T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 1090310461 FATMA ŞİMŞEK
CAN YÜCEL
Hayatı Can Yücel,1926’da İstanbul’da doğdu.Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1943 yılında,yakın dostu GaziYaşargil ile birlikte yurtdışı eğitim bursu kazandığı halde,babası,dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in “Bakan,kendi oğluna torpil yaptı derler.”diyerek engellemesi nedeniyle nedeniyle yurtdışına gidemedi.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu.Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik,Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.
Askerliğini Kore’de yaptı Askerliğini Kore’de yaptı.1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı.
Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.
Son yıllarda Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaretten yargılanan Yücel,18 Nisan seçimlerinde ÖDP’nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça’ya gömüldü.
Yazarlığı Can Yücel,1945-1965 yılları arasında ‘Yenilikler’, ‘Beraber’, ‘Seçilmiş Hikayeler’, ‘Dost’, ‘Sosyal Adalet’, ‘Şiir Sanatı’, ‘Dönem’,’Ant’, ‘İmece’ ve ‘Papirüs’ adlı dergilerde yazdı.
Daha sonraları “Yeni Dergi,Birikim,Sanat Emeği,Yazko Edebiyat ve Yeni Düşün” dergilerinde yayımladığı şiir,yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel,1965’ten sonra siyasal konularda da ürün verdi.
Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao’dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı ‘Bir Siyasinin Şiirleri’ adlı kitabını yayımladı,
1962’de İngiltere’deyken,1709 yılından kalma Latin harfleriyle taş baskısı olarak baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla “Rengahenk” adlı kitabı toplatıldı.
Can Yücel,taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde,yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel’in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları;doğa,insanlar,olaylar,kavramlar ,heyecanlar,duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.
'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır.
'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır. Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı.
Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare’in ünlü ‘to be or to be’sözünü ‘bir ihtimal daha var,o da ölmek mi dersin’ şeklinde Türkçeleştirmiştir.
1959’da ilk baskısı yayımlanan ‘Her Boydan’ adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.
Eserleri Bağlanmayacaksın Sevgi Duvarı(1973) Rengahenk(1982) Gökyokuş(1984) Biraz alıştım Ölüm ve Oğlum Canfeda(1985) Kısa Devre(1990) Gezintiler(1994) Çok Bi Çocuk
Her şey sende gizli Her Boydan(1959) Beşibiyerde(1985 Şiir Alayı Seke Seke(1997) Maalie(1995) Alavara (1999) Mekanım Datça Olsun
En Uzak Mesafe Kuzgunun Yavrusu Cazcı Firuzan Hotuhların dramı Bilmelisin ki Kadın dediğin Okuyana Rahmet Kayıp Çocuk Yazma(1950) Bir Siyasinin Şiirleri
Can Yücel’in Eski Datça’daki evinin bahçesinde,üzerinde imzasının bulunduğu taş.
BAĞLANMAYACAKSIN Bağlanmayacaksın bir şeye,öyle körü körüne “O olmazsa yaşayamam.”demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden. Çok sevmezsen,çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince,çok ait de olmazsın hem. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, Kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi,ayı,yıldızları… Mesela kuzey yıldızı , Senin yıldızın olacak. “O benim.”diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan birşeylerin… Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, Renklere ait olacaksın Mesela turuncuya ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak. CAN YÜCEL