Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinde İzlenen Politikalar Prof. Dr. Havva TUNÇ
I-TÜRKİYE’NİN AB(AET) BAŞVURDUĞU DÖNEM VE SİYASİ ORTAM Ortak üyelik için 31 Temmuz 1959 AB’ye başvuru. Demokrat Parti İktidarda: A.Menderes, F.Rüştü Zorlu, H.Polatkan 1960 Askeri Darbe AP-CHP hükümeti (Ragıp Gümüşpala ve İsmet İnönü) Ankara Anlaşmanın imzalanması 1963’dır.
II-AB-TÜRKİYE ÜYELİK İLİŞKİSİ 1963-2011: Yaklaşık 50 yıl süren bir üyelik ilişkisi. AB’ye üyelik başvurusunun yapıldığı 1959‘da 6 üye ülke (Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg) 2011’de (bugün) AB’ye üye ülke sayısı 27dir. Türkiye hala üye olmak için bekliyor.
III- AB-TÜRKİYE ARASINDA ÜYELİK İLİŞKİSİNİN BELİRLEYEN ANKARA ANLAŞAMASI (1963) Ortak Üyelik Tam Üyelik Tam üye Ön Adaylığı 1999 Helsinki’de kararlaştırılır, 2000 Nice’de kabul edilir. Kısmı Statüde Ortak üyelik, Stratejik ortak üyelik.(Fransa başkanı Sarkozy ile Alman başkanı Merkel’in önerisi) Ortak üye tam üyelikten farklı bir statüdür. Ortak üyenin birliğe karşı üstlendiği sorumluluk ve yükümlülük tam üyeninkinden daha sınırlı olduğu gibi AB olanaklarından yararlanabilme ve karar mekanizmasına katılma yok denecek kadar azdır.
IV - KATMA PROTOKOL - 1974 Ankara Anlaşmasına açıklık getirmek için yapılan ek düzenlemeler
V - TAM ÜYELİK BAŞVURUSU (14 Nisan 1987) & BAŞVURUNUN KABUL EDİLMEMESİ (18 Aralık 1989) Gerek topluluğun içsel sorunları gerekse Türkiye’den kaynaklanan ekonomik ve siyasi sorunlar nedeniyle Türkiye’nin üyeliği kabul edilmemiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin birlik ile yapmış olduğu Ankara Anlaşması gereği tam üye olma ehliyetine sahip olduğu fakat mevcut koşulların tam üyelik için uygun olmadığı ifade edilmiştir.
VI - KOPENHAG KRİTERLERİ – 1993 (Kriterler: siyasi,ekonomik ve birlik mevzuatına uyum) Üye ülkenin yerine getirmek zorunda olduğu ön koşullar Kopenhag Kriterleri olarak düzenlenir ve tartışmalar minimize edilir. Üye olmak isteyen ülkelerin üye olabilmeleri için gerekli ön yükümlülüklerin tümü olup bu koşullar üyelik için gerekli ama yeterli değildir.
VII - GÜMRÜK BİRLİĞİ - 1995 6 Mart 1995 tarihinde AB ile yapılan gümrük birliği protokolü her iki taraf arasındaki mal ve hizmet hareketlerinde her türlü tahdit kontrol ve vergilerin kaldırılıp tam bir serbestliğin sağlanması olup dayanağı Ankara Antlaşması Katma protokoldür.
VII - GÜMRÜK BİRLİĞİ - 1995 Mal hareketlerinde hedeflenen serbestliğin sağlanmasına rağmen hizmet hareketlerinden emeğin serbest dolaşımı mümkün olmamıştır.
VII - 2000 NİCE ZİRVESİ Tam üye ön adaylığına onay çıkar. KOB, İlerleme Raporuna yapılan eleştiriler.
VIII - AVRUPANIN GÜVENLİK SAVUNMA KİMLİĞİ VE NATO Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği(AGSK) altında, Avrupa Kıtasının güvenliğini sağlamak ve kıtada olası çatışmalara müdahale etmek için 2003 yılının sonuna kadar altmış bin kişilik acil müdahale gücü oluşturmaya çalışan Avrupa Birliği NATO’nun, olanaklarından yararlanmak istemektedir. Türkiye NATO’ya üye bir ülke olarak bu durumu onaylamamaktadır. Avrupa’nın güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulacak olan Avrupa ordusu ile NATO arasındaki ilişkinin Türkiye cephesinden vetosu.
VIII - AVRUPANIN GÜVENLİK SAVUNMA KİMLİĞİ VE NATO Türkiye’nin Birlikle olan ilişkisi ortak üyelik düzeyinde olması nedeniyle AB nezrinde savunma ile ilgili alınacak kararlara katılamayacaktır. Alınacak kararlar Türkiye’nin aleyhine olması durumunda bile bunlara müdahale edebilme pozisyonunda olamayacaktır. AB, NATO imkânlarından örneğin asker ve teçhizat kullanacaktır. AB amacını gerçekleştirirken Türkiye dolaylı olarak AB’nin savunma amacına hizmet etmiş olacaktır.
VIII - AVRUPANIN GÜVENLİK SAVUNMA KİMLİĞİ VE NATO Türkiye’nin kendi ulusal politikalarıyla örtüşmeyen bir karar durumunda, örneğin Kıbrıs sorunu, destek vermiş olacak ve sonuçta kendi kendine zarar veren bir ülke tablosu sergilemiş olacaktır. AB’nin NATO’dan talep ettiği destek ve yardımı alabilmesi, Türkiye’nin onayına bağlıdır. NATO’da kararlar oybirliği ile alınmaktadır. Türkiye tarafından onayın gerçekleşmesi ortak üyelik ile olmayıp tam üyeliğin gerçekleşmesi ile olabilecektir. Türkiye, AB’nin, NATO olanaklarının kullanılacağı operasyonların, planlama aşamasından nihai aşamasına kadar, her sürecine katılmak istemektedir. Fakat ortak üyelikte bu mümkün değildir.
IX - TÜRKİYE NE YAPMAK İSTİYOR ? NE YAPMALI ? AB bütün bu gelişmeler içinde ne yapmak istiyor ? Türkiye nasıl bir politika izlemektedir ?
2011 Haziran 2011 seçim döneminde hiçbir parti AB’ye üyeliği ve ilişkilerin seyrini gündeme almamış, daha da önemlisi yok varsaymışlardır. Sadece AK Parti, AB bakanlığı kurulacağını ifade etmiş ve kurulan 61. hükümette bakanlık kurulmuştur.
BUGÜNKÜ KONJOKTÜRDE TÜRKİYE’Yİ ÜYE ALMADA İSTEKLİ OLMAYAN AB’YE KARŞI TÜRKİYE NE YAPMALI SORUSUNA CEVAP : Kuzey Afrika Orta Doğu HALK İSYANLARI Hazar Bölgesi Cezayir, Ürdün, Suriye, Sudan, Mısır, Libya, Tunus, Fas Rejim değişikliği
Demokratikleşme mi yoksa Tam tersi mi? Bu coğrafya ile tarihi bağları olan Türkiye AB ile olan ilişkileri güçlü tutarsa bölgedeki önemi artar ve bölgenin Batı ile iletişiminde temel aktör olabilir. Türkiye AB’ye ihtiyacımız yok büyüyen bir ülkeyiz der ise Türkiye zararlı çıkar. Türkiye bölgedeki gücünü bu bağlamda AB’ye hissettirmelidir. AB Türkiye’nin önemini sözde değil eylemde fark etmelidir.