MİNERAL VE ELEKTROLİTLERİN ETKİLERİ 1

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BİTKİLERİN BESLENMESİ İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR:
Advertisements

MİNERALLERİN VE VİTAMİNLERİN EMİLİMLERİ
SU METABOLİZMASI Dr. Emre SARANDÖL.
AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI VE ÖNEMİ
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
BİTKİLERDE KLOR.
ENGELLER Dr. Mehmet Kurt Farmakoloji ABD.
BİTKİLER İÇİN MANGAN ( Mn) İYONU ÖNEMİ
Mineral Biyokimyası Gürbüz POLAT.
MİNERALLERİN VÜCUTTAKİ YERİ VE FONKSİYONLARI I
YAPISAL BÜTÜNLÜĞÜN PRENSİPLERİ
Öğr.Gör. Emine KILIÇ TOPRAK
Sodyum, Potasyum, Klor Prof.Dr.Hafize Uzun.
ASİT BAZ DENGE BOZUKLUKLARI ve ARTERİYEL KAN GAZI DEĞERLENDİRİLMESİ
Vücudumuzda Su ve Elektrolitler
Mineraller Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XI
DEMİR METABOLİZMASI VE ANEMİLER I
ASİT-BAZ STATÜSÜNÜ DEĞERLENDİRME
Metabolik Asidoz.
HİPERKALSEMİ HİPOKALSEMİ
ASİT BAZ DENGE BOZUKLUKLARI ve ARTERİYEL KAN GAZI DEĞERLENDİRİLMESİ
SİNDİRİM VE EMİLİM BOZUKLUKLARI
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
ÇOCUKLARDA HİPERNATREMİYE YAKLAŞIM
BESİNLER İNORGANİK ORGANİK.
Sodyum Dengesi Yetişkinlerde 55 mmol/kg olan toplam sodyum miktarının %30 u kemik yapısında sıkı bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle 40 mEq/kg olan değişebilir.
HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞİ 17-21/03/2014
PÜRİN VE PİRİMİDİN METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI
FİZYOLOJİ BİLİMİNE GİRİŞ
KANIN BİLEŞİMİ VE İŞLEVLERİ
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI V
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009
MAGNEZYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI
Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009
MİNERALLERİN VÜCUTTAKİ YERİ VE FONKSİYONLARI II
Bitki Besin Elementleri
Diabetik ketoasidoz ve hiperosmolar koma
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ TIP FAKÜLTESİ Biyokimya AD
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI VI
ENZİMATİK TANI ALANLARI VE İLGİLİ ENZİMLER
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI I
MİNERALLER VE ELEKTROLİT METABOLİZMASI I
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
YANIKLAR VE KAN KİMYASI
SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI: AZOT DENGESİ
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD
MİNERALLER Yrd. Doç. Dr. Funda GÜLCÜ BULMUŞ Fırat Üniversitesi SHMYO.
VÜCUT SIVILARI ELEKTROLİT DENGESİ DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
SIVI ELEKTROLİT DENGESİ VE TAKİBİ Yrd. Doç. Dr. ALİ BESTAMİ KEPEKÇİ
Dinlenim Zar Potansiyeli
ELEMENT LER VE BİLEŞİKLER
ToksikolojiToksikoloji TOKSİK MADDELER VE CANLILARA ETKİLERİ BIY435.
ASİT – BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ ARŞ. GÖR. IŞIN ALKAN
BİTKİLERDE BESLENME.
Yenidoğanın sıvı elektrolit dengesi
Dr. Volkan Genç Ankara Üniversitesi Meme-Endokrin ve Obezite Cerrahisi
Böbrek hastalıkları ve gebelik
Mineraller Tüm hücrelerin gereksinim duyduğu maddelerdir
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
Dr Emre Karakoç İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı
Böbrek Fonksiyonları Prof. Dr. Zeliha Büyükbingöl
MAKROMİNERALLERİN METABOLİZMASI
Beslenme İlkeleri - 7.
 Yorgunluk terimi Fizyoloji ve mühendislik alanlarında kullanılan bir terimdir.  Fizyolojide yorgunluk makul ve gerekli fiziksel ve mental etkinliği.
Sunum transkripti:

MİNERAL VE ELEKTROLİTLERİN ETKİLERİ 1 Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

Mineraller Sodyum (Na) Potasyum (K) Klor (Cl) Magnezyum (Mg) Kalsiyum (Ca) Fosfor (P) Bakır (Cu) Demir (Fe) Çinko (Zn) Kobalt (Co) Molibden (Mo) Manganez (Mn) Kadmiyum (Cd) Lityum (Li) Selenyum (Se) Krom (Cr) Nikel (Ni) Vanadyum (V) Arsenik (As) Silisyum (Si) Bor (B) Kükürt (S) İyot (I) Flüor (F) Na+, K+, Ca2+, Mg2+, Cl, HCO3, HPO42 önemli elektrolitlerdir.

Elektrolitlerin fonksiyonları Metabolik olayları etkilerler. Ozmotik basıncın düzenlenmesinde rol oynarlar. Suyun vücut sıvı bölüklerine dağılımında etkili olurlar. Asit-baz dengesinin düzenlenmesinde etkindirler. Kalp ve kas işlevlerinin düzenlenmesinde rol oynarlar. Oksidoredüksiyon olaylarının düzenlenmesine katkıda bulunurlar. Katalizde kofaktör görevi üstlenirler.

Kardiyak kökenli atrial natriüretik peptid (ANP) ve beyin kökenli natriüretik hormon (NH) su ve elektrolit dengesinin düzenlenmesinde görevli endojen faktörler olarak tanımlanmıştır. ANP, cGMP oluşumunu artırır, hücre içi kalsiyum homeostazında rol oynar. Fizyolojik etkileri arasında vasküler ve diğer düz kaslarda gevşeme, böbrekte glomerüler filtrasyon oranının artması, tübüler su ve sodyum taşınmasının inhibisyonu ile aldosteron ve ADH salgılanmasının inhibisyonu bulunmaktadır.

Sodyum (Na) vücutta özellikle ekstrasellüler sıvıda temel katyon olarak bulunur Plazma ve hücreler arası sıvı sodyum konsantrasyon farkı Gibbs-Donnan dengesinin bir sonucu, hücre içi sıvı ile hücreler arası sıvı arasındaki sodyum konsantrasyon farkı ise Na+-K+ ATPaz ile sağlanan aktif taşınımın bir sonucudur.

Sodyumun işlevleri ozmotik basıncın düzenlenmesinde etkilidir; suyun dağılımında rol oynar asit-baz dengesinin düzenlenmesinde Cl ve HCO3 ile birlikte rol oynar hücre zarı geçirgenliğini düzenler önemli bileşikler ve hücrelerin yapısında yer alır kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir uyarı denkleminin pay kısmında yer alır

Sodyum alınımının atılımını aştığı durumlarda sodyum birikmesi söz konusudur. Hücre dışı sıvıda sodyumun artışı da hücre dışı sıvı artışına yol açar ve ödem görülür.

Kuvvetli diyare veya gastrointestinal sekresyonlar yoluyla artmış drenaj sonucu sodyum azalması olabilmektedir. Ter oluşumunun artması veya anormal miktarda konsantre ter oluşumu (kistik fibrozis) ile ağır yanıklarda olduğu gibi anormal yüzeyel sıvı ve elektrolit kaybı da sodyum azalmasına neden olur. Aldosteron yetmezliği ve diüretiklerle sodyum reabsorpsiyonunun inhibisyonunda da sodyum düzeyi azalmaktadır.

Erişkin sağlıklı bir insanda serum sodyum düzeyinin normal değeri 1407,3 mEq/L Serum sodyum düzeyinin normalden yüksek olması hipernatremi olarak tanımlanır. Serum sodyum düzeyinin normalden düşük olması hiponatremi olarak tanımlanır Hipernatremi ve hiponatremi çeşitli klinik durumlarda görülebilir.

Hipernatremi, hücre dışı suyun sodyumdan daha fazla kaybı durumunda ortaya çıkar. Semptomlar dehidratasyonun semptomlarına benzer. Hiponatremi, hücre dışı su artışının sodyum artışından fazla olması vey suya göre büyük bir sodyum eksikliğinin oluşması halinde ortaya çıkar. Akut hiponatremide bulantı, kusma ve koma hali söz konusu olabilmektedir. Kronik hiponatreminin klinik belirtileri susama, kas krampları, bulantı, kusma, karın krampları, güçsüzlük, letarji, delirium ve bilinç kaybı şeklindedir.

Potasyum (K) vücutta özellikle hücre içinde bulunur; intrasellülerin temel katyonudur.

Potasyumun işlevleri sodyumun ekstrasellülerdeki işlevlerini intrasellülerde üstlenir glikolitik yolda görevli pirüvat kinazı aktifleyen bir katyondur doku hücrelerinin fazlalaşmasını sağlayıcı etkisi vardır ekstrasellülerde kas aktivitesi ve özellikle kardiyak aktivite açısından önem taşır kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir uyarı denkleminin pay kısmında yer alır. diüretik etkisi vardır

Potasyum atılımının alınımından fazla olduğu durumlarda potasyum azalması görülür. Potasyum alınımının atılımını aştığı durumlarda potasyum fazlalığı oluşur. Potasyum alınımının artması halinde bir homeostatik mekanizma çalışır ve geçici plazma K+ artışı normale döndürülür.

Erişkin sağlıklı bir insanda serum potasyum düzeyinin normal değeri 3,5-5,1 mEq/L Serum potasyum düzeyinin normalden yüksek olması hiperpotasemi (hiperkalemi) olarak tanımlanır. Serum potasyum düzeyinin normalden düşük olması hipopotasemi (hipokalemi) olarak tanımlanır. Hiperkalemi ve hipokalemi çeşitli klinik durumlarda görülmektedir.

Hiperkaleminin oluşturduğu klinik semptomlar arasında elektrokardiyogram değişiklikleri, kardiyak aritmi, kas zayıflığı bulunmaktadır. En önemli tehlike ise hiperkalemiye bağlı kardiyak aritmi ve kalp durması sonucu ölümdür. Hipokalemide anoreksia, bulantı, kusma, karın ağrıları, kas krampları, elektrokardiyografik değişiklikler, aritmiler, idrarı konsantre etme zorluğu ve bunun sonucunda poliüri, polidipsi, letarji ve hafıza karışıklığı gibi klinik semptomlar görülmektedir.

Klor (Cl) temel ekstrasellüler anyondur. Proteinat ve diğer anyonların bulunduğu yerde klorür iyonu azdır.

Klorürün işlevleri plazma ozmotik basıncının düzenlenmesine katkıda bulunur asit-baz dengesinin düzenlenmesinde rol alır su metabolizmasının düzenlenmesine katkıda bulunur amilazı aktifler mide özsuyunda HCl oluşumuna katılır

Erişkin sağlıklı bir insanda serum klorür düzeyinin normal değeri 98-108 mEq/L Serum klorür düzeyinin normalden yüksek olması hiperkloremi olarak tanımlanır Serum klorür düzeyinin normalden düşük olması hipokloremi olarak tanımlanır.

Hiperkloremi, klor alınımının atılımından fazla olduğu durumlarda ve sodyum fazlalığı ile birlikte görülür. Ancak metabolik asidozda klor fazlalığı, sodyum fazlalığı ile birlikte değildir. Hipokloremi, klor tüketiminin alınımını aştığı durumlarda görülür ve genel olarak sodyum azlığı ile girliktedir. Fakat hipokloremik metabolik alkalozda olduğu gibi sodyum azlığı oluşmadan da klor azalması olabilmektedir.

Plazmada HCO3 konsantrasyonu artınca klorür kayması diye tanımlanan olayla klorür iyonu eritrositlerin içine kaçar. Plazmada bikarbonat konsantrasyonu azalınca da klorür iyonu plazmaya geri döner.

Magnezyum (Mg) potasyum ile birlikte temel intrasellüler katyonlardandır Çok sayıda enzimin aktivasyonunda görev yapar. Hücre solunumu, glikoliz, kalsiyum ve sodyum gibi diğer katyonların membrandan taşınmasında önemli bir kofaktördür. Hücre içi kalsiyum iyon konsantrasyonunun dinlenme sırasında düşük tutulmasını sağlamaktadır. sinir impulslarının iletilmesinde gerekli olan asetil kolinin sentezinde ve yıkılmasında rol oynar kas-sinir uyarı denkleminin payda kısmında yer alır; sinir sisteminin aşırı duyarlılığını azaltır.

insanda serum magnezyum düzeyinin normal değeri 1,7-3,0 mg/dL Serum magnezyum düzeyinin normalden yüksek olması hipermagnezemi olarak tanımlanır Plazmada %5 mg üzerinde magnezyum bulunması anestezi yapar Serum magnezyum düzeyinin normalden düşük olması hipomagnezemi olarak tanımlanır

Magnezyum eksikliği, hipomagnezemi ile belirginleşir, serumda kalsiyumun normal veya azaldığı durumlarda meydana gelebilmektedir. Serumda potasyum düzeyinde azalma magnezyum eksikliğine eşlik eder. Hiperirritabilite, tetani, kas güçsüzlüğü, konvülsiyonlar ve EKG değişiklikleri gibi nöromusküler bozukluklar magnezyum eksikliği belirtileridir.

Kalsiyum (Ca) Vücutta iskelet sistemi başta olmak üzere yumuşak dokularda ve hücre dışı sıvılarda bulunur. İskelet sistemi, hücre içi ve hücre dışı sıvılara kalsiyum sağlayan ana depo olarak fonksiyon görmektedir. Plazma kalsiyumunun yaklaşık olarak %50 kadarı serbest halde, %40 kadarı proteine bağlı, %10 kadarı ise bikarbonat, laktat, fosfat ve sitrat gibi diffüze olabilen küçük anyonlarla kompleks oluşturmuştur. Plazmada serbest (iyonize) kalsiyum fizyolojik olarak aktiftir.

Kalsiyumun işlevleri kemiklerin ve dişlerin oluşumunda yapı taşı olarak yer alır kapiller damarların ve membranların geçirgenliğini azaltır normal kas kasılması için gereklidir kanın pıhtılaşması için gereklidir hormonal etkinliklerin başlatılmasında ikinci haberci olarak rol oynar sinir impulslarının naklinde etkindir. Plazma iyonize kalsiyum konsantrasyonu, kas-sinir uyarı denkleminin payda kısmında yer alır lipaz, ATPaz, süksinat dehidrojenaz gibi bazı enzimlerin aktivatörüdür

Erişkin sağlıklı bir insanda serum total kalsiyum düzeyinin normal değeri 8,5-11,5 mg/dL Kalsiyum homeostazının sağlanmasında ince bağırsak, böbrekler ve iskelet sistemi önemli rol oynamaktadır. Ayrıca gebelikte plasenta, ve fetus, emzirme döneminde meme bezleri de homeostazda önem taşımaktadır. Kalsiyum homeostazı, kalsiyum metabolizması ile ilişkili olan organları etkileyen hormonlarla düzenlenmektedir.

Serum kalsiyum düzeyinin normalden yüksek olması hiperkalsemi olarak tanımlanır Serum iyonize kalsiyum düzeylerinin yüksek oluşu, gerek istemli ve gerekse istemsiz kaslarda nöromuskuler uyarılabilirliği azaltır; kabızlık ve karın ağrısı, istemli kaslarda hipotoni, büyük olasılıkla merkezi bir etkiye bağlı olarak iştahsızlık, bulantı ve kusmaya neden olabilir. Hiperkalsemi, EKG’de değişikliklere de neden olur; kaba bir gösterge olarak %15 mg üzerinde hiperkalsemi, ani kardiyak arreste neden olabilir

Serum kalsiyum düzeyinin normalden düşük olması hipokalsemi olarak tanımlanır Serum iyonize kalsiyum düzeyinin azalması, alkalozda olduğu gibi total serum düzeyi normal olsa bile nöromuskuler aktivite artışına neden olur ve tetaniye yol açar. Uzun süreli hipokalsemi, hafif olması halinde bile katarakta, mental depresyona ve diğer psikiyatrik semptomlara neden olabilir.