Bireyselcilik ve Toplumsalcılık ÖĞR. GÖR. MEHMET AKİF BARIŞ 2
Bireyselcilik mi? Toplumsalcılık mI? Bireyselleşememiş insanlardan bir toplum yaratmaya kalktığınızda sürüyle koyun elde edersiniz. Mevcut toplumların alayının hali budur şu an. Bireyselleşememiş insanlar maniple edilmeye o kadar açıktırlar ki, en beceriksiz yönetici bile en basit bir medya ile istediği şekilde yönlendirebilir. Öyle bir hale gelirler ki artık çobana bile ihtiyaç duymazlar, öğretilenleri kendi içlerinde muhafaza ederek kuşaklar boyu aktarırlar, aykırı olanı sürünün dışına atarlar. Toplumsallık tehlikelidir, toplumsallık linçtir, toplumsallık bireyin sindirilmesidir. Ben olmasam nasıl biz oluruz? 3
Bireyselcilik mi? ve Toplumculuk mu? Birey kazandıkça, güç elde ettikçe daha fazlasını istiyor… Bu da bireyin donanımıyla ilgili olduğu için birey kendine yatırım yapıyor, “Rabbena, hep bana” anlayışı hakim oluyor. Artık toplumdaki diğer kişiler, onların aç olup olmadıkları umurunda olmuyor… Kendisi daha çok nasıl kazanırım diye düşünüyor, daha fazla gücü, daha çok kazanç için, daha çok kazancı daha fazla güç sahibi olmak için istiyor. Böyle bir ortamda rekabetçi bireyler yetişiyor. Doymayan, doyamayan bireyler.. Ve ‘öteki’nin önemli olmadığı bireyler.. Hakikate eren insanın doygunluk hissi olmalıdır. Bireyselcilik hakikat ehlinin durağı değildir. Hakikat ehli, toplumsalcıdır. Komşusu açken kendi tokluğuyla öğünemez. Paylaşımcıdır. 4
Bireyselcilik *** İndivudualizm, Ferdiyetçilik Bireyin topluma karşı sorumluluğu olmadığını ileri süren, toplumun getirdiği bütün kuralları reddeden ve kişinin özerkliğini her şeyin üstünde tutan akımdır. bireyciye göre toplum, beyin yıkamak ve devlete maniple edilmiş insan hazırlamak için kullanılır. Bireyci düşünceyle değerlerin yitimi Bilimsel olarak ilerleme, insani ve ahlaki değerlerde çöküş 5
Bireyselciliği Besleyen Düşünce Yapıları Anti - Konformizm Elitizm Kariyerizm 6
Anti-Konformizm Konformizm tamı tamına bir “uymacı” lık işidir. Yani durumla uyumlu olma sürecidir. Toplumun içinde yönlendirilme ve alanın dışına taşmadan, alan içinde kişisel huzurla ve verilen görevi itaaten sürdürme işidir. Konformist olan, ikna ve itaate açık tır. Anti – konformizm: Aşırı muhalif entelektüel akım.. 7
Elitizm Toplumsal ortalamanın dışındakilere yani bir azınlığa atfedilir. Bu azınlık kendine bir “değerleme” biçer. O da, üstün ve güçlü olma aidiyetidir. Sonuçta, her türden yönetimi üstlenme veya hakkından gelme becerisinin mülkiyetine de bu elitler sahiptir. Geriye kalan büyük çoğunluklara ise elitin, yani bir azınlığın onları yönetmesi gerektiğine inanmak kalır. 8
Kariyerizm Kökeni olan kavram Latince’de “yük taşıtı” demektir. Fransızca’sı “gidilen yol, doğrultu” anlamını içerir. İtalyanca’da ise “araba yolu” anlamına gelir. Ancak bu yol engebelerle ve acımasız bir rekabetle doludur. Yani, büyük balık veya iyi olan, küçük balığı ve zayıfı yer. Gidilen yoldan ziyade ulaşılacak noktanın önemsenmesini asıl hedef alır. Sonunda özü dönüşür ve başkalaşır.. Dolayısıyla bireyci ve bencildir. 9
Toplumsallık Toplumsallık: içinde bulunduğu toplumun çıkarları doğrultusunda düşünme Kollektivizm, sosyalizm, inanış sistemleri, kültürel değerler Doğu toplumunda aile, sülale, aşiret bağları Kuran’da birlikte hareket etmek ve cemaat olmak Komşusunu, diğer müslümanları, yakınlarına yardımda bulunmak, insanlık için çabalamak Mesleki anlamda toplumcu olma, toplumsal düşünme, toplumun yararına hareket etme 10
Kollektiflik –Kollektif Bilinç Bireyin tek başına yapamayacağı veya birlikte yapmanın daha anlamlı olduğu durum ve olgularda bir araya gelme, paylaşma ve işbölümü yapma şuuru. Aynı toplumun ortalama yurttaşlarının ortak inançlar ve duygular bu ̈ tu ̈ nü, kendine ait bir hayata sahip özel bir sistem oluşturur bu sistem kollektif veya ortak bilinç olarak adlandırılabilir... Ahenk içinde olmak Tek bir kafatası oluşturma çabası değildir.. 11
Toplumsal İşbölümü İdeal toplum Mekanik dayanışma (örn. imece) Organik dayanışma görevler veya sorumluluklarda belli ölçüde uzmanlaşmak Kurumsallaşma profeyonelleşme 12
Sosyalleşme & Sosyal Ahlak ÖĞR. GÖR. MEHMET AKİF BARIŞ 13
Sosyalizasyon Sosyalizasyon kişinin çevresindekilerle arasındaki etkileşim sürecidir. İnsanoğlu yaşamının başından beri sosyal bir kişidir, fakat yaşam boyu süren uyarlama ve değişmelere de maruz kalmaktadır. Bu gelişme sadece çocukluk ve yaşlılık arasındaki farklı aşamalarda görülmez; fakat bir kültürden diğerine, bir sosyal statüden diğerine, hareket eden kişilerde de görülür. Sosyalizasyon süreci sürekli olarak bireyin "dışında" cereyan eder. Sosyalizasyon süreci sadece çocukları veya topluma yeni gelen göçmenleri etkilemez, toplumdaki tüm kişileri etkiler, kişiler üzerinde eylemde bulunur; kişilere toplumun ve kültürün sürekliliği için gerekli olan davranış örüntülerini temin eder. Sosyalizasyon toplum açısından bir sosyal kontrol süreci ve grup yaşamında düzenlilik sağlama yoludur. 14
Nesnel Sosyalizasyon Nesnel olarak sosyalizasyon, toplumun kültürünün bir kuşaktan diğerine geçirildiği ve bireyin, örgütlenmiş sosyal yaşamın kabul edilmiş ve onaylanmış yollarına uyarlandığı bir süreçtir. Nesnel sosyalizasyonun işlevi belirli bir toplumun sahip olduğu "yaşama deseni"ni, değerleri ve hedefleri bireylerin yavaş yavaş benimsemesi için, özellikle de bireylerin toplumda yerine getirmek zorunda oldukları sosyal rolleri öğrenmeleri için, bireylerin gereksindiği hüner ve kuralları geliştirmektir. 15
Öznel Sosyalizasyon Öznel olarak sosyalizasyon, bireyin çevresindeki kişilere uyarlanması sırasında bireyde cereyan eden bir öğrenme sürecidir. Kişi içinde yaşadığı toplumun alışkanlıklarını alır. Çocukluktan başlayarak adım adım "toplumca kırılmış" bir hale gelir. Kişi bir göçmen ise yeni toplumuna sosyolojik anlamda "doğallaştırılır". Sosyalizasyon yaşam boyu süren bir süreçtir. Bilinçaltı uyumluğun bir çeşididir ve her yer, her kültür, her zaman ve her toplum için söz konusudur. Kişinin gelişigüzel bir dünya vatandaşı veya insan toplumunun genel bir üyesi olması diye bir şey olamaz. Sosyalizasyon sürecinin işleyişi ile kişi bir Amerikalı, Meksikalı, Fransız vs. olur. 16
Sosyalizasyon Ajanları *** Birey Aile Okul Komşuluk ilişkileri Din Sanal Topluluklar Akran- Arkadaş Grubu Sivil Toplum Örgütleri Askerlik Meslek Grubu 17
Toplumsal Sözleşme *** İnsanların bilerek ve isteyerek sahip oldukları bütün kişisel hak ve özgürlüklerden vazgeçtikleri ve bir toplum hayatı oluşturdukları varsayımım kabul eden görüş İlk çağlardan beri savunulan bir görüş. Spinoza: akıldan çok, kin ve öfke hareket eden insanlar kavga içinde, toplum içinde yaşamanın şartı duyguların kontrolü Hobbes ve Rousseu 18
Hobbes ve Rousseu Hobbes: insanlar tutkularını yenerek akılları ile hareket edecekler ve karşılıklı olarak bütün haklarını veya haklarının bir kısmını devrederek aralarındaki kavgayı sona erdiren toplumsal bir hayatı başlatacaklardır. Bu yeni hayatın düzenini oluşturacak olan da toplumsal sözleşmedir. Hobbes’a göre bu devirde insan, kendini korurken başkasına yapılmasını istemediği şeylerin kendisine de yapılmasını önleyecektir. Rousseu: toplumun kurucusu sözleşmedir ve insanları daha önce bulundukları doğal hallerinden toplum halinde yaşamaya getiren zorunluluklar ve hürriyetlerdir. Zorunluluklar ve hürriyet, insanları önce aile, daha sonra kabileler ve nihayet milletler halinde bir araya getirmiştir. Toplum hayatında, bir araya gelen insanların hepsi, kendi haklarından vazgeçtikleri için hiç kimsenin diğerinden üstün bir hakkı olmayacak, dolayısıyla herkes kaybettiği hakkın daha fazlasına toplum halinde yaşarken kavuşacaktır. Toplumsal sözleşmenin amacı, insanları esir haline getirmek değil, fertleri kendi aralarında mutlak bir eşitliğe kavuşturarak onları saldırganlıktan ve kavgadan uzak tutmaktır. 19
Etik *** Etik terimi Yunanca ethos yâni "töre" sözcüğünden türemiştir. Değerler felsefesinin [Aksiyoloji] dalı olan etik, felsefenin üç ana dalından biridir: varlık, bilgi ve değer. Doğru davranışı, yanlış davranıştan ayırabilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışır. Etik daha çok ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır, düşünür, yargılar. Halkın kendi kendine oluşturduğu, hiçbir yazılı metine dayanmayan kanunlara "etik ilkeler" denir. Etik ile ahlak arasındaki en temel fark, ahlakın toplumsal değerlere dayanırken etiğin evrensel insani değerlere dayanmasıdır. Ahlak yöresel, Etik ise evrenseldir. 20
Etik Devlet etiği Meslek etiği Aile Etiği Kişisel Etik 21
Ahlak Bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kuralları Ahlak daha çok sosyolojik bir olay olarak bir toplumda var olan davranış standartları ve kurallarını ifade eder ve her toplum bir ahlaka sahiptir bunlar çift taraflı ve tüm taraflara yarar sağlayan kurallardır. Ahlak aynı zamanda belirli bir toplumda belirli bir zaman ve alanla tanımlıdır. Örneğin belirli bir ülkedeki belirli bir grubun ahlakından söz edilebilir, 1850’lerdeki Amerika ile 1990’lardaki Amerika’nın ahlakından bahsedilebilir. Ahlakın din, çevre gibi dışsal nedenlerle şekillenmesine karşın etiğin dışsal değil, değerlerimize dayanan içsel bir güdü 22
Modernizm & Postmodernizm ÖĞR. GÖR. MEHMET AKİF BARIŞ 23
Aydınlanma Dönemi *** 15. Yüzyılın sonlarından itibaren coğrafi keşifler Rönesans ve reform hareketleri Bilimsel düşünce özgürleşmesi, felsefik ve bilimsel gelişmeler Yeni akımlar; özellikle sanat ve mimaride Yönetimde ve siyasette yeni anlayışlar Özgürlükçü düşünce akımları 24
Modern- Modernlik(Modernite)*** Modern kelimesi bügünler, şu zamanlar manasına gelen “moda” kelimesinden türetilmiştir. Modern kelimesi içerik olarak eskiyi yadsıma, dışlama bugüne bakma, eskiye perde çekip gelecek için yeniden yapılanma manasına gelir. Modernlik, bireylerde ve toplumlarda yaşamsal ve kültürel alanlarda gelenekten kopuşun bu alanlarda yaşanan dönüşümün adıdır. Modernlik hayatın her alanında tatbik edilmeye ve uyumlanmaya çalışılan yeniliklerin bütünüdür veya bu yeniliğin düşüncesel arayışı dır. 25
Modernizm Modernizm, 19. yüzyılda geleneksel anlamdaki edebi, sanatsal, sosyal organizasyon ve gündelik yaşamın geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya çıkmıştır. Modernizm adı geçen alanlarda moderniteyi hem eleştiren hem de olumlayan bir çok fikir akımından oluşur. Modernizm ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur. Modernizmin kendine has dönemsel gelişmelerden kaynaklı destekçileri vardır. Fransız İhtilali, sanayi devrimi, teknolojinin gelişmesi gibi.. (Kapitalizmin gelişmesi, kentleşme vb.) Modernizm nihai olarak bir gelişme vadediyor ve bunun bütün dünya toplumlarına ulaştırılması hedefini koyuyor. 26
Postmodernlik Moderniteden sonra gelen dönem, modernlik ötesi Varolan modernliğin nesnel iddialarının(özcülük, ben, gerçekçilik) görünmeyen yüzlerini irdeler Düzmeceler, imajlar, hayaller ve aldatmacalar dünyasına vurguda bulunur Küreselleşme(sınırların kalkması), tüketim, çokkültürlülük Otoritenin küçük parçalara ayrılması Bilginin metalaşması 27
Postmodernizm Felsefe, edebiyat, sanat ve mimari alanlarda yeni akımlar.. Modernizmin temel ilkelerine büyük ölçüde itiraz edilyor Gelenek görenekler ve inanışlar bütünüyle yadsınmıyor ama moderniteye uygun bir güncelleştirme savunuluyor. Tek doğruculuğa ve tek yöntemciliğe karşı çıkılıyor Doğayı kendine uydurmaktan ziyade, doğaya ve çevreye uyumlanma savunuluyor Postmodernizmin savunduğu belirsizlikler içermesi ve başıbuyrukluk eleştirilir. 28
Gözden Geçirin Bireyselcilik Sosyalizasyon ajanları Toplumsal Sözleşme Etik nedir? Ve Ahlak nedir? Aydınlanma Dönemi Modernite nedir? 29