MEYVECİLİĞİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU VE ÖNEMİ
Meyveler sağladıkları kalori, vitamin, madensel maddeler ve güzel görünümleri sayesinde iştah üzerine yaptıkları etkiler bakımından beslenmemizde çok önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca meyve suyu, konserve, reçel, marmelat, pekmez ve kurutma teknolojilerinin de hammaddesini oluştururlar. İşte bu dersimizde bu kadar önemli bir yeri olan meyveciliğimizin Türkiye'deki yeri ve durumunu
ÜLKEMİZDE MEYVE ÜRETİMİ Türkiye'nin iklimi ve toprak yapısı pek çok meyve türünün üretilmesi için uygundur. Dünya üzerinde üretimi gerçekleştirilen bir çok meyve türü Ülkemizde de yetiştirilebilmektedir. Bugün Türkiye'de 35 tür meyve yaygın olarak üretilmektedir. Üzüm, Elma, Zeytin ve Portakal en fazla üretilen meyvelerdir. Çilek, kivi, ahududu ve böğürtlen gibi meyvelerin üretiminde ise hızlı bir artış olmaktadır. 2006 yılı tahminlerine göre meyve üretimimiz 14 milyon tonu geçmektedir. Son yıllarda ülkemizde yetiştirilen meyvelerin hem miktarı hem de kalitesi yükselmektedir. Bir çok meyve türünde ihracat yapılarak Ülkemiz döviz kazanmaktadır. Son yıllarda özellikle Kirazda Avrupa'da "Türk Kirazı" imajı yaratılmıştır.
Meyve miktar ve kalitesinin artmasında çiftçimizin tekniğine uygun yetiştiricilik yapmasını öğrenmesinin büyük payı vardır.
Modern meyveciliğin gereklerini yerine getirmek hem üreticilerimize hem de Ülkemize önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu sayede; - Ağaçlar erken yaşta verime yatar. - Her yıl düzenli ürün alınır. - Dekara daha fazla ağaç dikilerek dekardan çok ürün alınır. - Budama, ilaçlama ve hasat gibi işlemler daha ucuz ve kolay yapılır. - Bahçelerde hastalık ve zararlıların kontrolü daha kolay ve etkili yapılır. - Kaliteli meyve oranı artar ve daha yüksek kar elde edilir. - Maliyet azalır.
Modern meyveciliğin başlangıcı çeşit, anaç ve fidan seçimine kadar uzanır. İç ve dış pazar isteklerine uygun çeşitlerle tek türden kapama bahçe kurulması tavsiye edilmektedir. Dünyada yaygın olarak kullanılan ve son 10 yıldır Ülkemizde de yaygınlaşan bodur anaçlar tercih edilmektedir. Ülkemizde son yıllarda özellikle Elma, Armut, Ayva, Kiraz, Vişne, Erik ve Şeftalide bodur anaç kullanılması hızla yaygınlaşmaktadır. Üretilen ürünlerin hasat, taşıma, ambalajlama ve depolamada dikkatli davranılarak, kalitenin bozulmaması sağlanmalıdır. Hasattan sonra hemen pazara sunulmayacak ürünler ön soğutma yapıldıktan sonra depoya konmalıdır. Depolamada Kontrollü Atmosfer depoları tercih edilmelidir.
FİDAN YETİŞTİRME VE AŞILAMA TEKNİĞİ
Meyvecilik, tarımın uzun zaman alan bir dalıdır Meyvecilik, tarımın uzun zaman alan bir dalıdır. Meyveciliğin temelini oluşturan fidan önemli bir yer tutar. Bu yüzden, iyi bir meyve yetiştiriciliği için iyi fidan gereklidir. İsmine doğru, virüsten ari, kaliteli fidanlarla tesis edilecek olan meyve bahçeleri karlı yetiştiricilik için ilk adımdır. Bunun için sertifikalı fidan üretimine öncelik vermek gerekmektedir. Sertifikalı fidan üretimi ile üretilen fidanların pazarlanmasında da birçok kolaylıklar bulunmaktadır. Ülkemizde her yıl 38 milyon civarında meyve fidanı üretilmektedir. Bu miktarın 5 milyon kadarı kamu kurum ve kuruluşları, kalan 33 milyon fidan ise özel kişi ve kuruluşlar tarafından üretilmektedir. Ülkemizde fidan yetiştirme sistemleri, ilgili tüm üretim faaliyetlerinin bir bütün olduğu şekilde uygulanmaktadır. Yani bir fidanlıkta tohumdan aşılı fidan elde edilmesine kadar tüm faaliyetler yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise sadece çöğür üretimi gibi özel üretim yapan ihtisaslaşmış işletmeler de mevcuttur.
Sertifikalı fidan kullanmanın önemi SERTİFİKALI FİDAN Sertifikalı fidan kullanmanın önemi Modern ve karlı bir meyveciliğin temeli fidancılıktır. Fidan seçiminden dikim tekniğine kadar gösterilecek titizlik karlı bir yetiştiricilik için şarttır. Yetiştirici bahçesinde kullanılacak fidanı, anacını ve kaleminin menşeini bilmesi, bu bahçeye uygulayacağı bakımla da yakından ilgilidir. Bu bakımdan sertifikalı fidan kullanımı büyük bir önem arz etmektedir..
Fidan sertifikasyonu Ülkemizde fidan sertifikasyonu ve sertifikalı fidan üretimi ile ilgili esaslar 5 Ocak 1997 tarih ve 22868 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Fidanların Sertifikasyonuna ait Genel Esaslar Tebliği” ne göre uygulanmaktadır. Buna göre sertifikalı meyve, asma çeşit damızlığı, anaç damızlığı, fidan üretim materyali ve fidan üretici belgesi verilecek fidancılarda aranan şartlar bu yönetmeliğin 20. Maddesinde şöyle belirtilmiştir: • Yetiştirici çeşit-anaç damızlığı veya fidanı üretimi için yeterli bilgi ve beceriye sahip olmalıdır, • Yetiştirici yeterli alet ve ekipmana ve araziye sahip olmalı veya uzun süre kiraladığını belgelemelidir.
Bu şartları taşıyanlar bulundukları yerin Bakanlık İl Müdürlüklerine müracaat edip fidan üretici belgesi alıp, üretime başladıktan sonra da gerekli işlemleri yerine getirirler. Yine bu yönetmeliğe göre, fidanların “SERTİFİKALI“ sertifikası verilebilmesi için o fidana ait çeşit damızlığı ve anaç damızlığı fidan üretim materyalinin de “SERTİFİKALI“ sertifikasına haiz olması gereklidir. Fidan seçiminde dikkat edilecek hususlar:
• Seçilecek fidanın sertifikalı olup olmadığına dikkat edilmeli, bu yüzden mutlaka üzerinde etiket olan fidanlar tercih edilmelidir. • Kökleri açıkta kalmış, kazık kökleri yaralanmış, fidanlar alınmamalıdır. • Saçak köklerin iyi gelişmiş olmasına dikkat edilmelidir. • Gözleri uyanmaya başlamış, fidanlar alınmamalıdır. • Aşırı ince ve aşırı kalın gövdeli fidanların toprakta tutumu güç olacağından, bu tür fidanlar tercih edilmemelidir. • Fidan alınırken aşı yerine çok dikkat etmek gerekir. Mutlaka anaç ile kalemin kaynaşma yerini görmemiz ve aşılı olduğuna ikna olmamız gerekir. • Alacağımız fidanın kökünde ur, gövdesinde kabuklu bit ve benzeri hastalık ve zararlılar olmamalıdır
FİDANLIK YERİNİN SEÇİMİ Fidanlık, fidan talebinin yüksek olduğu, yani meyveciliğe uygun olan yerlerde kurulmalıdır. Fidanlık yeri için rüzgarlardan korunmuş mevkii seçilmelidir. Sulama suyu yeterli ve sulamaya uygun olmalıdır. Toprak hafif süzek ve fidan yetiştiriciliğine uygun yapıda olmalıdır. Fidan üretilecek arazi hafif meyilli ve drenajı uygun olmalıdır. Taban suyu problemi olmamalıdır. İlkbahar geç ve sonbahar erken donları aşı ve sürgünleri etkileyecek şiddette olmamalıdır. Fidan üretiminde kullanılacak her türlü materyal ve işgücü temini için ulaşım kolay olmalıdır. Fidanlık toprağı her türlü hastalık ve zararlılar bakımından temiz olmalıdır. Bunun için üretim öncesi toprak hastalık ve zararlılar bakımından tahlil edilmelidir. Fidanlık planlaması ve parselasyonu yapılmalıdır.
FİDANLIK YERİNİN HAZIRLANMASI VE PARSELASYONU Fidanlık yeri seçiminden sonra, seçilen yerin daha önceden değerlendiriliş şekline bağlı olarak uygun bir şekilde sürülür. Yine gerekli ise tesviye işlemleri yapılır. Toprak analiz sonuçlarına göre gereken bitki besin maddeleri verilir. Ana sulama ve drenaj sistemlerinin alt yapısı planlanır ve uygulanır.
Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra fidanlık parselasyonuna geçilir Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra fidanlık parselasyonuna geçilir. Bir fidan parselasyonunda aşılı fidan parseli, tohum tavaları, çöğür şaşırtma parseli, çöğür parseli gibi belirli aralıklarla yer değiştiren parseller yanında daha uzun sürelerde yer değiştiren klon anaç damızlığı, çöğür anaç damızlık parselleri bulunur. AŞILI FİDAN PARSELİ TOHUM TAVALARI ÇÖĞÜR ŞAŞIRTMA PARSELİ ÇÖĞÜR PARSELİ YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİ MEYVELER ÇEŞİT DAMIZLIĞI SERT ÇEKİRDEKLİ MEYVELER ÇEŞİT DAMIZLIĞI
Basit bir fidan parselasyonu Bunun yanında fidanlık kurulacak yerin planlaması yapılırken işletme binası, evler, yemekhane, yollar, gübrelik, makine parkı, fidan hendekleme ve satış yeri gibi tesislerin ihtiyaca cevap verebilecek büyüklükte olması gerekmektedir.
FİDANLIKLARDA MÜNAVEBE (BİTKİ ROTASYONU) Fidan sökülen yere aynı cins fidan dikmek uygun değildir. Genel olarak elma, armut, ayva gibi yumuşak çekirdekli meyveler ve erik, kayısı, kiraz ve şeftali gibi sert çekirdekli meyveler aynı parsele münavebeli olarak dikilebilir. Fidan sökülen yere yonca, fiğ, korunga gibi yem bitkisi ekmek hem toprağın dinlenmesini sağlar ve hem de toprağı azot bakımından zenginleştirir.
FİDAN ÜRETİM YÖNTEMLERİ
Tohumla Üretim (Anaçların Yetiştirilmesi) Modern meyvecilikte meyve tohumları ya yabani ağaçların tohumlarından elde edilen çöğürler ya da seçilmiş klon anaçlarının üzerine aşılanarak yetiştirilir. Bu amaçla anaç damızlıklarının bulunması gerekmektedir. . Tohum ekimi
a) Tohum tavalarının hazırlanması: Yabani ağaçların tohumlarından elde edilen çöğürler 80 cm eninde ve 5 m boyunda tohum tavalarında yetiştirilirler. Tohum tavaları; b) Çöğürlerin aşı parseline aktarılmaları:
Aşı ile Üretim Aşılama nedir? Aşılama iki bitki parçasını bir bitkiymiş gibi kaynaşarak ve büyümelerine devam edecek şekilde birleştirme tekniğidir. Yeni bitkinin üst kısmını meydana getirecek olan kısmına kalem, kökünü meydana getirecek alt kısmına anaç denir.
Aşı çeşitleri nelerdir ? I. Göz aşısı Küçük bir kabuk parçası ile bunun üzerinde tek bir göz ile yapılan aşılara göz aşısı denir. Yongalı göz aşısında, kabuk parçasının altında odun dokusu bulunur. Göz aşısı ne zaman yapılır? • Sonbahar göz aşısı (Durgun göz aşısı) • İlkbahar göz aşısı (Erken sürgün aşısı) • Haziran göz aşısı (Geç sürgün aşısı)
Aşılamanın amaçları nelerdir? • İsmine doğru fidan üretimi • Diğer yollarla çoğaltılamayan çeşitlerin ortadan kalkmasına engel olmak • Erken meyveye yatmayı sağlamak • Bazı anaçların özelliklerinden yararlanmak (Örneğin bodur anaçlar, farklı toprak tiplerine uygun anaçlar) • Çeşit değiştirmek • Ağacın zarar gören kısımlarının tamiri • Virüs testi
Göz Aşısı Metotları a) T göz aşısı: 6 mm ile 2.5 cm arasındaki çapa sahip anaçlara büyüme devresinde uygulanır. Aşı topraktan 5-25 cm yükseklikte yapılır. Anaç T şeklinde kesilir. Göz ise kalkan şeklinde odunlu ve odunsuz olarak kesilir ve anaçta açılan T içerisine yerleştirilir. Aşı yeri rafya ile hava almayacak şekilde bağlanır. Aşı bağı 15-20 gün sonra kesilir. b) Ters T aşısı: Yağmurlu bölgelerde yağmur sularının açılan T içerisine girmemesi ve enfeksiyon oluşmaması için ters T aşı metodu uygulanabilir.
. Göz aşısı için hazırlık
T AŞISI
CEVİZLERDE “T” GÖZ AŞISININ YAPILIŞI
c) Yama göz aşısı: Dikdörtgen biçimindeki bir kabuk parçasının anaçtan kesilip çıkarılması (üzerinde bir göz bulunan) ve kalem üzerinde aynı büyüklükte bir kabuk parçasının çıkartılıp yerine anaçtan kesilen ve bir göz ihtiva eden parçanın anaç üzerine yerleştirilmesi şeklinde olur. Genellikle T göz aşısının başarısız olduğu tür ve çeşitlerde uygulanır. Bu aşıda başarılı olmak için, gece ve gündüz ısı farkının az olduğu dönemler seçilmelidir. Aşı çabuk yapılıp, çabuk bağlanmalıdır. d) Flüt göz aşısı: Yama göz aşısına benzer. Farkı, çıkartılan kabuk parçasının gövdeyi hemen tamamen saracak şekilde büyük olmasıdır. e) Yongalı göz aşısı: Bu aşı metodu ilkbaharda büyüme başlamadan önce veya yaz aylarında su noksanlığı veya başka bir sebeple büyümenin durduğu hallerde kabuğun odundan kolayca ayrılmadığı zamanlarda yapılır. En önemli nokta, anaçta açılan T'ye yongalı gözün çok iyi yerleştirilmesi ve çok iyi bağlanmasıdır.
II. Kalem Aşıları Taze kesilmiş anaçla, taze kesilmiş kalemin kambiyum bölgelerinin üst üste gelecek şekilde sıkıca temas ettirilerek, anaçla kalem arasında bir bağlantı kurularak yeni bir bitki meydana getirilmesidir. Bu tür aşılara kalem aşıları denir. Kalem Aşısı Metotları a) Yarma aşı : Küçük ağaçların gövdelerinde veya büyük ağaçların ana dallarında çeşit değiştirmeye uygun olan bir aşı tekniğidir. Yarma aşının yapılışı
YARMA AŞI
b) Kakma aşı: Yarma aşının yerine kullanılabilir b) Kakma aşı: Yarma aşının yerine kullanılabilir. Kakma aşı çeşit değiştirmelerde özellikle 7.5-10 cm veya daha kalın çaplı dalların aşılanmalarında kullanışlıdırlar. Genellikle her ana dala 3 kalem aşılanır. c) Dilcikli aşı: Bu aşının yapılabilmesi için anaç ve kalem aynı kalınlıkta olmalıdır. 0.6-1.2 cm çapındaki anaçların aşılanmasında uygulanması kolaydır. Gereken şekilde yapıldığı takdirde, başarı oranı çok yüksektir. Çabuk kaynar ve kuvvetli bir birleşme meydana getirir. d) Kenar aşı: Kalemin kendinden kalın anacın yan kısmına yerleştirilmesi şeklinde yapılır.
Dilcikli Aşı
Aşı macunları: Kalem aşılarının yapılmasından sonra aşı bölgesi aşı bağı ile bağlandıktan sonra aşı macunu ile kapatılmalıdır. En fazla kullanımı olan aşı macunları iki çeşittir. Bunun yanında ticari olarak üretilip satılan kaliteli macunlar bulunmaktadır. Aşı Macunları: • Aşı bölgesini kapatarak su kaybını önler • Aşı bölgesinin dış etkenlerden zarar görmesini engeller. Sıcak macunlar: Kullanılan materyal: • Zift 500 gr • Balmumu 500 gr • İçyağı (eritilip süzülmüş) 300 gr • Elenmiş ince odun külü 125 gr • Balık tutkalı 42 gr
Hazırlanışı: Zift ile balmumu ufak parçalara ayrılıp bir kap içersinde ve alevsiz ateş üzerinde ısıtılarak eritilir. Diğer bir kapta içyağı yine ateş üzerinde eritilir ve sonra zift ile balmumu eriğine katılır. Bunların üzerine ince elenmiş odun külü dökülüp iyice karıştırılarak ısıtılmaya devam edilir. Kaplara dökülür. Macun soğuyunca katılaşır. Kullanılacağı zaman yumuşaması için ısıtılması gerekir. Ancak, macunu çok sıcak olarak kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Soğuk macunlar: Soğuk macunlar, hazırlandıktan sonra ısıtılmaya gerek kalmadan yumuşaklığının koruyan macun çeşididir. Kullanılan materyal: • Ham reçine (çam sakızı) 2 kg • Bezir yağı 20 gr • Balmumu 100 gr • Mavi ispirto 300 gr Hazırlanışı: Çam sakızı ateşte eritilir, buna bezir yağı ve balmumu katılır. İyice karıştırılıp eritildikten sonra ateşten indirilerek soğuması beklenir. Sonra yavaş yavaş karıştırılarak ispirto ilave edilir.
DALDIRMA İLE ÜRETİM Göz ve kalem aşılarından sonra fidan üretiminde kullanılan diğer bir metot da daldırma yoluyla üretimdir. Daldırma: Ana bitki ile bağlantısı kesilmemiş bir gövde parçası üzerinde köklerin oluşmasıdır. Köklenen gövde sonradan ana bitkiden, kendi kökleri üzerinde büyüyen yeni bir bitki elde etmek için ayrılır. Daldırmada kök oluşumu için iyi bir toprak nemine, iyi havalanmaya ve köklenme bölgesinde orta bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. Daldırmanın önde gelen üstünlüğü, bitkilerin bu metotla köklendirilmesinde başarılı olunmasıdır. Çelikle kolayca çoğalmayan birçok klonlar, bitkilerin kendi kökleri üzerinde büyümesine imkan veren daldırma metodu sayesinde köklendirilebilmektedir. Ancak daldırmada belirli sayıdaki anaçtan elde edilecek bitki sayısı, çelikle göz veya kalemden elde edilecek bitki sayısından azdır. Bazı durumlarda daldırma ile yetiştirilen bir bitki, çelikle yetiştirilen bir bitkiye oranla daha kısa zamanda belli bir büyüklüğe ulaşmaktadır.
Daldırma Metotları a) Uç daldırması: Uç daldırmasında köklenme, bükülerek toprağa sokulan sürgün uçlarında meydana gelir. Bu metot siyah ve mor ahududuların karakteristik üretim metodudur. b) Adi daldırma: Bir dalın toprağa doğru bükülmesi, toprağa gelen yerinin toprakla veya torf ile örtülmesi ve ucunun topraktan çıkarılmasıyla yapılır. Genel bir kural olarak, bir yaşından daha yaşlı olan sürgünler daldırma için uygun değillerdir. c) Yılankavi daldırma: Adi daldırmaya benzer farkı dalın bir kısmının gömülmesi, ondan sonraki kısmının toprak yüzeyine çıkarılması, sonraki kısmının tekrar gömülmesidir. Genellikle dalın alt kısmı bıçakla çizilir veya bilezik alınır. Adi daldırmada olduğu gibi toprakla örtülür. Her gömülen kısımda kökler oluşur. Bu metot Muscat üzüm çeşidi gibi uzun kolay eğilip bükülebilir sürgünleri olan bitkilerin çoğaltılmasında kullanılır. d) Hava daldırması: Bitkilerin kabuğundan bilezik alınmış veya kabuğu bıçakla yarılmış ve bu yaralanan kısımları nemli bir köklendirme materyali ile havai kısımlarda kökler oluşur.
e) Tepe daldırması: Tepe daldırması, bir bitkinin dinlenme mevsiminde tepesinin toprak seviyesinde kesilmesinden sonra yeni gelişen sürgünlerin dip tarafının bu kısımlarında köklenmenin hızlanmasını sağlamak amacıyla, toprakla örtülmesi işlemlerini içerir. f) Hendek daldırma: Hendek daldırması bir bitki veya dalın bir hendeğe yatırılması ve çıkan sürgünlerin etrafına toprak doldurulmasından ibarettir. Çıkan bu sürgünlerin diplerinde kökler oluşur. Bu metot ile; • Uzun yıllar kullanılacak olan ana bitki dikilmesi 30-45 derece açı ile yatık olarak sıra üzerine 45-50 cm arayla dikilir. Sıralar arasında 120-150 cm mesafe bırakılır. • Büyüme başlamadan hemen önce bitki, hazırlanan hendeğin içine yatırılır. Sürgünlerden hafifçe uç alınır. Zayıf dallar kesilip atılır. • Yeni sürgünlerin diplerine zaman zaman toprak yığılır. • Mevsim sonunda yığılan toprak açılır ve köklenen sürgünler ana bitkiden çıktığı yerden kesilir. • Köklenmemiş sürgünler, ertesi yıl köklendirilmek üzere yerlerinde bırakılır. • Hendek daldırmasında sürgün üzerinde bulunan tomurcuklardan çıkan sürgünler toprağı delerek yukarı çıkar. Bunların diplerinde kökler oluşur. Bu işleme devamlı daldırma da denir.
DALDIRMA
ÇELİKLE ÜRETİM Çelikle çoğaltmada bir dal parçası, bir gövde veya bir yaprak-dal, ana bitkiden kesilir. Kesilen bu dal parçası (3-4 göz içeren) kök ve sürgün yapımına zorlanmak amacıyla köklendirme ortamına konur. Yapılan bu işlemler, çelik alma ve köklendirme faaliyetlerini içerir. Çelikle üretimde yeni bitki, ana bitkinin tüm özelliklerini taşır. Çelikle üretimin avantajları • Birim alandan çok sayıda bitki, elde etme imkanı mevcuttur. • Bu çoğaltma metodu ucuz, kolay, çabuk ve basit olup, özel teknik istemez. • Uyuşmazlık, aşı noktasında kaynamama sorunu gibi sorunlar çelikle üretimde söz konusu değildir. • Bir örnek bitkiler elde etmek mümkündür. • Elde edilen bitkiler ana bitkiyle aynı özelliklere sahiptir.
Çelik tipleri a) Odun çelikleri: Odun çelikleri kolay hazırlanır. Çabucak bozulmazlar. Gerektiğinde, emniyetle uzak mesafelere gönderilebilirler. Çoğaltma materyali olarak kullanılacak olan odun çelikleri sıhhatli, kuvvetli ve güneşte büyüyen bitkilerden alınmalıdır. Çelik yapılacak bitkilerin sürgünlerinin boğum araları anormal uzun veya sık olmamalıdır. Obur dallar ile küçük ve zayıf büyüyen dallar çelik materyali olarak kullanılmamalıdır. Odun çeliklerinin uzunlukları 10-30 cm arasında değişir. Alınan çelikler (Kış dinlenme döneminde) perlit, kum, torf gibi köklendirme ortamlarına çeliğin yarıya yakın bir kısmı sokularak (1-2 göz) sıcaklık ve sulama imkanları dikkate alınarak köklenmesi sağlanır. Köklendirme ortamına konulmadan önce hormonla muamele edilirse köklenme nispeti iyi olur. Yine köklendirme ortamına konulan çeliklerde bitkinin kök oluşacak bölgesinde 18-20 0 C'lik bir sıcaklık, köklenmeyi olumlu etkileyecektir. Köklendirme ortamına konulan çeliklere sis şeklinde nem sağlamak faydalı olacaktır.
b) Yeşil çelikler: Büyüme dönemi içinde ilk sürgünlerin yaklaşık 30 cm olduğu dönemden başlayarak, yaprakların dökülmesine kadar olan dönemde oluşan sürgünlerden elde edilen çeliklere yeşil çelik denir. Bu dönemde alınan çeliklere hormon uygulaması yapılır. Yeşil çelikler sisleme yapılarak nem düzeyinin % 90 civarında olduğu ortamlarda köklendirilir. Köklendirme ortamına konulan çelikler yapraklı ise, yaprak alanını azaltmak gerekecektir. Çelik boyu odun çeliklerinde olduğu gibi 10-30 cm olmalıdır. Köklendirme ortamına konulan tüm çeliklerde kök çürümesi gibi sıkıntılara karşı aşırı sulamadan kaçınmak gerekecektir. Köklenen çelikler tüplenip alıştırma ortamına konulup, belli bir süre bekletildikten sonra dış ortama rahatlıkla konulabilir
AŞILAMADA BAŞARISIZLIĞIN SEBEBLERİ 1.Anaçla Kalem Birbirine Uyuşmazdır. 2.Kambiyumlar Birbiri ile karşı karşıya gelmemiştir. 3.Aşılama yanlış zamanda yapılmıştır. 4.Anaç veya kalem sağlıklı değildir. 5.Kalemler çok su kaybetmiş veya soğuktan zarar görmüştür. 6.Kalem uyur halde değildir. 7.Aşı yeri göz hariç tamamem örtülmemiştir. 8.Kalem rüzgar veya kuş tarafından oynatılmışıtır. 9.Aşı böcekler veya hastalık nedeniyle zararlanmıştır. 10.Aşı bağı çözülmediğinden aşı noktası normal gelişmesini sürdürememiştir. 11.Aşılanan bitkinin diğer tarafından olan gelişme,aşının sağlıklı gelişmesine fırsat vermemiştir.
MEYVE BAHÇESİ TESİSİ • Meyve bahçesi kurulacak yerin seçimi • Meyve türlerinin döllenme biyolojileri • Ekonomik ve kültürel şartlar • Fidanların dikim işlemleri • Dikilecek çeşitler ve anaçlara göre dikim mesafeleri
A. MEYVE BAHÇESİ KURULACAK YERİN SEÇİMİ Herhangi bir yere dikilen meyve fidanının tutması, gelişmesi ve meyveye yatması, her yıl muntazam ürün vermesi, çeşit özelliklerini göstermesi ve her yönüyle başarılı bir meyvecilik yapılması için etkili temel faktörler; • İklim, • Yer ve yöney, • Topraktır.
Meyve tür ve çeşitleri, iklim istekleri bakımından oldukça önemli farklar gösterirler. İklim faktörlerine yeterince müdahale yapılmadığı için, yetiştirilecek meyve tür ve çeşitlerini o yerin iklim isteklerine göre tespit etmek gerekir. Meyvecilikte dikkat edilecek iklim özellikleri şunlardır:
• İlkbaharda meydana gelen geç donların tarihleri, • Kış aylarında meydana gelen en düşük sıcaklıklar ve süreleri, • Yaz aylarında meydana gelen en yüksek sıcaklıklar, • Yıllık sıcaklık ortalaması, • Yıllık yağış toplamı ve yağışların mevsimlere göre dağılımı.
Nem Toprakta Nem: Meyvenin şekil, irilik, kalite ve rengi üzerine etkilidir. Havada Nem: Düşük ise dişicik tepesindeki sıvının kurumasına sebep olur ve polen tozları çimlenemez. Yüksek nispi nem meyvelerde paslanmaya ve mantari hastalıkların yayılmasına sebep olur. Işık: Bitkilerin hayati faaliyetlerini devam ettirmeleri için güneş ışığında bulunan bütün ışınların bulunması gerekir.
Sis-Dolu-Tipi ve Şiddetli Karlar Hakim Rüzgarlar ve Korunma: Rüzgarların bilhassa döllenme ve toprağın havalanması yönünden faydaları vardır. Yapılacak rüzgar kıran tesislerinin etki derecesi, bu tesisin yüksekliği ve hava geçirgenliğine bağlıdır. Yer ve Yöney Yer: Bazen yerel iklim şartları o derece büyük değişikliklere sebep olur ki, içinde bulundukları ana iklim bölgesinde yetişmeyen meyve tür ve çeşitleri bu yerel iklimde normal olarak yetiştirilebilirler. Topografik bakımdan meyve bahçesi tesisi için en uygun yerler, etraftaki araziden kısmen yüksek ve hava drenajı iyi olan yerlerdir. Soğuk hava yukarıdan aşağıya doğru aktığı için, böyle yerlerde don tehlikesi çok azdır
Toprak: Toprak meyve ağaçlarının büyümeleri, verimlilikleri, kalitesi ve depolama özellikleri üzerine etkili olan bir faktördür. Genel olarak derin, nemli ve geçirgenliği iyi olan kolay işlenebilir, humusça zengin olan topraklar en uygun bahçe topraklarıdır. Meyve bahçesi kurarken özellikleri yönünden üzerinde durulması gerekli hususlar şunlardır:
Toprak Tipleri • Kayalıklar: Meyveciliğe pek uygun değildir. • Taşlı ve çakıllı topraklar: Fazla toprak ihtiva ediyorlarsa iyi sulama ve kuvvetli gübreleme ile meyvecilik yapılabilir. • Kumlu topraklar: Kolay işlenebilir, su tutmayan topraklarıdır. Tamamen kumdan ibaret oldukları zaman meyveciliğe yaramazlar. • Killi topraklar: İyi drene edilen organik gübreleme ile meyvecilik yapılabilir. • Kireçli topraklar: Killi toprağın özelliklerine çok benzer, kireç oranına göre farklı meyveler yetiştirilebilir. • Tınlı topraklar: Meyvecilikte en makbul topraklardır.
• Humuslu topraklar: Kolay işlenebilirler • Humuslu topraklar: Kolay işlenebilirler. Meyveciliğe çok uygun topraklardır. Toprak derinliği ve taban toprağının özellikleri: Meyve ağaçlarının kökleri tür ve çeşit özelliğine bağlı olarak 1-8 m arasında uzar. Ancak en az 1 m aynı profile sahip toprak meyvecilik için gereklidir. Taban suyu yüksekliği: Toprak yüzeyine yakın kök yapan meyve ağaçları için 1 m, diğerleri için ise 2 m'den daha yukarı çıkması istenmez. Toprak reaksiyonu ve tuzluluk: Toprak reaksiyonu pH ile gösterilir. Meyve ağaçlarının önemli bir kısmı pH 6-8 arasında başarı ile yetiştirilirler. Tuzların toprakta yığılmaları tuzlulaşmaya sebep olur. Toprak yorgunluğu: Uzun yıllar aynı bahçede bir tek meyve türünün yetiştirilmesi sonucu, her türlü teknik ve kültürel şartlar yerine getirilse de iyi gelişmedikleri görülür.
Gelişmekte olan bir bahçe
MEYVE TÜRLERİNİN DÖLLENME BİYOLOJİLERİ Birçok meyve tür ve çeşidinde ağaçların ürün verebilmeleri için mutlaka yabancı tozlanmaya ihtiyaç vardır. Meyve ağaçları bol çiçek açtıkları halde çok az meyve bağladıkları, hatta hiç meyve yapamadıklarına dair şikayetlere sık sık rastlanır. Böyle hallerde ilk akla gelecek husus iyi dölleyici çeşit eksikliğidir. Meyve türlerinden elma, armut, kiraz, erik, badem çeşitlerinde tozlanma problemi vardır. Bazı hallerde fındık, ceviz, kestane ve zeytinlerde de yabancı döllenme ürünü arttırmaktadır. Genel olarak ayva, kayısı, şeftali (J.H. hale hariç) ve nektarinler yabancı tozlanmaya ihtiyaç duymazlar. Kendine kısır çeşitlerle meyve bahçesi kurarken mutlaka dölleyici çeşit dikmek gerekir.
• Dölleyici ve döllenecek çeşit aynı zamanda çiçek açmalı, • Dölleyici çeşit bol miktarda çiçek tozu meydana getirmeli, • Dölleyici çiçek tozlarının çimlenme gücü yüksek olmalı, • Dölleyici çeşit ticari değerde olmalı, • Dölleyici çeşit periyodisite göstermemeli, • Dölleyici çeşidin, döllenecek çeşitle aynı yaşta çiçeklenmeye başlaması gerekir.
ÇİÇEK VE ÇİÇEK YAPISI Çiçek, tohumlar vasıtasıyla yeni bireylerin oluşmasını ve bitkinin devamını sağlar. Tam bir çiçekte; çiçek sapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar vardır. Çiçek sapı çiçeği dala bağlar, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar dıştan içe doğru sırayla dört halka şeklinde çiçek tablası üzerine dizilirler. Çanak yaprak: Genelde yeşil renklidir. Çiçeğin en dış kısmını oluşturur.Çiçek tomurcuk halindeyken çiçeği korur. Taç yaprak: Çiçeğin renkli ve kokulu kısmıdır. Tozlaşmada böcekleri çekerek bitkinin çoğalmasında önemli rol oynar. Erkek organ: İpçik denilen bir sap ile başçık denilen şişkin bir kısımdan meydana gelmiştir. Başçıkta, içinde erkek üreme hücreleri (polen) bulunan çiçek tozu keseleri bulunur. Polenler olgunlaşınca keseler çatlar ve polenler etrafa yayılır. Dişi organ: Yumurtalık, dişicik borusu ve tepecik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Yumurtalıkta çok sayıda dişi üreme hücresi (yumurta) bulunur. Dişicik borusu, tepeciği yumurtalığa bağlayan dar kısımdır. Tepecikte çiçek tozlarının yapışmasını sağlayan yapışkan bir sıvı bulunur., Erkek ve dişi organı bir arada bulunduran bitkilere “bir evcikli” , erkek ve dişi organları ayrı bulunduran bitkilere de “iki evcikli” bitki denir. Meşe, mısır, çam, kestane ve fındık bir evcikli, söğüt, antep fıstığı, kenevir ve kavak iki evcikli bitkilerdir
Çiçek Yapısı
TOZLAŞMA Bitkide çiçeğin görevi tozlaşma yoluyla bitkinin çoğalmasını sağlamaktır. Bir çiçeğin erkek organından serbest kalan polenlerin diğer çiçeğin dişi organının tepeciğine ulaşması ve burada yeni bitki tohumlarının oluşması olayıdır. Tozlaşma olayında etkili faktörler şunlardır: 1.Rüzgar: Polenlerin taşınması rüzgarla sağlanır. Kullanışlı ve sık görülen bir tozlaşma çeşidi değildir. 2.Böcekler: Polenlerin arılar, sinekler ve benzer böcekler tarafından taşınması. Yaygın olan tozlaşma şeklidir. Çiçeğin güzel kokusu, güzel ve parlak görünümü ve salgıladığı şekerli maddeler böceklerin dikkatini çeker. Çiçeğin üzerine gelen böceklerin ayaklarına yapışan polenler böceğin diğer çiçeklere konmasıyla oralara taşınmış olurlar. 3.Kendi kendine tozlaşma: Aynı çiçeğin erkek organındaki polenlerin dişi organına ulaşması sonucu meydana gelen tozlaşma şeklidir. Çiçekte döllenme sonucunda tohum oluşur ve bu tohumun etrafının yumurtalıkla çevrilmesi sonucu meyve oluşur. Tohumun toprakta çimlenmesiyle yeni bitkiler oluşmuş olur.
. DİKİLECEK ÇEŞİTLER VE ANAÇLARA GÖRE DİKİM MESAFELERİ Meyve türü Bodur anaç Yarı bodur anaç Kuvvetli anaç Elma 1-3 3-5 6-10 Armut 1,5-3 6-7 Ayva Erik 2-3 5-7 Şeftali 4-5 5-6 Kayısı 6-8 Kiraz Badem Ceviz 8-10
FİDANLARIN DİKİM İŞLERİ a) Bahçe yerlerinin dikime hazırlanması: Meyve bahçesi kurulacak yer yeni bir arazi, diğer ürünlerin yetiştirildiği bir yer veya eski bir meyve bahçesi olabilir. Böyle yerleri tek tek incelersek ne zaman meyve bahçesi kurulacağını daha iyi anlarız. • Fundalık arazide meyve bahçesi kurmak: Bir yıl sürülerek tarla ekilir. O yıl meyvecilikte kullanılmaz. • Orman açmaları: Meyve bahçesi kurmak için iki yıl tarla bitkileri ekilir, üçüncü yıl meyvecilikte kullanılır. • Eski meyve bahçeleri: En az 2 yıl tarla bitkilerine ayrılır. Tür değiştirilerek meyvecilik yapmak faydalıdır • Bataklık ve turbalar: Kurutulan arazi iyi drene edilirse, iki yıl tarla bitkilerinden sonra meyvecilik yapılabilir. • Tarla yerine meyve bahçesi kurma: Toprak hazırlığı yapılır. O yıl meyvecilik yapılabilir.
b) Toprak tesviyesi: Sulama, toprak işleme, gübreleme, mücadele ve hasat işlemlerinin daha kolay yapılabilmesi için, tesviye edilmiş bir bahçeye ihtiyaç vardır. Tesviye edilecek yerin büyüklüğü ve tesviye işinin durumuna göre bel, döner pulluk, tesviye bıçağı veya skrayper ile tesviye yapılır. Böylece arazi istenilen şekle sokulmuş olur. c) Bahçenin çevrilmesi: Yeni dikilen fidanların hayvanlardan korumak, arazinin çevresini belirlemek ve rüzgarların etkisini azaltmak için arazi çevirmesi yapılır. Ekonomik durum veya amaca göre kullanılacak malzemeler şunlardır: • Dikenli teller, • Taş duvarlar, • Kuru veya yeşil çitlerdir.
d) Dikim şekilleri: Düz arazilerde genellikle kare, dörtgen, satranç ve üçgen dikim uygulanır Belirli bir alana dikilecek fidan miktarının hesabı: Dikim Alanı --------------------------------=Fidan Miktarı Kare ve dörtgen şekillerde
e) Fidan yerlerinin işaretlenmesi ve fidan çukurunun açılması Dikimden önce fidanların geleceği yerler dikim kazıklarıyla işaretlenir. Bu amaçla ilk olarak bir ip alınır. Bu ipin üzeri ağaçlara verilecek aralığa göre renkli bezlerle veya iplerle işaretlenir. Bundan sonra ip bahçenin üst kenarına düzgün bir şekilde gerilir. Bu hat çekilirken, sıra arası uzaklığın yarısı kadar olmak üzere bahçe sınırından içeriye girilir. İpteki işaret yerlerinin toprak üzerine düştükleri yerlere birer kazık çakılır. Bundan sonra ip kaldırılır ve daha önce çekilen ipe tam dikey gelecek şekilde tarlanın yan tarafına çekilir. Bu kısım da aynı şekilde işaretlenir.
f) Fidanların dikimi Fidanlar dikilmeden evvel budanırlar. Buna dikim budaması denir. Bu budama ile fidanların söküm sırasında ezilen, kopan, yaralanan kökleri kesilir. Birbirinin üzerine gelen kökler çıkarılır. Fidanda eğer dallanma varsa mutedil iklimlerde dikimde, karasal iklimlerde (yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı iklimler) gözler şişmeden yere bakan ikinci göz üzerinden budanırlar. Bu, fidana ileriki devrelerde istenilen şekli vermeye yardımcı olur. Fidanı yerine dikerken, dikim tahtası daha önce çakılmış olan yan kazıklara oturtulur. Böylece tahtanın ortasındaki oyuk fidanın yeri olur. Fidanın aşı yerinden 10 cm kadar yukarıya gelen kısmı oyuğa çakıştırarak toprak doldurmaya başlanır. Önce üst toprak, sonra da alt toprak çukura doldurulur. Doldurma sırasında ve sonunda, tavsiye edilen dozda gerekli gübre atılır, iyice sıkıştırılır ve hemen sulama yapılır
Dikim tahtası ile fidan dikimi
Sık dikilmiş meyve bahçesi
g) Fidanların dikim zamanı Genel olarak fidanlar Aralık'tan Mart ayı sonuna kadar dikilebilirler. Kışları çok sert geçmeyen veya toprağın karla örtülü bulunması sebebiyle toprağın derinlerine kadar donmadığı yerlerde sonbahar dikimi yapılır. İlkbaharda yapılacak dikimler bilhassa geç kalınırsa çok tehlikelidir, fidanların tutma oranı düşer.