Ekolojik (Organik, Biyolojik) Etlik Piliç Yetiştirme Çalışmaları

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TARLADAN SOFRAYA DEĞER ZİNCİRİ
Advertisements

Hayvansal Atıklar ve Alınacak Önlemler
ENTEGRE MÜCADELE.
KOLAYLAR Taze Meyve-Sebze Dünyası
ORGANİK TARIM.
TÜRKİYE’ DE ÇEVRE SORUNLARI
KONU: Verimlilik nedir? Verimlilik hesabı nasıl yapılır?
Dr. Yener ATASEVEN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
ULAŞIM VE EKOLOJİ.
Avrupa Birliği Ortak Tarım Planı -AB OTP-
Avrupa Birliği Hayvancılık Politikaları Dr.Mustafa ALTUNTAŞ Uzman Veteriner Hekim.
EKOSİSTEMLERDE DEĞİŞKENLİK
KARKAS ÖZELLİKLERİ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRILMASI
Danimarka.
Global Hayvancılık Trendleri
Abdurrahman OLGUN Gökalp KILINÇ.
Üretim-Tüketim-İhracat
Şekil Organik Tarım Ürünlerinde Kullanılacak Logo Örnekleri
TAVUK ETİNİN SOĞUTULARAK VE DONDURULARAK
Mevcut Durum ve Gelecek Vizyonu 18 Temmuz 2012 Sakarya
GIDA MÜHENDİSLİĞİ NEDİR? GIDA MÜHENDİSLİĞİ, gıdaların üretiminden tüketimine (tarladan sofraya) kadar ki bütün süreçlerde mesleki bilgi ve deneyimleri.
Bingöl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, BİNGÖL
ORGANİK (EKOLOJİK, BİYOLOJİK) (Sığır, Koyun, Keçi ve Tavuk)
Tarım Arazilerinin Sürdürülebilir Kullanımı
GREEN MARKETING KONFERANSI
Organik Kanatlı Hayvan Üretiminde Yem ve Civciv
DÜNYA BESLENME KILAVUZLARI
TARIM-ÇEVRE İLİŞKİLERİ Prof. Dr. Murat ALTIN
“SÜT İLE İLGİLİ GERÇEKLER”
Türkiye’nin Küresel Çevre Fonu(GEF)’na Yaklaşımları ve Beklentileri
Belçika.
BİZİM OLDUĞU HALDE BİZİM OLMAYAN ŞEY NEDİR?
KAMU İSTİHDAM POLİTİKALARI-4 Prof. Dr. Doğan Nadi Leblebici Bu Slaytta Esen Çağlar’ın 2007 yılında tepav’da yaptığı.
SIĞIR VE DANA ETİ PAZAR DURUMU 16 MAYIS AB TOPLAM SIĞIR HAYVANCILIK ARALIK ANKETİ HAYVANCILIK ARALIK ANKETİ ARALIK-TOPLAM ÇİFTLİK HAYVANLARI SIĞIR.
Tarımsal Üretici Birlikleri ve Kooperatifler Açısından Biyodizel
Polinasyonda Bal Arılarının Önemi
Durgun sularda yetiştiricilik Durgun sularda yetiştiriciliği etkileyen doğal faktörler; İklim kuşakları •Havuzlardaki yetiştiricilikte verimi etkileyen.
Türkiye’de 2008 yılında, yaklaşık 494 bin tonu avcılıkla, 152 bin tonu yetiştiricilikle olmak üzere toplam 646 bin ton su ürünleri üretilmiştir. Avcılıkla.
2011 – EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ BAHAR YARIYILI
BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULLANILAN YEMLER VE YEMLEME İLKELERİ
GÖLHİSAR VE ALTINYAYLA İLÇELERİ SÜT ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ
TÜRKİYE’DE TARIM VE HAYVANCILIK
SON ON YILDA HAYVANSAL ÜRETİMİN GELİŞİMİ VE TARIMIN FİNANSMANI
SANAYİ GÜBRELERİNİN OLUŞTURDUĞU KİRLİLİK
Küçülen Dünya, Gelişen Yumurta Sektörü
Doç. Dr. Hüseyin KARLIDAĞ
KONYA İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ
Çevremiz neden kirlenir?
Veterinerlik Bölümü Laborant ve Veteriner Sağlık Programı.
Tarım Türleri Öğrenme Hedefleri Tarımın Farklı Türlerini Tanımlamak
Örtü altında yetiştiricilik, diğer üretim teknik­lerine göre daha fazla dikkat, teknolojik bilgi ve uy­gulama yöntemleri gerektirmektedir. Eksikliği görülen.
KIRSAL ALANDA YENİLİKÇİ HİZMET SUNUMU
HAYVANCILIK.
EKOLOJİK (= ORGANİK) TARIM TANIMI, İLKELERİ
Sığır yetiştiriciliğinin önemi
Sığır Besiciliği.
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve.
ORGANİK YUMURTA ÜRETİMİ
Çiftliğim ne kadar uygun ? Faaliyet için yeterli ari alanım var mı ?
ORGANİK TARIM VE ÇEVRE İLİŞKİSİ. ORGANİK TARIM VE ÇEVRE İLİŞKİSİ.
İYİ TARIM UYGULAMALARI NEDİR?  İnsan sağlığına zararlı maddelerin, fiziksel kalıntılar barındırmayan,çevreyi olumsuz şekilde etkilemeyen, doğal.
NİĞDE BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIĞI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
TARIM EKONOMİSİ ve İŞLETMECİLİK DERS NOTLARI
Ekonomik Krizden Etkilenen Bir Broiler İşletmesinde Verimliliğin İrdelenmesi Nilüfer BOZKURT YÜKSEK LİSANS TEZİ.
Süt Sığırcılığına Yatırım Yapılır mı?
İÇERİK BİTKİ BİYOTEKNOLOJİSİ VE BİTKİLERDE UYGULANAN BİYOTEKNOLOJİK YÖNTEMLER TARIMDA BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ OLASI DEZAVANTAJLARI BİTKİ DOKU KÜLTÜRÜ.
Civcivlerin bakımı Kaz civcivlerinin davranışları da diğer kanatlılar gibi sıcaklık konusunda bilgi verir. Bulundukları yer soğuksa ısı kaynağının altında.
Sunum transkripti:

Ekolojik (Organik, Biyolojik) Etlik Piliç Yetiştirme Çalışmaları Bünyamin SÖĞÜT* Hakan İNCİ Turgay ŞENGÜL Bingöl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, BİNGÖL Özet Etlik piliç üretimi, kısa dönemde yetiştirilmeleri, yemden yararlanmalarının daha iyi olması ve insanların değişen tüketim alışkanlıklarını etkin bir şekilde karşılaması nedeniyle yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Diğer taraftan, hayvansal yağların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri nedeniyle insanları daha az yağ içeren beyaz et tüketmeye zorlamaktadır. Etlik piliç üretiminde, daha az bir alanda ve daha az bir iş gücüne ihtiyaç duyulması nedeniyle konvansiyonel ve organik üretim sistemlerinin karşılaştırıldığı çalışmaların yapılmasına sebep olmuştur. Bu konuda yapılan çalışmalarda, geleneksel yöntemlerle üretilen etlik piliçlerin 42. gün canlı ağırlıklarının erkek-dişi karışık ortalama 2300 g ve yemden yararlanma oranlarının ortalama 1.7-1.9; organik üretimde ise 81. gün sonunda canlı ağırlık ortalama 3200 g ve yemden yararlanma oranı 4.3- 4.6 olarak bildirilmektedir. Sonuç olarak, organik üretimin konvansiyonel üretime göre çok daha masraflı olduğu bir gerçektir. Ancak, günümüz gıdalarının daha güvenli, daha sağlıklı, daha kaliteli ve besleyici olmalarına büyük özen gösterilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, organik tavuk eti üretiminin büyük önem taşıdığı söylenilebilir. Anahtar Kelimeler: Organik, etlik piliç, canlı ağırlık, yemden yararlanma Giriş Bu gezegende havayı, suyu ve toprağı kirletmeden, erozyonu, toprağın tuzlulaşmasını, diğer hastalık ve zararlıların etkisini en aza indirecek tarım teknolojilerinin geliştirilmesine her geçen gün daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Doğayla dost bu yeni üretim modeli Ekolojik Tarım olarak adlandırılmaktadır. Ekolojik tarım; doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan, hastalık ve zararlıları kontrol altına alarak doğadaki canlıların sürekliliğini sağlayan, doğal kaynakların ve enerjinin optimum kullanımı ile optimum verim alınan bir üretim sistemidir. Ekolojik tarım, insan, çevre ve ekonomik olarak sürdürülebilir tarımsal üretim sistemini bütünleştiren bir yaklaşımdır. Sistemin amacı doğal kaynakları korumak, zararlı ve hastalıklardan arınmış bitkisel ve hayvansal ürünler üretmektir (Türk 2001; Ak, 2005). Dünya nüfus artışına bağlı olarak tarım ürünlerine olan talep de artmıştır. Bu talep artışı bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimin, konvansiyonel hayvancılıkta denilen yoğun üretim şeklinde yapılmasına neden olmuştur. Konvansiyonel üretimde birim alandan yüksek miktarda ve ekonomik ürün alınması öncelikli olduğu için, ekolojik denge ve ürün kalitesinde sağlık kriterleri ikinci plana atılmıştır. Konvansiyonel tarımda ürünün kalitesinin ikinci plana atılması, ekonomik üretim yapmak için mekanizasyonun artırılması ve özellikle bilinçsiz uygulamalar, toprağın canlı tabakasını yok etmiştir. Toprakta oluşan sert tabakalar, sıkışmalar yaratarak erozyonu teşvik etmiştir.  Verim artışı sağlanırken, üretimde çevre dengesi bozulmuş, iyi tarım toprakları elden çıkmış ve toprağın canlı kısmı ölmüştür. Topraktan kaybolan bu maddelerin tekrar telafisi çok pahalıya mal olmaya başlamış ve bazen de imkânsız hale gelmiştir. Dünya nüfusunun artması ve entansif tarımın yaygınlaştırılması, birim başına düşen verimin ve dolayısı ile üretimin artırılması için sağlanan teşvikler ve aşırı destekler sonucu ve 1970'de pestisitlerin ve kimyasal gübrenin keşfi ile "Yeşil Devrim" olarak adlandırılan tarımsal üretimin artırılma çabalarının dünyadaki açlık sorununa çözüm olmadığı, aksine doğal dengeyi ve insan sağlığını sürekli bozduğunu gören gelişmiş ülkeler organik tarım, sürdürülebilir tarım ve değişik tarım alternatifleri konusunda çalışmalara başlamışlardır (Ünal, 2006). Organik Etlik Piliç Yetiştirme Çalışmaları Organik tavukçuluk; Tavukların beslenme ve sağlık koruma önlemlerinde sentetik olarak üretilen besin ve kimyasal maddelerin kullanılmamasını öngören, onların doğal davranış ve fizyolojilerini rahatsız etmeyecek şekilde beslenme ve çevresel isteklerinin karşılandığı bir üretim sistemidir. Şahin ve ark. 2005 İnci (2009), konvansiyonel ve organik sistemlere göre yetiştirilen etlik piliçlerde büyüme-gelişme ve karkas özelliklerini incelendiği bir çalışmada, deneme gruplarını, konvansiyonel, organik kontrol, ad libitum organik mera+ad libitum organik yem (dışarı), %80 organik+gün boyu ad libitum organik mera (%80), %70 organik yem+gün boyu ad libitum organik mera (%70) ve %50 organik yem+gün boyu ad libitum organik mera (%50) şeklinde düzenlemiştir. Altıncı hafta sonunda konvansiyonel sisteme göre yetiştirilen etlik piliçlerin ulaştığı ortalama canlı ağırlıklar 2305.4 g, organik sistemlerde (10. hafta sonunda) ise sırasıyla, 1935.4, 3028.6, 2656.6, 2876.7 ve 2789.6 g olarak saptanmıştır. Söğüt ve ark., (2010), konvansiyonel sisteme göre yetiştirilen etlik piliçlerin yemden yararlanma oranlarını 6. hafta sonunda 1.66, organik sistemlerde ise (10. hafta sonunda) 3.69-1.61 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Araştırmacılar, tamamen kapalı şartlarda ve organik olarak üretilmiş yemlerle beslemenin avantajlı olmadığını, organik etlik piliç üretiminde organik mera ve serbest dolaşımlı sistemlerin organik yemleme ile beraber kullanılmasının daha avantajlı olduğu ve mera uygulamasının %70 ve %50 oranında olmasının etlik piliçlerde büyüme-gelişme ve karkas özelliklerini olumlu yönde etkilediğini açıklamışlardır. Lampkin (1997), 81. gün kesim yaşına göre etlik piliçlerin 2.75 kg canlı ağırlığına ulaştığını ve yemden yararlanma oranının ise 4.5 olduğunu açıklamıştır. Castellini ve ark., (2001), 56. günde kontrol ve organik gruplarda canlı ağırlıkları sırasıyla; 3219 ve 2861 g; yemden yararlanma oranlarını 2.31 ve 2.75; 81. günde ise canlı ağırlıkları 4368 ve 3614 g; yemden yararlanma oranlarını 2.89 ve 3.29 olarak bildirmişlerdir. Olsen ve Rossiter (2001), taşınabilir barınaklar (3x4 m) kullanarak yaptıkları organik etlik piliç yetiştiriciliğinde, kullandıkları Cornish-Rock hattı broiler civcivleri yonca-çayır tarlasında günlük rotasyonlu olarak otlatılmışlar ve 81. günün sonunda etlik piliçlerin 3.23 kg ortalama canlı ağırlığa ulaştığını bildirmişlerdir. Toker (2005), organik yemlerle ya da mineral maddeler ve vitaminler ile dengelenmiş farklı düzeylerde probiyotik ilave edilmiş rasyonların, etlik piliçlerde besi performansı ve karkas özellikleri üzerine etkilerini araştırmıştır. Sonuçta, etlik piliç rasyonlarına yem katkı maddesi ilave edilmesinin yem değerlendirme üzerine herhangi bir olumlu ya da olumsuz etkisinin olmadığını, buna karşılık canlı ağırlık, yem tüketimi ve karkas ağırlığı değerlerini olumlu yönde etkilediğini bildirmiştir. Yavaş ve hızlı gelişen etlik piliçlerde et kalitesi ve yetiştirme sisteminin (organik ve konvansiyonel) karşılaştırıldığı bir çalışmada, yetiştirme sisteminin karkas randımanı üzerine etkisi önemsiz bulunurken, göğüs ve sırt oranı üzerine etkisi önemli bulunmuştur. Yavaş gelişen etlik piliçlerin göğüs oranı hızlı gelişen piliçlerin göğüs oranlarından daha düşük, sırt oranı ise daha yüksek bulunmuştur (Küçükyılmaz ve ark., 2009) SONUÇ VE ÖNERİLER Organik üretim sisteminin artı değeri konvansiyonel sistemden daha yüksektir. Organik ürünlerle beslenme biçimine gelişmiş ülkelerden talep olağanüstü derecededir. Diğer taraftan organik tarım yaygınlaştıkça, çığ gibi büyüyen çevre sorunlarımızda da büyük oranda iyileşme gözlenebilecek ve yerli tüketicinin de vasıflı ürün tüketmesi sağlanabilecektir. Organik hayvancılığın gelişmesi için kaliteli ve sağlıklı ürünlere yönelik tüketici talebi arttırılmalı, risk faktörlerinin değerlendirilmesi için epidemik inceleme ve araştırmalara yer verilmelidir. Kaliteli üretim yöntemlerini geliştirmek için üretici kararlarını destekleyici sistemler göz önüne alınmalıdır. Organik hayvansal üretimin işletmelerde yaygınlaştırılmasına ilişkin sosyo-ekonomik araştırmalar yapılmalıdır. Üreticilerin organik üretimi benimsemesi yönünden, üretilecek organik ürünlerin maliyet ve kârlılıkları araştırmalarla ortaya konulmalıdır. Türkiye, insan gücü, toprak kalitesi, 11.000’den fazla endemik türle zengin biyolojik çeşitliliği, iklimi ve asırlık bilgi birikimine rağmen organik tarımda arzu edilen düzeyin çok gerisindedir. Ancak, elimizdeki mevcut imkânlar ve AB’ ye hazırlık dönemi bu konumdan hızla kurtulmamızı sağlayabilecek fırsatlar sunmaktadır. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde organik tavuk eti üretimi gün geçtikçe artmaktadır. Ancak, bu ülkelerde toprak kirliliği had safhaya ulaşmasından dolayı ürün artırımı sınırlanmakta veya ürün maliyetinin birim fiyatı artmaktadır. Bunun yanında toprakları Avrupa ülkeleri topraklarına göre kimyasal olarak daha az kirlenmiş ülkemiz avantajlı durumdadır. Nitekim Türkiye az kirlenmiş toprakları sayesinde organik tarımsal ürün üretmek suretiyle bir nevi organik ürün ambarı haline gelebilir. Dolayısıyla, söz konusu ürünlerin bir kısmını değerlendirecek olan kanatlı hayvan üretiminde ve özellikle de organik etlik piliç üretiminde büyük ilerleme sağlanması mümkün olabilecektir. Organik hayvancılık “kaliteli ve sağlıklı ürünler talep eden tüketiciye yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim faaliyeti” olarak tanımlanmaktadır. Dünya nüfus artışı ve buna bağlı olarak gıda maddelerine olan talebin yoğunluğu; tarımsal üretimin konvansiyonel olarak yapılmasına neden olmuş, özellikle hayvanlardan daha fazla verim almanın amaçlandığı konvansiyonel hayvancılıkta çeşitli hormonlar, hayvan sağlığı ilaçları, kimyasallar, suni yemler ve benzeri maddeler kullanılmıştır. Üretime dahil edilen bu girdiler hayvansal ürünlerde, özelliklerine, kullanım miktarı ile kullanım şekli ve zamanlarına göre insan sağlığını ve doğal çerçeveyi olumsuz yönde etkileyebilecek kalıntılar bırakmaktadır. 21. yüzyılda, başta A.B.D. olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde yapılmakta olan araştırmaların odak noktasını daha sağlıklı, daha mutlu ve daha uzun ömürlü toplumların oluşturulması teşkil etmektedir. Bu nedenle günümüz gıdalarının daha güvenli, sağlıklı, kaliteli ve besleyici olmalarına büyük özen gösterilmesi gerektiği ve organik hayvansal ürün üretimi ve tüketiminin bu açıdan büyük önem taşıdığı bildirilmektedir (Bölükbaşı ve ark. 2005). Türkiye’de Organik Tarım Dünyada Organik Tarım Halen 100 civarında ülkede 24 milyon ha üzerinde organik üretim yapılmaktadır. En geniş alan: Avusturalya :10 milyon ha Arjantin :2.96 milyon ha İtalya :1.16 milyon ha Avrupa ülkeleri: 5.6 milyon ha alan ve 175.000 işletme Tarımsal alanın % 3’ü İşletmelerin :% 2’i Yıllar Ürün Sayısı Çiftçi Sayısı Üretim Alanı ( ha ) Üretim Miktarı ( Ton ) 1996 26 1.947 6.789 10.304 2002 150 12.428 89.827 310.125 2003 179 13.044 103.190 291.876 2004 174 9.314 162.193 279.663 Organik Geçiş Süreci - 1.754 10.431 32.105 3.492 47.379 99.140 (Ak, 2005).