ELEKTRİKLİ ARAÇLAR 2020 yılında, binek araç üretiminin yüzde 2 ile 5’ini sadece elektrikle çalışan araçlar oluşturacak. Otomotivin ibresini çevirdiği, yeni global trend olduğuna kesin gözüyle bakılan elektrikli araçlara dair edindiğimiz yeni bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Peki ama, otomotivde global trend neden ibresini elektrikli araçlara doğru çevirdi? Bunun elbette bir tek değil, pek çok sebebi var. Yapılan çalışmalara göre bu sebepler arasında bireyselliğin artması, araç ile daha çok duygusal bağ kurulabilmesi (kişiselleştirme), çevreci beklentiler, CO2 regülasyonları, petrole bağımlılıktan kurtulma isteği, daha az malzeme, daha az hata, sessiz olması, mühendislik maliyetlerini düşürmesi, bugünkü araçlardan % 35 daha hafif olması, araç kullanım mesafe ve sürelerinin düşük olması yer alıyor.
AB ülkelerinde yaşayanların ortalama günlük seyahat mesafesi oldukça düşük. Halkın; % 28’i günde 10 km’den az, % 49’u 10 ila 50 km arasında, % 14’ü 50 ila 100 km arasında, % 9’u ise 100 km’den fazla seyahat ediyor. Yapılan bir araştırmaya göre, sürücülerin % 52’si yalnız ve araçları ile seyahat ediyor. % 80’i toplu taşıma araçlarını kullanmak istemeyeceğini ve arabalarından vazgeçmeyeceklerini belirtiyor. 2025 yılında ise toplam nüfusun % 58’inin kendi aracına sahip olacağı varsayılıyor.
Bugünkü öngörülere göre, ortalama 20 yıl daha benzinli ve dizel araçların üretimine devam edileceği düşünülüyor. Üretim adetlerinin ise elektrikli araç teknolojisi geliştikçe düşerek azalacağı ve en sonunda da % 100 elektrikli araç üretimine geçileceği bekleniyor. 2015 yılında ise sınırlı seri üretimlerin yapılması görüşülüyor. Elektrikli araçların yüksek adetli seri üretimi için yapılması gereken pek çok şey var. Bunların başında hükümetler tarafından uygulanacak teşvik ve vergi sisteminin yapılandırılması, altyapı modellemesi ve yapılandırılması için planlama, enerji depolama ve dağıtım sistemlerinin belirlenmesi, standardizasyon ve regülasyonlar, müşteri beklentileri ve yaklaşımı, inovasyon, geri dönüşüm merkezlerinin kurgulanması ve IT yatırımları için fonlama gelmektedir.
Almanya, 2011 yılına kadar e-mobilite, yeni enerji kaynakları, Ar-Ge ve batarya üretiminin geliştirilmesi için 500 milyon Euro başlangıç fonu ayırdı. Her yıl gelişmeler doğrultusunda ilave desteklere karar veriliyor. Almanya’nın 2020 hedefi ise 1 milyon elektrikli araç üretmek. İngiltere, hibrid otobüs alımı ile başladığı program için 2012 yılında Londra merkezine elektrikli olmayan araçların girişine izin vermemeyi planlıyor. Bu geçiş döneminin sancılı olacağı ve pek çok zorluğun ortaya çıkacağı kesin. Bu süreçte AB ülkeleri ile aday ülkeler arasında koordinasyon ve işbirliği sağlamak ve regülasyonları oluşturmak gerekecek. Bu değişim sürecinden en çok etkileneceklerden birisi de parça üreticileri olacak. Parça üreticileri ise en çok alüminyum, magnezyum ve kompozit malzeme kullanımlarındaki artışı, sistem tedarikçiliğini, gövde parçalarında yeni malzeme arayışlarını ve platin katalizatörleri tartışacak.
Elektrikli araçların gelişimi hiç kuşkusuz Ar-Ge çalışmalarını da hızlandıracak. Bu da yatırım yapılması gereken üretim gruplarını ortaya koyacaktır. Bu ürün gruplarının başında; akü, koltuk (şişme yöntemi ile ayarlanabilen koltuklar), cam (güneş enerjisi alan tavan camları), direksiyon (joy-stick, komposit plastik, i-phone yerleştirilebilir şekilde), ön konsol (akıllı sistemleri aktaran bilgisayar donanımları ile), tampon (esner nano malzemeler, karbon, silikon, kauçuk), alüminyum parçalar (iç tasarım ve gövde, kapı çerçeveleri, bagaj içi), aydınlatma elemanları (led ışıklar, gece görüşü için uzun menzilli tarayıcılı) gelmekte. Motor bloğu ve parçaları, egzoz, direksiyon, vites, metal tavan, şanzıman, debriyaj pedalı, radyo ve CD çalar ise elektrikli araçlarda bulunmayacak ürün gruplarının başında gelecek.