SUSKUNLUK SARMALI 18.11.2014 ORHAN ÖZDÜLKAR
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 1916 yılında 'Berlin'de dünyaya gelen Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann tarafından geliştirilen bir siyaset bilimi ve kitle iletişim teorisidir. Suskunluk Sarmalı teorisi 1974’te ortaya atılmıştır. Suskunluk Sarmalı teorisi, çeşitli konular hakkında, toplumda bir kesim çekinmeden konuşabilirken başka bir kesimin niçin suskun kaldığı sorusu üzerine kuruludur. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI Neumanna göre ,‘Suskunluk Sarmalı sürekli hareket halinde olduğu ve ‘Halkın Görüşü’, medyanın sürekli tekrarlayarak baskın hale getirdiği ‘Çoğunluğun Görüşü’dür. Yani artık bir ‘statüko’dur. Ve bu ‘statüko’ karşısında ‘azınlık’ daha kısık sesle konuşmaya başlar ve en sonunda susar. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI Kuram, insanların kişisel düşüncelerini oluştururken başkalarının ne düşündüğüne dair temel sosyal psikolojik düşünceden kaynaklanır. Kişinin kendi kişisel düşüncelerini başkalarının ne düşündüğüne bağlamasıdır. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI Kuram, demokrasi kültürünün yerleştiği ülkelerde karşılıklı saygı ve tahammül gösterilse de az gelişmiş ve demokrasisi gelişmemiş toplumlarda suskunluk sarmalı işlemektedir. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI Suskunluk Sarmalını örneklendirecek olursak eğer; kitle iletişim araçları egemen düşünceyi yoğun olarak aktarırken, aykırı düşünceye giderek daha az yer vermesidir. Bu sarmal sonucunda egemen düşünceyi ifade eden insan sayısında artış olurken, aykırı düşünceyi ifade eden insan sayısında azalma olmaktadır. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI ‘Suskunluk Sarmalı’ teorisi, değerlendirme yapılması istenen bir alanda, ‘gerçek’ ve ‘değer’ farklılığına göredir. Gerçek’ kelimesinden kasıt bilim, felsefe veya akıl ile varlığı ispatlanan fikirdir.Teori, ‘gerçekler’ üzerinden ‘yanlış veya doğru’ saptaması yapmaya çalışmaz. Değer’ kelimesinden kasıt ise ortak bir noktada buluşmuş kişilerin herhangi bir bilimsel onay beklemedikleri fikirdir (Kanaattır). Sarmal sadece ‘algı’ ve ‘fikir’ zeminlerine uygulanabilir. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI Birçok insan önemli kamusal konularda yalnız kalmamak için çevrelerine bakıyor ve hangi düşüncenin güçlenip hangi düşüncenin düşüşe geçtiğiyle ilgili ipuçları arıyor. Eğer bir insan kendi kişisel düşüncelerinin düşüşte olduğunu düşünüyorsa bunu ifade etmeye daha az meyilli olabiliyor. Sonuçta egemen olan düşünce daha da güçleniyor ve maalesef haksızda olsa meşrulaşıyor… ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI ‘Suskunluk Sarmalı’ teorisi içinde Halkın Görüşü’nün oluşmasına etki eden beş temel faktör vardır: 1. Toplumdan dışlanma tehdidi 2. Toplumdan dışlanma korkusu 3.Fikrini özgürce söyleme isteği 4. Kişinin benliğinde doğuştan var olan ‘genel-geçer görüşe uyum gösterme’ duygusu 5.Diğer dördüne bağlıdır.
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 1.Toplumdan dışlanma tehdidi ; (Mahalle Baskısı) ‘Suskunluk Sarmalı’ toplumdan dışlanma tehdidiyle başlar. Toplum,uyum göstermeyen, aykırı görüşlere sahip olan ‘azınlığı’; ‘sizi dışlarız’ tehdidiyle caydırmaya çalışır. Zaten bireyler genellikle bilinçsiz ve belki de genetik temelli bir dışlanma korkusuna sahiptir.
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 2.Toplumdan dışlanma korkusu ; (Sürüden ayrılanı Kurt Kapar) Dışlanma korkusu ‘Suskunluk Sarmalı’na ivme kazandıran bir merkezkaç kuvvetidir.İnsanlar toplumdan dışlanma korkusuna kapılmamak için, kendilerince önlemler alır. Bu ‘önlem alma’ varsayımı, ‘Konformizm/Çevreye Uyum Göstermek’ denilen ‘hayatı huzur içinde yaşamak için etliye sütlüye bulaşmamak, her zaman -Halkın Görüşü-ne yakın olmak ve hatta birebir aynısı olmaya çabalamak’ temeline dayanır.
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 3.Fikrini özgürce söyleme isteği; Bireyler, fikirlerinin veya fikirlerine yakın olan görüşlerin toplum içinde yaygınlaşmaya başladığını hissettikleri anda, çekinmeden konuşmaya meyillidir. Tam tersine bakılırsa, fikirleri toplumca kabul edilmiyorsa veya yavaş yavaş ‘popülarite’si kaybolmaya başladıysa, artık susup kabuğuna çekilmeye yönelir.
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 4.Kişinin benliğinde doğuştan var olan ‘genel-geçer görüşe uyum gösterme’ duygusu; Bireyler, ‘Toplum Görüşü’nü ‘ölçmek’ için doğuştan gelen özelliklere sahiptir.Ama toplumun tamamını izlemesi görmesi çok zordur.İşte Medya’, ‘Toplumdaki Baskın Görüş’ün ne/neler olduğu hakkında bireylere örnekler sunar. Medya, bu ‘Baskın Görüşün’ topluma nasıl sunulduğu konusunda çok önemli rol oynar. ‘Toplumun Görüşünün’ nerelere meyilli olduğu ile ilgili bireylerin (tek tek) algılarına doğrudan etki etme gücüne sahiptir. (ALGI YÖNETİMİ)
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI SONUÇ OLARAK; 1.İnsan ‘sosyal’ bir varlık olarak, çevresinden dışlanmaktan korkar. Doğası gereği, çevresi tarafından saygı görme beklentisi içindedir. 2.Dışlanma riskini bertaraf etmek, çevresi içinde ‘popülaritesini’ ve saygınlığını korumak için, bireyler çevrelerini, çevrelerindeki değişimleri dikkatle takip eder. Ne tür ‘görüş’ ve ‘tarz’ların yaygın olduğunu ve yeni görüş, yeni tarzların gelip gelmediğini sürekli kontrol eder. Eğer ‘yeni’ler geldiyse, bunları keşfeder keşfetmez hemen uyum gösterir; topluma ‘yabancı’ durumuna düşmemeye çalışır. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 3.Fikirlerin/görüşlerin ve davranışların ‘durağan’ ile ‘değişime açık’ olduğu alanlar diye iki grup oluşturulabilir. Kişi, ‘toplum tarafından dışlanmasına neden olmayacak’ yani ‘genel-geçer’ görüşleri bulmaya çalışır.
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 4.Kişiler veya gruplar, fikirlerinin veya fikirlerine yakın olan görüşlerin toplumda yagınlaşmaya başladığını sezerse, artık toplum içinde kendilerinden emin, korkmadan konuşmaya başlar. Tam tersi durumda ise, kişiler, fikirlerinin toplum nezdinde zemin kaybettiğini sezdikleri anda, artık içine kapanık bir şekilde konuşmamaya başlar. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI 5.‘B’ fikrini savunan kişiler suskun kalırken ‘A’ fikrini savunan kişiler çok konuşuyorsa, bu ikilemin ‘toplum’ üzerinde mutlak etkisi vardır: Hararetle savunulan bir fikir göründüğünden daha güçlü olduğu intibasını topluma verirken, kısık sesle savunulan bir fikir göründüğünden daha zayıf bir intiba verebilir. ELİSABETH NOELLE-NEUMANN
TEŞEKKÜR EDERİM… Sözün (Sunumun) Özü; Korkuya kapılan, dışlanmak istemeyen, gruptan kopmayı göze almayan birey, çareyi sessizliğe gömülmekte bulmaktadır. Dolayısıyla “mahalle baskısı”nın artışı ile “suskunluk sarmalı”nın büyümesi iç içe geçmiş bir toplumsal sürece ve bence çıkmaza yol açmaktadır. TEŞEKKÜR EDERİM…