Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sevgiyle ve Özlemle Anıyoruz…

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Sevgiyle ve Özlemle Anıyoruz…"— Sunum transkripti:

1 Sevgiyle ve Özlemle Anıyoruz…

2 “Ben, manevi miras olarak hiçbir bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”

3 “Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir, teknolojidir.”
Milletinin her zaman geçerliliği koruyacak olan çizgisini belirlemiştir. Ayrıca gerçek kurtuluşun ekonomik bağımsızlıktan, ülkenin her bakımdan kalkındırılıp güçlendirilmesinden geçtiğini belirtmiş, batı uygarlığının biliminden, teknolojisinden yararlanarak, bunları özümseyerek çağdaş uygarlık düzeyine çıkıp, bu düzeyi de aşmayı milletinin önüne amaç olarak koymuştur.

4 “Büyük davamız, en medeni en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.”

5 Eşsiz bir lider, mümtaz bir devlet adamı, büyük bir komutan ve dahi olan Atamız bu hedefe ancak topyekün bir kalkınma hamlesi ile ulaşılabileceğini ve bunun içinde sanayileşmenin temel şart olduğunu kesin bir dille ifade etmiştir. Kalkınma Sanayileşmek Demektir.” ve “Sanayileşmek en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır.”

6 “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhasının tekamülünü idrak etmek ve terakkiyatını zamanla takip eylemek şarttır. Bin, ikibin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanının çizdiği düsturları, şu kadar bin sene sonra bu gün aynen tatbike kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.”

7 Büyük Atatürk çağdaş toplum gerçekleştirmede en önemli öğelerden birisinin eğitim olduğuna inanarak, eğitim olgusunu hem çağdaşlaşmanın bir aracı, hem de çağdaşlaşmanın gerek koşulu olarak ele almış ve ona gereken önemi vermiştir. Atatürk döneminde eğitim sistemimizdeki gelişmeler altın çağını yaşamıştır. Atatürk’ün önderliğindeki Cumhuriyet, Türk ulusunu geriliğin ve geri kafalılığın tutsaklığından kurtarmayı, Türk ulusunu bilim, teknik ve ekonomi alanlarında çağdaş kılmayı, temel hedef olarak belirlemiştir. Atamız, gerçekleştirdiği eğitim ve kültür devrimini iki temele; . Özgürlük, demokrasi ve barış için eğitim, . Kalkınma için eğitim, temellerine dayandırmıştır. “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, ünlü, yüce bir toplum halinde yaşatır, ya da tutsaklığa ve yoksulluğa sürükler. Okul genç kafalara insanlara saygıyı, ulusa ve ülkeye sevgiyi, şerefi ve bağımsızlığı öğretir. Ülkesini ve ulusunu kurtarmak isteyenler, ayni zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmalıdırlar. Bunu sağlayan okuldur.”

8 Kurtuluş Savaşının zaferle bitmesinin hemen ertesinde Atatürk, şu gerçekçi uyarıyı yapmıştır. “Bu gün eriştiğimiz nokta, gerçek kurtuluş noktası değildir... Kurtuluş toplumdaki hastalığı ortaya çıkartmakla ve iyileştirmekle elde edilir. Bir toplumun hastalığı ne olabilir? Ulusu ulus yapan, aydınlatan, ilerleten güçler vardır: düşünce güçleri ve toplumsal güçler....Düşünceler anlamsız, mantıksız, uydurmalarla dolu olursa, o düşünceler hastalıklıdır. Bunun gibi toplumsal yaşam akıl ve mantıktan yoksun, yararsız ve zararlı bir takım inançlar ve gelenekler ile dolu olursa kötürüm olur. Ulusumuzun siyasal, toplumsal yaşamında, düşüncesel eğitiminde kılavuzumuz bilim ve teknik olacaktır. Bilim ve teknik için hiçbir kısıtlama ve koşul koyma yoktur. Hiçbir mantıksal kanıta dayanmayan bir takım geleneklerin, görüşlerin korunmasında direten ulusların ilerlemesi çok güç olur, belki de hiç olmaz.”

9 “Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek demek değildir
“Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi ve hislerimi anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” Atatürkçülük kadınla erkek arasında eşitliğini savunur. “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki tür insandan oluşmuştur. Olabilir mi ki bu kitlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kitlenin bütünü ilerleyebilsin? Olanaklımıdır ki bir cismin yarısı toprağa zincirle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin.” sözleri ile Atamız toplumun içinde kadının çok önemli bir yeri olduğunu vurgulamıştır. Atatürk Ulusçuluk ilkesi ile toplumunun kendi içinde bölünmez, birbiri ile kaynaşmış, aynı idealleri ve kültürü paylaşan bir toplum olma gereğine değinmiş ve bunu gerçekleştirmiştir. Bütünleşme için eğitimi bir araç olarak görmüştür. Atatürkçülük akılcıdır; bilimsel düşünce özgürlüğünü ve onun yol göstericiliğini benimsemiştir; her türlü gericiliği, bağnazlığı, dogmacılığı ve doğa dışı düşünceleri reddeder; ancak dinsel inançlara saygılıdır. Atatürkçülük, ulusu, din, dil, ırk, mezhep ayırımı yapmadan bütünüyle seven, kucaklayan, benimseyip yükselten ve bunu esas amaç olarak kabul eden, insanlığı fikri, iktisadi, siyasi köleliğe mahkum eden antidemokratik ve totaliter yönetim biçimlerini reddeden düşünce tarzıdır. Ulusal iradenin ve ulus egemenliğinin gerçek ifadesidir. Sözlerinde de ifade edildiği gibi Mustafa Kemal ülküsünü sözde değil özde anlamak, Atatürk’ü Atatürkçülüğü şeklen değil özde kavramak, özümsemek temel husustur. Cumhuriyetin nasıl doğduğunu unutmayarak, onun nereye gideceğini bilerek, geleceğe sahip çıkmak, Atatürkçülük bayrağını göklerde dalgalandırmak Türk gençliğinin temel görevidir. Gerçek Atatürkçülük; O yaşasa idi, neler yapardı? yı araştırmak, uygulamak, bu yolla ülkeyi ileriye taşımaktır.

10


"Sevgiyle ve Özlemle Anıyoruz…" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları