ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANLIĞI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN
Advertisements

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN
Tarihsel Süreç İdari Sistem
Ön İnceleme Nedeniyle Düzenlenecek Raporlar
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Teftiş Kurulu Başkanlığı Mülkiye Müfettişliği
T.C. İÇİLERİ BAKANLIĞI Mülkiye Müfettişliği Mayıs- 2009
KADAR YÜCE OLAMAZ. EDİSON ADALET KUVVETE DAYANMALIDIR.
CEZA SORUŞTURMASI.
İNCELEME VE SORUŞTURMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
 Amaç ve kapsam  MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunanlardan, tehlikeli ve çok.
MANİSA VALİLİĞİ HİZMET İÇİ EĞİTİM MEMUR YARGILAMA HUKUKU
Atakum Yazı İşleri Müdürü
Karar Tarihi : Karar No : 5189/1
Dernekler Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
SENDİKALAR MEVZUATININ İNCELENMESİ
İZMİR Aralık-2008.
HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA YAPILAN SİGORTALI VE İŞYERİ BİLDİRİMLERİNİN BAZI KURUMLARA YAPILMASI GEREKEN.
SAYILI KAMU İHALE KANUNU İLE KAMU İHALE SÖZLEŞMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Şikayet Sistemine Etkileri Nisan 2009 ANTALYA.
KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU (Gider süreci)
Tevfik BAYHAN Bakanlık
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
HASTA HAKLARININ HUKUKİ BOYUTU
İL İDARE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ
 A-KES İ N KARARLAR  B- İ T İ RAZ  C-TEMY İ Z  D-KARAR DÜZELTME  E-KANUN YARARINA BOZMA  F-YARGILAMANIN YEN İ LENMES İ  G-YD.YE İ T İ RAZ  H-4483.
AMASYA VALİLİĞİ HİZMET İÇİ EĞİTİM
T.C.K.'da meslek mensubuna uygulanabilecek cezai yaptırımların irdelenmesi Bekir BAYKARA Avukat.
4703 SAYILI KANUN 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun 11/07/2001 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de.
Mükelleflerin İzahat Talepleri
İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararı Verilirken Uyulacak Hususlar Alattin ÜŞENMEZ Mali Hizmetler Uzmanı Alattin ÜŞENMEZ.
E.Ü. PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞI
AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ İL İDARE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ
Gümrük Vergilerinin Tahakkuku, Tebliği ve Ödenmesi
Kurulun İnceleme ve Araştırması
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONELİ İZİN YÖNERGESİ
İCRA TEŞKİLATI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi
Halil İbrahim AKŞİT Mülkiye Başmüfettişi Başkan Yardımcısı
VATANDAŞLIK BİLGİSİ ESRA ERİŞ 4-B KONU : YARGI
Mustafa ÖZÜNLÜ Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Mart 2015 Ürgüp/NEVŞEHİR
K ü bra AVCI / / 4-B 3. POZİTİF HUKUKUN KAYNAKLARI Pozitif hukuk kaynaklarını üç başlık altında inceleyebiliriz: Yazılı Kaynaklar Yazısız Kaynaklar.
“KAMU PERSONELİ” Kimdir?
Kanunun Amacı Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için; izin vermeye yetkili mercileri.
Müracaat ve Şikayetler
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DİLEKÇE ve BİLGİ EDİNME HAKKI
Türk Kamu Personel Rejiminin Özellikleri ve İstihdam Biçimleri
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DİSİPLİN KURULLARI VE DİSİPLİN AMİRLERİ
MEMURLARIN YARGILANMASI
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA
4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN İLE İLGİLİ SORUN ALANLARI.
Hazırlayan Bölüm / Departman Adı Hazırlayan Kişi Ad Soyad Hazırlayan Kişi Ünvan KOSGEB REHBERLİK VE DENETİM KURULU YÖNETMELİĞİ RG : 05/06/2011/ /02/2011.
Ahmet ARDIÇ Tetkik Hâkimi ADANA. - TCK TCK ÖZEL AF - YASAMA DOKUNULMAZLIĞI - DAVA NAKLİ 2.
MEMURUN GENEL HAKLARI Uygulamayı isteme hakkı:
İDARİ DAVALAR Tam Yargı Davaları.
1 ALT İŞVEREN İŞÇİLERİNİN KAMUDA İSTİHDAMI MART 2016.
DAVA İŞ LEMLER İ 26 – 30 EYLÜL İDARE VE VERGİ MAHKEMELERİ DAVA DOSYASI İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri kanunla verilen görevleri yerine getirmek.
“KAMU PERSONELİ” Kimdir?
YASALAR VE ÖZEL EĞİTİM.
YENİ SAYIŞTAY KANUNUNDA ÖNGÖRÜLEN HESAP YARGILAMASI VE KANUN YOLLARI
İdari Davaların Açılması
Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan ve yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kurallarını içerir. ANAYASA.
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
Dernek, kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen kişi topluluğudur. Derneğin unsurları şunlardır: Kişi.
Görev ve Sorumluluklar
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMELERİ
İŞ MAHKEMELERİ.
4483 MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN.
DAVA İŞLEMLERİ 12 – 16 ARALIK 2016.
SEÇİMLERDE ADAY OLAN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA CEZA SORUŞTURMASI USULÜ
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İç Denetim Birimi
Sunum transkripti:

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANLIĞI

Müfettiş Başmüfettiş Ferhat AYDIN Mehmet Emin ÖZKIZIKLI Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerin Yargılanması Hakkında Kanun ve Uygulamaları (04/12/1999 tarihli ve 23896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.) Müfettiş Başmüfettiş Ferhat AYDIN Mehmet Emin ÖZKIZIKLI

Memurların Yargılanmasında Uygulanan Sistemler Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin suç işlemeleri halinde uygulama bulabilecek iki temel sistem vardır : Yargısal güvence sistemi İdari güvence sistemi

Yargısal Güvence Sistemi Kuvvetler ayrılığı ve yargılama birliği ilkelerinin tümüyle egemen olduğu bu sistemde, genel kurallardan ayrılmak söz konusu değildir. Yargının yürütmeden güçlü ve saygınlığının büyük olduğu ülkelerde uygulanan bu sistemde memurlar, diğer kişiler gibi ceza hukuku anlamında suç teşkil eden eylemlerinden ötürü, genel kurallar uyarınca adli makamlar tarafından yargılanır ve cezalandırılırlar. Burada hazırlık soruşturmasından başlayarak yargılamanın tüm aşamaları adli makamlar tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır.

İdari Güvence Sistemi İdari güvence öngören hukuk sistemlerinde memurların genel kurallar uyarınca yargılanması söz konusu olmamaktadır ve adli makamlar olaya doğrudan el koyamamaktadır. İdari güvence sistemi memurların yargılanmasında üç temel sistemin doğmasına yol açmıştır: 1- İzin Sistemi 4483 sayılı Kanunun 1. maddesi, memurun yargılanmasını izin şartına bağlamıştır.

İdari Güvence Sistemi 2- Soruşturma Sistemi 1913 tarihli Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Kanunun adliyeye intikalinin gerekip gerekmediğine karar verilir. 3- Yargılama Sistemi Yargılama tüm aşamaları ile idare içinde cereyan eder. 1872 tarihli Memurların Yargılanması Hakkında Nizanname

Karşılaştırmalı Hukukta Memurların Yargılanması Bizim hukuk sistemimizde 86 yıl boyunca uygulanan, memurların yargılamasında hazırlık soruşturmasının idare tarafından yapılması ve idarece "lüzum-u muhakeme" kararı verildiği takdirde adli makamların son soruşturmayı yapabildiği "soruşturma sistemi", 1999 tarihli ve 4483 Sayılı Memurların ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile yerini "izin sistemine" bırakmıştır.

4483 Sayılı Kanunun Sistemi ve Gerekçesi

4483 Sayılı Kanunun Gerekçesi Kanunun genel gerekçesinde, suçun ortaya çıkmasından hükmün kesinleşmesine kadar, sanık hakkında yapılacak tüm işlemlerin adli makamların görev ve yetkisi içinde bulunmasının genel kural olduğu vurgulanmış ancak etkili, verimli, süratli ve saygın bir kamu yönetiminin de toplumun vazgeçemeyeceği bir olgu olduğu belirtilerek, memurların ve diğer kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlar nedeniyle doğrudan doğruya ceza kovuşturmasına tabi tutulmalarının kamu hizmetinin aksamasına ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesine yol açacağından duyulan kaygı dile getirilmiştir.

4483 Sayılı Kanunun Gerekçesi Memurların ve diğer kamu görevlilerinin asılsız isnat ve iftiralar ile karşılaşmasını engellemek üzere, görev sebebiyle işlenen suçlarda adli makamların kovuşturma yapmasından önce idarenin bir inceleme yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre, olayın yetkili adli mercie intikal ettirilmesini öngören sistemlerin geliştirildiğine dikkat çekilmiştir.

4483 Sayılı Kanunun Gerekçesi Genel gerekçenin devam eden bölümlerinde, MMHK'nın sistemi, dosyaların sürüncemede bırakması ve görevle ilgisi olmadığı halde salt görev sırasında işlenen suçlara da uygulanması nedeniyle eleştirilmiş ve TBMM'nin 1941 tarihli ve 1255 sayılı yorum kararı ile uygulama alanının çok geniş bir personel grubunu içine alacak biçimde genişletildiği belirtilmiştir.

4483 Sayılı Kanunun Gerekçesi Kanunun bütün bu sakıncaları gidermek üzere yapılandırdığının vurgulandığı gerekçede, soruşturmanın idare kurullarının elinde sürümcemede kalmasına engel olmak üzere bu kanun tasarısının hazırlandığı, "memurlar ve diğer kamu görevlileri" kavramlarına açıklık getirildiği ve görev sırasında işlenmekle birlikte görevli ilgisi bulunmayan suçların sistem dışına çıkartılarak kapsamın daraltıldığı belirtilmiştir.

4483 Sayılı Kanunun Gerekçesi 4483 Sayılı Kanununun önemli bir yeniliğinin, memurların ve diğer kamu görevlilerinin cezai sorumlulukları bakımından haklarında adli yargıda dava açılabilmesi için idarenin izin vermesi koşulunu getirmiş olmasıdır.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı 4483 sayılı Kanunun "amaç" başlıklı 1. maddesi; " Bu kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir" biçimindedir.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı İlgili Anayasa Hükmü: Madde 129/son ‘‘Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.’’

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı 1. Maddenin gerekçesinde, memurların ve diğer kamu görevlilerinin sadece görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmelerinin yetkili merciin iznine bağlı olduğuna vurgu yapılmıştır.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı - 2. Madde Kanunun "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu kanun, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı - 2. Madde Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir., Disiplin hükümleri saklıdır."

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı İlk iki maddeden de anlaşılacağı üzere, kanunun uygulama alanı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar ile sınırlıdır.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı Bu Kanunun uygulanabilmesi için kişinin; 1. Memur ve diğer kamu görevlilerinden olması, 2. Suç işlemesi, 3. Suçu, görevi sebebiyle işlemiş olması, Gerekmektedir.

4483 Sayılı Kanunun Kişi Bakımından Uygulama Alanı Suçun işlendiği yer ve zaman (zamanaşımı süresinde) önemli değildir. İşlenen suçun görevle ilgili olması şarttır. Görevi sebebiyle olmayan ancak görevi esnasında işlenen suç bu kanun kapsamında değerlendirilemez.

Anayasaya göre Memur 4483 sayılı Kanunda ‘‘Memur’’ kavramı tanımlanmamıştır. Anayasamızın 128.maddesinde: “Devletin, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür” şeklinde bir tanımlama yapılmıştır.

Anayasaya göre Memur Bu tanım, 4483 sayılı Kanuna “Kamu İktisadi Teşebbüsleri” deyimi çıkarılarak aynen konulmuş, dolayısıyla KİT personeli yasa kapsamına alınmamıştır.

Devlet Memurları Kanununa Göre Memur 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. Maddesine göre; Kamu hizmetleri memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür. Aynı maddenin (A) bendine göre ise; mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu kanunun uygulanmasında memur sayılır.

Devlet Memurları Kanununa Göre Memur Bu tanım çerçevesinde Devlet memuru: Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli bir görev yapan, Bu göreve devamlı görev yapmak üzere atanmış olan, Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdarecileri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ile Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sendikaları ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinden aylık alan, Kişidir.

AÇIKLAMA Kamu Görevlisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6/c’ye göre; ‘kamu görevlisi’ deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır. Yapılan yeni tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegane ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır.

AÇIKLAMA Kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına ve kamu hukuku usulüne göre yürütülmesidir. Kovuşturma ve Soruşturma Kavramları Ceza Muhakemesi Kanununun 2’nci maddesinin e ve f bentlerine göre; Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, İfade eder.

AÇIKLAMA Madde 2 – Bu Kanun,Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır. .

AÇIKLAMA Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir. Disiplin hükümleri saklıdır. (Ek: 2/1/2003-4778/33 md.) 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 243 ve 245 inci maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 154 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

AÇIKLAMA 1) Yapılan görev asli ve sürekli olmalıdır. KİT personelinin yaptığı görev asli görevlerden sayılmadığından bunlar 4483 sayılı yasa kapsamında yer almazlar. Ancak 399 sayılı Kanunun 11/d maddesinde yapılan değişiklik çerçevesinde Kamu İktisadi teşebbüslerinin genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri de 4483 sayılı kanuna tabidir. Bu hüküm sadece teşebbüs genel müdürleri ve yönetim kurulu üyelerine münhasır olup iştirakler ve bağlı ortaklıklardaki genel müdür ve yönetim kurulu üyelerini kapsamaz. Özel yasaya tabi kuruluş mensuplarının 4483 sayılı yasa kapsamında değerlendirilebilmesi için mutlaka yasalarında özel hüküm bulunması gerekir.

AÇIKLAMA 2) İsnat edilen suç, görev sebebiyle işlenmiş olmalıdır. Suçun memuriyet görevinden doğmuş sayılması için memuriyet işleriyle ilgili olması, diğer bir anlatımla suçu doğuran fiil ile kişinin görevi arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. (Danıştay 1. Daire, 17.04.2000) 3) Memuriyet görevi ve sıfatı nedeniyle farklı usullere tabi olanlar bu yasa kapsamında yer almazlar. Örneğin; hakimler, TSK mensupları, mali ve idari özerkliğe sahip kuruluş mensupları, öğretim üyeleri gibi.

AÇIKLAMA 4) Nitelik yönünden başka kanunlarda gösterilen usule tabi suçlar, bu kanuna tabi değildir. Örn. 3628 sayılı K.’nun 17’nci maddesinde sayılan suçlar. 5) Suçüstü hali 6) 5237 s. TCK md. 94 ve 95’de düzenlenen işkence ve 256’ncı md.’de de düzenlenen zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması fiilleri ile CMK 161/5’te belirtilen adliye ile ilgili işlerde görevi ihmal ve kötüye kullanma fiilleri (Örn. TCK md. 279 Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ve md.282 Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama) ve CMK md. 332, 4483 kapsamında değildir

Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi MADDE 279. - (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi İlgili CMK Hükmü madde 161/5 “Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. (…)

4483 Sayılı Kanunda Memur ve Diğer Kamu Görevlisi Bu tanımlar çerçevesinde; Kamu görevi, Devletin, devlet olma özelliğinden doğan ve devlet eliyle yürütülmesi zorunlu bulunan, devlete ait iktidar ve yetkinin kullanılması suretiyle gerçekleştirilen ve imtiyaz yolu ile fertleredevredilemeyen, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli faaliyetlerinin (yasama, yürütme ve yargı) tümüdür. Asli ve sürekli görevler, genel idare esaslarına göre kamu gücü kullanılarak yürütülür. Kamu gücünü, bu görevleri yerine getirirken kamu görevlileri kullanabilirler.

4483 Sayılı Kanunda Memur ve Diğer Kamu Görevlisi Kamu görevlileri, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde yönetime kamu hukuku ilişkisi ile bağlı olarak çalışan, kendilerine kadro tahsis edilen, bütçeden ödeme yapılan ve haklarında yasalarda belirtilen özel kurallar uygulanan memurlar ile diğer kamu görevlileridir. Asli ve sürekli görevleri yapan kurumların hangilerinin olduğu Bakanlar Kurulunun 26.11.1975 tarih ve 7/10986 sayılı “Kurumlardan Hangilerinin Devlete Verilmiş Asli ve Sürekli Bir Kamu Hizmetini Genel İdare Esaslarına Göre Yükümlü Olduklarının, Hangilerinin Bu Nitelikte Bulunmadıklarının Tespitine Dair Karar”ında belirtilmiştir.

4483 Sayılı Kanunda Memur ve Diğer Kamu Görevlisi Bu konuda tek düzenleyici işlem 28.11.1982 gün ve 8/5743 sayılı Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları hakkında Yönetmeliğin 15.maddesidir: a. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 1.maddesinin 1.fıkrasında sayılan kurumlarda çalışan sözleşmeli ve geçici personel. Sözleşmeli personelden; Kadro karşılığı gösterilmek suretiyle çalıştırılan sözleşmeli personelin, göreve getiriliş yönteminin atamaya dayanması, dolayısıyla “memur personel” sayılması, dilemeleri halinde sosyal güvenlik yönünden Emekli Sandığı ile ilişkilendirilebilmeleri nedeniyle 4483 sayılı Kanuna tabi olduklarını, Kadro karşılığı olmaksızın çalıştırılan sözleşmeli personelin, özel bir meslek bilgisine ve uzmanlığa gerek gösteren geçici ve zorunlu durumlarda sözleşme ile göreve getirilmesi, “zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere...geçici işlerde...çalıştırılmaları” (657 Sayılı Kanun Mad.4/B) nedeniyle 4483 sayılı Kanuna tabi olmadıklarını, Söylemek mümkündür.

4483 Sayılı Kanunda Memur ve Diğer Kamu Görevlisi b. 657 Sayılı Kanunun Ek geçici 12(Tiyatro,Opera,Bale sanatçıları orkestra personeli),13 (Belediye Opera ve tiyatroları, şehir ve belediye konservatuar ve orkestrası görevlileri) ve 14. (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve üyeleri) maddeleri kapsamına giren personel, c. 657 Sayılı Kanunun Ek geçici 9.maddede sayılan kurumlarda çalışan memurlar, sözleşmeli personel ve geçici personel, Diğer kamu görevlileridir. Diğer kamu görevlilerini belirlemede temel ölçü, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli bir görevin bulunması, yapılan görevin kamu görevi olması ve kadroya bağlanmasıdır.

4483 Sayılı Kanunun Konu Bakımından Uygulama Alanı 4483 Sayılı Kanunun kapsamında kalan suçları şu şekilde sıralayabiliriz, 1- Keyfi muamele suçu, 2- Sert muamele suçu, 3- Memuriyete ait sırrın ifşa ve kararları tehir suçu, 4- Görevi kötüye kullanma suçu, 5- Öğrendiği suçu haber vermeme suçu, 6- Memuriyeti terk suçu, 7- Ticaret ve kazanç getirici faaliyette bulunma suçu,

4483 Sayılı Kanunun Konu Bakımından Uygulama Alanı 8- Evrakta sahtekarlık suçu, 9- Evrakın suretinde sahtekarlık suçu, 10- Resmi belgenin içeriğinde sahtekarlık suçu,

4483 Sayılı Kanunun Konu Bakımından Uygulama Alanı 11- Memurun kişilere karşı kötü muamele suçları: a- Adli nitelikte olmayan işkence, kötü muamele ile angarya suçları, 12- Mülkiyet hakkı ile ilgili keyfi muamele suçları: a- Mülkiyet hakkının ihlali, haksız ve fazla vergi tahsilatı ile haksız ve fazla para cezası tahsilatı suçları,

Kanun kapsamı dışında kalan suçlar 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele kanununda yer alan memur suçları (3628 S.K.Md.17): 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamına giren suçlar, Seçim suçları, Atatürk aleyhine işlenen suçlar, İcra İflas Kanununun 357.maddesi kapsamındaki suçlar, Kaçakçılık suçları, Evlendirme memurlarının suçları, Orman suçları, Adli görev nedeniyle işlenen suçlar

Ağır Cezayı Gerektiren Suçüstü Halleri 4483 Sayılı Kanunun 2/3 maddesi uyarınca ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde yargılama genel hükümlere göre yapılır. Bu hükme göre; bir memur ağır cezayı gerektiren bir suç işlediği sırada, 3005 Sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine uygun biçimde suçüstü yakalanırsa, hakkında 4483 sayılı Kanun uygulanmaz ve cumhuriyet savcısı genel hükümler uyarınca soruşturmayı yürütüp kamu davası açar.

Ağır Cezayı Gerektiren Suçüstü Halleri Memurun görevi sebebiyle işlediği ve suçüstü halinde yakalandığı suç ağır cezalık değilse, 4483 sayılı Kanun uyarınca kovuşturma yapmak gerekir. Kanun sadece ağır cezalık suçüstü bakımından istisna hükmüne yer vermiştir.

Disiplin Suçları Kanunun 2/4 maddesi uyarınca memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılan ceza soruşturması, memur hakkında ayrıca disiplin soruşturması yürütülmesine ve sonuçlandırılmasına engel değildir. Disiplin cezasını gerektiren eylemler, ceza yargılaması hukukunun ilgi alanı dışında kalırlar.

Soruşturma İzni Verilmesi Usulü Kanunun 3. maddesinde soruşturma iznini vermeye yetkili idari merciler, memurun atanma şekli ve idari hiyerarşi içinde bulunduğu konum da gözetilerek ayrı ayrı belirlenmiştir.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler Madde 3 – Soruşturma izni yetkisi a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi, d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri,

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler e) (Değişik : 17/7/2004-5232/1 md.) Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan, f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler g) Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı, h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı,

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi,

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler j) Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali, Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır. Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst memurun bağlı olduğu merciden istenir.

AÇIKLAMA Yetki kişiye bağlıdır. (Münhasır yetki) Bizzat kullanılmalıdır. Üst merciler alt mercilere ait yetkiyi kullanamazlar. Örneğin Kanun izin mercii olarak Kaymakamı gösterdiyse bu yetki Vali tarafından kullanılamaz. Yetkili merciin saptanmasında, memur veya diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi ve fiilinin işlediği yer esas alınır

AÇIKLAMA ‘En üst idari amir’ deyimi, siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan kamu görevlisini ifade eder. Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde üst memurun izin mercii ast memurun da izin mercii olacak, haklarındaki ön inceleme de üst memurun izin mercii tarafından başlatılacaktır.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde Kanunun 3. maddesine göre soruşturma izni verecek merciler belirlenirken memur ve diğer kamu görevlisinin görev yaptığı yer esası getirilmiştir. Burada memur ve diğer kamu görevlisinin geçici olarak değil sürekli olarak görev yaptığı yer esas alınmıştır. Memur ve diğer kamu görevlisinin geçici olarak bulunduğu yerde görevi sebebiyle suç işlemesi halinde sürekli görev yaptığı yer esas alınmak suretiyle soruşturma izni verecek merciin belirlenmesi gerekir. Danıştay geçici görevde bulunduğu sırada suç işleyen memur hakkında, suç işlediği yerdeki idare kurulunun yetkili olması gerektiği yönünde kararlar vermiştir

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde Madde içinde iştirak halinde işlenen suçlarda izlenecek usul de belirlenmiştir. Statüleri birbirinden farklı memurların iştirak halinde suç işlemesi durumunda yetkili merci, idari hiyerarşi içinde üst konumda bulunan memurun statüsü gözetilerek belirlenecektir. Ast memur hakkında soruşturma izni verildikten sonra üst memurun da suça iştirak ettiğinin öğrenilmesi halinde, ast memur hakkında yürütülen usuli işlemlerin tekrarlanmasına gerek yoktur. Ast memur hakkında henüz soruşturma izni verilmemiş ise, bu halde kanunun 3/son fıkrası uyarınca; üst memur için yetkili olan idari merci her iki memur bakımından da soruşturma izni vermeye yetkili olur.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde Yasada izin vermeye yetkili merciler açık olarak yazılı olmakla birlikte uygulamada farklı yorum ve anlayışlar nedeniyle bazı tereddütler oluşmuştur: a. “En üst idari amir”in kim olduğu konusu: Yasalar ve diğer düzenleyici işlemlerde “en üst idari amir” kavramından söz edilmemekle birlikte, Anayasal sistematiğe göre “yürütme” içerisinde Bakanlar kuruluna ayrı, “idare” ye ayrı yer verildiğinden “en üst idari amir” kavramından siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan “en üst disiplin amirini” (Bakanlık merkez teşkilatında müsteşar, bağlı ve ilgili kuruluşlarda genel müdür veya başkan) anlamak gerekir.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde b. Üst merciin alt mercie ait izin yetkisini kullanıp kullanamayacağı, örneğin bir bakanın, bakanlığının il teşkilatında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, bir valinin iline bağlı bir ilçenin memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verip-veremeyeceği konusu:

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde Danıştay 1.Dairesinin 17.04.2000 gün ve E.2000/29, K.2000/59 sayılı kararında “ … 3.maddedeki sıralama esas alındığından, üst mercilerin alt mercilere ait izin yetkisini kullanmaları halinde, aynı görevliler hakkında soruşturma izni verecek merciler ile itirazları inceleyecek mercilerin değişeceğinden, bu da yasaya aykırılık oluşturacağından...üst mercilerin alt mercilere ait izin yetkisini kullanabileceklerini kabul etmenin olanaklı olmadığına” karar vermiştir.

Soruşturma İzni Vermeye Yetkili Merciler – 3. Madde 4483 sayılı Kanunun temel esprisinin yargı sürecini hızlandırmak, mümkün olduğu kadar yetkiyi merkezden mahalline devretmek olduğu, dolayısıyla Kanunun 3.maddede sayılan izin vermeye yetkili mercilerin sadece madde metninde yazılı memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermesi, üst mercilerin alt merciye ait yetkiyi kullanmaması, üst mercilerin zaten yoğun olan işleri yanında alt mercilere ait yetkileri kullanmakla meşgul edilmemesi gerektiğini anlamak gerekir.

Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler 1) 4’üncü maddenin birinci fıkrası Cumhuriyet Savcılarının yükümlülüklerini belirlemiştir. Buna göre, C. Savcıları ihbar veya şikayeti yetkili mercie bildirip soruşturma izni isterler. Bu durumda ön inceleme başlatılması zorunludur. 2) Şikayet doğrudan kamu kuruluşuna iletilmişse; 4 üncü maddenin son fıkrası hükmünde öngörülen "işleme koymama" sonucuna ulaşılabilmesi için, ihbar ve şikayetlerin somut ve özel nitelikte olup olmadığının, kişi ve/veya olay belirtilip belirtilmediğinin, ön inceleme başlatılmadan yapılacak bir araştırma ile tespiti uygun olacaktır.

Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler 3) ihbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur. Ancak; iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde bu şart aranmaz. 4) Başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Kanunun 4. maddesine göre; Cumhuriyet başsavcıları, memurların veya diğer kamu görevlilerinin, bu yasa gereğince kovuşturulması gereken bir suç işlediğini, ihbar veya şikayet ile veya başka bir yolla öğrendiklerinde, ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespit etmek dışında bir işlem yapmayacaklardır. Cumhuriyet savcıları, suç işlediği iddia edilen memurun veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın, evrakın bir örneğini ilgili idari makama göndererek soruşturma izni ister.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Kanunun 4/2 maddesine göre; Cumhuriyet savcısının yanında, diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Bu Kanuna göre ön inceleme yapılması için; 1. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suç işlediklerinin; a. İhbar üzerine(İhbar, suçla ilişkisi bulunmayan bir kimsenin suç işlendiğini yetkili makamlara bildirmesi), b. Şikayet üzerine(Şikayet, suçtan zarar gören kimsenin bizzat yetkili makamlara başvurarak soruşturma açılmasını istemesidir), c. Basın-yayın yoluyla, d. Doğrudan doğruya (Denetim-teftiş esnasında), e. Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine, Yetkili merci tarafından öğrenilmiş olması,

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde 2. İhbar ve şikayetlerin; a. Soyut ve genel nitelikte olmaması, b. Kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olması, Yani, somut ve özel nitelikte olması, olayın, şikayet edilen memurlar ve diğer kamu görevlilerinin isim ve görev yerlerinin net bir şekilde belirtilmesi, Gerekir.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Cumhuriyet başsavcılarınca yapılacak işlemler: Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Ancak Maddenin 4. fıkrasında yapılan değişiklik sonucu düzenlemeyle, İddiaların sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmayacağı hükümleri getirilmiştir. Ayrıca başsavcılar ve yetkili mercilerin ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutması zorunlu hale getirilmiştir.

Olayın Yetkili Mercie İletilmesi – 4. Madde Şayet bir ihbar veya şikâyetin soyut veya genel olması ya da kişi veya olay belirtilmemesi durumlarında soruşturma açmaya yetkili mercilerin işlem yapmayarak durumu varsa ihbar veya şikâyetçiye bildirmesi esas olmakla birlikte, uygulamada bazen yetkili amirlerin ihbar veya şikâyetin niteliğine göre konuyu inceletmek istemeleri de mümkündür. Bu durumlarda kurumun kendi işleyişi içinde 4483 sayılı Kanun kapsamına girmeyen bir inceleme ve araştırma yapması da mümkün olabilecek, bu inceleme sonucunda bir suç unsuruna rastlanması halinde doğrudan öğrenilen bir suç olarak kabul edilmek suretiyle 4483 sayılı Kanuna göre işlem başlatılabilecektir.

Ön İnceleme (Madde 5) 1) Ön inceleme; a) Yetkili merci tarafından bizzat yapılabilir. b) Denetim elemanları vasıtasıyla yapılabilir. c) Hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle yaptırılabilir. 2) İşin özelliğine göre inceleme mercii, incelemenin başka kurum ya da kuruluş elemanlarınca yapılmasını isteyebilecektir. Bu isteğin yerine getirilmesi ilgili kuruluşun takdirine bırakılmıştır.

Ön İnceleme (Madde 5) 3) İzin vermeye yetkili vali ve kaymakamlar ön incelemenin, memurun bağlı olduğu bakanlık müfettişlerince yapılmasını ilgili bakanlıktan isteyebilecekler, ilgili bakanın görevlendirmesi halinde, müfettişler raporlarını doğrudan, izin vermeye yetkili merci olan vali veya kaymakama sunacaklardır. 4) Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise, içlerinden biri başkan olarak belirlenir.

Ön İnceleme (Madde 5) 5) Daha önce sonuçlandırılmış ön inceleme konularına dair ihbar ve şikayetler işleme konmaz. Bu tür müracaatların işleme konması için daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunulması gerekir. (Ek fıkra: 17/7/2004-5232/3 md.)

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde Kanunun 5. maddesine göre; izin vermeye yetkili merci, 4483 Sayılı Kanunun kapsamına giren bir suçun işlendiğini, bizzat veya başka bir yolla öğrenirse, ön inceleme başlatacaktır. İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 521 sayılı Yönergenin 5. maddesinde ön inceleme: "4483 sayılı Kanun kapsamına giren memur ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılan ihbar ve şikayete konu olan eylem ve işlemlerinin hukuki durumunun tespiti amacıyla yapılan inceleme ve soruşturma çalışmaları“ biçiminde tanımlanmıştır.

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde Maddeye 17/07/2004 tarihli ve 5232/3 sayılı Kanunla eklenen 2. fıkrada “Cumhuriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler ihbar ve şikâyetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler.” denilmektedir, bu değişiklik ile kamu görevlilerinin sürekli ön inceleme baskısı altında tutulmalarının önlenmesi amaçlanmıştır.

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde Maddenin 3. fıkrasında, ön incelemenin izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Vali yada Kaymakamların soruşturma izni vermeye yetkili oldukları memur ya da kamu görevlileri için ön inceleme yaptıracakları durumlarda şayet müfettiş bilgi ve tekniği gerektiren bir durum söz konusu ise Bakanlıktan müfettiş talebinde bulunulacaktır. Çünkü Bakanlık müfettişlerine ancak Bakan görev verebilmektedir.

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde Madde metninde, izin vermeye yetkilinin, bizzat yada görevlendireceği kişiler eliyle ön inceleme yapılmasından bahsedilmesi nedeniyle soruşturma izni verecek yetkili mercilerin özellikle Bakanlıklardan ön inceleme yapılmak üzere müfettiş taleplerinde, ön inceleme yapacakların ismen belirlenmesine gerek olmadığı düşünülmektedir.

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde Maddede, "... Ön inceleme ... hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir..." hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla madde hükmünde, ön incelemeyle görevlendirilenlerin, hakkında ön inceleme yapılanların mutlaka üstü konumunda olması gerektiği özellikle vurgulanmaktadır.

Ön İnceleme Yapılması – 5. madde 4483 sayılı Kanunun özelliği nedeniyle verilen ön inceleme emri kararları da, iptal davasına konu olabilecek idari işlem niteliğinde değildir. Yani yetkili mercilerin kanun kapsamındaki bir memurun eylemi hakkında verdiği soruşturma izni verilmesi ya da soruşturma izni verilmemesi kararlarına karşı idari yargıda iptal davası açılamaz. Çünkü söz konusu kararlar idare hukuku alanında hüküm ve sonuç doğurmamaktadır.

Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor (madde 6) 1) Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerine sahiptir. Ancak Ön inceleme ile görevli kişilerin 657 sayılı Kanunun 138 inci maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda görevden uzaklaştırma kararını verebilmeleri mümkün olup aksi halde bu idari tedbiri almaları mümkün değildir. (Atamaya yetkili amirler, Bakanlık ve Genel Müdürlük Müfettişleri, Valiler, Kaymakamlar(İlçe idare şube başkanları hakkında valinin muvafakati şarttır.)) 2) Ön incelemeyle görevli kişi, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının hazırlanmasına ilişkin hükümleri çerçevesinde Cumhuriyet Savcısının yapmakla yetkili olduğu işlemlerin tümünü yapmakla yetkilidir.

Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor (madde 6) 3) 4483 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması zorunludur. İfade inceleme mahallinde vicahen alınabileceği gibi, gerektiğinde ifade, Yasa ile getirilen ön inceleme süresi dikkate alınarak, makul bir süre verilmek suretiyle yazıyla da istenebilecektir. Ceza Muhakemesi Kanununun 147/e maddesi uyarınca ilgilinin 147/c maddesi uyarınca açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu, bir avukatın hukuki yardımından yararlanabileceği söylenmelidir.

Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor (madde 6) 4) Ön inceleme mutlaka bir rapora bağlanacak; -varsa- farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilecektir.

Ön İnceleme Yapacakların Yetkisi – 6. Madde 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde, Kanuna göre ön inceleme yapacakların yetkileri ve rapor düzenleme hususu şu şekilde düzenlenmiştir: “Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar. Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.."

Ön İnceleme Yapacakların Yetkisi – 6. Madde 6 ncı maddenin birinci fıkrasında ön inceleme yapan kişi ya da kişilerin sahip oldukları yetkiler ve görevlerini nasıl yapacakları gösterilmektedir. Burada ön inceleme yapan kişi ya da kişilerin sahip oldukları yetkiler ayrı ayrı gösterilmeden bunların "bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerine sahip oldukları ve bu Yasada hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usul Yasasındaki yetkileri kullanabilecekleri“ bildirilmektedir.

Ön İnceleme Yapacakların Yetkisi – 6. Madde Ön inceleme yapılırken açıklık bulunan hallerde 4483 sayılı Yasa, açık hüküm bulunmayan hallerde ise, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre hareket olunur. (1 Nisan 2005 tarihinden itibaren, 04/12/2004 tarihli 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri yürürlüğe girmiştir.) Bu konuda 4483 sayılı Yasa ile 5271 sayılı CMK arasında "genel konu" ilişkisi vardır. Esas olan işlemlerin 5271 sayılı CMK hükümlerine göre yürütülmesidir. Ancak, 4483 sayılı Yasa herhangi bir sorunu başka bir şekilde hükme bağlamış ise, o hükme uygun olarak hareket edilecektir.

Ön İnceleme Yapacakların Yetkisi – 6. Madde Ön inceleme ile görevlendirilen kimselerin öncelikle yapmaları gereken iş, hakkında ön inceleme yapılan memur ve kamu görevlisinin üzerine atılan suçu oluşturduğu ileri sürülen eylemi yaptığı hususunda kanıt bulunup bulunmadığını saptamaktır. Bu da tanık ve bilirkişi dinlemeyi, suçun kanıtı olan belgelere el koyup incelemeyi, gerekiyorsa bunları zaptetmeyi ve keşif gibi araştırmalar yapmayı gerektirebilir. Lehte ve aleyhte olan deliller toplanmalıdır.

Ön İnceleme Yapacakların Yetkisi – 6. Madde Ön inceleme ile görevlendirilenlerin 5271 sayılı CMK’da yazılı diğer yetkileri kullanmaları ihtiyari (gerektiğinde) olmakla birlikte, haklarında ön inceleme yapılanların ifadelerini almaları (5271 sayılı CMK’un 147/e maddesinde yazılı susma hakkı saklı kalmak, 147/c maddesi uyarınca avukatın hukuki yardımından yararlanabileceğinin hatırlatılması kaydıyla) Kanun gereği zorunludur. İfadenin inceleme mahallinde vicahen alınması asıl olmakla birlikte, gerektiğinde Kanun ile getirilen ön inceleme süresi de dikkate alınarak, makul bir süre verilmek suretiyle yazı ile de istenebilir.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Maddedeki; "... Ön inceleme ile görevlendirilen kişi ya da kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup..." ibaresinden 4483 sayılı Kanuna göre yapılacak bir inceleme ile sınırlı yetkilerin anlaşılması gerektiği, bunun da özellikle ifade alma ile bilgi ve belge isteme yetkisini kapsadığı düşünülmektedir. Çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137. maddesinde düzenlenen görevden uzaklaştırma tedbiri idari bir işlemdir. 657 sayılı Kanunun 138. maddesinde; görevden uzaklaştırma kararını alabilecek kişiler sayılırken, bu idari tedbiri alacak, alabilecek görevliler belirtilmiş olmaktadır. Eğer ki, ön incelemeyle görevli kişiler 657 sayılı Kanunun 138. maddesinde sayılanlardan ise görevden uzaklaştırma kararını alabileceklerdir.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Konuyla alakalı olarak Danıştay 1. Dairesinin 17/04/2000 gün ve E:2000/29 sayılı istişari nitelikteki kararında, aynen "...Görevi başında kalmasında sakınca görülen memurlar hakkında uygulanabilecek olan görevden uzaklaştırma tedbirine ilişkin hükümler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve bu kararı almaya yetkili olanlar gösterilmiştir. Görevden uzaklaştırma kararı idari bir işlemdir. Ön inceleme ile görevli kişilerin 657 sayılı Kanunun 138 inci maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda görevden uzaklaştırma kararını verebilmeleri doğaldır. Ancak, ön inceleme ile görevli kişilerin 138 inci maddede gösterilen kişilerden olmaması durumunda, bu kişilerin, münhasıran 4483 sayılı Yasa kapsamında bir suçun açığa çıkarılması amacına yönelik işleri yapmaya yetkili olmaları nedeniyle idari bir işlem olan görevden uzaklaştırma kararını vermeye yetkilerinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.” denilmektedir.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunundaki Yetkiler

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde 5271 sayılı CMK gereğince ön incelemecilerin faydalanabileceği yetkiler, 43 ile 173 üncü maddeleri arasında yer alan madde hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Bu yetkileri incelersek: Yeminli Zabıt Katibi Görevlendirme (CMK.169) 4483 sayılı Yasaya göre, ön inceleme ile görevlendirilen kimse veya kimseler de tanık ve sanık ifadelerini alırken ister usulü dairesinde yemin vermek şartıyla bir tutanak yazmanından (zabıt kâtibinden) yararlanır, isterse yazım işini kendisi veya kendileri yaparlar.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Bilirkişi Atamak (CMK.63) Ön inceleme sırasında, tespit edilen evraklarda ihtisası gerekli kılan hususlara rastlanması halinde, bilirkişi tayin edilir. Keşif yaptırmak (CMK.83, 84 ve 164) İstiktap (Karşılaştırma) (CMK.73) Suçla ilgili parmak izi, el yazısı, imza ya da mührün kime ait olduğunu belirlemek, bir belgenin orijinal olup olmadığını tespit etmek için karşılatırma suretiyle yapılan incelemeye istiktap denilir.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Eşya veya Kazancın Muhafaza Altına Alınması ve Bunlara Elkonulması (CMK.123-131) Arama yapmak (CMK.116-122) Ön incelemecilerin doğrudan arama yetkisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ön incelemeciler gerekçesiyle birlikte ilgili Cumhuriyet savcılığına müracaat ederek hakimden alacakları karar üzerine, ön inceleme yaptıkları konuyla ilgili olarak arama yapabileceklerdir

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Her Türlü Bilgi ve Belgeyi Görevlilerden Almak (CMK.161) Ön incelemeci, ön inceleme konusu ile ilgili her türlü belge, kayıt, defter ve dosya münderecatını inceleyebilir. Bu belge ve kayıtlar, suçlunun mensup olduğu idareye ait olabileceği gibi; diğer resmi dairelere de ait olabilir veya bunların muhafazası altında bulunabilir.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Hakkında Ön İnceleme Yapılan Memurun (Şüphelinin) Tutuklanmasını ve Yurtdışına Çıkış Yasağı Konmasını İsteme (CMK.100-101) Ön inceleme yapmakla görevli kişiler de Cumhuriyet savcıları gibi hakkında ön inceleme yapılan memur ve kamu görevlilerinin tutuklanmasını hakimden isteyebilirler Hakkında Ön İnceleme Yapılan Memur Veya Diğer Kamu Görevlisinin Celbi (CMK.145-149)

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde Ön incelemenin sonuçlandırılması: Ön inceleme ile görevlendirilenler, “ön inceleme sonucu görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar. Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir”. Kanunda, ön incelemede görevlendirilecek denetim elemanları sayısında bir açıklık bulunmayıp “bir veya birkaç denetim elemanından” söz edilmektedir. Ön inceleme ile iki denetim elemanının görevlendirilmesi ve her ikisinin de farklı görüşte olmaları halinde doğal olarak yetkili merciinin görüşlerden birine katılarak karar vermesi mümkündür. Bu durum meşru olmakla birlikte, ilgililerin farklı yorum yapabilmelerine yol açmaktadır. Bu nedenle ön incelemelerde tek sayıda (1, 3, 5) ön incelemeci müfettiş veya memur görevlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Bakanlık Müfettişleri ile Kendilerini Görevlendiren Mercilerin Yetkileri – 6. Madde 6. maddenin son fıkrasında soruşturma izni vermeye yetkili merciin, ön inceleme sonucunda düzenlenen rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar vereceği, bu kararda gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.

SÜRELER (Madde 7) 1) Maddenin ilk fıkrasına göre 30 günlük süre, yetkili merciin suçun işlendiğini 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenmesinden itibaren başlamaktadır. 2) Maddenin açık hükmü, izin merciinin suçun işlendiğini yukarıda belirtilen biçimlerde öğrendiğinde süreyi başlattığına göre, sürenin başlangıcının, ön inceleme emrinin verildiği tarih olarak kabul edilmesi gerekir. 3) Ön incelemenin 30 gün içinde tamamlanamaması halinde 15 günlük ek süre de izin vermeye yetkili merciden alınır.

SÜRELER (Madde 7) 4) Gösterilen süreler içerisinde izin verilmediği takdirde izin verilmiş veya verilmemiş sayılır biçiminde bir yorum yapma olanağı yoktur. İzin vermeye yetkili merci, sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır. Öngörülen sürelerde işi sonuçlandırmayarak kasten sürüncemede bırakan izin vermeye yetkili mercilerin de cezai sorumluluklarının bulunduğu açıktır.

Süre – 7. Madde Kanunun 7. maddesinde “Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre,zorunlu hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, herhalde yukarıdaki fıkrada belirtilen süreler içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır.” denilmektedir.

Süre – 7. Madde 7. Maddenin birinci fıkrasında, yetkili mercilerin soruşturma izni konusundaki kararını 5. maddenin birinci fıkrasına göre suçun öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç 30 gün içinde vereceği hükme bağlanmıştır.Soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin suçu öğrendikleri tarihin ne zaman başladığı 5. madde kapsamında açıklanmıştır. Buna göre yetkili merciin suçu bizzat öğrenmesi esas alınmıştır. Bu sürenin zorunlu hallerde on beş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilmesine imkân sağlanmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında; yetkili merci, herhalde belirlenen süreler içinde memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır, hükmü getirilmiştir.

Süre – 7. Madde Ön inceleme ile görevlendirilenler, kanunun 7. maddesinde yetkili mercilerin soruşturma izni konusunda kararlarını suçu öğrendikleri tarihten itibaren en geç 45 gün (30+15) içinde verecekleri belirtildiğinden, Ön incelemeyi, bu husus dikkate alınarak makul bir sürede bitirip yetkili mercilere bir rapor halinde vermeleri ve yetkili mercilerin de suçu Öğrenme tarihinden itibaren en geç 45 gün içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda bir karar vermeleri gerekir. Bu sürenin herhangi bir sebeple aşılması durumunda da karar verilmelidir. Süre tamamlandıktan sonra verilen kararlar da hüküm ifade ederler. Yetkili mercilerin süresi İçinde ön inceleme izni vermemesi durumunda ise, izin verilmiş sayılmaz.

Süre – 7. Madde Uygulamada çıkabilecek çeşitli sıkıntılar nedeniyle ön incelemenin sağlıklı bir biçimde süresi içerisinde bitirilemeyeceğinin belli olması durumunda dahi, ön inceleme yapacakların bu hususları ve noksanlıkları en azından başlıklar halinde belirtmek suretiyle haklarında inceleme yapılan memur ya da diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesi ya da verilememesi kanaatlerini kapsayacak şekilde düzenleyecekleri raporlarını öngörülen süre içinde yetkili mercilere sunmaları gerekmektedir.

Süre – 7. Madde Örneğin kapsamlı inşaat, onarım ve tadilat işlerinde bilirkişi incelemesi bu süre içerisinde bitirilemeyeceğinden sadece mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda hazırlanacak rapora; “Bilirkişi incelemesi sonucunda 4483 Sayılı Kanun kapsamında işlenmiş bir suç çıkabileceği, ancak yasal süre içerisinde bilirkişi incelemesinin tamamlanamadığı, yetkili merci tarafından soruşturma izni verildiği takdirde bilirkişi incelemesinin doğal olarak Cumhuriyet başsavcılığınca yapılacağı, bu kanunun 8.maddesine göre soruşturma izninin, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları da kapsamasının mümkün olduğu” görüşü yazılarak yetkili mercie sunulabilir.

Süre – 7. Madde Yasal sürenin aşılması,maddi ve manevi unsurların değerlendirilmesi ile birlikte gerek soruşturma izni vermeye yetkililer, gerekse ön incelemeyi yapanlar açısından TCK.nun 257.maddesinde belirtilen “Görevi kötüye kullanma suçu”nun gündeme getirilmesi mümkündür.

Süre – 7. Madde Ön inceleme raporlarındaki içerik ve şekil yönündeki eksiklikler veya kanunun emrettiği diğer prosedür (karar, tebligat, itiraz v.b) noksanlıkları nedeniyle yargıdan dönen, geri çevrilen dosyaların tamamlanıp yeniden gönderilmesi aşamasında, ya da yetkili merciin tayininde yapılan hata sonucunda meydana gelecek süre aşımının, maddenin düzenlenişine ve Yargı kararlarına göre hak düşürücü bir süre olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde Madde 8 – Soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar. Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde 4483 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasında, soruşturma izni, şikâyet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar, hükmü getirilerek Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen hazırlık soruşturmaları için genişletici bir durum oluşturulmuştur. Soruşturma izninin kapsamını belirleyen bu fıkrada kanun koyucu, soruşturma izninin verildiği konu ile bu konuya bağlı olarak ileride ortaya çıkabilecek konuları kapsadığını yani hazırlık soruşturması sırasında ortaya çıkan olayla bağlantılı durumları kast etmek istemiştir. “Bağlantılı konuların" neler olduğunun takdir ve değerlendirilmesi de Cumhuriyet Savcılarına ait olacaktır.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde 8. maddenin ikinci fıkrasındaki ise, soruşturma sırasında izin verilen olay veya konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında yeniden izin alınması zorunludur, hükmü ile Cumhuriyet başsavcılıklarının hazırlık soruşturması aşamasında soruşturma izni verilen olaydan farklı bir olayın ortaya çıkması halinde ise yetkili merciden izin istemesi zorunluluğu getirilerek yetki daraltılmıştır. Soruşturma kapsamına ileride ortaya çıkabilecek konuların dahil edilmesinin nedeni, önceki konu ile bağlantılı ya da mütemadi konular için yeniden izin alınmamasını sağlamaktır.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde Kanunun 8. maddesinin son fıkrasında, suçun hukuki niteliğinin, yeniden izin alınmasını gerektirmez, hükmü getirilmiştir. Kanun koyucu, yetkili merci tarafından yaptırılan ön inceleme sonucunda iddia konusu suça ilişkin olarak gerekçeli kararı ile yaptığı nitelendirmenin gerek hazırlık soruşturması ve gerekse yargılama safhasında yetkili ve görevli adli makamlarca değiştirilebilmesine imkân sağlamak için bu hükmü getirmiştir.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde Soruşturma iznine genel olarak bakarsak; Ceza yargılamasında kişi ve fiil olmak üzere iki unsur söz konusu olduğundan, soruşturma izninde: a-Şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar (fiil/ fiiller), b.Bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konular, c-Suç oluşturduğu iddia olunan olayın kimler tarafından gerçekleştirildiği (Fail/ failler), Belirtilmelidir.

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde Yetkili merciler tarafından(genel olarak); a. Soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı; Soruşturma yapılması için somut bilgi ve belge, yani inandırıcı ve yeterli delil bulunduğuna, kanaat getirilmesi halinde, b. Soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı; -Soruşturma yapılması için inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığına, -Eylemin hukuki uyuşmazlık konusu olduğuna, -İdari davaya konu olabilecek türde olduğuna, -Eylemin T.C.K.na göre suç teşkil etmediğine, -Eylemin sadece disiplin cezasını gerektirdiğine, Kanaat getirilmesi ile

Soruşturma İzninin Kapsamı – 8. Madde Sanığın ölümü, -Suçun zamanaşımına uğraması, -Suçun affa uğraması, Hallerinde verilir. Dolayısıyla ön inceleme raporu da bu iki unsuru ihtiva edecek şekilde düzenlenmelidir.

AÇIKLAMA 1) Yetkili merciin soruşturma izninde, olayı gerçekleştirdiği ileri sürülen kişilerin kimler olduğu ve bunların işledikleri iddia olunan fiillerinin neler olduğu açıkça yazılmalıdır. 2) İleride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konular soruşturma iznine konu fiillerle bağlantılı olmalıdır. 3) Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur.

İtiraz – 9. Madde Madde 9- Yetkili merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikâyetçiye bildirir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikâyetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtiraza, 3. maddenin "e", "f', "g" (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve "h" bentlerinde sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesi, diğerleri için yetkili merciin yargı çerçevesinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir.

İtiraz – 9. Madde Madde Gerekçesi: Memurların ve diğer kamu görevlilerinin yargılanabilmesi için getirilen sistem, bir yandan idarenin zaafa uğramadan kamu hizmetlerini sürdürebilmesini, diğer yandan kamu görevi yapanların asılsız isnat ve iftiralardan korunmasını amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşabilmesi için sistemin süratli işlemesi zorunludur. O nedenle sadece soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararlara Danıştay veya bölge idare mahkemesine itiraz olanağı tanınmış; böylece kamuda temiz ve saydam yönetim sağlanmak istenilmiştir.

İtiraz – 9. Madde Soruşturma açmaya yetkili merci, hangi usulle olursa olsun yaptırdığı ön inceleme sonucunda soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine ilişkin gerekçeli kararının bir örneğini herhalde yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına ve hakkında karar verilen memur ya da diğer kamu görevlisine ve varsa şikâyetçiye bildirmesi gerekmektedir. Soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin suçun işlendiğini kanunda yazılı hallerden biri ile öğrendiklerinde, ön inceleme de dahil olmak üzere 30 gün ya da zorunlu hallerde 15 gün ilavesiyle 45 gün içinde karar verecekleri hüküm altına alınmışken, soruşturma izni vermeye yetkili merciler tarafından verilen kararların ne kadar süre içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığına bildirileceği ve hakkında karar verilen memur veya diğer kamu görevlisine veya varsa şikâyetçiye tebliğ edileceği hususunda bir düzenleme getirilmemiştir. Bu nedenle soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin, kararlarını en kısa sürede yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi ve ilgililere tebliğ etmesi gerektiği düşünülmektedir.

AÇIKLAMA 1) İtiraz süresi, bildirimden itibaren başlayacaktır. İtiraza konu kararlar, ilgililere Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilmelidir. 2) İzin verilmemesine ilişkin tüm kararlar Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Cumhuriyet başsavcılığının ön inceleme evrakını görmeden yalnızca izin verilmeme kararını inceleyerek itiraz hakkını kullanması mümkün olamayacağından, kararların ön inceleme evrakı ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerekmektedir.

AÇIKLAMA 3) Soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararların, ilgililere tebliğ edilmesine ilişkin bir süre madde metninde yer almamıştır.

İtiraz – 9. Madde Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 4483 sayılı kanuna dair uygulama esasları raporunda kanunun 9. maddenin ikinci fıkrasıyla ilgili olarak aynen , “Yetkili merciin yasanın 7 nci maddesi uyarınca belirtilen sürelerde vermek zorunda olduğu kararını, 9 ncu maddenin birinci fıkrasında yazılanlara, kararını vermesinin hemen akabinde mi; yoksa ikinci fıkrada değinilen (10) günlük itiraz süresinin tamamlanmasından sonra mı bildireceği duraksamaya neden olmaktadır. Başkanlığımıza göre; soruşturma izni verilmemesi durumunda herhangi bir sorun yoktur. Bu durumda, yetkili mercii, karannı, C.Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye aynı anda ve (10) günlük itiraz süresi tamamlanmadan bildirilebilir.

İtiraz – 9. Madde Ancak; soruşturma izni verilmesi halinde, hakkında inceleme yapılanın itiraz süresi içinde C.Savcılığınca TAKİBAT Kararı verilmesi ihtimal dahilinde bulunduğundan, itiraz üzerine verilecek idari yargı karan ile C.Savcılığı karan arasında bir mübayenete sebebiyet verilmemesini teminen, önce hakkında inceleme yapılana tebligatta bulunulması ve (10) günlük sürenin tamamlanmasından sonra C. Başsavcılığına kararın bildirilmesi uygun olacaktır.” görüşü belirtilmiştir.

İtiraz – 9. Madde Maddenin 2. fıkrasında yer alan, "itiraz süresinin yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren 10 gündür" hükmündeki sürenin kesin ve hak düşürücü bir süre olduğu, muhtelif yargı kararlan ile de açıklık kazanmıştır. Dolayısıyla bu sürenin geçirilmesinden sonra yapılan itirazlar geçerli olamayacaktır. İtiraz süresinin, kararın tebliğini izleyen günden itibaren başlayacağı bilinmelidir. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararı verildikten sonra, bu kararın, kararı veren merci tarafından kaldırılması yani geri alınması mümkün değildir. Çünkü kanunda bu konuda bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

İtiraz – 9. Madde Kanunda kimlerin itiraz edebileceğine, itirazlara hangi idari mahkemenin baktığına ilişkin düzenleme mevcut olup, itirazların nereye yapılabileceğine ilişkin düzenleme mevcut değildir. İtirazlara; - İlçede, ilde ve merkez ilçede, bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri, İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri, Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi,

İtiraz – 9. Madde - Bakanlar Kurulu kararıyla veya bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri, Başbakanlık merkez teşkilatının aynı durumdaki personeli, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları, Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri, Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları, büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri için Danıştay 1. Dairesi, Bakar.

İtiraz – 9. Madde İtirazların, itirazlara bakacak yetkili mahkemeye iletilmek üzere soruşturma izni vermeye yetkili mercie yapılmasının da mümkün olduğu düşünülmekle birlikte bu hususta bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, itiraz dilekçelerinin yetkili mercie verilmiş olması mahkemelerce kabul edilmiş, ret sebebi sayılmamıştır.

İştirak Halinde İşlenen Suçlar – 10. Madde Madde 10 –Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur, üst memurla aynı mahkemede yargılanır.

Soruşturma İzninin Gönderileceği Merci – 11. Madde Madde 11- Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İzin üzerine İlgili Cumhuriyet Başsavcılığı, Ceza Muhakemelesi Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini kullanmak suretiyle hazırlık soruşturmasını yürütür ve sonuçlandırır. Madde Gerekçesi: Soruşturma izni veren yetkili idari merciin dosyayı göndereceği Cumhuriyet Savcılığı belirtilmiş ve savcılığın mevzuattaki yetkilerini kullanarak hazırlık soruşturmasını yürütüp sonuçlandıracağı hükme bağlanmıştır.

Soruşturma İzninin Gönderileceği Merci – 11. Madde a. “Soruşturma izni verilmesine” ilişkin kararlar; -Öncelikle hakkında ön inceleme yapılan memurlar ve diğer kamu görevlilerine tebliğ edilir, -Kararın tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren(Danıştay 2.D. 07.11.2000 gün ve E.2000/3058, K.2000/3749 S.K) 10 günlük itiraz süresinde hakkında ön inceleme yapılan memurlar ve diğer kamu görevlileri tarafından itiraz edilmemesi halinde bu sürenin sonunda, -İtiraz edilmişse itirazın reddi sonunda, Derhal ön inceleme evrakı ile birlikte yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Soruşturma İzninin Gönderileceği Merci – 11. Madde b. “Soruşturma izni verilmemesine” ilişkin kararlar; -Önce yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ve varsa şikayetçiye tebliğ edilir (İhbarcıya tebliğ edilmez. Sehven ihbarcıya tebliğ edilse bile ihbarcının itiraz hakkı bulunmamaktadır. İhbarcının itirazları Danıştay’ca incelenmeksizin reddedilmektedir. Danıştay 2.D. 01.12.2000 gün ve E.2000/3582, K.2000/4042 S.K.), -Karara karşı itirazın kabulü üzerine, derhal ön inceleme raporuyla birlikte dosya halinde yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekir.

Soruşturma İzninin Gönderileceği Merci – 11. Madde Verilen kararlar, ilgilinin özlük dosyasına konulmak ve gerekli takipler yapılmak üzere dairesi amirine de gönderilmesi, ayrıca kararın tebliğine ilişkin işlemlerin, Bakanın yetkili olduğu durumlarda Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca, diğer durumlarda ise yetkili mercilerin görevlendireceği birimlerce Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmesi uygundur.

Hazırlık Soruşturmasını Yapacak Merciler – 12. Madde Madde 12- Hazırlık soruşturması; a) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri,müsteşarlar ve Bakanlar Kurulu kararıyla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile büyükşehir belediye başkanları hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekili, b) Ortak kararla veya Başbakan onayı ile atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri, il ve ilçe belediye başkanları, ilçe idare şube başkanları hakkında il Cumhuriyet başsavcısı veya Başsavcı vekili, c) Diğerleri hakkında genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığı, Tarafından yapılır. Hazırlık soruşturması sırasında hakim kararı alınmasını gerektiren hususlarda (a) bendinde sayılanlar için Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine, (b) bendinde sayılanlar için il asliye ceza mahkemesine, diğerleri için genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hakimine başvurulur.

Yetkili ve Görevli Mahkeme – 13. Madde Madde 13- Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, 12 nci maddenin(a) bendinde sayılanlar için Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi, (b) bendinde sayılanlar için il ağır ceza mahkemesi, diğerleri için genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir.

Vekillerin Durumu - 14. Madde Madde 14- Bu Kanunun uygulanmasında vekiller, asillerin tabi olduğu usule tabidir.

Cumhuriyet Başsavcılığınca Re’sen Dava Açılacak Haller – 15. Madde Madde 15- Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin garaz, kin veya mücerret bir hakaret için uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.”

Uygulama Örneği İFADE TUTANAĞI Adı ve Soyadı: TC Kimlik No: Ana adı: Baba adı: Doğum tarihi ve yeri: Medeni hali: Mesleği: İş adresi: İkamet adresi: (Kimlik bilgilerini gösterir muteber bir vesikanın fotokopisi alınır.)

Uygulama Örneği Kendisine yüklenen suç anlatılır ve bu konuda açıklamada bulunup, bulunmamasının kanuni hakkı olduğu bildirilir. Ayrıca dilerse avukat bulundurabileceği, buna imkanı yoksa baro tarafından tayin edilecek bir avukat isteyebileceği söylenir. Ancak isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmak istemez ise zorlanamaz. İfade alınırken kendi lehine olan delilleri söylemesine engel olunmaz, bilakis yeterli imkan ve zaman verilir.

Uygulama Örneği Ayrıca, ön incelemeye konu olayın aydınlatılması için sorular sorulabilir, keza beyanları ile eldeki belge ve bilgiler arasında çelişki var ise bunun izahatı istenir. İfade sahibinin beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

Uygulama Örneği İfade alma işleminde yapılanlar ve açıklamalar düzenlenen bir tutanağa kaydedilir ve bitiminde okunarak, hazır bulunanlarca imzalanır. Bu tutanakta; İfade verme işlemimin yapıldığı yer ve tarih, İfade verenin açık kimliği, İfade alma işleminde yukarıda belirtilen işlemlerin yerine getirilip, getirilmediği yerine getirilmemiş ise sebepleri,

Uygulama Örneği İfade verenin açıklamaları ile sorulan sorular ve alınan cevaplar, İfade verenin varsa son olarak söylemek istedikleri, Tutanak içeriğinin ifade veren ve varsa avukatı tarafından okunup, imzalandığı, imzadan imtina edilmişse bunun nedenleri, yer alır.

Uygulama Örneği Yazılı olarak ifade alınması durumunda ise; “Yukarıdaki hususlarla ilgili olarak yazılı ifadenizin bu yazının tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde aşağıda yazılı adresime iletmenizi, aksi halde ifade vermek istemediğinizin kabul edileceğini, Bir avukatın hukuki yardımından yararlanabileceğinizi, Onaylı Nüfus Cüzdanı Örneğinin ve diğer ilgili belgelerinizin ifade yazınızın ekinde 2 (iki) nüsha olarak sunulmasını, Rica ederim.” şeklinde açıklama yapılır.

TEŞEKKÜRLER