Mecburi istikamet… Bünyamin Duran
Hayatın bizi mecbur bıraktığı istikamette ilerlerken gözümüze takılır bazen, geride bıraktıklarımız... yaşadıklarımız... olaylar... insanlar... geride kalanların en değerlisi, fotoğraf albümleridir çoğu zaman...
bazı insanlar sadece fotoğraf karesi olarak kalmışlardır hayatımızda... yalnızca albüme baktıkça hatırlanırlar... teğet geçen hayatlarımızın, fotoğraf karesinde buluşturduklarından bazılarınınsa, isimleri bile gelmez aklımıza... bazılarınınki ise hiç unutulmamıştır, bir an bile...
hiç bitmeyecek mutlulukları anlatır bazen fotoğraflar, beraber çıkılan yolculukların ilk adımlarını... bazen uzaklarda kalmıştır mutluluk; bir fotoğraftaki koltuğun iki ucuna oturanlar kadar...
insan kaybolur bazen, hayata yön verirken yaptığı tercihlerin izleri arasında dolaşırken... gençliğin verdiği enerji yavaş yavaş tükenip ilk beyazlar düştüğünde saça, tükenen zamanın hesabını yaparken tüketilen zaman eskisinden daha çok yer tutmaya başlar hayatımızda... eskiden zevk alarak yaptığımız şeyler “gazı kaçmış gazoz” tadı verir artık böyle zamanlarda... zevk aldığımız, zamanımızı harcadığımız, yaptığımız şey değildir aslında... zamanını bizimle harcayabilenlerdir... bize bu zevki tattıranlardır...
“takvim yapraklarıyla birlikte tükenen, “takvim yapraklarıyla birlikte tükenen, sevdiğimiz insanlara ayırdığımız zamandır biraz da..."
bazen elimizdeki bowling topu misali adımlarımız; yıkıverir, kukalar gibi dizilmiş hayallerimizi... top bizim elimizden çıkmıştır bir kere... “keşke” demekten başka bir şey yapılamaz böyle zamanlarda... ve büyük ihtimalle de sonsuzluğa giden sessiz geminin tek yolcusu olunacak güne kadar da yapılamayacaktır...
ve artık ufacık şeylerle mutlu olmaya çalışır insan... öğrenir de... o kadar ihtiyacımız vardır ki mutlu olmaya...
tekrar… Bunyamin7026