, araştırmacı intermodal formdaki algı –iki veya daha çok duyu yoluyla gelen bilgilerin birbiriyle ilişkilendirilmesi—mevcuttur ve bu hayatın ilk yılında daha da keskinleşir.
İntermodal Algı: İki veya daha fazla duyu alıcısından gelen bilginin görme ve işitmedeki gibi kaynaştırılıp iletilme becerisidir.
f) Kalıtım, Yetiştirilme Ve Algısal Gelişim Bu bölümün sonuna geldiğimizde, önemli konu olan algısal-motor eşleştirmesine dönüyoruz. Algılama ve yapmanın ayırt edilmesi psikolojide bir onurluzaman geleneği haline gelmiştir. Algısal ve motor gelişim alanındaki bir kısım uzmanlar bu ayırt etmenin anlamlılığını sorgularlar
Algı ve davranış çocuk gelişiminde nasıl birleşirler?