TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
19.FASIL : Sosyal Polİtİka ve İstİhdam “AçIlIş Krİterlerİnde Gelİnen Son Aşama” ÇALIŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON.
Advertisements

Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinde İzlenen Politikalar
Avrupa Birliği.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
Western Balkans on EU Enlargement The former Yugoslav Republic of Macedonia Montenegro Albania Serbia Kosovo Bosnia and Herzegovina İlker GİRİT Bora ERGİN.
AB HUKUKU DOÇ. DR. MUSTAFA ÇEKER.
AB MÜZAKERE SÜRECİNDE SON GELİŞMELER
AVRUPA BİRLİĞİ, AB DEĞERLERİ VE AB’DE DEMOKRASİ
eAvrupa, eAvrupa+ ve Türkiye
E Y L E M 5. 1 Gençlerin ve Gençlik Politikalarından Sorumlu Olanların Toplantıları PROGRAMI.
TARİHİ GELİŞİMİ İLE AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN ÇIKMAZI
I. AVRUPA BİRLİĞİ 1) AB Nedir ve Kısa Tarihçe:
AB Rekabet Politikası ve İç Pazar
GÜMRÜK KIYMETİ TEKNİK KOMİTESİ Ek:II. 1. Bu Anlaşmanın 18 inci Maddesine göre, teknik düzeyde yorum ve uygulama birliği sağlamak amacıyla Gümrük İşbirliği.
Strateji Geliştirme Başkanlığı
TÜRKİYE’NİN DEVLET YARDIMLARI ALANINDA AB MÜKTESEBATINA UYUMU İktisadi Kalkınma Vakfı 11 Aralık 2009 Avrupa Birliği Genel Sekreterliği.
Türkiye’nin AB Üyeliği Süreci
1 YASED BAROMETRE 18 MART 2008 İSTANBUL.
SUNUŞUN İÇERİĞİ TÜRKİYE – AB ÜYELİK SÜRECİ AVRUPA BİRLİĞİ TARİHİ
TÜRKİYE-AB KATILIM SÜRECİ VE KADIN İSTİHDAMI I
Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Hizmet Sunumu Serbestisi
 Jean Monnet Burs Programı, AB üyesi bir ülkedeki üniversitede ya da üniversiteye e ş de ğ er bir kurulu ş ta yüksek lisans e ğ itimi veya ara ş tırma.
Türkiye’nin Avrupa Birliği Süreci
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI (OECD)
AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNDA MALLARIN SERBEST DOLAŞIMI
AVRUPA BİRLİĞİNİN ORTAK POLİTİKALARI
AB MÜZAKERE SÜRECİ Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Uyum Dairesi Başkanlığı Mart 2013, Ankara.
AVRUPA BİRLİĞİNDE ÜYELİK
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ TİCARET POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRME MEKANİZMASI TÜRKİYE V. İNCELEMESİ KOORDİNASYON TOPLANTISI 10 ŞUBAT 2012.
Kopenhag Kriterleri Ümit Boynukalın.
AB’YE DOĞRU BAHRİ ÇAĞLAR.
AB Hukuku I.Hafta Tarihsel Süreç.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ. "Türkiye’ye evet: Bunu tereddütsüz söylüyorum çünkü, Avrupa’nın geleceğinin Türkiye’den geçtiğine her geçen gün daha fazla inanıyorum.
Özlem Keçim.
TÜRKİYE-AB KATILIM MÜZAKERELERİNDE MEVCUT DURUM
Slide 1 AVRUPA’YA GİDEN YOL – MUHASEBE RAPORLAMA VE KURUMSAL GÜÇLENDİRME PROGRAMI Avrupa Muhasipler Federasyonu (FEE) nasıl yardımcı olabilir? Henri Olivier.
Soru Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
TUNCAY ÖZOĞLU. AVRUPA BİRLİĞİ ORGANLARI  Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen organdır.  AB üyesi ülkelerin vatandaşları.
Soru 7 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
EKONOMİK ENTEGRASYONLAR ve PARASAL BİRLİK
Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü
Müzakere Sürecinin Aşamaları
AVRUPA BİRLİĞİNDE PARASAL BİRLİK
AB-TÜRKİYE SERÜVENİ.
Türk İşçilerin Serbest Dolaşım Hakkı Engellenebilir mi?
2. Hafta sorusu: Lizbon Anlaşması AB’nin kurumsal yapısında nasıl bir değişikliğe neden olmuştur. AB Lizbon anlaşması sonrası Demokratik bir yapıya kavuşmuş.
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Süreci
AB Avrupa’nın siyasi ve ekonomik bütünleşmesini insan hakları ile hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde sağlamak amacındaki demokratik Avrupa ülkelerinden.
KURULUŞ VE YAPISI Türkiye 1999 Helsinki Zirvesi’nde Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinin başlaması ile topluluk programlarından yararlanmaya başlamıştır.
SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ REJİMİ
İGMD. Dünyada YYS Uygulamaları ve Diğer Gelişmeler.
Çocuk Hakları Konusunda Türkiye'de Yapılan Çalışmalar.
TÜRKİYE-AB GÜMRÜK BİRLİĞİNİN GÜNCELLENMESİ
AB Birliği Kurumları Avrupa Parlamentosu (Yasamaya Yardım, Komisyon ve Konsey’in Denetimi, Bütçenin Görüşülmesi) Avrupa Komisyonu (Yürütme ve Yasamanın.
Avrupa Birliği ve Türkiye Tarımı
AB’DEVERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI
AVRUPA BİRLİĞİ`NİN ORGANLARI  Korucular Roma Antlaşması`nda, AB`yi siyasal bir birlik ya da devlet benzeri olarak düşünmüşler ve bu doğrultuda ona yasama,yürütme,
OTP karar alma süreci Ortak Piyasa Düzeni (OPD) Gerekliliklerine
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
OTP kapsamında Üye Devletlerin asli yükümlülükleri
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sunum transkripti:

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ AET’ye başvuru, Menderes Hükümeti tarafından yapılmıştır. Cumhuriyet'in kuruluşundan 36. yıl ve Roma Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden 19 ay sonra gerçekleşmiştir. ortak üyelik başvurusu 31 Temmuz 1959'da AB Konseyi'ne yapılmıştır. Başvuru Roma Antlaşması'nın 238. maddesi uyarınca yapılmıştır İlgili madde şöyledir. "AB; bir üçüncü ülke, bir devletler birliği veya uluslararası bir kuruluş ile karşılıklı hak ve yükümlülükler, ortak faaliyetler ve özel usuller öngören bir ortaklık kurma amacıyla anlaşmalar yapabilir" (R. A. 238/1).

Avrupa Birliği'ne Başvurabilme Şartları Roma Antlaşması her Avrupalı ülkeye AB'ye üye olabilme imkanı vermektedir. Bu hak, "Her Avrupa devleti AB'ye üye olmak için başvuruda bulunabilir" (R.A. 237/1) şeklinde ifade edilmiştir. Maastricht Antlaşması'nın F bendi de üye devletlerin “hükümet sistemlerinin demokrasinin ilkelerine göre kurulmuş olması gerektiğini” eklemektedir.

Aynı fıkranın sonunda ise üyeliğin oybirliğiyle olabileceği belirtilmiştir. Bundan anlaşılmaktadır ki AB'ye üye olabilmek için 1- Avrupa devleti olmak ve 2- Bütün üye devletlerin oybirliği gerekmektedir. Bir ülkenin Avrupa devleti olabilmesi için Avrupa kıtasında toprağının bulunması yeterlidir. Türkiye bu şartı taşımaktadır Ancak Avrupa Parlamentosu'ndaki oybirliğine üye devletler ortak karar verirler.

Bunun dışında ekonomik ve siyasal şart da aranmaktadır. devam Bunun dışında ekonomik ve siyasal şart da aranmaktadır. Ekonomik şart; üye devletlerin ulaştıkları ekonomik seviyenin, bir başka üyeye yük teşkil etmeyecek şekilde olmasıdır. Siyasal şart ise AB üyesi devletlerin insan haklarına dayalı, demokratik bir rejimi benimsemesidir. Bunlara Avrupa kültüründen olma şartı da eklenebilir. Son yıllarda buna Kopenag Kriterleri ve Masstricht Kriterleri de eklenmiştir

Türkiye'nin başvuru süreci ise aşağıdaki gibi gelişmiştir: Devam… Türkiye'nin başvuru süreci ise aşağıdaki gibi gelişmiştir: Türkiye AB'nin oluşmaya başladığı günden itibaren AB'ye büyük bir ilgi duymuştur. Bu itibarla 31 Temmuz 1959'da, yani Roma Antlaşması'ndan 19 ay sonra AB'ye başvurmuştur. AB'ye başvurusu 12 Eylül 1963'te Ankara Anlaşması ile şekillenmiş ve noktalanmıştır. Ankara Anlaşması'nda bildiğimiz gibi üç dönem öngörülmüştür. Bunlardan bir tanesi hazırlık dönemidir. İkincisi Katma Protokol'le şekillenmiş geçiş dönemidir. Nihayet üçüncüsü de son dönemdir.

Ortaklık Anlaşması Ortaklık Anlaşması, Roma Antlaşması'nın 238. maddesi uyarınca hemen Birliğe katılmaya hazır olmayan Avrupa devletleriyle ileride tam üyeliğe götürecek bir "gümrük birliğinin" kurulmasını hedefleyen anlaşmadır. Bunlar sadece tavizli ticaret anlaşmaları değildir. Ticari, sinai, ekonomik işbirliği ile AB'nden mali yardımları içeren anlaşmadır. 238. maddeye dayanarak birlik üç ortaklık anlaşması yapmıştır. Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs ile yapılan bu anlaşmalar (ORTAKLIK ANLAŞMALARI) sırasıyla 1 Kasım 1962, 1 Aralık 1973 ve 1 Haziran 1974'te yürürlüğe girmiştir.

Türkiye Yunanistan'dan sonra (15 Mayıs 1959), AB ile İlişkiler (1959–1963) Türkiye Yunanistan'dan sonra (15 Mayıs 1959), AB'ye ortak üye olmak için başvuran ikinci ülkedir. Türkiye'ye olumlu cevap 11 Eylül 1959'da ulaştı. Ortaklık anlaşması metni 25 Haziran 1963'te parafe edildi ve 12 Eylül 1963'te imzalandı. Bu anlaşma ile gümrük birliğinden öte, bir ekonomik entegrasyon olan Avrupa Birliği'ne tam üyeliği hedeflemektedir.

Devam… Başvurudan itibaren Ankara Anlaşması'na kadar Türkiye'yle AB arasında çeşitli görüşmeler olmuştur. -Bunlar birinci dönem görüşmeler (28 Eylül 1959–21 Ekim 1960), -ikinci dönem görüşmeler (10-22 Nisan 1961) ve -üçüncü dönem görüşmeler (18-22 Haziran, 19-22 Haziran 1962 ve 20 Haziran 1963)'dir.

Bunlarda birinci dönem görüşmeler üç, ikinci dönem görüşmeler bir ve üçüncü dönem görüşmeler altı defa yapılmıştır. Bu görüşmelerde Türkiye'nin AB organlarına katılmak istediği, gümrük birliğine girmeyi ve nihai olarak AB'ye tam üye olmayı amaçladığı ifade edilmiş ve mali yardımlar ağırlıklı olarak ele alınmıştır.

Ortaklığın Dönemleri Ankara Anlaşması'nın 3, 4 ve 5. maddeleri bu dönemlerle ilgili olarak düzenlenmiştir. 3. maddede hazırlık dönemi 5 yıl olarak öngörülmüş fakat uzatılabileceği belirtilmiştir. 4. madde geçiş dönemi ile ilgilidir ve süresi 12 yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu madde Türkiye'nin gümrük birliğine girebilmesi için ekonomi politikalarını ve ortak eylemlerin geliştirilmesini öngörmüştür. 5. madde ise son dönemle ilgilidir ve gümrük birliğini öngörmektedir

Ankara Anlaşması'nın 1 Ocak 1964'te yürürlüğe girdi. Hazırlık Dönemi Ankara Anlaşması'nın 1 Ocak 1964'te yürürlüğe girdi. 1 Ocak 1973 tarihine kadar sürdü. Bu dönemde Türk ekonomisiyle AB ekonomisi arasındaki farkı azaltmak üzere Türkiye'ye tek taraflı tavizler verilmiştir. Prensip olarak beş yıl sürmesi öngörülmüş olmasına rağmen 9 yıl sürmüştür.

Hazırlık döneminin en önemle yönü, Türkiye'ye tek taraflı "tarife kotaları" açılmasıdır. Tarife kotalarında, kota miktarı limiti içinde tercihli bir tarife (gümrük vergisi) uygulanmakta, kota miktarı aşılınca normal tarifelere geçilmektedir. Belirlenen kotalar 1967 yılında artırılmıştır.

Devam… Hazırlık dönemi boyunca ithalat, ihracattan daha hızlı gelişmiş ve Türkiye'nin toplam ithalatında AB'nin payı yükselmiştir. Bu dönemde; işgücünün serbest dolaşımı, yerleşme hakkı ve hizmet edimi serbestliği konusunda bir gelişme sağlanamamıştır. Sermayenin serbest dolaşımı konusunda ise, bu dolaşımı kolaylaştırmak için Tarafların karşılıklı danışmaları öngörülmüştür. Hazırlık döneminde uygulanan Birinci Mali Protokol ile Türkiye'ye 175 Milyon Euro [(ECU) (European Currency Unit), (Avrupa Para Birimi), turarında kredi verilmiştir.

Devam.. Hazırlık döneminde, Türkiye'ye herhangi bir yükümlülük yüklenmemiştir. geçiş dönemi ve son dönem boyunca kendisine düşecek yükümlülükleri üstlenebilmesi için, AB'nin yardımı ve Türk ekonomisinin güçlendirilmesi öngörülmüştür. Hazırlık Dönemi'nin normal süresi 31.12.1969 tarihinde sona ermeden Türkiye'nin talebi üzerine, müteakip geçiş döneminin şartlarını, usullerini, sıra ve sürelerini tespit için AB ile müzakerelere başlanmış ve neticede mütabık kalınan Katma Protokol ile Mali Protokol ve AKÇT yetki alanına giren maddelerle ilgili anlaşma 23.11.1970 tarihinde Brüksel'de imzalanmıştır.

AB’YE ÜYELİK KRİTERLERİ * Kopenhag Kriterleri olarak bilinir. * Bir Avrupa ülkesinin AB üyeliğine kabul edilebilmesi için yerine getirmesi gereken temel şartları sıralar. Bunlar; SİYASİ EKONOMİK HUKUKİ VE İDARİ olmak üzere üç temel başlık altında toplanmaktadır.

SİYASAL ALANDAKİ ÜYELİK KRİTERLERİ AB’ye aday olan ülkelerde demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrara kavuşturulmuş olması gerekir

EKONOMİK ALANDAKİ ÜYELİK KRİTERLERİ İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığı, AB içindeki rekabet ve piyasa güçleriyle baş edebilme kapasitesinin bulunması

HUKUKİ VE İDARİ ALANDAKİ ÜYELİK KRİTERLERİ AB müktesebatına uyumun sağlanması Müktesebatın uygulanması

ÜYELİK SÜRECİNİN TEMEL AŞAMALARI ve TÜRKİYE ORTAK ÜLKE (Türkiye 1963) ADAY ÜLKE (Türkiye 1999) KATILIMCI ÜLKE (TR 3 Ekim 2005) ÜYE ÜLKE (TR en erken 2014)

Table - 1 Dates of the Basic Steps in the Fifth Enlargement Round of the EU     * PLANNED

ORTAK ÜLKE STATÜSÜ Tercihli Ticaret, Malların Serbest Dolaşımı, Diğer Üretim Faktörlerinin Belli Ölçüde Serbest Dolaşımı, Rekabet Politikasına İlişkin Hükümler, Ekonomik Ve Mali İşbirliği, Siyasi Diyalog, Çevre, Taşımacılık, Fikri Sınai Haklar Gibi Alanlarda İşbirliği Mekanizmaları, Kültürel İşbirliği

ADAY ÜLKE STATÜSÜ Kopenhag Kriterleri Çerçevesinde Gerçekleştirilmesi Gereken Çalışmaların Kısa Ve Orta Vadeli Öncelikler Şeklinde Ortaya Konması Bu Uyum Sürecindeki Çalışmaları Desteklemek Üzere AB Tarafından Mali Ve Teknik Yardımlar Sağlanması AB Program ve Ajanslarının Aday Ülkelere Açılması Özellikle Eğitim, Mesleki Eğitim, Gençlik, Araştırma, Enerji, Çevre, Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeler Ve Kamu Sağlığı Alanlarında Gelişmelerin Komisyon Tarafından Her Yıl Düzenli Olarak İzlenmesi (İlerleme Raporları Vasıtasıyla 1998)

KATILIMCI ÜLKE STATÜSÜ Müzakerelerin Başlatılması Müzakerelerin Yürütülmesi Ve Sonuçlandırılması Müktesebat Konu Başlıkları 1. Malların Serbest Dolaşımı 2. Kişilerin Serbest Dolaşımı 3. Sermayenin Serbest Dolaşımı 4. Hizmetlerin Serbest Dolaşımı 5. Şirketler Hukuku 6. Rekabet 7. Tarım 8. Balıkçılık 9. Ulaştırma Politikası

KATILIMCI ÜLKE STATÜSÜ Müktesebat Konu Başlıkları 22. Çevre 23.Tüketiciyi Koruma Ve Kamu Sağlığı Politikası 24. Adalet Ve İçişleri 25. Gümrük Birliği 26. Dış Ekonomik İlişkiler 27. Ortak Dış Ve Güvenlik Politikası 28. Mali Kontrol 29. Maliye Ve Bütçe 30. Kurumlar 31. Diğer

KATILIM ANLAŞMALARININ ONAY PROSEDÜRÜ Taslak Katılım Anlaşması   Taslak Katılım Anlaşmasının AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosuna Sunulması Avrupa Parlamentosunun Mutlak Çoğunluk İle Katılım Anlaşmasını Onaylaması Bakanlar Konseyinin Katılım Anlaşmasını Oybirliği İle Onaylaması AB Üyesi Devletler İle Aday Ülkelerin Her Biri Arasında Katılım Anlaşmalarının İmzalanması  Katılım Anlaşmalarının Aday ve Üye Ülkelerde İlgili Ülkelerin Ulusal Prosedürleri Gereğince Onaylanması (Referandum Veya Ulusal Parlamentolar Tarafından) Aday Ülkenin Katılım Anlaşmasında Belirtilen Tarihte AB Üyesi Olması

Geçiş Dönemi Hazırlık Döneminde AB'nin tek taraflı verdiği tavizlere karşılık bu defa Türkiye de yükümlülükler altına girerek belli bir takvim içinde AB ile gümrük birliğini gerçekleştirmeyi taahhüt etmiştir. Kurulacak gümrük birliğinin Roma Antlaşması'nda olduğu gibi "sanayi ürünlerini" kapsaması öngörülmüştür.

Katma Protokol'de geçiş dönemi zarfında, karşılıklı ve dengeli yükümlülük esasına göre, Türkiye ile AB arasında gümrük birliğinin nasıl gerçekleştirileceği ve Türkiye'nin ekonomi politikasını AB'nin politikasına yaklaştırma esasları tespit olunmuştur. Geçiş döneminin normal süresi 12 yıl olup 22 yıla kadar uzayabilmektedir.

Katma Protokol'ün ayrı bir diğer bölümünde ele alınılan tarım ürünlerinde serbest dolaşımın nasıl sağlanacağı tespit edilmemiştir. 22 yıllık dönem içerisinde Türkiye AB ortak tarım politikasına uyum için gerekli tedbirleri kendi yönünden alacak ve tarım ürünlerinin Türkiye ile AB arasında serbest dolaşımının gerçekleşmesi için gerekli hükümler 22 yıllık dönem sonunda Ortaklık Konseyi tarafından tespit olunacaktır.

Nihai dönem Bu dönem, gümrük birliği ilişkisine dayanacak ve tarafların ekonomi politikaları arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesini ve tam üyelik koşullarının oluşturulmasını hedefleyecektir. Bu dönemde taraflar ekonomi politikalarında uyumlaştırma sağlayacaklardır. (A.A. md. 5)

Son döneme geçiş otomatik olarak gerçekleşmeyecektir. Roma Antlaşması'nda (md. 8) belirtildiği gibi dörder yıldan üç dönemlik bir geçiş dönemi öngörülmüş fakat 12 yıl sürelik olan bu dönemin en fazla 14 yıla kadar uzatılabileceği belirtilmiştir.

Ankara Anlaşması'nın 28. maddesi "Anlaşma'nın işleyişi Topluluğu kuran Antlaşma'dan doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiye tarafından üstlenilebileceğini gösterdiğinde Taraflar Türkiye'nin AB'ye katılma imkanını inceler" demektedir. Burada son döneme geçildiği fakat tam üyeliğin otomatik olarak gerçekleşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdiğinde, Avrupa Birliği'nin kapısını aralamış olacaktır.

AB bunu o dönemdeki konjonktüre bağlı olarak belirleyecektir. Zaten 1.1.1995'te biten süreye rağmen, Türkiye gümrük birliğine kabul edilmemiştir. 1996 yılına ertelenen gümrük birliği ancak bu tarihte gerçekleşebilmiştir.

Ortaklığın Temel Belgeleri Ankara Anlaşması Ankara Antlaşması, Türkiye'yi AB'ye "ortak üye" yapan taraflar arasında bir gümrük birliğine dayanan ileride tam üyeliği öngören ortaklık anlaşması 25 Haziran 1963 tarihinde Brüksel'de parafe edilmiş ve 12 Eylül 1963'te Ankara'da imzalanmıştır. Bu Anlaşma'nın tam adı "Türkiye ile AB Arasında Bir Ortaklık Oluşturan Anlaşmadır." Ankara'da imzalandığı için bu adla anılmaktadır.

Anlaşma'nın İçeriği Ankara Anlaşması, ikili ve tarafların eşit olarak katıldıkları bir anlaşmadır. Bu sebeple Türkiye'nin milli egemenlik haklarından vazgeçmesini gerektirmez. Taraflar alınan kararlarda "eşit bir şekilde" temsil edilir. Karar alma sürecinde her iki tarafında birer oyu vardır. Ankara Anlaşması Türkiye ile AB devletleri arasında ekonomik bir birleşmeyi, işgücünün serbest dolaşımını ve taraflar arasındaki sosyal bağların kuvvetlendirilmesini öngörmekte, Türkiye'nin ileride AB'ye tam üyeliğini amaçlamakta ve "ekonomik" ve "politik" bir nitelik taşımaktadır.

Ankara Anlaşması'nın ilkeleri şunlardır: 1- Anlaşmada belirlenen amaçlara ulaşabilmek için Türkiye ve AB arasında bir gümrük birliği oluşturmak, 2- Türk halkı ile AB üyesi devletlerin halkları arasında daha sıkı bağlar kurmak, 3- Türk ekonomisiyle AB ekonomileri arasındaki gelişme farkını ortadan kaldırmak, 4- Türk ekonomisinin kalkınmasına yardımcı olmak üzere ekonomik yardımda bulunmak, 5- Türkiye'nin gelecekte Birliğe tam üye olmasını kolaylaştırmak..

Ortaklık Konseyi Ortaklık Konseyi, bakanlar veya büyükelçiler düzeyinde toplanır. Taraflar Ortaklık Konseyi kararlarının gerektirdiği tedbirleri almakla yükümlüdür. Ortaklık Konseyi başkanlığı altışar aylık süreler için (1 Nisan-30 Eylül) Türkiye ile (1 Ekim-31 Mart) AB temsilcilerinden biri tarafından sıra ile ifa olunur. Ankara Anlaşması'na göre, ortaklığın karar organı "Ortaklık Konseyi'dir." Türkiye ve AB eşit olarak temsil edilmektedir. Bu nedenle kararlar oybirliğiyle alınmaktadır.

Katma Protokol Katma Protokol, 20 Kasım 1970'te imzalanmış ve 1 Ocak 1973'te yürürlüğe girmiştir. İlişkilerin gelişmesine yönelik bir politika izleyen dönemin hükümeti, Katma Protokol'ün ticari hükümlerini geçici bir anlaşma ile 1 Eylül 1971'de yürürlüğe koymuştur.

Katma Protokol, malların serbest dolaşımının sağlanabilmesi için bir takvim oluşturan sınai ürünlerde sağlanacak olan gümrük birliğinin yanısıra Türkiye'nin Ortak Tarım Politikası uygulamalarına yaklaşmasını sağlayan, kişilerin, hizmetlerin serbest dolaşımını ve ekonomik politikaların yaklaştırılması ile ilgili ilke ve uygulama kararları içeren, Ankara Anlaşması'nın çerçevesini doldurmaya yönelik bir ek anlaşmadır.

Katma Protokol, bir ön katılma anlaşmasıdır. Katma Protokol'ün uygulamasından sonraki dönem "tam üyeliktir." Türkiye ile AB arasında, AKÇT'nin yetki alanına giren maddelerde, gümrük ve eş etkili engellerin kaldırılması için Katma Protokolden ayrı bir anlaşma imzalanmıştır.

Katma Protokol, Ankara Anlaşması'ndaki hükümlerin Türkiye'nin ekonomik durumuna uygun biçimde yürürlüğe konulmasını sağlayacak bir uygulama anlaşmasıdır. 31.12.1995'te hukuken sona eren bu dönem gümrük birliğine erişilmesiyle fiilen sona erecektir.

Katma Protokol'de gümrük birliği ve vergilendirme ile ilgili düzenlemeler şöyledir: Katma Protokol'de gümrük birliği ile ilgili düzenlemeler Anlaşma'nın 7.-20. maddelerde düzenlenmiştir. Bunlardan 7 ile 16. maddeler gümrük vergilerinin ve eş etkili vergilerin kaldırılmasını 17 ile 20. maddeler ise ortak gümrük tarifesine uyumu düzenlemektedir.

Katma Protokol'den Sonraki Gelişmeler 1978'de Ecevit Hükümeti, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri geçici olarak durdurmuştur. 12 Eylül 1980 darbesi, zaten 1978'de dondurulmuş olan ilişkilerin daha da bozulmasına neden olmuştur. Böylece Türkiye'de AB ile ilişkiye geçtiği tarihi izleyen dönemde üç askeri müdahale yaşanmış ve demokratik süreç kesilmiştir. İlişkiler ancak 1983 yılında seçimlerin yapılması ve Parlamento'nun oluşmasıyla birlikte canlanmıştır. Bu seçimle Türkiye bir süredir ihmal ettiği yükümlülüklerini de yerine getirmeye başlamıştır.

Bu tarihten sonra Türkiye'nin tam üye olmasına karşı sesler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunda 1981 yılında tam üye olan Yunanistan'ın da payı vardır. Katma Protokol uyarınca 1986 yılında serbest dolaşım hakkına sahip olması gereken Türk işgücüne bu hak tanınmamıştır. 1995 yılı sonunda imzalanması beklenen gümrük birliği anlaşması da 1996'ya ertelenmiştir.

Türkiye 14 Nisan 1987'de AB'ye tam üye olabilmek için başvuruda bulunmuştur. Türkiye ile AB arasındaki en önemli konu gümrük birliğidir. Gerçekten AB ile yapılan Ankara Anlaşması ve bu Anlaşma'nın ayrılmaz bir parçası olan Katma Protokol hükümleri çerçevesinde yürürlüğe konulacak olan gümrük birliği AB ile ekonomik entegrasyonu sağlamayı amaçlamaktadır. Gümrük birliği AB'ye giden yolda temel taşlardan birisi, belki de en önemlisidir.

AB Komisyonu 18 Aralık 1989 tarihinde Türkiye'nin tam üyelik başvurusu konusundaki görüşünü açıklamıştır. Bu görüşte AB'nin kendi iç pazarını tamamlayabilme sürecinden önce (1992) yeni bir üye kabul edemeyeceği, Türkiye'nin katılmadan önce ekonomik, politik ve sosyal alanda gelişmesinin gerektiği belirtilmiştir.

AB üyesi devletlerden hiç birisi böyle (önce gümrük birliği sonra tam üyelik) bir süreci yaşamamıştır. Önce tam üye olmanın önemi, AB'nin her organında temsil edilerek ----kararlara katılmak, ----söz sahibi olmak, ----yönlendirmek ve ----gerekli yardımları almak açısından önem taşımaktadır. Böyle olduğu için İspanya ve Portekiz'in ekonomileri tam üyelikten sonra iyi duruma geçmiştir.

Bu Anlaşmaya göre yapılması gereken düzenlemeler aşağıda sayılmıştır: 1- Gümrük vergilerinin ve eş etkili vergilerin ve miktar kısıtlamalarının kaldırılması, 2- Türkiye'nin Avrupa Birliği ortak gümrük tarifesine uyumunun sağlanması, 3- Avrupa Birliği üretim normlarına uyum sağlanması, 4- Devlet yardımlarının, sosyal içerikli olanları hariç, kaldırılması, 5- Gerek Avrupa Birliği devletlerinde ve gerekse Türkiye'de açılan kamu ihalelerine her iki taraf firmalarının girmesinin sağlanması,

7- Türkiye'de iç hukuk düzenlemelerine gidilmesi Patent Kanunu, Fikri ve Sınai Mülkiyet Mevzuatı'na uyum, insan hakları ve demokratikleşme paketinin yürürlüğe konulması, gerekli anayasal düzenlemelerin yapılması gibi konular yer almaktadır.

Bunun dışında gümrük birliği paketinde Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin geliştirilmesiyle ilgili tavsiye kararları da yer almaktadır. Bunlar ise kısaca şöyledir: i- Kültür, çevre, adalet, telekominikasyon, ulaştırma idare ve diğer kanunlarda koordinasyon, ii- Demir-çelik ve tarım ürünleri ile ilgili görüşmeleri 1996'dan önce bitirmek. iii- Türkiye'ye toplam 2.5 milyar Euro mali yardım. Bu yardım 1996'dan başlayacak ve beş ayrı kaynaktan Türkiye'ye aktarılacaktır.

Altı Mart Ortaklık Konseyi Kararları ve Gümrük Birliği 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararları, Ankara Antlaşması ve Katma Protokol'de açık değişiklikler yapmamakla beraber, işgücü ve hizmet serbest dolaşımını gümrük birliğinin uygulama kapsamı dışına çıkarmış, buna karşılık ortak ticaret politikasını gümrük birliğinin kapsamına almıştır.

Bu kararda dolaysız vergilerin uyumlaştırılmasının ortaklık ilişkisinde geçerli olmayacağı, ayırıcı vergilendirme yasağı tekrarlanmıştır Ortaklığın işleyişi ile ilgili mevzuat, tüzük ve idari düzenlemeler için taraflara mevzuatı yakınlaştırma tavsiyesinde bulunma yetkisi vermiştir. Gümrük birliği sınai malların serbest dolaşımı temelini dayandırıldığı için, dolaylı vergilerin yakınlaştırılması ile ilgili düzenlemeler, bu çerçeve içinde önem taşımaktadır.

Bilindiği gibi Katma Protokol 12 ve 22 yıllık bir geçiş döneminden sonra gümrük birliğini öngörmektedir. Bu süre 1984 ve 1994 yılları sonunda dolmuştur. Bu tarihten sonra nihai dönem, yani tam üyelik süreci başlamıştır. Avrupa Birliği bu tarihte Türkiye'nin tam üye olup olamayacağını inceleyecektir. Ancak gümrük birliğinin bu tarihten sonunda gerçekleşmesi gerekmektedir. Fakat her iki tarafta anlaşmalarda öngörülen yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemiştir.

Aralık 1994'te gümrük birliği Anlaşması'nın imzalanması için görüşmeler yapılmıştır. Fakat Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu, insan hakları, demokratikleşme... gibi sebeplerle anlaşma imzalanamamıştır. Mart 1995'e ertelenen görüşmeler neticesinde Yunanistan'ın vetosu aşılmış ve gümrük birliği anlaşması olarak bilinen Ortaklık Konseyi Kararları alınmıştır. Avrupa Birliği bu anlaşma ile Türkiye'nin 1996 yılı başında gümrük birliğine girmesini ilke olarak kabul etmiştir. Aradaki süreyi ise Türkiye, Avrupa Birliği mevzuatına uyum başta olmak üzere çeşitli yasal düzenlemelerle geçirecektir.

6 Mart 1995 tarihinde Brüksel'de 36 6 Mart 1995 tarihinde Brüksel'de 36. dönem Ortaklık Konseyi toplantısı ortaklığın 22 yıl sürmesi öngörülen geçiş dönemini sona erdirecek nihai döneme geçişi sağlamıştır. Bu toplantıda üç belge kabul edilmiştir. i- Gümrük birliğinin tamamlanmasına ilişkin Ortaklık Konseyi Kararları, ii- Ortaklığın diğer alanlara genişletilmesine dair tavsiye kararları ve iii- Mali işbirliğinin yeniden başlatılmasına ilişkin AB deklerasyonu.

Malların serbest dolaşımı ile ilgili kısımda sınai malların Taraflar arasında serbest dolaşımı ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin "Ortak Ticaret Politikası"nı benimsemesine ilişkin usuller düzenlenmektedir. Bu kısımda yeralan hükümler tarım ürünü dışında kalan Türkiye ya da AB'de üretilen veya üçüncü ülke kaynaklı olup serbest dolaşıma konu olan ürünlere uygulanacaktır. Burada yeralan hükümlere göre, taraflar ithalat ve ihracatta uyguladıkları gümrük vergileri ve eş etkili vergileri, miktar kısıtlamalarını ve eş etkili tedbirleri tamamen kaldıracaklardır. Ancak bu konuya bazı istisnalar getirilmiştir.

Kararın 12. ve 14. maddelerinde Türkiye'nin üçüncü devletlere karşı uygulaması öngörülen ithalat, ihracat ve tekstil politikası ile ilgili AB mevzuatı belirlenmiştir. Türkiye kararın yürürlüğe girmesi ile birlikte ortak gümrük tarifesi uygulayacaktır. Türkiye'nin münferit olarak Ortak Gümrük Tarifesini geçici olarak askıya alma ve değiştirme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca Katma Protokol'ün 19/2 maddesi çerçevesinde bazı hassas ürünlerin ithalatında 2001 yılına kadar ortak gümrük tarifesi üzerinde vergi uygulayabilecektir.

Türkiye'nin AB'nin ortak rekabet politikasından kaynaklanan mevzuatına uyum sağlaması gerekmektedir. Türkiye ile AB arasında sosyal amaçlı olanlar istisna olmak üzere, rekabeti bozacak devlet yardımları yasaklanacak ve bu konudaki mevzuat iki yıl içerisinde Ortaklık Konseyi tarafından belirlenecektir. Dolaylı ve dolaysız vergilendirme konusunda taraflar birbirlerinden ithal ettikleri mallara, milli mallara uyguladıklarından daha fazla bir iç vergi uygulayamayacaklardır.