DİKKAT! DİKKAT! MSN KULLANANLAR.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

Onlara sahip olduklarınızın en iyisini veriniz.”
Değişkenler.
KÜÇÜK İTFAİYECİ lütfen sesi açıp Tıklayınız..
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
5 EKİM Bu gün var edildim, buradayım, varım. Müthiş bir
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
NASIL ÖĞRENİYORUM?.
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
Lütfen sesi açıp Tıklayınız..
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Annesini Arayan Kardan Adam
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE …
Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama
Ilk göz ağrım.
Anne Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama Sol Yanım Acıyor Necdet YILMAZ 2008
Simdi bu oyunu ciddiye al ve sakın oyun bozanlık yapma!!!!
Hayatla yüzleşmeyi dene!
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Biraz moral bulalım.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Türkiyenin en büyük mail grubu
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN, ZEKİ VE ÇEKİCİ BİR GENÇ ADAM OLMANIN GURURUNU TAŞIYORDU. EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN,
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
1/20 Zamir A B C D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şahıs ( kişi ) zamiri vardır? Akşam dayımlar geldiğinde uyuyordum. Durmadan yağan kar çocukları heyecanlandırdı.
KABUL EDEMEM.
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
Psikolojik Danışman Yıldıray ÇAMDEVİREN
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
GAYRET EDEN BAŞARIR ,BAŞARAN KAZANIR
DERS PLANI Dersin Adı: Hayat Bilgisi Sınıf: 3 Tema: Okul Heyecanım
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
BİR BABANIN ENGELLİ OĞLUNA MEKTUBU
Anne ayı, “Sarı Yumak, bu gece erken uyumalısın, yarın okula başlıyorsun” dedi. Sonra okul çantasını onun ayak ucuna koydu.
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
Sen hangisini seçerdin?
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra 'Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz'
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
KİPER’İN DOĞUM GÜNÜ.
Hayatın Anlamı üzerine
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
TUTUNMAK Birinci Bölüm.
Soru 1. İnsan bir kışını burada geçirse ( ) yalnız müzik dinlese ( ) yalnız bu yankılı havayı koklasa ( ) Yukarıdaki cümlede parantezle gösterilen yerlere.
HAYATIN ANLAMI.
Bu sabah kalktığında...sana dikkatle baktım...bana konuşmanı umdum....
CÜMLEDE DE ’NİN YAZIMI.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR
GAYRET EDEN BAŞARIR ,BAŞARAN KAZANIR
ASIL EKSİKLİK.
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
DÜZENLİ OLMAK.
KIRMIZI FİL NEREDE ?.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Çocuklar gibi sevindi kadıncağız. (durum zarfı) Nermin gibi güzel bir kızım var benim de. (sıfatın zarfı) Küçük kızım dün hasta gibiydi. (yüklem) Senin.
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
bitmeyen sevgi Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi... Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka.
Seni Benim Gibi CAN AKIN ŞAİR VE FOTOĞRAF SANATÇISI SESLİDİR.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
Sunum transkripti:

DİKKAT! DİKKAT! MSN KULLANANLAR

Lütfen sonuna kadar okuyunuz Lütfen sonuna kadar okuyunuz.Hepimiz birer internet ve bazılarımız da MSN kullanıcısıyız. Bizlerin başına da gelebilir. MSN ile ilgili ilginç ve korkutucu bir yazı. Ben Okulumuz Bilgi İşlem Bölümü ile görüştüm, MSN üzerinden bir Trojan Virüsü ile bunun gerçekleşebileceğini öğrendim. Mehmet Asal

O gece mail kutusuna gelen bir notun tüm geleceğini etkileyeceğini nasıl bilebilirdi kahramanımız. Gönderilen dosyayı açtığında ekranı binlerce gül kaplamıştı. Her tıklamada yeni bir sayfa açılıyor ve her açılan sayfada değişik renklerde güller tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyordu. Son tıkladığında ise ekranda şöyle yazıyordu; "Hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum..."

Fulya çok şaşırmıştı. Maili gönderene baktı ama bu isim onda hiç bir çağrışım yapmamıştı. Sonraki günlerde benzer mesajlar gelmeye devam etmişti. Her defasında farklı çiçekler kaplıyordu ekranını ve son sayfada yine aynı şeyler yazıyordu. "Hiçbirisi senin gibi olamaz.Seni seviyorum..."

Fulya bu esrarengiz kişiyi merak etmeye başlamıştı. 10 Fulya bu esrarengiz kişiyi merak etmeye başlamıştı. 10.gece gelen mesajı yanıtlamayı düşündü. İster istemez etkilenmişti. O günlerde kendini çok yalnız hissediyordu... Kim acaba diye kendi kendine sorarken birden parmaklarının klavyeye uzandığını fark etti. "Bu çiçekleri bana neden gönderiyorsunuz? Lütfen kimliğiniz hakkında bana bilgi verir misiniz?..." Yazdıkları sadece bu kadardı. Ardından iletisini göndermek için "Gönder" tuşuna bastığında hayatının ne hale geleceğini asla bilemezdi...

Ertesi gece heyecanla mail kutusuna baktı Ertesi gece heyecanla mail kutusuna baktı. Yine aynı kişiden bir mail daha gelmişti.  Yüreği dalgalı denizlere dönmüştü.Aceleci tavırlarla maili açtı. Bu defa tek sayfalık bir ekran vardı karşısında ve şunlar yazıyordu; "Beni gerçekten merak ediyorsan yarın öğleden sonra saat 2'de bilgisayarının başında ol ve msn'in açık olsun..." Fulya o geceyi biraz heyecanlı birazda huzursuz geçirdi... Gece boyunca hep bu konuyu düşündü.Kimdi, neyin nesiydi, neden her gün bu mailleri ona gönderiyordu... Bu soruların cevabını bulamamıştı.

Ertesi gün saat 14.00'te ekranın başındaki yerini aldı ve msn'ide açtı. Bir süre sonra ilk mesajı almıştı."Merhaba çiçeğim..."  Fulya kalbinin deli gibi atmaya başladığını hissetti... "Merhaba...Kimsiniz?"

Sizi tesadüfen buldum.  Bana gelen maillerden birinde sizin de adresiniz vardı. gizemlicicek@... çok dikkatimi çekmişti. O yüzden size her gece birbirinden güzel çiçekleri maillemeye başladım.  -Peki ama "hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum" ne demek oluyor?  -İkimiz de çiçekleri çok seviyoruz değil mi? O zaman birbirimizi de çok seveceğiz desem herhalde yanlış olmaz.  Fulya ne diyeceğini bilemiyordu. Uzunca bir süre cevap yazamadı.Sonra;  -Bakalım zaman ne gösterecek. Bu arada kendini biraz tanıtırsan memnun olacağım.  -Hiç gerek yok...Çünkü sen beni çok iyi tanıyorsun.  Fulya iyice afallamıştı. Cevap yazmak için ekrana baktığında karşı tarafın çıkmış olduğunu gördü. Bir süre bekledi ama geri dönüş olmadı. Herhalde elektrikleri kesildi ya da başka bir sorun çıktı“ diye düşündü...

O gece ve sonraki geceler meçhul kişiden hiç mail gelmedi O gece ve sonraki geceler meçhul kişiden hiç mail gelmedi.  Her gün msn'i açıyordu ama orayada gelen giden yoktu. Fulya'nın içi içini yiyordu. Neler oluyordu? Hiç bir sorunun cevabını bulamamak git gide sinirlerini germeye başlamıştı. Aradan bir aydan fazla bir zaman geçmişti ve Fulya bu esrarengiz kişiyi unutmaya başlamıştı.

Bir gün çalıştığı iş yerine sivil polisler geldiler Bir gün çalıştığı iş yerine sivil polisler geldiler . Fulyayı arıyorlardı. "Benimle ne işleri olabilir" diye düşünürken odasına giren polislerden biri kollarına kelepçeyi takı vermişti. "Hey neler oluyor, ben ne yaptım ki" diye avaz avaz bağırmaya başlamıştı. Polisler bilgi vermiyordu. Sadece "Bizimle emniyete geleceksiniz" diyorlardı. Özellikle kollarına vurulan kelepçeler moralini çok bozmuştu. Neler olup bittiğini çözmesi  olanaksızdı. Emniyet Müdürlüğüne gidene kadar polisler tek kelime bile etmemişlerdi.

Kapısında "Dolandırıcılık Masası" yazan bir odaya girdiğinde hepten şaşkına dönmüştü. Masadaki görevli polis "Buyrun Fulya hanım oturun" diyince ilk sandalyeye kendini atıverdi.  -Söyler misiniz neler oluyor?Bu bir şakaysa çok ağır bir şaka oldu.Derhal bu oyunu kesin ..." Daha lafını bitirmemişti ki kendisine oturmasını rica eden polisin sert bir ifadeyle; "Hep böyledir.Yaparlar ama kabul etmezler..." sözleri başını döndürmeye yetmişti. Birden fenalaştı ve olduğu yere yığılıp kaldı. Gözlerini açtığında bir sedyede olduğunu fark etmişti. Boşgözlerle etrafına bakıyordu.

Biraz sonra kendisini iş yerinden alan polislerden biri yanına geldi Biraz sonra kendisini iş yerinden alan polislerden biri yanına geldi.  -İyi misiniz Fulya hanım? Kendinize geldiyseniz artık işimize bakalım.Güçlükle doğrulmuştu. Sonra polisinde desteğiyle tekrar o odaya girdiler. Aynı sandalyeye oturmuştu.  -Fulya hanım, dolandırıcılıkla suçlanıyorsunuz. Banka hesabınızda son 15 gün içinde tam 28 işlem yapılmış. Bu süre zarfında yaklaşık 535 Milyar lira hesabınıza yatmış ve oradan da başka bir hesaba havale edilmiş.  -Olamaz...Benim böyle şeylerden haberim yok.Bankada 350 milyon liram var.Bunun dışında da neler olup bittiğini bilemiyorum. 

-Fulya hanım,şimdi bize işbirliği içinde olduğunuz kişilerin adlarını vermenizi istiyoruz.  -Siz neler diyorsunuz? Ne işbirliğinden bahsediyorsunuz?.  -Dolandırıcılık bayan... Genelde tek başına yapılmaz bu işler. Ayrıca bu kadar parayı ne yaptığınızı da bize derhal açıklayın.    Fulya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Artık ifade verebilecek durumda değildi.Sinir krizleri geçirmeye başlamıştı. Birden kendini parmaklıklı bir odada bulmuştu. Dışardan ölü bir ışığın içeri süzüldüğü rutubetli küçük bir odaydı. O geceyi sabaha kadar ağlayarak geçirmişti. Sabahın ilk ışıkları küçük  pencereden içeri süzüldüğünde gün ağlıyordu gözlerinde ve üşüyordu...

Bir süre sonra kapı açıldı ve bir kadın polis kolundan tutup kendisini takip etmesini söyledi. 2-3 dakikalık bir yürüyüş sonrasında tekrar ilk geldiği odaya varmışlardı.    Fulya'nın yüzü solmuştu ve tir tir titriyordu.Polisler ona sıcak bir fincan çay verdiler.  Önce fincanın sıcaklığıyla ellerini  ısıttı sonrada yudum yudum içmeye başladı.

-Başınız iyice dertte bayan -Başınız iyice dertte bayan...28 kişinin banka hesabından  kendi hesabınıza havaleler yapmış ve ardından da 535 Milyarı 3 ayrı hesaba aktarmışsınız ve bu paralar ertesi gün ilgi hesaplardan  çekilmiş.  -Benim hiçbir bilgim yok, ben bir şey bilmiyorum diyebildi..Ardından sarsıla sarsıla ağlamaya başladı.    -Bugün savcılığa çıkaracağız sizi ve tutuklanacaksınız.İyisi mi bize yardımcı olun da şu işi çözelim. Fulya darmadağınık olmuştu.Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Sonra "tutuklanacaksınız“ sözünü hatırlayıp daha da büyük bir  korkuya kapıldı.O andan itibaren hiç konuşmadı. Fulya'yı bir başka odaya aldılar. Yaklaşık 2 saat kadar orda tek başına kalmıştı. Bu süre zarfında neler olup bittiğini asla anlayamadı. Sonra bir bayan polis geldi ve kendisini takip etmesini söyledi. Bu defa bir arabaya binmişlerdi. 10-15 dakika sonrada savcının karşısına çıkarılmıştı.

Savcı 55-60 yaşlarında babacan tavırlı biriydi Savcı 55-60 yaşlarında babacan tavırlı biriydi.  -Otur kızım deyişi Fulyanın içini birazcık da olsa rahatlatmıştı.  -Anlat bakalım kızım. Nasıl başladın bu işe? Nasıl düştün bu yollara?  -Benim bahsettiğiniz işlerle hiç ilgim yok savcı bey dedi.  -Banka hesabınız öyle demiyor...  Ne vardı banka hesabında. Neler olmuştu?  -Bakın ayın 13 ünde sarıgül notuyla 75 milyar, 17'sinde beyaz zambak notuyla 63 milyar ve 19'unda da siyah lale notuyla kalanını havale etmişsiniz. SARI GÜL, BEYAZ ZAMBAK, SİYAH LALE... Allahım neler oluyor diye beynini iyice zorluyordu.

Sarıgül. Beyaz zambak. Siyah lale. Birden irkildi. Bu olamazdı Sarıgül...Beyaz zambak...Siyah lale...Birden irkildi. Bu olamazdı!!! Ona ilk gelen mesajda hep sarı güller vardı. Sonraki maillerde beyaz zambaklar,siyah laleler ekranı dolduruyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Savcıya doğru döndü ve kendisine gönderilen maillerden bahsetti. Savcı şaşkınlıkla onu dinliyordu. Maillerin bu işle ne alakası olabilirdi? Savcı ber bir yere telefon açıp birisinin odasına gelmesini istedi. Bir süre sonra odaya genç bir kız geldi.  -Fulya hanım.Siz bu hikayenizi baştan sona kadar hiçbir şeyi atlamadan bana tekrar anlatır mısınız ? dedi.

-Tabi dedi ağlamaklı sesiyle. Sonra olanı biteni anlatmaya başladı -Tabi dedi ağlamaklı sesiyle...Sonra olanı biteni anlatmaya başladı. Her gece gelen maillerden bahsetti. Sarı güllerden ,siyah lalelerden ...bahsetti.  -Bunların dışında bir şey daha olmalı dedi kız. Fulya her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattığını sanıyordu.  -Peki. Siz hiç cevap yazdınız mı?  -Evet bir kez yazdım Kim olduğunu merak ettiğimi sormuştum. O da bana bir sonraki gün msn de görüşelim demişti.  -Yani siz onunla MSN'de görüştünüz öyle mi?  -Evet diye cevap verdi Fulya...

Sonra kız savcının yanına gitti ve Fulya'nın duyamayacağı şekilde bir şeyler anlattı. Sonrada aceleci adımlarla odadan çıktı. Savcı yanına gelmişti.  -Bak kızım.Eğer anlattıkların doğruysa senin için bir ümit doğabilir.Yoksa gençliğine yazık olacak...  Fulya hüngür hüngür ağlamaya başladı Savcı başını okşadı ve;  -Koy verme kendini hemen. Dur bakalım bir şeyler bulabilecek miyiz...  Sonra Fulyayı bir başka odaya aldılar.Aradan ne kadar zaman geçmişti.Dışarıda neler olup bitiyordu. Daha ne kadar burada kalacaktı? Kapı açıldı ve savcı beyle diğer genç kız içeriye girdiler. Yüzlerindeki ifade Fulya'yı biraz olsun rahatlatmıştı. Gözü ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.

Hadi bakalım kızım evine gidiyorsun. Fulya ne diyeceğini şaşırmıştı Hadi bakalım kızım evine gidiyorsun. Fulya ne diyeceğini şaşırmıştı. Yine ağlamaya başladı.Diğer kız yanına yaklaştı.  -Benim adım Ayşe. Bilgisayar uzmanıyım.İfadeniz üzerine yaptığımız araştırma sonucu asıl dolandırıcıları tespit ettik.  -Peki ama bunun benimle ne ilgisi var?. Benim banka hesaplarımın bu işle ne alakası var? Ayşe gülmeye başlamıştı. -Bakın Fulya hanım sizi MSN'de konuşmaya çağırmasının tek nedeni vardı. O da bilgisayarınızın IP numarasını öğrenmek... Sonrası onlar için çok kolay oldu. Bilgisayarınıza girdiler be sizinle ilgili tüm bilgileri ele geçirdiler. Sonra da başka hesaplardan sizin hesabınıza para aktardılar ve ardından da sahte isimlerle açtıkları kendi hesaplarına aktarıp buradan paraları çektiler.  Fulya öylesine şaşkın öylesine çaresizdi ki...  -Hadi şimdi evinize gidin ve iyice dinlenin. Yarın sabah sağlıklı bir şekilde yeniden ifadenizi alacağız. Ayşe’nin de yardımıyla dışarı çıktılar. Güneş ışınları gözünü kör etmişti sanki...

Hemen bir taksi çevirip evine gitti. Alel acele kendini banyoya attı Hemen bir taksi çevirip evine gitti.Alel acele kendini banyoya attı. Sonra bir fincan kahve hazırladı kendisine. Biraz rahatlamıştı. Sonra yatağına uzanıp derin bir uykuya daldı. Gece boyunca rüyasında hep çiçekler gördü. Çiçekler ona saldırıyor, ter içinde bırakıyorlardı. Uyandığında ter  içinde kalmıştı. Hemen kalktı ve ilk iş olarak bilgisayarın elektrik bağlantısını kopardı. Perdeyi açıp dışarı baktığında ise hala Gün ağlıyordu gözlerinde.  Üşüyordu...

Bu tamamen gerçek bir olaydır.

MSN KULLANANLAR DİKKAT