PSİKOLOJİNİN ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Her değişim bir fark yaratmaktadır. Bilim de farkın peşindedir. Bilim adamı, Bu farkı doğuran temel neden nedir? Ya da bu konuda farkı nasıl yaratabilirim? Bu fark ne kadar anlamlıdır?” gibi soruları cevaplamaya çalışır. Bilimi neden-sonuç ilişkisini betimleme uğraşısı olarak da tanımlayabiliriz.
Her bilim dalı, alanı ile ilgili sorunlarını betimlemek, açıklamak, yordamak ve kontrol edebilmek için; kişisel kanaatleri değil, bilimsel yöntemleri kullanarak bilgi toplar ve bu bilgileri bilimsel teknikler kullanarak değerlendirir. Yöntem, her hangi bir işin yapılmasında veya bir sorunun çözümünde izlenmesi gereken en kısa, en uygun, en emin, en ekonomik ve en doğru yol ya da stratejidir. Bilimsel yöntem, belli bir konu ile ilgili toplanan veriler üzerinde gelişi güzel değil bir sistem içinde yapılan ve o konuda yeterli eğitim almış herkesin tekrar edebileceği düzeyde sınırlılıkları belirlenmiş nesnel, verilere dayalı ve düzenli bir çalışmadır. Bilim alanının özellikleri birbirinden farklı olduğundan; aynı adlı bir yöntem tüm bilim dallarında aynı nitelikte ve aynı yoğunlukta kullanılamamaktadır.
Gözlem Hemen hemen bütün bilimlerce kullanılmakta olan en eski yöntemdir. Olayları, oluşumları ve uyum etkinlikleri içinde, etkide ve katkıda bulunmadan, olayın belirgin ve ayırt edici özelliklerini belirlemek için izlemeye gözlem denilmektedir. Gözlem: a) Doğal gözlem: insanların evde, okulda, işyerinde kendiliğinden yapılan davranışları etkide bulunmadan izlemek. b) Sistematik ya da kontrollü gözlem: davranışların belli koşullar altında ve belli formatları dikkate alarak izlenmek.
Psikoloji alanında doğal gözlem önemli bir yöntem olmasına rağmen, a) Yapılan çalışmanın aynen tekrarlanma olasılığının olmadığı, b) Gözlem yapanların sübjektifliği dikkate alındığında bu yöntemle toplanan bilgileri temel alarak genel sonuçlar çıkarmada dikkatli olmak gerekir. Doğal gözlemin bazı yetersizliklerini kısmen ortadan kaldıran yöntemlerden biri de, sistematik gözlemdir. Sistematik gözlemde işin içine anket, test, envanter gibi ölçme araçları girerek gözlem yapılandırılır.
Görüşme Görüşme, yüz yüze gelen iki veya daha fazla birey tarafından belli bir amaçla sözel ve sözel olmayan iletişim tekniklerini kullanarak yaratılan bir etkileşimdir. Görüşme, önceden belirlenmiş bir amacı, yeri ve zamanı olan, belli bir düzen ve bütünlük içinde sürdürülen planlı bir etkinliktir. Bireyin çeşitli nitelikleri hakkında bilgi toplamaya yarayan bir araç, aynı zamanda psikolojik yardım vermeye yarayan bir süreç olan yapıtlı görüşme, sistematik bir gözlemdir.
Testler ve Envanterler Belli davranış ve durumları veya bu davranış ve durumlarla ilgili özellikleri ölçmede kullanılan araçlardır. Testler yoluyla toplanan verileri bilimsel çalışmalarda kullanılabilmesi için a) Test ve envanterin belli ( güvenirlik, geçerlilik, objektiflik, kullanışlılık, objektiflik vb.) teknik özellikler sahip olması, b) Uygulayıcının bu konuda eğitimli olması gerekir.
Anketler Bilgi toplamak amacıyla kullanılan tekniklerin ve araçların yanında bir de anket kullanılmaktadır. Anketler test veya envanter değildir. Testler bir özelliğin niteliğini, anketler ise niceliğini belirlemek için kullanılır. Bir çalışma grubuna alınanların yaşı, cinsiyeti, medeni hali, öğrenim düzeyi gibi özellikleri anketler aracılığıyla belirlenirken; bu özelliklere bağlı nitelikler ise testler yoluyla belirlenebilir
Deney Koşulları araştırmacı tarafından belli bir düzene konularak yapılan incelemedir. Deneyi oluşturan tüm koşullara, deneyin değişkenleri denilmektedir. Bir deneyde en az iki değişken olmalıdır. Değişkenleri, araştırmadaki özelliklerine göre; a) bağımsız değişken (neden) b) bağımlı değişken (sonuç) olmak üzere iki grupta toplayabiliriz.
Deneyde gözlenen sonucu, bağımsız değişkenlerin dışında başka değişkenler de etkileyebilir. Deneyin düzenlenmesi aşamasında deneyci bu değişkenleri kontrol altına alır. Bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerinde etkili olup olmadığını, etkiliyse ne düzeyde etkili olduğunu, bu etkinin bağımlı değişkenin dışında doğal gelişim sonucu olup olmadığını belirleyebilmek için, çalışma grubu ikiye ayrılarak biri deney, diğeri kontrol grubu olmak üzere iki grup oluşturulur.
İstatistiksel Teknikler Bilimsel araştırma ve incelemelerden elde edilen veriler, sayı ya da semboller şeklindedir. Bu veriler, mevcut durumları ile ne anlam ifade ettiği belli olmayan ham bilgilerdir, bilimsel birer bilgi değildirler. Bunlara dayalı olarak geçerli sonuçlar çıkarabilmek için, verilerin bazı istatistiksel işlemlerden geçirilmesi gerekir. Psikoloji alanında kullanılan istatistiksel tekniklerin başında, farkların önem derecesi ve korelasyon tekniğini sayabiliriz.
yüksek orta düşük düşük orta yüksek -1 .09 .08 .07 .06 .05 .04 .03 .02 .01 0 .01 .02 .03 .04 .05 .06 .07 .08 .09 +1 yüksek orta düşük düşük orta yüksek yok
r=+
r= -
- r=0
Araştırma Yöntemlerini Kullanırken Dikkate Alınması Gereken İlkeler Araştırmada kullanılacak yöntemler seçilirken; a) konuya uygunluğu, b) çalışma grubu olarak seçilen insanın onurunu incitmemeye, c) tüm canlıların haklarına saygılı olmaya özen gösterilmelidir. d) deneğin yazılı olurunun alınması, e) varsa deneyin riskleri ile olumsuz etkilerinin önceden açıklanması gerekir.
d) hayvanlar içinde acı, zorluk veya yalnızlık yaşatılmaması gerekir. Anlaşılıyor ki araştırma, denekleri duygusal ve fiziksel açıdan örseleyici olmamalıdır. Deneğin olurunun alınması, onlara amaçların açıklanması ve kullanılacak yöntem hakkında doğru bilgi verilmesi yerinde olacaktır. Bir yöntemle elde edilen verilere dayanarak güvenilir sonuçlara ulaşılamayacağı, birbirlerini destekleyen araştırma sonuçlarına ulaşmadan da sağlıklı genellemeler yapılamayacağı unutulmamalıdır.
Bir araştırma ile ede edilen veriler, yordama yapmak, neden-sonuç ilişkisini açıklamak için yeterli değildir. Neden-sonuç ilişkisini açıklayabilmek için, diğer yöntemlerle toplanacak verilere de gereksinim duyulmaktadır. Genelleme yapabilmek için, seçilen çalışma grubunun yani, örneklemin, problem evrenini doğru yansıtması gerekir. Genellemenin sınırlılıkları açıkça belirtmelidir. Psikoloji alanında araştırma yapan bilim adamının, “insanın, değişmekte olan dünyanın değişmekte olan bir parçası olduğu” gerçeğini kesinlikle göz ardı etmemesi gerekir. Psikoloji alanında yapılan araştırmaların, bireysel farklılıkların ve insan deneyiminin çeşitliliğini göz ardı etmeyecek bir yaklaşım içinde yapılması gerekir.