EDEBİ SANATLAR www.edebiyatogretmeni.net
Benzetmenin dört öğesi vardır : TEŞBİH(BENZETME) Anlatımı güçlendirmek amacıyla,aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan,ortak nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılmasıdır. Benzetmenin dört öğesi vardır : 1.Benzeyen ( B ) : Özellikçe zayıf olan 2.Kendisine Benzetilen ( KB ) : Özellikçe güçlü olan 3.Benzetme Yönü ( BY ) : Aktarılan özellik 4.Benzetme Edatı ( BE ) : gibi,kadar,sanki,güya,misal,andırma Sular öyle temiz ki annemin yüzü gibi. Cennet gibi güzel vatan Yalın teşbih (teşbih-i beliğ) : Benzeyen ve kendisine benzetilenle yapılan benzetmedir. ÖRNEK " Gül tenli sevdiğim " KB B " Selviler içinde bir alevdir Emir Sultan " KB B
Benztmeleri temel öğelerinden (benzeyen, kendisine benzetilen) sadece birinin söylenmesiyle yapılan benzetmeye istiare denir. Açık İstiare: Sadece kendisine benzetilen kullanılır. Aslanlar vatan için dövüştüler. (Askerler) Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? (ak saçlar) Bu memlekte bir gün sabah olursa Haluk. (özgür günler) Bugün gökten inciler yağıyordu .(yağmur) Kapalı İstiare: Sadece benzeyen kullanılır. Siyah bir gece,orman sükun içinde uyur.(Orman insan gibi uyur) Dağlara yaslanıp yatan güneşi Yaralı,hastadır,yorgundur sandım.(Güneş insan gibi yaralı,hasta ve yorgundur sandım)
Sözcüklerin, gerçek anlamlarından MECAZ Sözcüklerin, gerçek anlamlarından bütünüyle uzaklaşarak, başka kavramları yansıtır duruma gelmesiyle kazandığı yeni anlamıdır: ÖRNEKLER Onda her gün maç izleme hastalığı var Basına doyurucu bilgi vermedi Dışarı çıkınca içim acildi. "Yeni idarecimizin davranışları hamdı." (tecrübesizlik )
TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME) İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır. —Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında —Yalnızlığın okşadığı kalbime,yağmurlar küskün, İNTAK(KONUŞTURMA) İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur. —Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin? —Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince: Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince. “Ah bu türküler,köy türküleri Ana sütü gibi candan Ana sütü gibi temiz.” Benzeyen : Köy türküleri Kendisine benzetilen : Ana sütü Benzetme yönü : temiz ve candan olması Benzetme edatı : gibi
KİNAYE Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır KİNAYE Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır. Uyarı:Kinayede daha çok mecaz anlam kastedilir. Şu karşıma göğüs geren Taş bağırlı dağlar mısın? Ey benim sarı tanburam Sen ne için inilersin İçim oyuk derdim büyük "Ne yapsın, ayağı kaydı bir kere." "Arkadaşın dayısı güçlüdür, halleder."
TECAHÜL-İ ARİF Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır. —Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz. —Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer? Geç fark ettim taşın sert olduğunu. —Gökyüzünün başka rengi de varmış, Su insanı boğar,ateş yakarmış. "Yılın ilk karı yağdı İyice kısaldı günler Ölülerimiz üşür mü ki?"
HÜSN-İ TA’LİL Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır. —Gül bahçesi sevgiliden haber geldiği için Süslendi ve güzel kokular süründü. —Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak. —Senin o gül yüzünü görmek için Sana güneş bakmak için doğuyor. —Benim kaderime ve yalnızlığıma Irmaklar bile ağladı. "Sen yoksun hiçbir şey yok Güneşin rengi Ağustos yıldızlarının sıcaklığı Karanfil kokusu"
MÜBALAĞA (ABARTMA) Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir. —Manda yuva yapmış söğüt dalına, Yavrusunu sinek kapmış. —Alem sele gitti gözüm yaşından. —Bir ah çeksem dağı taşı eritir, Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
TEZAT (KARŞITLIK) —Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Aralarında ilgiden dolayı,birbirine zıt kavramları bir arada kullanmaktır. —Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. —Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? —İçimde kar donar,buzlar tutuşur, Yağan ateş midir,kar mıdır bilmem.
TEVRİYE (AMACI GİZLEME) İki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır. —Tahir Efendi bize kelp demiş (Tahir:özel ad.) İltifatı bu sözde zahirdir Maliki mezhebim benim zira İtikadımca kelp Tahirdir. —Bu kadar letafet çünkü sende var, Beyaz gerdanında bir de ben gerek. "Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş"
TELMİH (HATIRLATMA) Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı. —Vefasız Aslıya yol gösteren bu, Keremin sazına cevap veren bu. —Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor teshidi, Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi. —Ekmek Leyla oldu bire dostlarım, Mecnun olup ardı sıra giderim.
TENASÜP (UYGUNLUK) Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır. —Deli eder insanı bu dünya, Bu gece,bu yıldızlar,bu koku, Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç. —Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. —Arım,balım,peteğim, Gülüm,dalım,çiçeğim,(aynı zamanda istiare) Bilsem ki öleceğim, Yine seni seveceğim, "Suya versin bâğban gülzârı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su"
—Gönlümde ateştin,gözümde yaştın, Ne diye tutuştun,ne diye taştın. LEFF-Ü NEŞR Birbiriyle ilişkili kavramları simetrik ya da asimetrik olarak kullanmaktır. (Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili açıklama yapılarak elde edilir.) —Gönlümde ateştin,gözümde yaştın, Ne diye tutuştun,ne diye taştın. —Ben bir sedefim,sen nisan bulutu, Ver damlaları,al yuvarlak inciyi.
TEDRİC Birbiriyle ilgili kavramların bir derece gözetilerek sıralanmasıdır. —İki asker,mızrak mızrağa,kılıç kılıca,hançer hançere vuruşmaya başladı. —Makber,makber değil;bir türbe,türbe değil;bir mabet,mabet değil;bir küre,küre değil;bir sonsuz uzay
İSTİFHAM(SORU SORMA) —Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Anlatımı daha etkili hale getirmek için cevap alma amacı gütmeden soru sormaktır. —Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? —Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? —Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?Şaşarım! —Her gün bu kadar güzel mi bu deniz? Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
CİNAS Yazılışları aynı,anlamları farklı sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır. —Niçin kondun a bülbül kapımdaki asmaya Ben yarimden ayrılmam götürseler asmaya. — Kara gözler, Sürmeli kara gözler, Gemim deryada kaldı, Gözlerim kara gözler. —Kalem böyle çalınmıştır yazıma, Yazım kışıma uymaz,kışım yazıma. —Böyle bağlar, Yar başın böyle bağlar, Gül açmaz,bülbül ötmez, Yıkılsın böyle bağlar.
AKİS (Çaprazlama) : Bir cümle ya da dize içindeki sözleri ters çevirerek söylemeye akis denir. Örnekler: "Her inişin bir yokuşu, her yokuşun bir inişi vardır." "Yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemelidir. "Didem rûhunu gözler,gözler rûhunu didem Kıblem olalı kaşın, kaşın olalı kıblem." "Gamzen ciğerim deldi / deldi ciğerim gamzen Bilmem nic'olur halım / Halim nic'olur bilmem " "Cennet gibidir rûyin / rûyin cennet gibidir Âdem doymaz sana / sana doymaz âdem" RÛ : yüz ÂDEM : insan