CANLILAR PROKARYOTLAR MONERA ALEMİ ÖKARYOTLAR PROTİSTA FUNGİ BİTKİLER HAYVANLAR
PROTİSTALAR
PROTİSTALAR SİLLİLER: Örnek; Paramesyum KAMÇILILAR: Örnek; Öglena KÖKAYAKLILAR: Örnek; Amip SPORLULAR: Örnek; Plazmodyum CIVIK MANTARLAR ALGLER (Farklı bir kaynaktan)
Protistalar çok küçük su birikintileri, nemli topraklar, hayvanların vücut sıvıları gibi farklı ortamlarda yaşayabilen ve ancak mikroskopla görülebilen bir hücreli canlılardır. Bu canlıların tüm hayati olayları bir hücre içinde geçmektedir. Bu canlılar hem bitkisel hem de hayvansal özellik taşır. Terliksi hayvan, amip, euglena, çan hayvanı protistalar grubundaki canlılara örnektir.
Bu canlılar genellikle kirli su birikintilerinde yaşadıklarından bu tür suları kullanmak sağlık açısından zararlıdır; çünkü, bu ortamlarda yaşayan canlılar birçok hastalığa sebep olmaktadır. Bir hücreli canlılar bölünerek çoğalır. Bunların bir bölümü besinlerini kendileri yapar, bir bölümü de bulundukları ortamdan hazır olarak alırlar.
TERLİKSİ HAYVAN Hareketleri ince titrek tüylerle olur. Eşeysiz olarak bölünmeyle çoğalırlar. Besinlerini ağızla alırlar. Boşaltım kontraktil kofullarla olur. Bir hücrelilerin en gelişmiş örneğidir.
KAMÇILILAR Denizlerde ve tatlı sularda yaşayanları olduğu gibi, insanlar ve hayvanlar üzerinde asalak olarak yaşayanları da vardır. Uyuz hastalığını yapan tripanazomyalar insan ve hayvanların kanında yaşar. Vücutlarında bulunan bir ya da birkaç kamçıya benzeyen organlarını hareket ettirerek yer değiştirirler. Bölünerek çoğalırlar. Euglena denilen hayvan tipik bir kamçılıdır.
EUGLENA Kloroplastları vardır. Fotosentez yaparlar. Işığa duyarlı göz lekeleri vardır. Kamçıyla yüzerek hareket ederler. Eşeysiz olarak bölünerek çoğalırlar. Hem bitkisel hem de hayvansal özellik gösterirler.
KÖK AYAKLILAR *Çoğunlukla suda yaşarlar. Zarla çevrili çekirdekleri ve organelleri bulunur. *Tam olarak bitki ve hayvan özelliği göstermezler. Hareket- leri özel hareket organları ile olur. Yalancı ayak: Hareketi sağlar. Ayrıca besinlerinin alınma- sında da rolü vardır. Besin kofulu:Hücre içine alınan besinlerin sindirimini sağlar. Bölünerek çoğalırlar. *İnsanda parazit yaşayıp amipli dizanteriye sebep olurlar.
SPORLULAR Bazı bakteriler, sıtma mikrobu ve bira mayası gibi tek hücreliler, hücrenin çekirdeğinin bölünmesi ve ayrı ayrı hücreler meydana getirmesi yoluyla çoğalırlar. Bu ayrılan hürelere spor, bu yolla çoğalan tek hücrelilere sporlular denir. Tebeşir denilen madde, Foraminifera adlı tek hücreli deniz hayvanlarının kabuklarının, dibe çökerek yığılması ve bir tabaka teşkil etmesi sonucu meydana gelir.
SPORLULAR *İnsanda ve hayvanlarda parazit olarak yaşarlar. *Hareket için özel organları yoktur. *Eşeyli ve eşeysiz çoğalabilir. *En iyi bilinen örneği insanda sıtma hastalığına sebep olan sıtma plazmodyumudur. *Bir göl suyu içinde bir hücreli olan diyatomeler, koloni halinde yaşayan volvoks ve pandorina ile spirojirler su içinde yaşayan bitkilerdir.
Tek hücreli hayvanlarla çok hücreli hayvanlar arasında geçit teşkil eden yeşil su yosunları (Pandorina’lar) ve Volkoles’ler vardır. Yeşil su yosunlarında 16 tek hücre bir araya gelip zarla çevrilmiştir; ama her hücre bağımsızdır. Aralarında iş bölümü yoktur. Volkoleslerde ise on bine yakın hüre bir araya gelmiş; üreme, hareket ışığı alma görevleri ayrı ayrı hücre grupları tarafından yapılmıştır. Bir bakıma Volkoles çok hücrelilerin en basitidir.
Sıtma plazmodyumu ‘anofel’ denilen sivrisineklerin tükürük bezinde yaşar. Sivrisineğin insanın kanını emmesiyle insana bulaşır. İnsanda ‘sıtma hastalığı’ yapar. Sıtma hastalığı ‘kinin’ denilen ilaçla tedavi edilir.
SİLLİLER Sil:Hareketi sağlar. Boşaltım kofulu:Fazla suyun dışarı atılmasını sağlar. Küçük çekirdek:Çoğalmayı kontrol eder. Büyük çekirdek:Beslenme, büyüme ve gelişme gibi çoğalma dışında kalan hayatsal olayları yönetir. Ağız:Besinlerin hücre içine alınmasını sağlar. *Bölünerek çoğalır fakat bazı durumlarda eşeyli de çoğalabilir.
KAMÇILILAR Boşaltım kofulu: Fazla suyun dışarı atılmasını sağlar. Besin kofulu: Hücre içine alınan besinlerin sindirimini sağlar. Kloroplast: Fotosentez ile besin üretimi gerçekleştirir. Bu özelliği ile bitkilere benzer. Kamçı:Hareketi sağlar. Kamçı ile aktif hareket ettiği için de hayvanlara benzer. *Bölünerek çoğalır. *İnsanlarda şark çıbanı ve uyku hastalığına sebep olan türleri de vardır.
Protozoanlar morfoloji bakımından bir hücreye benzerler. Vücutları genel olarak sitoplazma ve nükleustan oluşmuştur. Çoğu mikroskobiktirler. Sitoplazmaları genellikle endoplazma (iç kısım) ve ektoplazma (dış tabaka) ya ayrılır. Endoplazma çok granüllü bir sıvı halindedir. Ektoplazma granülsüz veya çok az granüllü ve endoplazmaya nazaran saydam ve koyudur. Ektoplazma dış ortamın etkisiyle sitoplazmanın koyulaşmasından oluşmuştur. Endoplazma yüzeye çıkacak olursa ektoplazmaya değişir. Bunun akside olabilir.
Protozoalar hareket organellerine göre 4 sınıfa ayrılır. 1. sınıf: Flagelleta (Mastigophora, Kamçılılar): Hareketleri flagellum denilen kamçı ile olur. sınıf: Rhizopada (Sarcodina, Kök bacaklılar): Hareketleri pseudopod’larla olur. sınıf: Sporozoa (Coccida; Sporlular): Hareket organelleri bulunmaz, parazit formlar. sınıf: Ciliata (Silliler): Hareket organelleri sil denilen kısa kirpiklerle olur.
Protozoaların çoğu bir nükleusludur Protozoaların çoğu bir nükleusludur.(bazı formlar birden fazla nükleusa sahiptir) Bir kısmıda hayatlarının bazı devrelerinde çok nukleuslu olurlar.(çoğu bölünme olacağı zaman). Bir nukleuslu forma Monoenergid, çok nukleuslulara da Polyenergid denilir. Tek hücrelilerde, çok hücrelilerin organlarına homolog oluşlara Organel ismi verilir. Organeller, sitoplazma farklılaşmasıyla oluşmuştur. Protozoaların hareket, sindirim, boşaltım gibi yaşam olayları bu organeller tarafından yapılır.
1. sınıf: FLAGELLATA ( MASTİGOPHORA) Kamçılı protozalardır. Vücutları oval, küre veya uzun olur. Genellikle radyer simetrilidirler. Bilateral simetrili olanlarla, gayri muntazam tiplere de rastlanır. Vücut yüzeyi pelikula ile örtülü olduğundan şekilleri daima belirlidir. Bazı formlar jelatin, pscudokitin silisyum dioksit veya selülozdan kabuk, evcik veya zırh meydana getirirler. Pelikulası ince olan veya pelikulası bulunmayan formlar vücut şekillerini değiştirirler. Bazı formalarda kurt gibi vücudunu uzatıp kısaltarak harekete yardım ederler; bu tip harekete Metabolik veya Euglenoid hareket denir.
Kamçılı protozalardır. Vücutları oval, küre veya uzun olur Kamçılı protozalardır. Vücutları oval, küre veya uzun olur. Genellikle radyer simetrilidirler. Bilateral simetrili olanlarla, gayri muntazam tiplere de rastlanır. Vücut yüzeyi pelikula ile örtülü olduğundan şekilleri daima belirlidir. Bazı formlar jelatin, pscudokitin silisyum dioksit veya selülozdan kabuk, evcik veya zırh meydana getirirler. Pelikulası ince olan veya pelikulası bulunmayan formlar vücut şekillerini değiştirirler. Bazı formalarda kurt gibi vücudunu uzatıp kısaltarak harekete yardım ederler; bu tip harekete Metabolik veya Euglenoid hareket denir. Hareket: Flagellatların hareket organeli kamçı (flagellum)’dır. Genellikle hücrenin ön ucunda bir veya iki bazende çok sayıda kamçı bulunur. Bazı parazit flagellatlarda kamçının özel bir şekli dalgalı zar bulunur.
Kamçının bir eksen kısmı ile bunu saran ince bir sitoplazma tabakası vardır. Kamçıların çıkış noktaları sistematik tayininde rol oynar. Boşaltım: Tatlı su flagellatların çoğunda boşaltım organeli olarak kontraktif vakuoller bulunur. Bunlar ya tek vakuoller şeklinde veya toplama vakuellerin oluşturduğu vakuol sistemlerinden oluşur. Bazı türlerde de hidrostatik organel olan pusul sistem vardır. Çoğalma: Flagellatların nükleusları şekil bakımından değişiklikler gösterir. Nükleus sayısı genel olarak bir, nadirende iki veya daha fazladır. Çoğalma genellikle boyuna bölünme ile olur. Bazı formlarda eşem olayı saptanmıştır. Çoğalma sonunda bazen oğul bireyler bir arda kalarak kolonileri oluşturur.
Beslenme: serbest yaşayan flegellatların çoğunun sitoplazması içinde kromatoforlar bulunur. Bunlar klorofilden oluşmuştur ve hayvanı yeşil renkte gösterir.bazen kromatoforların yanında Pyrenoid’lerde görülür. Bu renkli olan formlarda beslenme tarzı ototroftur. Kromatoforlu flegellatların bazıları aynı zamanda organik besinde alırlar (MİKSOTROF). Organik besin ya münhal ya da katı halde olur. Katı besin maddelerinin alınışı kamçı dibinde yer alan bir sitostom (hücre ağzı) ile veya amiboid bir uzantı besini sararak içeriye alır.
Yaşadığı ortamlar: renkli ve renksiz flagellatlar, yağmur suyu topluluklarında, nehir, deniz, göl gibi her türlü su topluluklarında yaşarlar. Plankton: Plankton su içinde dibe çökmeksizin herhangi bir seviyede kalabilen ve suların hareketliliği ile pasif yer değiştiren mikroorganizmalara verilen isimdir. Plankton ekolojik bir birimdir. Bu birliğe mensup olan tek bir bireye plankter denir.Sularda yaşayan organizmalar ekolojik yönden iki gruba ayrılır:
1.Pelajik Formlar (Yüzücü Formlar): Aynı ortam şartları altında yaşayan ve oranın dış faktörlerine uymuş olan organizmalar bir ekolojik grup teşkil ederler. Plakton organizmaların sebep olduğu biyolojik olaylardır. Bazı hallerde göl ve deniz suları bol miktarda plankton ihtiva eder. Bu organizmaların su içinde bol miktarda bulunması suların boyanmış gibi görünmesine sebep olur. Örnekler: Euglena sanguinea (göl sularını kızıl renkte gösterir.) Euglena virides (göl sularını gri yeşil renkte gösterir.) 2.Bentik Formlar:bu forma flagellatlar girmez.
Flagellatların serbest yaşayanları yanında bir çok parazit türleride vardır. Çoğu zararsız olarak, insanlarla diğer omurgalıların ve böceklerin bağırsaklarında bulunur. Parazit flagellatlar arasında hastalık etkeni olarak tanınanlar tripanosomlar ve bunların diğer akrabaları gibi kanda yaşayanlarıdır. Kromatoforlu flagellatların çoğu ile renksizlerin bir kısmında ön uçlara yakın bir yerde kırmızı renkli bir göz beneği (stigma ) vardır. Işığa karşı hassas olan bu organel Heamatochrome adı verilen bir karotin pigmenti ihtiva eder.
2.sınıf: RHİZOPODA (SARCODİNA ) Vücut yüzeylerinde flagellatlardan farklı olarak pelikula bulunmaz. Bu bakımdan vücutları simetrisizdir, devamlı şekil değiştirir. Nükleus sayısı bir veya daha fazla olabilir. Bazı formlarda iyi oluşmuş kabuk veya iskeletler görülür. Çoğunda koruma organeli olarak kabuk yahut evcik bulunur. Üremelerinde eşeysiz çoğalma çoğunluktadır. Çoğunun hayat devresinde birbirini takip eden ikiye bölünmelerle , bir veya ki kamçılı zoosporlar oluşur. Bu durum bunların flagellatlarla yakın olduklarını gösteren bulgulardır. Rhizopodlar heterotrof hayvanlardır. Çoğu soliter ve serbest yaşar. Kozmopolittirler. Denizlerde, tatlı sularda veya nemli topraklarda yaşarlar. 4 ordoya ayrılırlar:
3.sınıf: SPOROZOA (COCCİDA) Hücre içi veya hücreler arasında yaşayan parazitlerdir. Her türü belli bir konakta bulunur. Vegetatif safhada vücutları , oval, yuvarlak veya kurt şeklindedir. Bazı formlar amiboid veya kayma şeklinde hareket yapabilir. Büyük bir kısmında hareket organı bulunmaz. Serbest olan besinleri osmoz yoluyla alırlar. Çoğalmaları eşeysiz veya eşeyli olur. Bulundukları konağın içinde sayıları artırmak için eşeysiz çoğalma yaparlar (schızogonıe). Bu tip çoğalmada ana hayvana schızond (agamond) ,genç oğul bireylere de merozoid (agamont) denir.
Örnekler: Eimeria avium: Tavuk bağırsaklarında parazit olarak yaşar. İshale neden olur. Plasmodium vivax: İnsanlarda Tertiana denilen sıtmaya neden olur. Nosema bombycis: İpek böceği tırtıllarının organlarında parazittir. Sarcocystis mischerina: Domuzların bazende diğer memeli hayvanların ve insanların kas hücreleri arasında yaşar. Plasmodiummalaria: İnsanlarda Guartana denilen sıtmaya neden olur. Şekil 7 plasmodium-malaria 1 Plasmodium falciparum: İnsanlarda Tropik sıtma hastalığına neden olur. Nosema apis: Arıların bağırsak epiteli içinde hücre içi parazittir. İshale neden olur.
Şekil Plasmodium-malaria
Uyku hastalığına neden olan Trypanosoma gambienses çeçe sineği tarafından taşınır. Trypanosoma gambienses insan kanı içine yerleşir. İnsanda merkezi sinir sistemini tahrip eden Trypanosoma gambienses uyku hastalığına neden olur.Yani çeçe sineği Trypanosoma gambienses'e konukçuluk eder. Protista alemi içerisinde yer alan bir protist olan Leishmania ise genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaygın olan şark çıbanına, Akdeniz Bölgesinde yaygın olan kara hastalığına neden olur. Geviş getirenlein barsaklarında yer alan bazı protistler salgıladıkları enzimler sayesinde selülozu parçalar. Günümüz bilim adamları bu protistlerden yararlanmak istemektedirler. Yani selilozu da insanlar için enerji kaynağıolarak kullanmayı düşünüyorlar. Anofel, sıtma etkeni olan plazmodyumu insanlara bulaştırır.
İnsan barsaklarında yaşama ortamı bulan amipler ise dizanteri etkenidir. Bazı protistler ise çürükçül bakterilerin yaptığı işi yaparlar. Endüstri ve canlı atıklarını parçalarlar. Bu da çevre kirliliğini engeller ve madde döngüsünü sağlar. Bazı algler çeperlerinde silisyum bulundurur. Bunlara diatom denir. Çeper kırıntıları deniz dibinde birikerek bir katmabnoluşturur. Bu katmandan ise tuğla, süzgeç, diş macunu yapımında yararlanılır.