Kerem Ağralıgil “Saklı Düzen” 8 – 16 Mayıs 2010 (MKM) Mustafa Kemal Merkezi Beşiktaş Çağdaş Sanat Salonu Uğur Mumcu Caddesi, No:8 Akatlar / İstanbul
ANLARIN BAŞKALAŞIMI Bir genç sanatçı olarak Kerem Ağralıgil, görsel beslenmeyi sürekli olarak canlı tutan ve bu beslenmenin temellendirdiği görsel hafıza zenginliğini, yaratıcı bir hayal gücüyle harmanlayıp dönüştüren, üretim sürecinde ise yarattığı imgelerle somutlaştıran tavrı ile dikkatimizi çekiyor. Heykel çalışmalarına başladığı yıllarda oluşturduğu görsel bellek gelişimi, birikim ve deneyimlerinin getirdiği kurgulama yetisi, Kerem’de artık üretiminde iki boyutlu resim yüzeyiyle de temasa geçmenin farkındalığını beraberinde getirdi. Bu farkındalık, içinden gelen yaratıcı enerjisiyle de bütünleşerek, mitoloji ve Ortaçağ hikâyelerindeki kahraman figürlerini desenler aracılığı ile yüzeyler üzerine aktarmasıyla üretim boyutunda kendisini doğal olarak göstermeye başladı. Resimlerinde ilk bakışta birbirleriyle ilişkilerinin açık bir şekilde kavranamadığı figürlerini, kompozisyonda iç içe geçmiş, kaynaşmış ya da bütünleşmiş olarak farklı noktalarda odaklanmış görüntülemektedir. Her birinin biçim ve hareketlerine simgesel anlamlar yüklediği amorph yapılı fantastik figürlerle birlikte, arka plandaki atmosfer ile adeta kaynaşan mekânları da gerçeküstü bir izlenim vermektedir. Doğa gerçekliğine sıkı sıkıya bağlı hiçbir biçim onun resimlerinde yoktur. Kompozisyon, süreç içerisinde zengin ve dönüştürücü bir hayal gücüyle şekillenir. Figürlerin yüzlerinde vermek istediği etkiyi güçlü ifadeler aracılığıyla somutlaştırır. Resimlerde gördüğümüz temel olgu “karşılaşma” dır. Farklı zamanlarda ve farklı evrim basamaklarında bulunan figürlerinin yolları, sanki günlük yaşantıları içerisindeyken, bir noktada ya da tamamen rastlantısal mekânlarda kesişmiş gibidir. Anlık karşılaşmalarda geçmişin ve geleceğin fazla önemi yoktur, Sadece karşılaşmaların yaşandığı “an” vardır onun resimlerinde. Bu bağlamda sanatçı zamansal süreçleri de bütünleştirmiştir. Boya uygulaması, figürler üzerinde yoğunlaştığından resimlerde ilk algılanan doğal olarak vermek istediği “karşılaşma anı” dır. Spatül tekniği, ya da hareket olanağının sınırlı bulunduğu bölümlerde çivilerle gerçekleştirdiği kazımalar, özellikle de kâğıt işlerinde uyguladığı kalın boya tabakası, görsel boyutuyla ifade zenginliğini arttırır. Karşılaşma anlarının resimleri, anlaşılma boyutunda, açık yapıt nitelemesi üzerine de düşündürmekte. İzleyici resimler karşısında, içeriğinin açık olmaması sebebi ile kendi zihninde bu karşılaşma anlarının ve bu anlarda karşı karşıya gelen kahramanlar veya başkalaşım geçirmiş karakterlerin hikâyelerini kendi perspektifiyle kurmaya çalışır. Mitoloji ve efsanelerin zengin birikiminden çekip çıkardığı figürleri üretim deneyiminin kendisini ulaştırdığı noktada dönüştürerek kendi estetiğiyle sentezler. Artık bu figürler eski anlamlarını ve mevcudiyetlerini kaybedip, resimlerde somutlaşan sanatçının imgelerine dönüşürler. “An” içerisinde yaratma dürtüsü, Kerem’i olaylar ve figür ilişkileri üzerine yoğunlaşmaya yönlendirmiştir. Bu durum kimi resimlerinde arka planı ve derinliğini vurgulamama noktasına da ulaştırmıştır onu. Bu oluşum, resmedilen “an”ın kurgu bakımından zaman sınırlarının ortadan kalkması ve artık sonsuzlukla bütünleşmesini de düşündürür. Heykel çalışmaları yine zengin bir kurgu gücünün ürünleridir. İnce ve uzatılmış fantastik figürleri, Avrupa ve Orta Amerika efsanelerinden hatırladığımız kahramanların dönüşümle belki de binlerce yıl sonra geldikleri noktayı ifade etmektedir. Bu kahramanlar, dış çevre algısından çok, kendi iç gerçekliklerine yönelmiş olarak karşımıza çıkıyorlar. İhtişamlı duruşları, mağrurlukları, geçmişten gelen deneyimlerin getirdiği tecrübe ve yaşanmışlığı da sembolize ediyor. Heykellerinde malzeme olarak kullandığı bronz, biçimlenen figürlerin kendilerine özgü iç gerçeklik ve ruhsal dinginliklerini, yapıtta somut olarak kütlesel ve görsel ağırlık boyutunda yansıtma imkânını vermektedir sanatçıya. belki de binlerce yıl sonra geldikleri noktayı ifade etmektedir. Bu kahramanlar, dış çevre algısından çok, kendi iç gerçekliklerine yönelmiş olarak karşımıza çıkıyorlar. İhtişamlı duruşları, mağrurlukları, geçmişten gelen deneyimlerin getirdiği tecrübe ve yaşanmışlığı da sembolize ediyor. Heykellerinde malzeme olarak kullandığı bronz, biçimlenen figürlerin kendilerine özgü iç gerçeklik ve ruhsal dinginliklerini, yapıtta somut olarak kütlesel ve görsel ağırlık boyutunda yansıtma imkânını vermektedir sanatçıya. Sonuç olarak Kerem Ağralıgil, kendi sanat deneyiminde hayal gücünün kendisine sağladığı imkânların bilinci ile sürekli çalışıp yeni imgeler yaratan, farklı malzemeleri kullanıp, pratiğe geçirme konusunda, bir genç sanatçının üretiminde belki de en önemli özelliklerini, yani cesaretini ve kararlılığını ortaya koymaktan ödün vermeyen bir sanatçı görüntüsünü sergiliyor. Serkan Azeri, Sanat Eleştirmeni
Seçilmiş 2007 Bronz Döküm-Ahşap 182 x 24 x 6 cm
Ölümsüz 2009 Bronz Döküm-Ahşap 147 x 20 x 14 cm
Buluşma 2010 Tuval üzerine yağlıboya 60 x 120 cm Döngü 2010 Karışık teknik 50 x 70 cm Gücün Varsa 2010 Karışık teknik 50 x 70 cm
Çağrı 2008 Bronz Döküm 33 x 13 x 15 cm
Varlık Hali 2010 Bronz Döküm 43 x 11 x 39 cm
Kerem Ağralıgil 1977 yılında İstanbul’da doğdu. 1997’de girdiği MÜGSF Heykel Bölümü’nden, 2004 yılında mezun oldu. 2004’den beri Kadıköy’deki atölyesinde heykel ve resim çalışmalarına devam etmektedir. Katıldığı Sergiler 2007 Sanat Akmerkez’de 5, İstanbul 2008 “Moda’da Teneffüs” Karma Resim - Heykel Sergisi, İstanbul 2009 69. Devlet Resim - Heykel Sergisi Sergileme, İstanbul 2009 Yaz Karma Sergileri 1-2, Galeri Binyıl, İstanbul 2009 Tüyap Sanat Fuarı Karma Resim - Heykel Sergisi, Maltepe Sanat Galerisi, İstanbul 2009 “Ritm” Sergisi, Galeri Binyıl, İstanbul 2010 “Saklı Düzen” Art Show 2010, Terakki Vakfı Sanat Galerisi, İstanbul