Although “-e rağmen” In spite of “-e rağmen”

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
(ESKİYE AİT ALIŞKANLIKLAR)
Advertisements

DUHA AKGÜN CLASS : B İİÖP. ÖZELLİKLERİ ► Bu cümleler gerçek ya da gerçek olmayan durumları tanımlar. ►İki cümlecikten oluşur; 1. Bağımlı şart cümlesi.
When: ne zaman Where: nereye nerede What: ne How: nasıl What time: saat kaçta How many/ how much: kaç tane/ ne kadar Which: hangisi Who: kim Bunların haricinde.
Mardin And. İHL SO THAT. So that In order that cümle Özne + fiil + nesne Sentence Subject + Verb + Object So that: için in order that: diye, için, = in.
“BE” fiilinin Şimdiki ve geçmiş zamandaki şekilleri
Simple PAST Dili Geçmiş Zaman.
Although – In spite of / Despite
When while as soon as after before until
SİMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
SİMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
AD:ŞEVVAL SOYAD:ALGI SINIF:8/B NO:284 Ö Ğ RETMEN İ N; ADI:IŞIL SOYADI:ÖZ.
AS IF / AS THOUGH.
ENGLISH TENSES PAST CONTINUOUS TENSE SÜREKLİ GEÇMİŞ ZAMAN.
THE PRESENT PERFECT TENSE
SIMPLE PRESENT TENSE.
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
CONDITIONALS (IF CLAUSES) Type -1
IF CLAUSES (ŞART CÜMLELERİ)
Must, have to “has to”, can
SIMPLE PRESENT TENSE.
Yabancı Dil- II Bölüm - 2.
THE SİMPLE PRESENT TESNSE
TOO – ENOUGH “Aşırı, çok fazla – yeterli, yeterince, yeteri kadar”
Şimdiki Zamanın hikayesi “-yordu”
UNIT FIFTEEN Health and Sports
= DON’T need TO “gerek yok”
ADJECTIVES (SIFATLAR)
Soru sorma Geniş zaman “DO – DOES”
To want to do sth. -mek istemek Part I Study Turkish
THE SIMPLE PAST TENSE.
SIMPLE PRESENT TENSE.
EXPRESSING PURPOSE, CAUSE AND RESULT AND GIVING REASON
ADVERBS TAG QUESTIONS EXERCISES
NOUN CLAUSES (İSİM CÜMLECİKLERİ).
SORU CÜMLESİ (?) (QUESTIONS)
SIMPLE PRESENT TENSE ZAMAN İFADELERİ (Tıme Expressıons)
THE PRESENT CONTINuOUS TENSE POSITIVE aND NEGATIVE SENTENCES
İNGİLİZCE TOO / ENOUGH TOO / ENOUGH.
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
İNGİLİZCE WANT, WOULD LIKE
Tercihlerimizi Prefer yapısını kullanarak ifade ederiz.
PREPARED BY: M.SAĞLAM “RELATIVE CLAUSES” BİRAZDAN GELECEK OLAN SLAYTLARDA DOĞRU CEVABI TAHMİN ETTİKTEN SONRA SADECE 1 DEFA İLERİ OK.
SERVING WATER TO A THIRSTY PERSON Bu Proje AB Tarafından Finanse edilmektedir. This Project is funded by European Union. Responsibility for the information.
PAST SIMPLE ‘WAS-WERE’
 The water is cold.  Everything became clear.
© 2016 Future simple (will) © 2016 ingilizcebankasi.com.
Near future (be going to)
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
SO THAT IN ORDER THAT IN ORDER TO IN CASE. So that In order that cümle Özne + fiil + nesne Sentence Subject + Verb + Object So that: için in order that:
SIMPLE PRESENT TENSE.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
Simple PAST Dili Geçmiş Zaman.
IF CLAUSE TYPE 2 Conditionals.
PRESENT PERFECT TENSE Yakın Geçmiş Zaman. WHERE DO WE USE PRESENT PERFECT TENSE ????
SIMPLE PRESENT TENSE.
THE CANTERVILLE GHOST by Oscar WILDE CHARACTERS.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
tomorrow soon next week / year in five minutes/ in two hours later today I'll go to the market tomorrow. Don’t worry. He will be here soon. There.
CONDITIONALS TYPE
PAST TENSE.
Simple PAST Dili Geçmiş Zaman.
PREPARED BY: 9-B STUDENTS. Sumerians, who laid the foundations of great civilizations and the world cultural heritage, emerged to the st The Sumerians.
CONDITIONALS TYPE
İNGİLİZCE THE FUTURE TENSE ( BE GOING TO ). Be going to gelecek zamanda olan bazı olayları ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. İNGİLİZCE THE FUTURE.
Should / Shouldn’t Prepared by Salih Hoca.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Sunum transkripti:

Although “-e rağmen” In spite of “-e rağmen”

(ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.) Although + sentence (cümle) Although = -e/-a rağmen He is old. (O yaşlıdır.) Although he is old, (Yaşlı olmasınA RAĞMEN,) Although he is old, he is a good dancer. (Yaşlı olmasına rağmen, o iyi bir dansçıdır.) Although + Subject + verb + object, (ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.)

(ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.) I have a headache. (Baş ağrısına sahibim, başım ağrıyor.) I am studying. (Ders çalışıyorum.) Although I have a headache, (Başımın ağırmasınA RAĞMEN ) Although I have a headache, I am studying. (Başımın ağırmasınA RAĞMEN ders çalışıyorum.) Although + Subject + verb + object, (ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.)

(ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.) The weather was bad. (Hava kötüydü.) We went out. (Dışarıya çıktık.) Although the weather was bad, (Hava kötü olmasınA RAĞMEN,) Although the weather was bad, we went out. (Havanın kötü olmasına rağmen, dışarıya çıktık.) Although + Subject + verb + object (ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.)

(ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.) They were late. (Geciktiler.) They didn’t hurry. (Acele etmediler) Although they were late, (Gecikmelerine rağmen, geciktikleri halde,) Although they were late, they didn’t hurry. Geç kalmalarına rağmen, acele etmediler. Geciktikleri halde, Although + Subject + verb + object, (ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.)

(ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.) We didn’t play well. (İyi oynamadık.) We won the match. (Maçı kazandık.) Although we didn’t play well, (İyi oynamamamıza rağmen,) Although we didn’t play well, we won the match. (İyi oynamamamıza rağmen, maçı kazandık.) Although + Subject + verb + object (ALTHOUGH’dan sonra CÜMLE geliyor.)

Noun (cümle G E L M E Z) V+ing In spite of (İSİM) -e karşın -e rağmen N O U N / İsim Yaşına rağmen, “age” Yağmura rağmen, “rain” Fiyatına rağmen, “price” İyi oynamamıza rağmen, “playING well”

In spite of HIS BEING OLD, In spite of HE IS OLD. In spite of HIS BEING OLD, In spite of his age, In spite of his being old, “Yaşlı olmasına rağmen,” (Yaşına rağmen) (cümle G E L M E Z) he is a good dancer. (O iyi bir dansçıdır.)

In spite of the weather was rainy. Yağmura rağmen, In spite of the weather was rainy. In spite of its being rainy, In spite of its being rainy, “Yağmurlu olmasına rağmen,” In spite of rainy weather, “Yağmurlu havaya rağmen,” we went out. “Dışarıya çıktık.” In spite of rainy weather, we went out. “Yağmurlu havaya rağmen, dışarıya çıktık.”

In spite of the car is expensive. In spite of its being expensive, “Pahalı olmasına rağmen,” In spite of its PRICE, Fiyatına rağmen, In spite of its PRICE “Pahalı olmasına rağmen, o arabayı almak istiyor.” he wants to buy the car. “O arabayı satın almak istiyor.”

İyi oynamamamıza rağmen, In spite of we didn’t play well, (cümle G E L M E Z) DeSpItE In spite of our NOT playing well, dEsPiTe our NOT playing well, In spite of our not playing well, we won the match. Despite “İyi oynamamamıza rağmen, maçı kazandık.”