YAŞLANMA İLE BİRLİKTE AĞIZ VE DİŞLERDE GÖRÜLEN YAPISAL VE FONKSİYONEL DEĞİŞİKLİKLER
1.DİŞLER Yaşlanmayla birlikte dişler hem görünümleri hem de yapısal özellikleri açısından değişime uğrar. Minedeki fizyolojik aşınmalar sonucu dişlerde şekil değişiklikleri görülür. Bu durum basit yüzey aşınmalarından dişte önemli madde kaybına neden olacak olaylara kadar ilerleyebilir. Atrisyona bağlı olarak yaşlılarda dişler gençlerinkine kıyasla ışığı farklı yansıtır. Bu durum dişlerin renginde koyulaşmaya yol açar. Diş kayıplarında artış görülür. En erken alt çene büyük azı dişleri kaybedilirken, en geç alt çene köpek dişleri kaybedilir.
2.TÜKÜRÜK Ağız mukozasının nemli tutulması Mikrobiyal dengenin sağlanması Ağzın mekanik olarak temizlenmesi Antibakteriyal ve antifungal etki Ağız pH’ının korunması Tat alma hassasiyetine katkı sağlaması tükürüğün fonksiyonlarındandır. Yaşla birlikte tükürük bezlerinin yapısı değişikliğe uğrar; bu nedenle tükürük akışı yaşla birlikte değişikliğe uğrar.
Ağız Kuruluğu Pek çok yaşlı birey farklı sebeplerden dolayı kuru ağız yapısına sahiptir. Tükürük hastalıkları, yaşlı bireylerde, genellikle, sistemik hastalıklar ile ve uygulanan tedaviler ile gelişir. Değişik farklı tıbbi durumlar ( şeker hastalığı, Alzheimer vs.), ilaç tedavileri (hipertansiyon ilaçları, kanser ilaçları, antihistaminilker, vs.), baş ve boyun radyoterapisi ve kemoterapi tükürük hastalıklarına sebep olan faktörlerdir. Yaşlı bireyler, diğer bireylerden daha fazla ilaç kullanımına yatkın oldukları için ve yan etkilerine daha savunmasız oldukları için ilaç kaynaklı ağız kuruluğu yaygındır. Tükürüğün kayganlaştırıcı özelliğinin eksikliğine bağlı olarak protez yaraları oluşabilir ve protezler aşınabilir. Tedavide; yapay tükürük, bol su tüketimi, ağız nemlendiricileri, gargaralar, spreyler, şekersiz sakızlar, pastiller kullanılır.
3. AĞIZ MUKOZASI Yaşla birlikte ağız mukozası incelir, düzleşir ve kuruluk başlar. Bu değişikliklere bağlı olarak mukozanın mekanik irritanlara karşı direnci azalır. Protez Stomatiti: Tam veya bölümlü protezlerle temas eden mukozal dokularla görülen ve eritemle karakterize olan bu değişikliklere denir. Bu duruma daha çok üst çene damak bölgesinde rastlanır. Angular Cheilitis: Özellikle yaşlıarda ve protez kullananlarda görülen ve dudak köşelerinde yarıkların oluşumuyla karakterizedir.
3.AĞIZ MUKOZASI Protez kullanımına bağlı hiperplazi: Protezleri destekleyen kemiklerde meydana gelen sürekli rezorbsiyonlar, protezlerin altlarındaki doku ile uyumunu bozar. Eğer, mukoza uzun süre düşük derecede bir irritasyona maruz kalırsa, hiperplastik reaksiyonla karşılık verir.
5.DİŞETİ VE DİŞETİ HASTALIKLARI Dişeti çekilmesi, yaşlı bireylerde çok sık görülen bir klinik bulgudur. Bu duruma bağlı olarak, dişlerin boyları daha uzamiş gözlenir. Yaşla birlikte, dişeti hastalılarının sıklığı ve şiddeti artmaktadır. Ancak, ağız hijyeni iyi olan yaşlı bireylerde, dişeti hastalıkları oluşum sıklığı düşüktür. Yaşlılarda görülen diş kayıplarında, kök çürüklerinden çok dişeti hastalıkları etkilidir. Ağız hijyeni işlemlerinin bırakılmasını takiben, yaşlılarda dişeti hastalığı daha kolay gelişir. Dişeti çekilmesinin sonucu olarak kök yüzeyleri açığa çıkar ve kök çürükleri oluşma riski daha fazladır.
4.ÇENE KEMİĞİ Yaşlanmayla birlikte, özellikle kadınlarda olmak üzere kemiklerin kırılganlığı artar. Çene kemiğinin bütünlüğü dişlerin varlığına bağlıdır. Diş kayıpları, çene kemiklerindeki rezorpsiyonları arttırmaktadır. Protez kullanımı da çene kemiği kaybını artırır. Kemik kaybı alt çende üst çeneye oranla daha fazladır. Dişsiz alt çenede dikey boyut azalır. Bu duruma bağlı olarak ağız çevresindeki kasların kontrolü azalır. Bunların sonucunda alt çene öne doğru yer değiştirir.
4.ÇENE KEMİĞİ Protez kullanmayan yaşlı hastalarda bu durum, yüzde ve dudaklarda çöküntüye, ağızda büzülmeye ve dudak köşelerinde başlayan kırışıklıklara neden olur. Çenelerdeki kemik yapısını koruyabilmek için, fonksiyon görebilen dişlerin veya diş köklerinin ağızda tutulması gerekmektedir.
BİFOSFONAT
BİFOSFONAT KULLANIM NEDENLERİ Hiperkalsemi Paget hastalığı Fibröz displazi Osteogenezis imperfekta Osteoporoz (kemik erimesi) Kemik metastazlı kanserler
BİFOSFANATLA İLİŞKİLİ ÇENE KEMİĞİ OSTEONEKROZU Bifosfonatlara bağlı çene osteonekrozu, bifosfonat kullanmış ya da kullanmakta olan hastaların maksilla ve mandibulalarında, önceden çenelere ait herhangi bir radyoterapi hikayesi olmaksızın oluşan ve 8 haftadan uzun süredir iyileşmeden süregelen alveol kemiğinin açıkta kalma durumuna verilen addır. Oral (ağız yoluyla) bifosfonat kullanan osteoporöz hastalarında osteonekroz riski önemli oranda düşüktür.( Actonel, Fosamax) İntravenöz (damar yolu) bifosfonat tedavisi uygulanan onkoloji hastalarında osteonekroz riski daha yüksektir.( Zometa, Bonviva)
İlaca bağlı risk faktörleri Bifosfonata bağlı osteonekroz oluşumunda risk faktörleri üç büyük katagoride gruplandırılmıştır İlaca bağlı risk faktörleri Lokal risk faktörleri Demografik ve sistemik risk faktörleri
1.İlaca Bağlı Risk Faktörleri Kulllanılan bifosfonatın türü Uygulama şekli Tedavi süresi
2.Lokal Risk Faktörleri Dento-alveolar cerrahi girişim Çene kemiklerinde travma Kötü ağız hijyeni Periodontal hastalıklar Enflamatuar diş hastalıkları, Palatal ve lingual toruslar, kemik ekzostozları, mylohyoid çıkıntı, Kötü uyumlu protez Osteonekroz/osteomyelit geçmişidir
3.Demografik ve Sistemik Risk Faktörleri Yaşlılık Cinsiyet Irk Kronik kortikosteroid tedavisi Kemoterapi Östrojen tedavisi Alkol ve sigara kullanımı
Bifosfonat Kullanım Öncesi Yaklaşım Bifosfonata bağlı osteonekrozdan korunmak amacıyla, tedaviye başlamadan önce hastalar diş hekimine yönlendirilmelidir. Tedavisi mümkün olmayan dişler çekilmeli, dişeti sağlığı sağlanmalı ve tüm diş tedavileri bitirilmelidir. Olası enfeksiyon odakları giderilmeli, gerekli dental tedavilerin tümü sonradan işlem gerektirmeyecek şekilde yapılmalıdır. Diş çekimi yapılmışsa çekim yerlerinin iyileşmesi tamamlanıncaya kadar (14- 21 gün) bifosfonat tedavisine başlanılmamalıdır.
Bifosfonat Kullanım Sonrası Yaklaşım Bifosfonat tedavisine başladıktan sonra düzenli dental takip yapılmalıdır. Diş çekimlerinden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Mecbur kalındığında, diş çekimleri teker teker ve farklı zamanlarda antibiyotik desteği ile yapılmalıdır. Hastalar protez kullanabilir fakat protezin baskı ve değme alanları dikkatlice kontrol edilmelidir. Girişimsel olmayan diş tedavileri yapılabilir. 3 yıldan az oral bifosfonat kullananlarda veya daha başlamamış olanlarda dental implant uygulamasında sakınca olmadığı yapılan çalışmalarda bildirilmiştir.
DİŞSİZ HASTALAR İÇİN İMPLANT TEDAVİLERİ
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ İmplant ve Doku Destekli Protezler Hem alt çene hem de üst çenede kullanılabilmektedir. Bu protezlerdeki temel ilke dişsiz bölgenin yumuşak dokusunu korumak ve desteklemektedir. Üst çene için 4, alt çene için 2 veya 4 implant yeterlidir.
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ 2.Tamamen İmplant Destekli Hareketli Protezler Yumuşak doku desteğine minimum ihtiyaç duyarlar. Çenelerin fonksiyonel hareketleri esnasındaki tüm yükü implantlar karşılamak zorundadır. Bu sebeple alt çenede en az 4 implant, üst çenede en az 6 implant uygulaması gerekmektedir.
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ 3.Tamamen İmplant Destekli Sabit veya Hibrit Protezler 2 temel tasarımla ile elde edilebilir. İlk tasarımda sabit protez, çenelere yerleştirilen 6 veya 8 implant üzerine yapıştırılır veya özel vidaları ile sabitleştirilir. Bu tasarım geleneksel kron köprü protezerine benzer. Bu tasarım dişlerini yeni kaybetmiş veya kemik düzeyinin yeterli olduğu hastalar için idealdir .
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ Fakat hastalarda daha yaygın olarak diş kaybı, kemik kaybı ve yumuşak doku kaybının birlikte görülür. bu durumlarda tasarlanan protez her üç dokuyu da yerine koyabilir tarzla olmalıdır. Bu ikinci tasarıma yaygın olarak hibrit protez denilmektedir. Bu tasarım ile kaybedilen diş, yumuşak doku ve kemik dokusu porselen ve akrilik kullanılarak yeniden şekillendirilmektedir.
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ 4.Fast and Fix İmplantlar Fast&Fixed, Bredent Sky implantları tarafından geliştirilen dişsiz çeneye hemen implant yerleştirilmesi üzerine kurulmuş kapsamlı bir sistemdir. En büyük avantajı anında sabit diş olanağı sunmasıdır. Hasta bir günde damak protezden kurtulmuş olur. Geçici sabit protez bile eski proteze göre ciddi bir konfor sunar. Çok atrofik geniş kemik erimelerinin yaşandığı alt çeneye sahip hastalara sabit protez yapma olanağı sunar. Sinüs sarkmalarının olduğu üst çene arka bölgelerde sinüs lifting yapmaya gerek kalmadan sinüsten kaçarak sabit diş yapma olanağı sunar. Bu sayede daha travmatik büyük bir cerrahi işlemden hastayı kurtarmış olur.
TAMAMEN DİŞSİz HASTALAR İÇİN TEDAVİ SEÇENEKLERİ Sistem çok daha uzun implant yerleştirilmesine imkan verdiği için daha az implantla sabit diş yapılmış olur. (alt çenede 4 adet, üst çenede 6 adet) Kalıcı protez hibrit şekilde yapılabildiği için pembe diş eti estetiği sağlanabilir.
İMPLANTIN UYGULANAMADIĞI DURUMLAR İmplant tedavisine tıbbi kontraendikasyon oluşturabilecek sadece birkaç durum mevcuttur. Bu durumlar akut hastalıklar veya kontrolsüz metabolik rahatsızlığı olan bireylerle sınırlıdır. Göreceli kontrendiksyon oluşturan durumlar ise kemik metabolizmasını etkileyen tıbbi durumlar veya hastaların iyileşme yeteneğini etkileyen rahatsızlıklardır. Bu durumlara örnek olarak diyabet ve osteoporoz hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan rahatsızlıklar ve kemoterapi radyoterapi gibi medikal tedaviler ve bifosfonat grubu ilaç kullanan hastalar gösterilebilir.