MUHAMMED ÇELİK 20110904026 TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ ATASÖZLERİ MUHAMMED ÇELİK 20110904026 TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ
Atasözleri, herhangi bir olay ve konu karşısında bazı ortak düşünceleri, tecrübeleri, tenkitleri, teklifleri, nasihatleri vb. ifade için kullanılırlar. Bunlar bir toplumun meydana getirdiği ortaklaşa değerlerdir. Türk folklörü içinde atasözlerinin büyük bir yeri vardır.
Milletimiz, atasözü yönünden zengin bir kaynağa sahiptir Milletimiz, atasözü yönünden zengin bir kaynağa sahiptir. Birbirinden güzel ve manalı sayısız atasözümüz vardır. Bu sözlerin derlenip toparlanması ve yazıya geçirilmesi çok büyük dikkat ve incelik ister
Araştırmacılar, konuyla ilgili çalışmalar yapmakta ve kıymetli eserler hazırlamaktadırlar.
Atalarsözüne eskiden, "darb-ı mesel", yahut kısaca "mesel" denilirdi Atalarsözüne eskiden, "darb-ı mesel", yahut kısaca "mesel" denilirdi. Sonraları bu ifade "Atasözü" şeklinde klişeleşti. Türk atasözleri ilk defa Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügat-it-Türk isimli eserinde derlenip toplanmış ve pekçok atasözü bir araya getirilmiştir.
Her milletin kendine has atasözleri vardır Her milletin kendine has atasözleri vardır. Bunlar o milletin inanç, kültür ve medeniyetlerinin tesiri altında şekillenmişlerdir. İfade ettiği mana genellikle söylenen kelimelerin anlamlarında aranmaz. Bu sözler herhangi bir konu ile ilgili çok geniş bir düşünce ve fikir atmosferi doğuran, ince, zarif ve nükteli ifadelerdir. “Ağaç yaş iken eğilir” sözü; aslında terbiye ve eğitimin küçük yaşlarda başlaması gerektiğini, huy ve alışkanlıkların insan hayatında henüz çocukken şekillenmeye başladığını ifade eder.
Diğer atasözleri de böyledir Diğer atasözleri de böyledir. Atasözleri ile deyimler ve kelam-ı kibar (büyüklerin sözleri) birbirine karıştırılmamalıdır. Atasözleri bir hüküm ifade eden ve toplumun ortaklaşa meydana getirdiği sözlerdir. Kelam-ı kibar ise, büyükler tarafından söylenip, söyleyeni belirli, eğitici ve öğretici, doğru yolu gösterici sözlerdir. Bunlara vecize de denir.
Atasözleri, daima doğru yol göstererek, öğüt ve nasihat verir Atasözleri, daima doğru yol göstererek, öğüt ve nasihat verir. İnsanları, günaha, isyana, hırsızlığa ve kötülüğü davet ve teşvik edici sözler, umumiyetle bazı düşman güçler tarafından söylenilmiş ve kabul ettirilmeye çalışılmıştır
Bunlar bir müddet için kullanılsalar da neticede unutulup giderler Bunlar bir müddet için kullanılsalar da neticede unutulup giderler. Mesela “Devlet malı deniz, yemeyen domuz.” “Akçası ak olanın bakma yüzünün karasına.”, “ Erliğin onda dokuzu kaçmaktır.”, “Pire itte bit yiğitte bulunur.” gibi uydurma ve zararlı sözler böyledir.
Çoğu atasözlerinin mutlaka bir “dar” bir de “mecazlı” manaları vardır Çoğu atasözlerinin mutlaka bir “dar” bir de “mecazlı” manaları vardır. Dar anlam, çürütülmez bir gerçeğe, bir deneye dayanır. Mecazlı anlam ise, onlara eski-yeni, her meseleye uyabilen bir yorum ve izah alanı sağlar. Atasözleri uslup yönünden; dili sade ve güzel kullanışın en az kelime ile en geniş manaları ifade edişin birer şaheseridir. Bunlarda yersiz ve gereksiz kelime bulunmaz.
Türk atasözlerinde divanlar, mesneviler ile nasihat eserlerinde çok rastlanır. Ayrıca başlı başına atasözlerine yer veren eserler de vardır. Yazmaların dışında; Şinasi’nin Durub-i Emsal-i Osmaniye, Ahmed Vefik Paşanın Müntehabat-ı Durub-i Emsal, Ahmet Midhat Efendinin Türki Durub-i Emsal gibi eserler son devirde ortaya konmuştur. Şinasi’nin atasözlerini ele aldığı eserdir
DEYİMLER Genellikle gerçek anlamından az çok sıyrılarak ilgi çekici anlam taşıyan söz öbeklerine deyim denir. Deyimler anlatıma güzellik, çekicilik, canlılık katar. Türkçe, deyimler bakımından zengin bir dildir. Deyimlerin Özellikleri: 1. Kalıplaşmış söz Öbekleridir. Cümle hâlinde olanları da vardır. a. Kalıplaşmış söz öbekleri biçiminde olanlar: Dört elle sarılmak, göz kulak olmak, çorbada tuzu bulunmak, tere yağından kıl çeker gibi, gün görmüş, dört gözle beklemek.. b. Cümle durumunda olanlar: Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Ana usta yufka yapar, çocuk usta çift çift kapar. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle. (anla) Senin aradığın kantar, Bursa’da kestane tartar.
2. Kalıplaşmış sözler olduğundan sözcüklerinin yerleri değiştirilemez, onların yerine ” eş anlamlı sözcükler” konulamaz. 3. Genellikle gerçek anlamlı olan deyimler de vardır. a) Mecaz Anlamlı Olanlar: bir tasla iki kuş vurmak (bir eylemle iki sonuç elde etmek) eşeğini sağlam kazığa bağlamak (işini güven altına almak) gözü gibi sakınmak (Bir zarar gelmesin diye özenle korumak) iğneli söz (dokunaklı söz) kafa yormak (bir şey üzerinde çok düşünmek) b) Gerçek Anlamlı Olanlar: bin pişman olmak, Hem suçlu hem güçlü, Çoğu gitti azı kaldı, yükte hafif pahada ağır 4. Mastarla biten deyimler cümlede çekimli duruma gelebilir: burnundan (fitil fitil) gelmek => Burnundan (fitil fitil) geldi. kendi kendine söz vermek=> Kendi kendime söz verdim. kokusunu almak=> Kokusunu almış.
Biraz kıskançlık duyarsanız, yaşarken ölmenin ne demek olduğunu anlarsınız. Bütün kötü tutkuların en kirlisi kıskançlıktır. Gurur, kıskançlık ve hırs insanların kalplerini ateşleyen üç ateştir. Güveler, elbiseleri nasıl kemirirse kıskançlık da insanı öyle kemirir. Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder. Haset, başkasının balını kendi ağzına zehir etmektir.
Kıskançlık kötü bir huydur. Atalarımız bununla alakalı pek çok anlamlı ve derin sözler söylemişlerdir. Bunları öğrenip gelecek nesillere aktarmalıyız
Kaynakça: http://turkdilbilgisi.wordpress.com/