SUNUM
VEFA VE VEFASIZLIK KUŞUN VEFASI İNSANIN VEFASIZLIĞI
Sözlüklerde vefa; sözünde durma, sevgide ve dostlukta sebat etme şeklinde tanımlanmaktadır.
Vefa; iyiliğini ve yardımını gördüğümüz insanlara hatta varlıklara karşı hissedilen sevginin, minnet duygusunun kalpte devamlılığının sağlanmasıdır.
Vefa; kendisine zamanında yapılan iyiliğe karşılık vermektir.
Vefalı olmak; mayası katıksız, hamuru ekşimemiş ve güzel ahlâk mücadelesi veren temiz insanların davranışıdır. Vefalı olmak; dostluk kapısında dimdik durmak ve bağlılıkta sebat etmektir.
Bizim inanç ve kültür değerlerimiz, vefalı olmayı bir terbiyelilik örneği olarak değerlendirmektedir.
Yiğitlikten, mertlikten, doğru-dürüst olmaktan bahsedildiğinde, ilk önce kişinin vefalı olup olmadığı sorulur.
Vefalı insan, sözünün eridir. Yöneticiler, bulundukları makamları insanlığa hizmette kullanırlarsa vefalı addedilirler.
Bunlar şahsiyeti gelişmemiş, dönek tabiatlı zavallılardır. Vefasızlara Gelince: Bunlar şahsiyeti gelişmemiş, dönek tabiatlı zavallılardır. Bunlardan ne köy olur ne kasaba. Böyle insanlarla değil çalışmak, birlikte yola bile çıkılmaz.
Dini inançlarımıza göre böyle insanlara “MÜNAFIK” denilmektedir. Bunlar aynı zamanda ikiyüzlüdürler. Birtakım çıkarları, çıkar hesapları yüzünden inanmadıkları ilkelere, inanmadıkları insanlara, inanmış gibi görünürler. Dini inançlarımıza göre böyle insanlara “MÜNAFIK” denilmektedir.
Atalarımız, “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” derken “VEFA”nın ne kadar önemli olduğunu vurgulamışlardır.
Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. Vefa borcunu unutanlar, er yada geç vefasızlıklarının karşılığını acı şekilde yaşarlar. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır.
Kıssadan Hisse: Hikâye bu ya; Adam köpeğini çok sevmektedir. Bir gün köpeğini de arabasına alarak yolculuğa çıkarlar. Geçirdikleri trafik kazası sonucu adam ve köpeği ölür. Her ikisi de öbür dünyaya birlikte giderler ve adam hesaptan geçirilir.
Köpeğine çok iyi davrandığı ve Allah’ın yarattıklarına karşı duyduğu sevgiden dolayı günahları bağışlanır, her ikisine de cennete girin denir. Adam ve köpeği üzerinde cennet yazan süslü bir kapı önüne gelir ve kapıyı çalarlar.
İçeriden nur yüzlü, aksakallı tabir edilen biri çıkar; “-Buyurun ne istiyorsunuz” der. Adam da “biz cennete gönderildik” deyince ihtiyar; “-Sen girebilirsin ama yanındaki giremez, onu cennete alamayız” diye cevap verir.
Bunun üzerine adam biraz düşünür, cennete girmekten vazgeçer ve köpeğini de alıp arkasını dönerek gider. Bir müddet yürüdükten sonra eski püskü olarak tarif edilen bir kapıyla karşılaşır, merak eder kapıyı çalar. İçeriden yine aksakallı bir ihtiyar çıkar.
Adam merak içinde ihtiyara; “-Burası neresi?” diye sorar. İhtiyar da “cennet” cevabını verdiğinde adam iyice şaşırmıştır. “-Ama az önceki yer cennet değil miydi?” der.
Bunun üzerine ihtiyar gülümseyerek şu cevabı verir; “-Evlat o gördüğün süslü kapı, dostuna vefa gösterip gösteremeyenleri ayırt etme kapısıdır. Kapıya aldırma, gerçek cennet burasıdır, buyurun girin. Unutma! Dostunu satanlar asla cennete giremez” der.
Bilmeyenler neyi bilmiş? Bilenlere selâm olsun. Sözümüzü Yunus Emre’nin ibret dolu sözleriyle bitirmek istiyorum; Bilmeyenler neyi bilmiş? Bilenlere selâm olsun.
2010 yılı Mayıs ayındaki Birlik Genel Kurulunda yeniden Birlik Başkanlığına adaylığını koyacak Sayın Faik YILMAZ beye ve listesinde yer alacak arkadaşlarına oy vermek, yapılan iyilik, gösterilen sevginin müspet bir ifadesi olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle vefalı dostlara şimdiden selâm ve saygılar sunarım. Metin İÇTEM İSTESOB Eğitim Müdürü
Hazırlamış olduğumuz sunumları www. istesob Hazırlamış olduğumuz sunumları www.istesob.org web adresinden “Eğitim Müdürlüğü” bölümüne girerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
TEŞEKKÜR EDERİZ İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU