SUÇ GEL İ R İ,SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA VE MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ (FATF) MAYIS 2011
Yasadışı uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılı ğ ı, insan ticareti gibi organize bir şekilde ve uluslararası boyutta işlenen suçlarda son yıllarda önemli ölçüde artış meydana gelmiştir. Bu artışa paralel olarak söz konusu suçlarla mücadele büyük önem kazanmıştır. Klasik yöntemlerle ve sadece ulusal düzeyde yapılan mücadeleler bu suçların önlenmesinde yeterli sonuçlar vermemektedir. Bunun üzerine uluslararası düzeyde etkin mücadele için bu suçlardan elde edilen gelirlerin yasal sisteme meşru bir gelir görüntüsü içinde sokulmasının önüne geçilmesi amacıyla aklama ile mücadele önlemleri gündeme gelmiştir. SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA MABEB Mayıs 2011
Bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilen malvarlı ğ ı de ğ erleri “suç geliri” (proceeds of crime) veya “kara para” (dirty money) olarak adlandırılmaktadır. Suç gelirinin, bu gelire kaynaklık eden ve öncül suç (predicate offence) olarak isimlendirilen suçtan uzaklaştırılarak çeşitli işlemlerle yasal yollardan elde edilmiş gelir görüntüsü kazandırılmasına ise aklama (laundering) denilmektedir. Aklama teriminin yazılı basında ilk kez Watergate skandalını bildiren gazetelerde 1973 yılında yer aldı ğ ı belirtilmektedir SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA MABEB Mayıs 2011
SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılı ğ ı, insan ticareti gibi pek çok yasadışı faaliyette bulunanlar arasında en çok tercih edilen de ğ işim aracı nakit paradır. Suçlular için bu paranın kökeninin gizlenmesi suretiyle bir taraftan suçtan uzaklaşılması, di ğ er taraftan suç gelirinin müsaderesinin önüne geçilerek yasal bir görüntü altında kolay bir şekilde kullanılabilir olması zorunlu bir ihtiyaçtır. Aklama, suçlular için zorunlu olan bu ihtiyacın ortaya çıkardı ğ ı bir faaliyettir. MABEB Mayıs 2011
SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA Karapara aklama faaliyeti, özellikle gelir getirici yasadışı faaliyetlerde bulunanların veya bunlarla ilişki içinde olanların yaşam kayna ğ ıdır. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir tahmine göre bir yılda aklanan karapara miktarı 1,5 trilyon dolar civarındadır. IMF bu rakamı son yıllar için 2 trilyon dolar olarak tahmin etmektedir. Aklama ile mücadelede güdülen amaç ise, suçluların suç gelirlerinden mahrum kılınması suretiyle, öncül suçların işlenmesini cazip olmaktan çıkarmaktır. MABEB Mayıs 2011
SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA SUÇ GEL İ R İ VE SUÇ GEL İ R İ N İ AKLAMA Globalleşme ile birlikte suçlar ve suç örgütleri de uluslararası nitelik kazanmıştır. Bilişim teknolojisindeki gelişmeler, suç gelirlerinin aklanmasını daha kolay, hızlı, düşük maliyetli bir faaliyet haline gelmiş, aklayıcılara pek çok yeni araç ve imkan sunmuştur. Globalleşme ve bilişim teknolojilerinin aklama açısından ortaya çıkardı ğ ı en önemli husus ise, aklama yöntemlerinin ülke sınırı tanımaz bir nitelik kazanmasıdır. Tüm bunlar uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılı ğ ı, insan ticareti gibi suçlar ve aklama suçu ile mücadelenin her bir ülkenin kendi sınırları içinde ayrı ayrı yürütülemeyece ğ ini, uluslararası işbirli ğ inin zorunlu oldu ğ unu göstermiştir. Bunun üzerine gerek öncül suçlar ve gerekse aklama ile mücadele için uluslararası işbirli ğ i ve ülke mevzuatlarının uyumlaştırılmasına yönelik uluslararası girişim ve anlaşmalar gündeme gelmiştir. MABEB Mayıs 2011
ULUSLARARASI MET İ NLER ve ULUSLAR ARASI STANDARTLAR TEMEL ULUSLARARASI MET İ NLER 1- Avrupa Konseyi’nin R(80)10 sayılı Tavsiye Kararı (Yasadışı Kaynaklı Fonların Saklanması ve Transferine ilişkin Önlemler Tavsiye Kararı) 2- Viyana Konvansiyonu – Kasım 1990 (Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakcılı ğ ına İ lişkin BM Sözleşmesi) 3- Strazburg Konvansiyonu – Eylül 1993 (Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması,Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına ilişkin sözleşme ) 4-Palermo Konvansiyonu – Aralık 2000 (Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı BM Sözleşmesı) ULUSLARARASI OLUŞUMLAR ve ULUSLARARASI STANDARTLAR 1- Mali Eylem Görev Gücü (40+9 Tavsiyesi ) 2- Egmont Mali İ stihbarat Birimleri Grubu 3- Avrupa Birli ğ i Direktifleri (3. Direktif 60/2005 ) 4- Basel Bankacılık Denetim Komitesi 5. Wolfsberg SGAÖ İ lkeleri 6. ABD Patriot Kanunu MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF Dünyada, suç gelirini aklama ile mücadele ilk olarak uyuşturucu kaynaklı suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine yönelik olarak başlamıştır. Zaman içinde suç örgütlerinin gelişen teknolojiden yararlanarak işledikleri suçlar da çeşitlenmiştir. Bu nedenle, G7 ülkeleri Devlet ve Hükümet Başkanlarının 1989 yılı Paris’teki toplantılarında suçlardan elde edilen gelirlerin aklanması ile ilgili olarak etkin mücadele için acil ve etkili adımlar atılması ihtiyacı oldu ğ una karar verilmiş ve bu ihtiyaca cevap olarak da Mali Eylem Görev Gücü (FATF) oluşturulmuştur MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF FATF, SUÇ GEL İ RLER İ N İ N AKLANMASI VE TERÖR İ ZM İ N F İ NANSMANI İ LE MÜCADELE kapsamında ulusal ve uluslararası politika geliştiren ve ULUSLARARASI STANDARTLAR oluşturmayı amaç edinmiş hükümetler arası bir organizasyondur, dünyada otoritedir. FATF suç gelirlerinin aklanması ile mücadele için 1990 yılında tavsiye kararları yayınlamıştır yılında hazırlanan 40 tavsiye 1996 yılında revize edilmiştir yılında Amerika’da yaşanan 11 Eylül saldırıları sonrasında 40 tavsiyeye ek olarak TERÖR İ ZM İ N F İ NANSMANI KONUSUNDA ÖZEL TAVS İ YELER benimsenmiştir Yılında ise 40+9 Tavsiyenin Revizyonu yapılmıştır. MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF Bugün itibarıyle tüm dünya ülkelerinden uygulanması beklenen FATF’ın 40+9 tavsiyesi bulunmaktadır. FATF standartlarını 175’den fazla ülke ile İ MF, DÜNYA BANKASI gibi kuruluşlar uygulamaktadır. FATF’ın 34 Ülke ve 2 Bölgesel Kuruluş Olmak üzere 36 Üyesi bulunmaktadır. Türkiye 1991 yılında FATF’a üye olmuştur. FATF 40 tavsiyesi üç temel alan üzerine yo ğ unlaşmaktadır. 1) Ülkelerin yasal sistemlerinin aklama ile mücadele açısından güçlendirilmesi; 2) Finansal sistemin aklama ile mücadele konusundaki rolünün arttırılması ve 3) Uluslararası işbirli ğ inin geliştirilmesi. MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF 40+9 TAVS İ YES İ Yasal Sistemler kapsamında (T.1-3) ; ◦ Aklama Suçunun Kapsamı, ◦ Geçici Tedbirler ve Müsadere Finansal Kuruluşlarca ve Finansal Olmayan Mesleklerce Alınması Gereken Tedbirler kapsamında (T.4-25) ; ◦ Müşterinin Tanınması ve Kayıtların Saklanması ◦ Şüpheli İ şlem Bildirimi ve Uyumun Sa ğ lanması ◦ Aklama ve Terörizmin Finansmanını Engelleyecek Di ğ er Tedbirler, ◦ FATF Tavsiyelerini (yeterince) Uygulamayan Ülkelere Yönelik Alınacak Tedbirler, ◦ Düzenleme ve Denetim, Karapara Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele için Kurumsal ve Di ğ er Tedbirler kapsamında (T.26-34) ; ◦ Yetkili Otoriteler, Görev ve Kaynakları, ◦ Tüzel Kişilerin Şeffaflı ğ ı ve Bu Konudaki Düzenlemeler, Uluslararası İ şbirli ğ i (35-40) kapsamında; ◦ Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve Suçluların İ adesi, ◦ İ şbirli ğ inin Di ğ er Şekilleri MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF 40+9 TAVS İ YES İ Özel Tavsiyeler Tavsiye 1- BM Belgelerinin Onaylanması ve Yürürlü ğ e konması Tavsiye 2-Terörizmin, Terörist Eylemlerin ve Terör Örgütlerinin Finansmanının Suç Haline Getirilmesi Tavsiye 3 – Terörist Malvarlıklarının Dondurulması ve Müsaderesi Tavsiye 4 – Terörizmle ilgili Ş İ B Tavsiye 5- Uluslar arası İ şbirli ğ i Tavsiye 6 – Alternatif Havale Yöntemleri Tavsiye 7 - Elektronik Transferler Tavsiye 8 – Kar amacı Gütmeyen Kuruluşlar Tavsiye 9 – Kuryeler Aracılı ğ ıyla Para Nakli MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF 40+9 TAVS İ YES İ Suçla mücadelede en etkili yöntemlerden biri suçtan elde edilen gelirin izini sürmek ve böylece suçluları bu gelirlerden mahrum etmektir. Ancak bundan da önemlisi mali sistemlerin ve kurumların dürüst kalmasını sa ğ lamak, toplumun sisteme olan güvenini korumaktır. Bu amaçla yapılmaya çalışılan “yasal” mali piyasa ile "yasal olmayan" piyasa arasında güçlü barikatlar oluşturmak, yani kirli paranın yasal mali sisteme girişini engellemektir. Bu konuda ise FATF’ın Suç Gelirlerinin Aklanması mücadelesi kapsamında öne çıkan ve büyük önem arzeden tedbirleri : MÜŞTER İ N İ N TANINMASI, KAYIT TUTULMASI KAYITLARIN SAKLANMASI VE ŞÜPHEL İ B İ LD İ R İ M YÜKÜMLÜLÜKLER İ D İ R. MABEB Mayıs 2011
FATF, üye ülkeleri karapara aklama ve terörün finansmanının önlenmesi konusunda gösterdi ğ i gelişmeler bakımından periyodik olarak denetlemekte ve de ğ erlendirmektedir. Bu do ğ rultuda periyodik olarak de ğ erlendirilmeye tabi tutulan üye ülkelerin de ğ erlendirme raporları yılda 3 kez yapılan FATF Genel Kurullarında görüşülmektedir. FATF ayrıca, üyesi olmayan ülke veya bölgelerin aklama ve terörün finansmanı açısından risk unsuru teşkil etmemesi için bu ülke ve bölgeler de yakından izlenmektedir. İ şbirli ğ i yapmayan ülkeler ve bölgeler FATF Tarafından ilan edilmektedir. Tavsiyelere hiç uymayan veya yeterince uymayan ülkelerle ilgili olarak dünyadaki finansal kuruluşlara bildiri yayınlayarak duyurmaktadır. MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF MABEB Mayıs 2011
MAL İ EYLEM GÖREV GÜCÜ - FATF Ülkemiz de bu izlemeye 2007 yılında alınmış ve Şubat 2008’deki FATF Genel Kurul toplantısı sonrasında ülkemizle ilgili bildiri yayımlanmıştır. MABEB Mayıs 2011
Şubat 2007(ICRG)Uluslar arası İ şbirli ğ i ve Gözlem grubu(ICRG) toplantısında; “KKTC’nin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadele alanında ciddi eksiklikleri bulundu ğ u iddiasıyla FATF incelemesi başlatılması hususunda rapor hazırlanmıştır.” Şubat 2007FATF Genel Kurul Toplantısında “ICRG’nin raporu” kabul edilmiştir. Haziran 2007FATF Genel Kurul toplantısında ; “Karaparanın aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadele alanında EYLEM PLANI hazırlanması ve AB Komisyonu’nun KKTC’ye ‘iyiniyet misyonu’ çerçevesinde yardımcı olması kararlaştırılmıştır. MABEB Mayıs 2011 FATF SÜREC İ FATF SÜREC İ
Ekim 2007KKTC’nin ilk Hareket Planı FATF’a sunulmuştur. FATF Genel Kurul toplantısında ; İ lgi duyan ülkelerin KKTC’de devam eden çalışmalara destek verebilmesi yönünde karar çıkarılmıştır. Şubat 2008KKTC’nin ek Hareket Planı sunulmuştur. FATF Genel Kurulunda Bildiri (Public Statement) yayımlanması yönünde karar alınmış ve Başkanın imzasıyla bir ülkemiz hakkında bir Bildiri yayımlanmıştır. Haziran 2008KKTC’nin 2010 yılına kadar olan bir zaman dilimi için hazırlanan Eylem Planı Avrupa Komisyonu aracılı ğ ı ile FATF’a sunulmuştur. Ekim ayındaki Genel Kurul’a kadar kaydedilecek gelişmelerin beklenmesi amacıyla Şubat ayında yayımlanan bildirinin aynen bırakılmasına ve kaydedilen ilerlemenin ve yapılan çalışmaların memnuniyet verici oldu ğ u belirtilmiştir. Ayrıca, AB Komisyonu aracılı ğ ı ile Private Letter gönderilmesine karar verilmiştir. MABEB Mayıs 2011 FATF SÜREC İ FATF SÜREC İ
Ekim 2008FATF ülkeyle ilgili yeni bir bildiri yayınladı. Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Kuzey Kıbrıs’ta Karapara Aklama/Terörizmin Finansmanı ile Mücadele (AML/CFT) konularında yer alan zayıflıkların büyük ölçüde giderildi ğ ini ve bu alanda kat edilen kapsamlı gelişmelerin memnuniyetle karşılandı ğ ı duyurulmuştur. Mali Eylem Görev Gücünün Kuzey Kıbrıs’ı Kara para aklama /Terörizmin Finansmanı ile Mücadele (AML/CFT) sistemlerini geliştirmeye devam etmesi hususunda cesaretlendirmeye devam etmekte oldu ğ unu ve uygulamanın takibinin ise uygun mekanizmalar tarafından gerçekleştirilece ğ i bildirilmiştir. Şubat sonrasıFATF ülkelerle ilgili yayımladı ğ ı bildiride ülkemizle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamış ve bildiriden çıkarmıştır. MABEB Mayıs 2011 FATF SÜREC İ FATF SÜREC İ
FATF süreci ile ilgili ÜLKEM İ Z İ N GÖZET İ M İ mekanızması devam etmektedir. Görevlendirilen uzmanlar tarafından ülkemizdeki gelişmeler ve özellikle mevzuat uygulamaları takip edilmektedir. FATF Tavsiyelerine uygun olarak hazırlanan 4/2008 sayılı yasa ile FATF tavsiyelerinde öngörülen ve ülke de ğ erlendirmelerinde temel referans olarak alınan yasal ve idari yapı oluşturulmuştur. Ancak bugün itibarıyla oluşturulan yapının etkili bir şekilde çalışıp çalışmadı ğ ı, mevzuatın uygulanıp, uygulanmadı ğ ı izlenmektedir.
BÖLÜM SONU