AYDINLANMA, İNSAN ve İNSAN HAKLARI Prof. Dr. A. Kadir ÇÜÇEN Uludağ Üniversitesi kadir@uludag.edu.tr 294 1826 Bursa Sanayici ve İş Adamları Derneği
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanma nedir? Toplum, İnsan ve Birey Aydınlanma düşüncesinin arka planı Akıl çağı olarak aydınlanma Aydınlanmanın temel ilkeleri İnsan Hakları Aydınlanma eleştirileri Değerlendirme
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanma nedir? Avrupa’da 1688 İngiliz Devrimiyle başlayıp 1789 Fransız Devrimiyle en üst noktasına erişen bir düşünce hareketidir İnsan aklının işlenmesi sonucu aklın özgür olarak düşünce ve bilgi üretmesi
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanmanın amacı Bireysel alanda: Aklını kullanma cesareti gösterme Aklın özgür ve bağımsız düşünebilmesi Bireyin bilgi, beceri ve davranış kazanması
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Toplumsal alanda: Yeni insan oluşturmak Yeni toplum düzeni oluşturmak Yeni devlet düzeni oluşturmak Sonuç: Evrensel uygarlık/kültür yaratmak
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanma düşüncesinin arka planı Orta Çağın düşüncesinin terk edilişi ve Rönesansla gelen yenileşme hareketleri Amaç: Daha mutlu, özgür ve refah yaşama isteği - Doğaya egemen olma arzusu - Bilim/bilginin güç olması - Bilimsel buluş ve coğrafi keşifler - İnsanın ümmet/kuldan birey olması - Yer merkezli evrenin yerini güneş merkezli evrenin alması - Hümanizmin önplana çıkması - Dinde reformasyon hareketinin yapılması - Ulus devlet anlayışının egemen olması
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Akıl çağı olarak aydınlanma / 18. yy Avrupa’sı Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır. Sapere aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! sözü imdi Aydınlanma'nın parolası olmaktadır
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları İngiltere: John Locke (1632-1704) Fransa: Voltaire (1694-1778) ve Rousseau (1712-1778) Almanya: I. Kant (1724-1804)
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları John Locke Bilgi alanında: İnsan zihni doğuştan boş bir levha gibidir. Her tür bilgi sonradan deney yoluyla elde edilir. Deneye dayanmayan her tür batıl inanç, metafizik ve dini bilginin doğruluğu gösterilemediği gibi bunlar doğru düşünme için de engeldirler.
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Toplum alanında AMAÇ İnsanlığı acıdan, yoksulluktan, korkudan, kötülüklerden ve bilgisizlikten kurtaracak bir toplum düzenini amaçlar. ÖNERİ: Bireyin yaşama, özgürlük ve mülkiyet haklarını koruyacak ve güvence altına alan bir hukuk devleti önerir. * BİREYSEL İNSAN HAKLARI
İNSAN HAKLARI İnsana özgü özellikler ve olanaklar, insanı değerli bir varlık yapar. İşte, her insanda bulunan bu özelliklerin ve olanakların korunması ve geliştirilmesi düşüncesi, insan hakları kavramının oluşmasının temelidir. O halde insan hakları, bireylerin salt insan olmalarından dolayı kazandıkları haklardır.
“İnsan hakları evrensel içerikte haklar mıdır?” Temel haklar evrenseldir; çünkü doğrudan insanın / kişinin yaşamı, vücut bütünlüğü ve güvenliğiyle ilgilidir. İnsan hakları doğrudan doğruya insan olanla ilgili olduğuna göre tüm insanlar içindir Temel hakların dışında kalan diğer hakların korunması ve uygulanması, kişilere doğrudan doğruya bağlı değildir; yaşanılan ülkedeki siyasi ve toplumsal düzenlemelerle ilişkilidir.
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Hangi açıdan bakılırsa bakılsın yeryüzündeki geçerli olan hukuk, insandır ve bu yüzden de yalnızca insanların rızalarıyla oluşturulabilir. Dolayısıyla halkın rızasına dayanmayan bir hukuka ve otoriteye itaate hiç kimse zorlanamaz. Böylece aydınlanmış birey ancak aydınlanmış bir hukuk devlette yani aydınlanmış yönetici ve toplumsal uzlaşımla elde edilmiş hukuk düzeninde gerçek anlamını bulur. Bu nedenle dinsel devletler yerini akıl devletlerine bırakmalıdır. Çünkü aydınlanma ancak insanların kendilerini birey yapmalarıyla gerçekleşir. Devletinde görevi, aydın insanın oluşması için gerekli tüm kamusal, kurumsal, bilimsel, eğitimsel yapıyı oluşturmaktır.
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Voltaire Deist (Ateist x Teist) anlayışına göre Tanrı vardır ve evreni yaratmıştır, fakat evrenin işlerine müdahale etmemektedir. Bu nedenle insanların kendi yaşamlarını belirleme, toplum ve devlet düzeni oluşturma ve bilim yapma vs. konularda kendi başlarına ve özgürdürler. Aydın bireyin oluşması için ansiklopedi çalışmalarına katılarak büyük halk kitlelerine bilgi ulaştırmaya çalışır
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Jean-Jacques Rouseau Doğal durumda özgür ve eşit olan insan, toplumsal yaşamda bunları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. O halde insanların hem toplum halinde hem de özgür yaşamaları için bir düzen gerekmektedir. Bunun için insanlar bir araya gelerek bir düzen içinde yaşayacakları bir toplumsal sözleşme oluştururlar. Bu sözleşmeyle bireylerin kendilerinin nasıl bir güç tarafından yönetileceklerini belirleyen bir genel istence ulaşırlar. Rousseau genel istençle, halkın yani bireylerin kendi kendilerini yönetecekleri yasaya dayalı bir cumhuriyet yönetim biçimini anlamaktadır. Çünkü genel istenç, halkın egemenliği üzerine yükseldiğinde meşru olur. Bu yorum en iyi örneğini Fransız Devriminde göstermiştir.
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Immanuel Kant Amaç: Newton’ın fiziğine felsefi bilgi temelleri oluşturarak modern bilim ile felsefe arasındaki birlikteliği kurmak ve bu görevi de akla vermekti. Çözüm: Saf Aklın Eleştirisi adlı kitabında Kant, aydınlanma geleneğine uygun bir biçimde, metafiziksel bilgi ile bilimsel bilgi arasındaki farklılığı göstermek amacıyla insan aklının eleştirel bir çözümlemesini yapar.
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Immanuel Kant Amaç: Aydınlanmış ya da aydınlanacak birey için bir ahlak öğretisi oluşturmak Çözüm: Nasıl insan aklı ile bilim ve doğa yasalarını ortaya koyuyorsa, aynı akıl ile insan kendi bireysel ve toplumsal yaşamını düzenleyecek ahlak yasalarını da ortaya koyabilirdi. Bu da ancak ödev ahlakı olabilirdi.
1776 yılında yapılan Virginia İnsan Hakları Bildirisi - 1789 Fransız “İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi” İnsanlar, yasa önünde eşit ve özgür doğarlar; özgür ve eşit olmayı tüm yaşamları boyunca sürdürürler. Her siyasî topluluğun (devletin) amacı, insanın doğuştan getirdiği ve zaman içinde de değişmez olan temel hakları korumaktır. Bu haklar, özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnmedir. Özgürlük diğerlerine zarar vermeden her şeyi yapmak demektir. Bir insanın doğal haklarını kullanması, toplumun diğer üyelerine sağlanan aynı haklarla sınırlanmıştır. Bu sınırları yalnız yasalar belirler veya değiştirir. Hiçbir düşünce, geçerlilikte olan yasaya karşı gelmedikçe veya kamu düzenini bozmadıkça, kınanamaz.
I. ve II. Dünya Savaşı 1945 yılında Birleşmiş Milletler Antlaşması 10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi “Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme” ile “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme” 1950 yılında Roma’da “İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme” İnsan Hakları Komisyonu, İnsan Hakları Mahkemesi ve Bakanlar Komitesi
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanmanın Temel İlkeleri Akılcılık Bilimcilik Aydınlanmış din Metafiziğin reddi İlerlemecilik İnsancılık (Hümanizm) Bireycilik İnsan hakları ve özgürlük ilkesi Evrenselcilik
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Aydınlanma Eleştirileri Akıl ve bilim temelli mekanik insan, doğa ve evren tasarımının eleştirisi Tek bir tip toplum modelinin sakıncaları Uygarlaştırma projesinin soy kırımlara ve savaşlara neden olduğu Bilimsel akılcılığın araç haline gelmesi ve her şeye egemen olması Bilimselliğin her şeyin ölçütü olması İnsanın yaşamdan kopması ve yorum yapamaması Evrenselliğe ve küreselleşmeye yol açması Kapitalizmin v emperyalizmin her tür sömürüyü meşru kılması
Aydınlanma, İnsan ve İnsan Hakları Değerlendirme ve Sonuç Aydınlanma kavramı ile aydınlanma çağını ayırt etme Aydın bireyin kendi varlığını ve toplumu aydınlatabileceğini kabul etme Uygarlığın ancak bilgi ve bilimle kurulabildiğine ve geliştirilebileceğine inanma İnsana güvenme