ATATÜRK VE BİLİM
ATATÜRK’ÜN ÖĞRENİM HAYATI Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Mektebi'nden mezun olduktan sonra Selanik Mülkiye Rüştiyesi 'ne devam etti.
ATATÜRK’ÜN BİLİME VERDİĞİ DEĞER Atatürk; bilim ve fen hakkındaki görüş ve düşüncelerini şöyle ifade etmektedir: " Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol göstericisi ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir . Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız.
Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.
ATATÜRK KARA TAHTA BAŞINDAYKEN
Harf devrimi günleriydi: Yeni Türk Alfabesi'nin ilk biçimlerini kendisine götürdüğüm zaman, komisyonun en aşağı beş yıllık bir geçiş dönemi düşündüğünü söylemiştim. Gazeteler önce birer sütunlarını yeni harflere ayıracaklar, yavaş yavaş bu sütun sayısı artacak, sonunda bütün gazeteler yeni harflerle çıkacaktı. Okullar için de buna benzer basamaklı yöntemler düşünmüştük. Dikkatle dinledikten sonra bir daha sordu: - "Demek beş yıl düşündünüz?" - "Evet!" - "Üç ay!" Dedi. Dona kaldım. Üç ay! Üç ay içinde bütün memleket yayını latin harfleriyle değişecekti. İlave etti: - "Ya üç ayda uygulayabiliriz, yahut hiç uygulayamayız. Sizin Arap harflerine bırakacağınız sütunlar yok mu, onların adedi bire de inse, herkes yalnız o sütunu okur ve beş yıl sonra, tıpkı yarın başlar gibi başlamaya zorunlu kılarız. Hele aradan bir burhan, bir savaş çıkarsa attığımız adımları da geri alırız.
Arkamda büyük bir kara tahta vardı Arkamda büyük bir kara tahta vardı. Atatürk “Kalk bakalım genç profesör tahtaya” dedi. Tahta başına vardığımda bana üç kelime yazdırdı. “Su, tuz, deniz”. Şimdi bu üç kelimeden Türkçe’ de, Fransızca ’da, Almanca ’da kaç cümle yapılabiliyordu? Böyle bir soru ile hiç karşılaşmamıştım. Şaşkınlığım geçince aklıma gelen cümleleri sıralamaya başladım. 1) Denizin suyu tuzludur. 2) Suyu denizin tuzludur. 3) Tuzludur denizin suyu. 4) Suyu tuzludur denizin. 5) Denizin tuzludur suyu. Şimdi bu üç kelimeden Fransızca’da ve Almanca’da ancak ikişer cümle çıkarılabiliyordu. Atatürk sordu. Bu durum Türkçe’nin lehine mi, aleyhine mi? Hafif bir irkintiden sonra dedim ki “Efendim, bir bakıma bu bir söyleyiş zenginliğidir.” Çünkü kurduğumuz beş cümle arasında küçük farklar vardır; bu bir çeşit nuans zenginliğidir.” Atatürk “evet ama” dedi “Bunun büyük bir sakıncası var.” Sonra ilave etti. “Milletlerarası antlaşmalar niçin Fransızca yazılır?” Doğrusu bu soruya da hazır değildim. Fransa’nın büyük bir devlet oluşu buna neden olabilirdi. Atatürk “hayır” dedi. “Fransızca öyle bir dildir ki kelimelerin cümle içerisindeki yeri sağlamdır. Bu sebeple Fransızca bir metin yıllar sonra okunsa daima aynı anlama çıkar.” İlginç bir görüştü bu.
O DÜNYADA DEVİR YAPMIŞ BİR ÖĞRETMEN!!! BİZE TEK İLİM,FENİ ÖĞRETTİĞİ KADAR DA SEVGİYİ SAYGIYI DAYANIŞMAYIDA ÖĞRETTİ O DÜNYADA DEVİR YAPMIŞ BİR ÖĞRETMEN!!!
İSTİKBAL GÖKLERDEDİR SÖZÜNÜN ANLAMI Eskiden harp (savaş) zamanında en büyük katkı ilkel uçaklarında. Zarar görmeden zarar veriyordu. Atatürk 'te " istikbal göklerdedir. Uçaklar geliştirilirse ülke korunacaktır. geleceğimiz göklerde yani uçaklardadır." sözü ile ülke korunmasında uçaklarının çok büyük önemi olduğunu vurgulamıştır.
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ
Milli ekonominin temeli tarımdır Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu çok önemli işi isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir tarım rejimi kurmak lazımdır. Bu politika ve rejimde yer alabilecek başlıca önemli noktalar şunlar olabilir: Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir nitelikte olması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verim derecesine göre sınırlandırılması lazımdır.
Küçük büyük bütün çiftçilerin iş makinalarını arttırmak yenileştirmek ve korumak önlemleri vakit geçirmeden alınmalıdır... Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern pratik tarım merkezlerinin kurulmalıdır. Gerek mevcut olan ve gerekse de bütün memleket tarım bölgeleri için yeniden kurulacak tarım merkezlerinin kesintiye uğramadan tam verimli olarak faaliyetlerini, şimdiye kadar olduğu gibi devlet bütçesinden ağırlık vermeksizin kendi gelirleriyle kendi varlıklarının idaresini ve gelişmesini sağlayabilmeleri için, bütün bu kurumlar birleştirilerek geniş bir işletme kurumu oluşturulmalıdır. Bir de başta buğday olmak üzere, bütün gıda ihtiyaçlarımızla sanayimizin dayandığı çeşitli hammaddeleri temin ve dış ticaretimizin esasını oluşturan çeşitli ürünlerimizin ayrı ayrı her birinde, miktarlarını arttırmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarını azaltmak, hastalık ve düşmanlarıyla uğraşmak için gereken teknik ve yasal her önlem zaman geçirilmeden alınmalıdır.
Atatürk Orman Çiftliği Tarafından Bal Alınacaktır Atatürk Orman Çiftliği Mayalandırma Sanatları Müdürlüğü tarafından, Arıcılık Kayıt Sistemi' ne kayıtlı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‘dan Bal Üreticisi Ruhsatı sahibi tüm Kooperatifler, Üretici Birlikleri ve üreticilerden 2012 yılı Bal alım sezonuna kadar 50.000 kg Tenekeli Süzme Çiçek Balı ve 2012 yılı Bal alım sezonunda 2012 yılı üretimi 300.000 kg Tenekeli Süzme Çiçek Balı alımı yapılacaktır.
HAYVANAT BAHÇESİ 5524 sayılı Kanuna istinaden Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüne bağlı Hayvanat Bahçesi üzerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi lehine 10 yıl süreli bedelsiz intifa hakkı tesis edilmiştir.
GAZİ ORMAN ÇİFTLİĞİ PARKI Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü özkaynakları ile yaptırılan "Gazi Orman Çiftliği Parkı" Ata'nın vasiyeti doğrultusunda halkımızın hizmetine sunulmuştur. Atatürk'ün 1937 yılında çiftliklerinin ulusa devri hakkında yazdığı feragat mektubunda belirttiği üzere, "çiftliklerin yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler temin eylemek" hususu vazifeleri arasında yer alan Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü tarafından, 6 dönümlük alanın rehabilite edilmesiyle kurulan parkta, çocuk oyun alanları, oturma alanları, dişbudak, akçaağaç, meşe, karaçam, sedir gibi ağaçlar yer alıyor. Parkta, 500 adet gülün bulunduğu gül bahçesi, havuz, mevsim çiçeklerinden yapılan peyzajlar da bulunuyor.
10.YIL MARŞI Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan; On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan. Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan; Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan; On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan. Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan; Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız, Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız. Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız; Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, Dindirdik memleketin yıllar süren yasını. Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını. Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz; İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz; Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz; Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri
ŞİİR Bir güneş gibi doğdun Vatanımın üstüne, Millet seninle güldü İlke devrimlerinle İlk okuma yazmayı Sen öğrettin bizlere, Bugün erdi milletin Kültürün zirvesine Başöğretmen Atatürk, Yurdun ilk eğitmeni Emanet aldık senden Kurduğun Cumhuriyeti
SORULAR ? 1. İstikbal göklerdedir sözünün anlamı nedir 2. 10.yıl marşının 1.kıtasını söyleyiniz . 3. Atatürk hangi yılda feragat mektubunu yazmıştır ?
ATATÜRK’ÜN BİLİM İLE İLGİLİ SÖZLERİ Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur. 1922
Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur. 1922 Başarılı olmak için aydın sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında doğal bir uyum sağlamak lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği idealler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır. 1923
hazırlayanlar: ESRA ÇETİN AYBÜKE AKTAR MELİS BÜYÜKATAMAN ÖZGÜR ÖZTÜRK AZİZ MERT ÇUBUĞUZUN
BİZİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
ATATÜRK'Ü ANIYORUZ