KLASİK YÖNETİM ORGANİZASYON TEORİSİ Nurettİn KARAMAN Kazım ÇAM
Takdim Planı 1. Bilimsel Öncesi Dönem 2. Bilimsel Yönetim Dönemi 3. Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış 4. Klasik Organizasyon Teorisi 5. Sonuç
Yönetim kavramı bir asırdan uzun süredir geliştirilmekte olan bir kavram olup, ekonomik bir amaca dayalı olarak kurulan işletmelerin parasal, mekanik ve işgücünden meydana gelen kaynaklarının en uygun biçimde sevk ve idare edilmesini kapsamaktadır.
Yönetim bilimi 18.nci yüzyıl endüstri hareketiyle önem kazanmıştır. Bireylerin bir arada yaşamaya başlamalarıyla birlikte yönetim faaliyetine gerek duyulmuştur. Endüstri devriminin başlamasına kadar olan uzun geçmişi,“işletme kavramı öncesi devir” veya “bilimsel öncesi devir”şeklinde nitelendirmek mümkündür.
BİRİNCİ DÖNEM BİLİMSEL ÖNCESİ DÖNEM (1880’DEN ÖNCE)
Bilimsel Öncesi Dönem Bilimsel öncesi dönem insanlık tarihi kadar eskidir. Bu dönem bilimsel yönetim dönemine kadar devam etmiştir. Yönetimle ilgili bilgiler ve kayıtlar arasında Mısırlılar, eski Yunanlılar ve eski Romalılar’a rastlanmaktadır. Eski Mısırlıların geniş kütleleri yönetmek başarısı o zamanın tekniği ile hayret vericidir. Beslenme, barınma ve bir yerden diğer yere nakletme sorunları kolay başarılacak iş değildir.
Bilimsel Öncesi Dönem Bu dönemde, aynı işleri yapan sanatkarlar, loncaları oluşturdular. Loncalar, bugünkü esnaf ve sanatkar birliklerinin öncüleri olmuştur. Eski Mezopotamya kentlerinde işletme biçiminde kuruluşlara ve buralarda bireysel ve yönetim önderliğine rastlanmaktadır. Daha sonra Çin ve Roma’da yönetimle ilgili çalışmalar göze çarpar.
Bilimsel Öncesi Dönem Roma imparatorluğunda yönetsel sorunların çözümünde bugün yönetici diye bilinen önderler ortaya çıkmıştı. Romalılar kurdukları yönetim sistemleri ile hükümet örgütlerinin sayısı artmış, resmi denetim yöntemleri geliştirmeye başlamıştı. Roma’da kamu yönetiminde büyük gelişmeler olmuştu. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, insanlığın ihtiyaçları sonucunda yönetim biliminin temeli atılmaya başlanmıştır.
BİLİMSEL YÖNETİM DÖNEMİ İKİNCİ DÖNEM BİLİMSEL YÖNETİM DÖNEMİ (1880-1930)
Bilimsel Yönetim Dönemi Yönetim biliminde en önemli, dönemdir. Bu hareketi doğuran nedenler: 1. Teknik gelişmeler XVIII yüzyılın başlarında meydana gelmiştir. 1700-1785 yılları arasında İngiliz sanayi devrimi En büyük yenilik üretim metotlarında meydana gelmiştir. 18.nci yüzyıldaki buluşlar ile Avrupa’da iş hayatına ve toplumsal yapıya büyük değişiklikler getirmiştir.
Bilimsel Yönetim Dönemi 2. Uzmanlaşma konusundaki gelişmeler. Üretimin şekil değiştirmesi verimin artmasında etkili oldu. Bilimsel yönetim hareketinde diğer önemli nedenler organizasyona duyulan ihtiyaç ve mamullerin standartlaşmasıdır.
Bilimsel Yönetim Dönemi Yöneticini başarısında etkin olan organizasyonun uygun bir yapıda olması nasıl sağlanabilir? Bir organizasyon yapısının uygun olup olmadığı nasıl anlaşılabilir? Belirli bir işletme için uygun olan bir yapı başka bir işletme içinde uygun olabilir mi? Bir organizasyon içinde hangi süreçler işlemekte, hangi tür ilişkiler doğmaktadır? Organizasyonlar değişen çevre şartlarına nasıl uymakta, bu uyum hangi süreçleri gerektirmektedir?
Bilimsel Yönetim Dönemi Özellikle iletişim ve bilgi işleme teknolojilerindeki gelişmelerin organizasyonların yapı ve işleyişleri üzerindeki etkileri nelerdir? Sanayi toplumuna geçiş organizasyon yapılarını ne yönde değiştirmiş ve ne gibi yeni yapı ve modeller ortaya çıkmıştır? Bu ve benzeri sorular organizasyonlarla ilgili çalışmaların ana konularını oluşturmuş ve bu konularda çeşitli teoriler geliştirilmiştir.
Bilimsel Yönetim Dönemi Bu teori ve yaklaşımlar; a. Klasik (Geleneksel) Teori, b. Davranışsal (Neo Klasik) Teori, c. Sistem Yaklaşımı, ç. Durumsallık Yaklaşımı, d. Modern Sonrası ve Çağdaş Yaklaşımlar Olarak Kurumsallık Yaklaşımı, e. Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı, f. Organizasyonel Strateji Yaklaşımı ve Ekoloji Yaklaşımı’dır.
Bilimsel Yönetim Dönemi Organizasyonun Tanımı ve Anlamı: Organizasyon bir düzen veya düzenlemeyi ifade eder. Organizasyonu; İş ile iş, İş ile insan ve, (3)İnsan ile insan arasındaki ilişkilerdeki düzen ve düzenlemeler olarak görmek mümkündür.
Bilimsel Yönetim Dönemi Organizasyon dizaynı bir organizasyon yapısını oluşturan başlıca ilişkilerin şeklini, niteliğini ifade eder. ‘’Organizasyon belirli amaçlar doğrultusunda kişilerin gayretlerini birleştirdikleri yapılandırılmış bir süreçtir’’ ‘’Organizasyon bir yönetim fonksiyonudur.’’
Bilimsel Yönetim Dönemi ‘’Organizasyon insan-iş-teknoloji faktörlerini birleştiren bir sistemdir.’’ ‘’Organizasyon sosyal bir varlık, sosyal bir sistemdir.’’ ‘’Organizasyon bir işletmedeki işleri, mevkileri, iş görenleri ve aralarındaki otorite ve haberleşme ilişkilerini gösteren bir yapıdır.’’
Yönetimin Tanımı ve Unsurları Yönetim, bir kuruluşta hedefe ulaşma yolunda yapılan çalışmaların düzenlenmesidir. Yönetim, amaçlara yönelmiş, beşeri ve psiko sosyal özellikte bir süreçtir. İşletme yönetiminde yönetim,”üretim unsurlarının en verimli biçimde kullanılması ile ilgili çalışma ve uyumlu bir işbirliği sağlanması” olarak tanımlanır.
Yönetimin Tanımı ve Unsurları Amerikan yazarları üretim unsurlarını beşe ayırarak incelemekte ve yönetimi bu beş unsur içinde saymaktadır. Bu unsurlar: (1) İnsan, (2) Malzeme, (3) Makineler, (4) Para, (5) Yönetim (Sevk ve İdare) dir.
Yönetimin Tanımı ve Unsurları Yönetim ve organizasyon kavramları işi birden fazla kişinin yapmasından dolayı daima birlikte kullanılan kavramlar olmuştur. Yöneticiler belirli bir organizasyon içinde çalışır ve amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Yönetici organizasyon yapısını oluşturma işini verdiği kararlarla gerçekleştirmeye çalışarak yapı ve işleyişte gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Bu şekilde organizasyon yöneticinin amaçlarını gerçekleştirdiği bir çeşit oyun alanı olur.
Yönetimin Tanımı ve Unsurları Yönetici verdiği kararlarla organizasyonun yapı ve işleyişini etkiler. Bu açıdan da organizasyon, yöneticinin amaçlarını gerçekleştirmek, için kullandığı bir araçtır. Yönetici hem bilgi, yetenek ve becerilerini belirli amaçları gerçekleştirmek için içinde bulunacağı bu ortamdan etkilenecek hem de ortamı etkileyecektir.
Yönetim ve Organizasyon Teori ve Yaklaşımlarına Bakış Her organizasyon teori ve yaklaşımı organizasyonlara değişik bir açıdan bakışı temsil etmektedir. Değişik bakışların incelenmesi, yöneticilerin nerelerde ne tip sorunlarla karşılaşacaklarını belirlemelerine yardımcı olacaktır. Her organizasyonun temel amacı, organizasyonu oluşturan unsurların en etkin bir şekilde nasıl bir araya getirilebilecekleri ile ilgilidir. Ayrıca teoriler, organizasyonları anlamak ve incelemek için bir çeşit kalıp oluşturmaktadırlar.
KLASİK ORGANİZASYON TEORİSİNE GENEL BAKIŞ
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Organizasyonlarla ilgili teorilerden bir tanesi Klasik (Geleneksel) Yaklaşımdır. Üç yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar; a. Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, b. Yönetim İlkeleri Yaklaşımı, c. Bürokrasi Organizasyon Yaklaşımı’dır.
Kabul: İnsanlar Mantıklıdır Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Klasik Yaklaşım Kabul: İnsanlar Mantıklıdır Bilimsel Yönetim Frederic Taylor Gilbreth Henry Gannt Yönetim İlkeleri Henry Fayol Bilimsel Yönetim Max Weber
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Her yönetici beraber çalıştığı astları, üstleri, müşterileri, müşterileri ve tedarikçileri ile ilgili tahminlerde bulunur. Bununla ilgili bir kabul insanların ekonomik dürtülerle cevap vermeye istekli oluşlarıdır. Bu da onların hedeflerini gerçekleştirmek, en fazla ekonomik kazancı sağlamak için fırsatları göz önünde bulundurduğunu gösterir. Klasik yönetim teorileri bir ölçüde bu kabulleri yansıtır.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Klasik teori iki ana fikir etrafında toplanmıştır. 1.Rutin işlerin görülmesinde insan unsurunun makinelere ek olarak nasıl etkin bir şekilde kullanılabileceği, 2.Formal organizasyon yapısının oluşturulmasıdır. Taylor’un bilimsel yaklaşımı birinci fikri, Yönetim Süreci Yaklaşımı ile Bürokrasi Yaklaşımı da ikinci fikri ayrıntılı olarak ele almışlardır.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Klasik teori sürekli olarak açık ve seçik olarak belirlenmiş bir organizasyon yapısı ve otorite ilişkileri ile hangi ilkelere uyulması gerektiğini araştırmıştır. Bu yaklaşımlar en iyi bir organizasyon yapısı ve yönetim tarzı için uyulması gereken ilkeleri belirlemeye çalışmıştır. Bu ilkelere uyulduğu taktirde etkinlik ve verimliğin artacağı ileri sürülmüştür.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Klasik teoriyi oluşturan üç temel yaklaşımdaki ortak fikir ve amaçlar; a.Klasik teori, organizasyonlarda insan unsuru dışındaki faktörler üzerinde durmuştur: İnsan unsuru daima ikinci planda ele alınmıştır. Maddi faktörler düzenlendikten sonra insanın öngörülen doğrultu ve şekilde davranacağı-davranması gerektiği- varsayılmıştır. Bu yönü mekanik organizasyon yapıları olarak adlandırılan yapıları önermiştir.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış b.Rasyonellik ve mekanik süreçler klasik teorinin hareket noktaları olmuştur. Makine, insan,iş ilişkilerinde rasyonellik, ana hareket noktasıdır. İnsan unsuruna ilişkin faktörler incelenmemiştir. İnsanı kendine söyleneni yapan, pasif bir unsur olarak varsaymıştır.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış c.Klasik teori, esas itibarıyla kapalı sistem anlayışı ile organizasyonları ele almıştır. Bütün yaklaşımlar organizasyon içi dahili etkinliğin nasıl sağlanabileceği üzerinde durmuştur. Uyulması gereken ilkeleri evrensel kabul etmiş Dış çevre şartlarına ve organizasyonların değişen şartlara nasıl uyabilecekleri üzerinde durmamıştır.
Klasik Organizasyon Teorisine Genel Bakış Klasik teori her organizasyona bu ilkelerin uygulanmasını öngörmektedir. Organizasyon dizaynı sürecinin içerdiği hususlar: a.Amaçların belirlenmesi, b.Amaçlara ulaştıracak işlerin belirlenmesi, c.İşlerin bölümlenmesi, ç.İşlerin bir araya toplanması, d.Departmanların sağlanması, e.Departmanların hiyerarşik bir yapı birleştirilmesi.
KLASİK ORGANİZASYON TEORİSİ
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı 1900’lerin başlarında Frederic Winslow Taylor tarafından öncülüğü yapılmıştır. Taylor bilimsel yönetimin gelişmesinde büyük katkı sağlayan kişi ve bilimsel yönetimin babası olarak bilinir. Taylor çalıştığı işletmelerde en alt kademelerden en üst basamaklara kadar yönetim hiyerarşisinde görev yapmıştı.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı Birinci dünya savaşından önceki yıllarda Amerikan ekonomisindeki hızla büyümeye karşılık kullanılan üretim tekniklerinin bilimsel olmayışı görüşü Taylor’ı bu konuda araştırmaya sevk etmiştir. İşlerin dizayn ve yapılma şeklinin mühendislik açısından ve bilimsel olarak incelenmesinin ve yeniden düzenlenmesinin hem verimliliği artıracağına hem de işletme ve işçilerin bu yeni düzenden daha fazla pay elde edeceklerine inanmıştır.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı Taylor, Bethlehem Steel Company’deki deneyleri ile bu inancını uygulamaya aktarmıştır. 1911’de yayınlanan Bilimsel Yönetimin İlkeleri kitabı ile düşündüğü yönetim ve organizasyon anlayışının esaslarını açıklamıştır.
Taylor’ın Görüşleri 1.Verimsiz bir çalışma düzeni ve büyük israflar vardır. 2.İşçilerde fazla çaba göstererek çalışmalarının kendilerine bir çıkar sağlamayacağını bildikleri için az çalışıp yorulmadıkları, yani tembellik yaptıkları ölçüde kendilerini karlı zannediyor ve bu suretle işveren ile işçi çıkarları birbirine tamamen aksi bir duruma geliyordu. 3.İşçiler daha çok çalışır ve üretirlerse devamlı olarak çok çalışmak zorunda kalacaklardı. .
Taylor’ın Görüşleri 4.Taylor kaytarma azaltıldığı taktirde verimliliğin azalacağına inanıyordu 5.İşlerde standartlaşma olmadığı için işçiler işlerini kendi bildikleri gibi yapmaktadırlar. 6.İşçilerin ise alınmasında yetenek, bilgi ve kapasiteleri dikkate alınmamaktadır. 7.Yönetimi ile işçilerin yapacakları işler birbirine karıştırılmaktadır.
Taylor’ın Görüşleri Taylor’a göre yönetimin amacı işçinin daha iyi çalışmasını sağlama ve sistematik kaytarmayı azaltmak için; Ücretleri artırmak, Bilimsel yönetim uygulaması ile üretim maliyetlerini azaltmaktır. Bu amaca ulaşmak için bilimsel araştırma metotları, tecrübelere dayalı ilkeler ve standartlar saptayarak üretim faaliyetlerinin denetimini saptamaktır.
Taylor’ın Görüşleri İşçilerin dikkatli bir şekilde seçilmesi en yüksek kapasitenin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Seçilen işçilerin bilimsel metotlarla eğitilmesi sonucu istenilen performansı gösterilebilir. Dostça bir atmosferin yaratılması sonucu diğer ilkelerin uygulanmasını sağlayacak psikolojik bir ortamın yaratılmasına yol açacaktır.
Taylor’ın Görüşleri Taylor beş alanda önerilerde bulunmuştur. 1.Standartlaştırma, 2.Hareket ve zaman etüdü, 3.Sistematik seçim ve eğitim, 4.Parça başı ücret sistemi, 5.Fonksiyonel ustabaşılık.
Taylor’ın İlkeleri Üç ana ilkesi vardır 1.Bir iş en verimli şekilde yapılmak isteniyorsa, eski alışılmış usulleri bir kenara bırakarak yeni yöntem geliştirmeye çalışılmalıdır. Bunun için üç ila beş yıllık bir zaman gerekebilir. 2.İşi en iyi şekilde yapabilmesi için iş göreni özendirmelidir. 3.Tecrübeli ustabaşılar kullanmalı, bilimsel yöntemlere aykırı hareket edenler cezalandırılmalıdır.
Taylor’ın İlkeleri Başka bir kaynakta ise Taylorizm’in ilkeleri; 1.Gelişigüzel çalışma değil bilimsel çalışma düzeni, 2.Başıbozukluk değil ahenk ve koordinasyon, 3.Kişisellik değil yardımlaşma, 4.Düşük verim değil maksimum çıktı, 5.Herkesin mümkün olan en yüksek verimlilik düzeyine çıkarılması için eğitim şeklinde ifade edilmiştir.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımına Katkıda Bulunan Diğer Düşünürler ve Görüşleri
Henry L. Gantt Gantt Taylor’ın çağdaşı, takipçisi ve en yakın meslektaşlarından biridir. Taylor işin organizasyonu üzerinde dururken Gantt işi yapan kişinin dikkate alınmasını önermiştir. Gantt mevcut yönetim uygulamalarına karşı çıkmış işçi psikolojisi ve moral kavramı üzerinde durarak önderlik ve motivasyon kavramlarının önemini vurgulamıştır. Verimlilikte güdülemenin öneminin her şeyin üzerinde olduğu konusunda ısrar etmiştir.
Henry L. Gantt Gantt Taylor’ın parça başı ücret sistemini işletme içinde işbirliği sağlayacağına inanmıyordu. Geliştirdiği yeni ücret sistemine “Gantt görev ve prim sistemi” ismini vermişti. Taylor’ın parça başı sisteminden farklı yanı Gantt’ın bir ödül sistemini düşünmesiydi.
Henry L. Gantt Taylor üstün başarı gösteren her işçiye fazla ödeme yapılmasını, Gantt ise her işçiye belirli bir ücreti hak olarak ödemek ve fazla çaba harcayana ödül düşünmekteydi. Gantt’ın konuya insancıl açıdan bakması işçi ve ustabaşı ilişkilerini değerlendirmesi sonucunu yarattı. Gantt verimlilikte güdülenmenin öneminin her şeyin üzerinde olduğu konusunda ısrar etmiştir.
Henry L. Gantt Gantt’ın bilimsel işletmeciliğe olan en büyük katkısı, planlama ve denetimde kullanmak amacıyla geliştirdiği grafik yöntemlerdir. Bu yöntem kendi ismiyle anılan ve bugünkü modern uygulama olan PERT ‘in esasını teşkil eden ‘’Gantt Şemaları’’’dır. Gantt planına göre neler yapıldı ve neler yapılmalıydı ortaya konmakta ve bir denetim aracı olabilmektedir.
Henry L. Gantt Gantt planı dört alanda uygulanmaktadır. 1.İnsan ve aletlerin kayıt şemaları, 2.Proje şemaları, 3.Yükleme şemaları, 4.Geliştirme şemaları.
Morris Cooke Taylor’un ilkelerine bağlı bir düşünürdür. Taylor’un aksine, bilimsel yönetimde önemli olanın sistem değil, çalışanlarca sisteme duyulan güven olduğuna inanmaktadır. O’na göre, üretimden yönetim kademelerine kadar çalışan diğer personel de sorumludur. İşgücü bu sorumluluğu yüklendikçe işçilik ve düşük ücret sorunları söz konusu olmayacaktır.
Carl Barth Çalışmaları boyunca Taylor ilkelerini geliştirmiştir. Bu ilkelere körü kürüne bağlı kalmış bir fikir adamıdır. Bilimsel yönetimi “slide-rule” denilen bir ölçü aletiyle ve bulduğu bazı formüllerle güçlendirmeye gayret etmiştir. Taylor ilkelerinin sadık bir uygulayıcısı olmuştur.
Harrington Emerson Taylor’un tanınmış bir takipçisidir. Verimlilik mühendisliği konusunda çalışmıştır. Taylor’ın bilimsel yönetimine yaklaşımı farklı olmuştur. Taylor ve Gilbreth endüstride çalışanların yaptığı fiziki işler üzerinde dururken Emerson işletmeye bir başka açıdan bakmış ve işletmeyi bir bütün olarak görmüştür. Özellikle verim düşüklüğü ve üretim artıkları üzerinde durmuş ve bunların sebep olduğu olumsuz gelişmeleri yansıtmıştır. Orta çağ örgütlenme şekillerinin üzerine gerçek ilaveler yapan ilk bilimsel düşünür olarak tanınmıştır.
Harrington Emerson Emerson’a göre insan makine, malzeme israfının temel nedenlerinden biri etkili bir organizasyon kurulamamasından ileri gelmektedir. Verimlilik kavramı basittir: Lüzumsuz israfları ortadan kaldırmak için insan gücü materyal ve tabi kaynaklarda israfın en aza indirilmesi gerektiğini ifade etti.
Harrington Emerson Verimliliğin on iki ilkesini şöyle sıralamaktadır: Açıkça belirlenmiş amaçlar, Sağduyu, Uzman kişilere danışma, Disiplin sağlamak, Adil davranma, Düzenli, güvenli ve yeterli kaynaklar, İşin planlanması, Standartlar ve programlar, Standartlandırılmış koşullar, Standartlandırılmış işlemler, İş tanımlarının yapılması, Verimlilik ödülü.
Frank Bunker ve Lilian Moller Gilbreth Bilimsel yönetimi geliştirenlerin başında gelir. Özellikle bilimsel yönetimin etkinliğini artırmak için fikirlerini ve örneklerini Taylor ile birleştirdi. Bilimsel işletmeciliğe katkıda bulunmuştur. Lillian, bilimsel işletmeciliğin amacının, kişilerin yetenek ve becerilerini geliştirerek onların iş kollarında en yüksek beceri düzeyine gelmelerine yardım etmek olduğunu vurguluyordu.
Frank Bunker ve Lilian Moller Gilbreth Lilian Moller Gilbreth çalışmalarının tamamını insanın psikolojik yönüyle ilgili olarak yapmış ve Frank Gilbreth’in çalışmalarına büyük katkı sağlamıştır. Lilian Moller Gilbreth, Frank Gilbreth’in verimlilik konusunda yapmış olduğu çalışmaların her safhasına katılmış ve ‘’tek olan en iyi yolu’’ araştırmışlardır.
Frank Bunker ve Lilian Moller Gilbreth Lillian Gilbreth’in çalışmaları işçilerin refahı üzerinde olmuştur. O’na göre, bilimsel yönetimin tek amacı işçilerin bir insan olarak tatmin edilmesiydi. Gilbreth’ler ayrıca üçlü durum terfi planı geliştirdiler. Buna göre işçiler, hem kendi işlerini yapacaklar, hem terfi için hazırlanacaklar ve hem de diğerlerini eğiteceklerdi. Böylece işçiler yapıcı, öğretici ve öğrenci durumunda oluyorlardı.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Bu yaklaşım, yöneticilerin böyle bir bilimsel yaklaşımı kabul etmelerini ve organizasyon yapısını oluşturan işlerin dizaynına bu açıdan bakmalarını önermiştir. Bu anlayışın sonucu olarak; Zaman etüdü, Hareket etüdü, İş ekonomisi, Teşvikli ücret sistemleri, İş standartları gibi çalışmalar yaygın hele gelmiştir.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi İnsan unsuruna gösterdiği ilgi, bir insanın çalışma gücünü etkileyen değişkenler açısından olmuştur. Bu değişkenlerden de başlıca üç tanesi bu yaklaşım taraftarlarının ilgisini çekmiştir. Bunlar; Kişinin verimli çalışma potansiyelini ifade eden kapasitesi, Bir görevi başarmak için gerekli zaman, Kas gücünün dayanıklılığı anlamında dayanıklılıktır.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Organizasyon teorisine katkıları: İş dizaynı ve standartlaştırma ile ilgilidir. Taylor tarafından önerilen fonksiyonel formenlik (ustabaşılık) kavramıdır. Bir ustabaşının çeşitli fonksiyonları temsil eden yöneticilerle ilişki kurmasını öngören bu kavram, daha sonra yönetim süreci yaklaşımının ‘ emir-komuta birliği’’ ilkesine ters düştüğü için fazla bir uygulama alan bulamamıştır.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Taylor’ın görüşleri ve çağında yenilik olarak nitelendirilebilecek çalışmaları endüstride verimliliğin artışında etkisi her şeye rağmen büyük olmuş ve geliştirdiği metotların tümüne ‘’Taylorizm’’ denmiştir. Bilimsel yönetim teşvik ve önerileri yanında uygulamalı çalışmalara dayandığı için bir çok işletme tarafından uygulanmıştır. Ford motor şirketi 1908 yılının başlarında sistemi kabul etti.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Taylor’ın zaman ve hareket etütleri, Uzmanlaşma, standardizasyon, planlama, Hesap cetvelleri ve emekten tasarruf sağlayan diğer uygulamalar, İşle ilgili talimatlar, iş standartları, Parça başına ücret, ücret sistemleri ve modern maliyet sistemleri hem teorik alanda hem de uygulamada çok yararlı oldu. Bugün modern yönetim tekniklerinin uygulanmasına bakılacak olursa bunların temelinde Taylorizm görülür.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Taylor sadece atölye seviyesinde verimliliğin artırılması ile ilgilendiğinden bilimsel yönetimin eleştirilebilecek yönü ortaya çıktı. Taylor beşeri ilişkileri tam anlamıyla görmezlikten gelirken işin ve motivasyonun ekonomik yönüne bakıyordu. Yönetimin iyi bir planlama yaparak ve insiyatifi işçilere bırakmadan yöneticilerin başarılı kılınmasının mümkün olacağını ileri sürüyordu.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Değerlendirilmesi Taylor’ın dikkate almadığı konu insanların birbirleriyle ve yönetimle ilişkileriydi. Bilim ve tecrübeler teknik sorunları çözebilirdi, fakat işçilerin psikolojik ihtiyaçlarını karşılayamazdı. İşçiler ve iş sahipleri arasında parasal yönden çatışma olmasa da psikolojik ve sosyolojik faktörleri dikkate almadığı için çatışma çıkabilirdi. Taylor bilimsel yönetim konusuna teknik açıdan bakmıştır. Taylor çalışanların duygu, istek ve psikolojilerini önemsememiştir.
Bilimsel Yönetim Teorisinin Faydaları İnsanların takım halinde çalışması, iş verimliliğini artırmaktadır, Bilimsel yönetimin yöntemleri, endüstriyel organizasyonların yanı sıra birçok diğer işletmelerde de uygulanabilmektedir, Bilimsel yönetimin etkili teknikleri bize, işlerin daha verimli ve rasyonel bir biçimde yapılmasını sağlar, Bilimsel eğitim ve personel seçimi işçilerin etkinliğini artırır,Bir işin en iyi şekilde nasıl yapılabileceğini bize gösterir, İşletmecilerin problemlerini rasyonel bir şekilde çözer, Yönetimin uzmanlaşmasını sağlar.
Bilimsel Yönetim Teorisinin Mahsurları Üretimin artmasının işten çıkarmaya sebep oluğu inancı işçilerin yavaş çalışmalarına neden olmuştur, Sorunların ortaya çıkışı sendikacılığı geliştirmiş, işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi germiştir, İşçilerin sosyal ihtiyaçları göz ardı edilmiştir, İş tatmini için insan istekleri göz ardı edilmiştir, İşçilerin eğitim sorunu ortaya çıkmıştır, İşçilerin daha fazla ücret almasıyla ilgilenmiştir, ancak işçiler işi beğenmediklerinde işten çıkmayı, ücret artışına yeğlemişlerdir.
Yönetim Süreci Yaklaşımı: Yönetim süreci yaklaşımı da ekonomik etkinlik ve rasyonellik fikrini esas almıştır. Bu yaklaşım bilimsel yönetim yaklaşımının bir nevi devamı, onun tamamlayıcısıdır. Sadece organizasyon konuları ile ilgili değil fakat yönetimin bütün alanları ile ilkeler geliştirmeye çalışmıştır. Bu yönü ile bilimsel yönetim yaklaşımından çok daha geniş ve kapsamlı bir yaklaşımdır. Fayol organizasyonun tamamını ele alarak iyi bir organizasyon dizaynı ve yönetiminin ilkelerini araştırmıştır.
Yönetim Süreci Yaklaşımı: Organizasyon, yönetim süreci yaklaşımının belirli bir sistem içinde ele aldığı konulardan sadece birisidir. Ele alınan bu konularla ilgili olarak çeşitli ilkeler geliştirilmiştir. Yönetim süreci yaklaşımının mesajı şudur: Bu ilkeleri izlersen başarılı olursun. Bilimsel yönetim hareketi teknik açıdan konuya bakmış ve yönetim organizasyona fazla önem vermemişlerdir. Yönetim teorisine en büyük katkıyı sağlayan Henry Fayol’dur.
Henry Fayol Fayol’de Taylor gibi direkt olarak sanayi içinde çalışan bir yazardır. Ancak Fayol’ün İngilizce literatürde yerin alması ancak 1946’dan sonra, kitabının İngilizce’ye çevrilmesi ile birlikte olmuştur. Üst yönetim birimlerini geliştirmeye çaba sarf etmiş ve yönetime yukarıdan bakmıştır. Geliştirdiği ilkeler günümüzde, planlama ve organizasyon yapıları için geniş ölçüde kullanılmaktadır.
Henry Fayol Fayol yönetimin tanımını, yönetim fonksiyonlarına dayandırarak realist bir şekilde yapmıştır. “... yönetimde hiçbir şey mutlak değildir. Yönetim bir ölçü ve kıyas meselesidir..., benzer şartlarda bile olsa aynı ilke nadiren aynı şekilde uygulanır. Bu nedenle ilkeler esnek olmalı ve ihtiyaca adapte edilmelidir.” diyerek yönetimin özelliklerini belirtmiştir.
Henry Fayol Fayol örgütün birimlerinin birinin başında bulunan bir yöneticinin yapması gereken faaliyetleri, bunlara ilişkin işlev, ilke ve kuralları açıklamaktadır. Fayol’e göre bir organizasyondaki faaliyetler başlıca altı grupta toplanabilir. Bunlar: 1.Teknik faaliyetler, 2.Ticari faaliyetler, 3.Finansal faaliyetler, 4.Emniyet faaliyetleri, 5.Muhasebe faaliyetleri, 6.Yönetim faaliyetleri.
Henry Fayol İncelemelerinde asıl ağırlık noktasını yönetim faaliyeti oluşturmuştur. Düşünür, yönetimi kendi içinde beş önemli işleve ayırmıştır. Bunlar: 1.Öngörme ve planlama, 2.Örgütleme, 3.Emir-komuta, haberleşme ve yürütme, 4.Koordinasyon, 5.Faaliyet sonuçlarını denetleme ve değerlendirme.
Henry Fayol Yöneticiler şu niteliklere sahip olmalıdır. 1.Fiziksel nitelikler, 2.Zihinsel nitelikler, 3.Manevi nitelikler, 4.Genel eğitim, 5.Özel bilgi, 6.Tecrübe.
Fayol’un Yönetim Elemanları ile İlgili Görüşleri 1.Planlama : 2.Organize etme 3.Kumanda 4.Koordinasyon 5.Denetim Fayol döneminde yönetim eğitim ile ilgilenmiş ve yönetim eğitiminin uygulamada endüstri önderlerince bireylerin eğitildiğini ve bunun temel nedeninin teori eksikliği olduğunu belirtmiştir.
Yönetim Süreci Yaklaşımına Katkıda Bulunan Diğer Düşünürler ve Görüşleri
Lyndall F. Urwick: Yönetim hakkında söyledikleri ve yazdıklarının çoğu Fayol’un bir başka biçimde düzenlemesiydi. Urwick organizasyon teorisinde biçimsellik üzerinde durmuştur. Sekiz ilkeden söz etmektedir. 1.Amaç ilkesi, 2.Yetki ve sorumluluk dengesi ilkesi, 3.Sorumluk ilkesi, 4.Hiyerarşi ilkesi, 5.Yönetim alanı ilkesi, 6.Uzmanlaşma İlkesi, 7.Koordinasyon ilkesi, 8.Tanım İlkesi,
Lyndall F. Urwick: Bütün üst yönetim kademelerinde denetlenecek ast sayısının dört olmasını belirlemiştir. Yetki devri ile aşağı kademelere inen görevlerde denetimden çok iş görmek söz konusu olduğundan yönetim alanının sekizle on iki olabileceğini öne sürmüştür. Urwick’e göre üstün yönetim alanı geniş tutulduğunda astların çoğalması yönünden üstü görmek zorlaşacaktır.
Lyndall F. Urwick: Zorunlu olarak sıra beklemek gerekecek, zamanının darlığı nedeniyle üst hepsini bir çırpıda göremeyecek bu yüzden gecikmeler olacaktır. Bundan, bir meselenin kendisine sorulması halinde üst karar vermek konusunda zaman zaman kararsızlık içinde kalacak , önderlerin bu halini gören astların cesaretleri azalacaktır. Yönetim alanını dar tutmakla bu durumun önüne geçilecektir.
James D. Money Money, Reiley ile birlikte yaptığı çalışmalarla organizasyon ilkelerini ilke, süreç ve etki kuramlarına dayandırmışlardır. Yönetimin temel ilkesinin koordinasyon olduğunu, diğer ilkelerin amaçlar etrafında faaliyetlerin koordine edilmesi esnasında ortaya çıktığını ve ikincil derecede önemli olduklarını savunmuşlardır. James D. Money İlkeleri: 1.Koordinasyon, 2.Hiyerarşi, 3.Çeşitli görevler arasında ayırım yapmak.
James D. Money Reiley ile birlikte yaptığı çalışmalarla organizasyon ilkelerini ilke, süreç ve etki kuramlarına dayandırmıştır., Yönetimin temel ilkesi koordinasyondur. Diğer ilkelerin amaçlar etrafında faaliyetlerin koordine edilmesi esnasında ortaya çıkar ve bunlar ikincil derecede önemlidir. James D. Money İlkeleri: 1.Koordinasyon, 2.Hiyerarşi, 3.Çeşitli görevler arasında ayırım yapmak.
Yönetim Süreci Yaklaşımının Değerlendirilmesi Fayol ve yandaşlarının insanın üstün yetenek ve becerileri ile yaratıcılığını görmemişlerdir. İnsanı tabiatına aykırı biçimde tanımlamıştırlar ve üretim için duygusuz bir araç ya da robot gibi algılamış ve değerlendirmişlerdir. Bu nedenle düşündükleri ve kurdukları yönetim sistemi insan için davranışsal bir sorun kaynağı olmuş başarıya ulaşamamış ve ne insanın mutluluğuna, ne de söylemin etkinliğine katkıda bulunamamıştır.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Klasik teorinin üçüncü yaklaşımı olan bürokrasi, 1900’lerin başlarında Alman sosyoloğu Max Weber tarafından geliştirilmiştir. Max Weber’e göre bürokratik bir yapı, günlük dilde kullandığımız, işlerin geciktirilmesi, yokuşa sürülmesi, ‘’bugün git yarın gel’’ anlamının tersine etkinlik açısında ideal bir organizasyon yapısıdır. Weber bürokrasiyi organizasyon açısından ele almış bir büro veya bir makam tarafından yönetimi düşünmüştür.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Weber büyük işletmelerin yönetimi için rasyonel bir esas olarak bürokrasiyi görmüştür. İdeal bir organizasyon biçimi olarak bürokrasi üzerinde durmuştur. Weber bürokratik yapının herhangi diğer bir yapıya nazaran çok üstün olduğunu düşünmüştür. Bürokrasiden en çok yarar sağlayabilmek için organizasyonların bazı özelliklere sahip olması gerektiğini düşünmektedir.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Amaçların gerçekleştirilmesi için gerekli işler ileri derecede uzmanlaşmaya dayanır, İşle ilgili kararlar ilke ve yöntemlerle sürdürülecektir, Yönetimle ilgili kararlar yazılı hale getirilmelidir, Personelin görevini, biçimsel olarak ve gayri şahsi bir şekilde yapması gerekir, Çalışanlar teknik yeteneklerine göre çalıştırılmalıdır, Yükselmeleri performanslarına göre olacaktır, Personel işin gerektirdiği teknik bilgi ve yeteneği ölçen sınav sonuçlarına göre seçilecek ve terfi ettirilecektir.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Bir örgüt modeli olarak geliştirilen bürokratik organizasyon yapısının başlıca özellikleri şöyle ifade edilebilir: 1.Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayanan iş bölümü, 2.Açık ve seçik bir şekilde belirlenmiş hiyerarşik bir yapı. 3.İlke ve yöntemler.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Bu yöntem ve ilkelerin izlenmesi ile organizasyondaki birlik sağlanacaktır. Üst kademelere, alt kademelerin çalışmalarını kontrol ve koordine etme imkanı verecektir. Organizasyondaki mevkileri kim işgal ederse bu ilkelere göre çalışacaktır. Personelin sahip olması gereken özellikler; 1.Gayri şahsi ilişkiler, 2.Teknik yetenek esasına dayanan bir personel seçim ve terfi sistemi, 3.Yasal yetkinin uygulanmasıdır.
Bürokratik Organizasyon Yaklaşımı Bürokratik yaklaşımın ilkeleri de daha önceki yaklaşımlara benzemektedir. Bu yaklaşıma göre bu ilkelerin izlenmesi ile etkin, ideal, şahsa göre değişmeyen ve rasyonel bir organizasyon yapısı oluşacaktır. Bürokrasi yaklaşımı, biraz da günlük hayatta edinilen tecrübelerinde etkisi ile yoğun bir şekilde inceleme ve araştırma konusu yapılmıştır. Warren Bennis bürokratik yapının modern topluma uymadığını ve bu tür yapıların sonunun geldiğini iddia etmiştir.
SONUÇ
Sonuç Şimdiye kadar yapılan çalışmada klasik organizasyon teorisi ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu yaklaşımlardan amaçlanan en iyi organizasyon yapısının nasıl oluşturulabileceği sorusuna cevap bulmaktı. Bu ilkeler her yer ve organizasyon içinde geçerli kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak ortaya ‘’bürokratik’’ veya daha genel ifade ile ‘’mekanik’’ olarak adlandırılan organizasyon yapıları ortaya çıkmıştır.
Sonuç Klasik mekanik organizasyon yapıları insan unsuruna özel bir önem vermemiş, onu modelin bir parçası yapmamıştır. İnsan unsuru dışındaki unsurların belirlenen ilkeler doğrultusunda bir araya getirilmesi ile yapı oluşturulmuş ve insan unsurunun bu yapı içine konması ile onun bir makine gibi , ilgili kademenin öngördüğü doğrultuda davranacağı varsayılmıştır. Şahsi sorunların iş yerine yansımayacağı, işletme içinde geçirilen zaman ile işletme dışındaki yaşamın birbirinden ayrı olduğu varsayılmıştır.
Sonuç Daha sonra yapılan çeşitli araştırmalar klasik teorinin ön görülerini çeşitli şekillerde değiştirmiştir. Klasik teorinin en çok eleştirilen yanı, insan unsurunu ikinci plana atmış olması, neo klasik veya davranışsal teori ile tamamlanmıştır. Daha sonra geliştirilen modern teori ile de klasik ilkeler yeni bir görüş açısından ele alınmış ve mekanik yapının karşıtı olarak organik organizasyon yapıları üzerinde durulmuştur.
Sorusu Olan Var mı?