200 DOLAR MI? Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve "biraz konuşabilir miyiz,

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKAN YÜKSEL Tıkır Top.
Advertisements

KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
CEM YILMAZ GURURLA SUNAR…
BETİMLEYİCİ ANLATIM Bu tekniği uygulayan yazarın amacı, okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri, okuyucunun kafasında canlandırmaktır. Yazar.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, Hakikisi belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
- Buraların yabancısıyım demiş.
Lütfen sesi açıp Tıklayınız..
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Baba ve minik oğlu şehrin sıcak(!) bir sokağından arabayla geçerken…
KUMDA AYAK İZLERİ
ADLARIN YERİNE KULLANILAN KELİMELER “ADIL”
Yavrum ve ben.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
bir varmış bir yokmuş bir ormanda ağustos böceği ve karınca varmış.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
AŞK GÜNLÜĞÜ.
Psikolojik Danışman Yıldıray ÇAMDEVİREN
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
GAYRET EDEN BAŞARIR ,BAŞARAN KAZANIR
Bir zamanlar bir ağaç varmış
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Kadın erkeğe karşı....
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
Bir yaz günü üçgen tek başına parkta oynuyordu.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ZAMİRLER (ADILLAR). ZAMİRLER (ADILLAR) Bu konuda seni uyarmıştım. Şunları bahçeye bırakır mısın? Aşağıdaki cümlelerdeki zamirleri bularak türlerini.
1)Aşağıdakilerden hangisinde bir ad, ayrılma durumundadır? A)Uğurcan eve girdi. B)Onur ekmeğini de getirdi. C)Bana doğruları kim öğretecek. D)Elif kitabı.
İŞTE MASALIMIZ BAŞLIYOR.
Sen hangisini seçerdin?
ÇIKMA TEKLİFİ !!! ERKEK : Bana isminizi bağışlar mısınız? KADIN :
BABALAR VE KIZLARI.
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra 'Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz'
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
Geçen hafta bir akşam arkadaşlarla yemeğe gittik..
Kuyruğunu kıskanan uçurtma
Edatlar.
YIL 1910 HAZIRLAYAN: Sunay AKIN
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
CEM YILMAZ GURURLA SUNAR…
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
İKİ MÜHENDİS İki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, - Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ? Diğeri cevap verir,
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
Tıkır Top
MÜHENDİS DEYİP GEÇME.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR…
Annemin yalnızca bir gözü vardı
SORUN YOKTUR BAKIŞ AÇILARI VARDIR.
ZARFLAR 2 (DEVAM).
GAYRET EDEN BAŞARIR ,BAŞARAN KAZANIR
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
4/A 51 BÜŞRA CUHADAR.  Fedakarlık, bencilce düşünmeyerek başkaları için kendimizden ödün vermektir. Bazı insanlar sevdikleri için çırpınır, onlariçin.
Çocuklar gibi sevindi kadıncağız. (durum zarfı) Nermin gibi güzel bir kızım var benim de. (sıfatın zarfı) Küçük kızım dün hasta gibiydi. (yüklem) Senin.
SIFATLAR.
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
SEÇİM MEYDANLARINDA HAKARETİN DİZ BOYU OLDUĞU ŞU GÜNLERDE BİRAZ BEYEFENDİ GÖRELİM DEDİK...
 Ülkenin  batısındaki küçük bir mahallenin  bir sokağının neredeyse tamamı  ressamlardan oluşmaktaydı.  Bu mahallede, üç katlı bodur bir tuğla yığınının.
Oğlum ve ben.
Burası yuvarlaklar ülkesi. Öykümüz burada geçiyor.
- Buraların yabancısıyım demiş.
ÜÇ ÖĞÜT M.Fatih Derleyen ve slayt tasarım:.
Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, Hakikisi belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Sunum transkripti:

200 DOLAR MI? Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve "biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı: "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!" Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek, "Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum." dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi: "Ne? Gecesi 200 dolar mi? Deli misin sen çok pahalı...

WILSON ÇİVİLERİ Wilson adında birinin çivi fabrikası vardır ve reklama ihtiyacı vardır. Pazarlamacı bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson Çivileri" diye bir reklam ayarlayabileceğini ifade eder. "Bana bir hafta ver" der arkadaşı, "sana bir kasetle döneceğim" Bir hafta sonra pazarlama uzmanı, Wilson’u görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Romalı bir asker İsa’yı Çarmıha çivilemekle meşgul, Yüzünü kameraya çevirir ve "Wilson çivileri kullanın, onlar her şeyi taşırlar" der. Wilson çılgına döner ve bağırır "Senin problemin ne? Bunu asla TVde göstermezler, Sana ikinci bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalıların İsa’yı çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum" İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir, Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Bu sefer kamera Romanın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmıha asılı İsa’nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar ve 'Wilson çivileri, her şeyi taşır'. Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen beni anlamıyorsun, Çarmıhta bir Isa istemiyorum. Sana son şans veriyorum bir hafta içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum" Bir hafta daha geçer. Wilson sabırsızca beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak bir adam nefes nefese koşmaktadır. Bir düzine Romalı askerde peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine dönerek: 'Keşke Wilson çivileri kullansaydık!'.

MATEMATİK Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün bir şekilde, “Matematik dersinden F aldım”der. Babası hemen sorar, “Neden ?” “Öğretmen 3x2 kaç eder ?” diye sordu, ben de “6” dedim. Babası hemen oğlunu tasdikler ve “Fakat bu doğru” der. Ondan sonra da “öğretmen 2x3 kaç eder ? diye sordu”. “Has ...t.r, ne farkı var ki ?” “Ben de öğretmene aynısını söyledim

PİLOT TEMEL Temel ile Cemal pilot olmaya karar vermişler. Bu amaçla kursu bitirip diplomalarını almışlar.Ve ilk seferlerini yapmak üzere uçakla havalanmışlar. İnişe geçecekleri sırada Temel, Cemal'e dönüp: -Şimdi kuleden haber geldi..Bu hava limanının pisti oldukça kısaymış. Bu yüzden tekerlekler yere değer değmez, frenlere sonuna kadar asil ki, pistin dışına çıkmayalım, demiş. Az sonra inişe geçmişler. Tekerlekler yere değer değmez, Cemal frenlere asılmış. Uçak kıl payı pistten çıkmadan durmuş. Temel alnındaki terleri silerken Cemal'e dönüp : - Bu ne biçim pist? 50 metrelik yerde uçak durur mu? Cemal başını iki yana sallayıp cevaplamış: - Haklısın Temel..Bir de su yanlara baksana. Eni de en az 10 km. var....

SAĞIR-DİLSİZ TETİKÇİ Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - Para nerede? Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum. Tercüman tercüme etti: - Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş. Baba 38'lik tabancayı koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: - Simdi sor bakalım, para nerede. Tercüman işaretle sordu: - Para nerede? Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: - Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var. - Ne dedi? dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış.

KANCA Bir liman barında bir denizci ve bir korsan sohbet etmekte ve karşılıklı maceralarını anlatmaktadırlar. Korsanın tahta bacağını, elindeki kancayı ve bir gözünü kapatan bandı farkeden denizci sorar: "Eee, bacağını nasıl kaybettin?" Korsan anlatır: "Denizin ortasında firtınaya yakalanmıştık. Dev bir dalga beni güverteden aldı götürdü. Adamlarım beni gemiye çekerken bir grup köpek balığı ortaya çıiktı ve aralarından biri bacağımı koparıverdi.." "Korkunç..." diye sızlandı denizci. "Peki o kanca nedir?" "Aaa...," diye devam etti korsan, "bir ticaret gemisine borda etmiştik, tabancalar patlıyordu, kılıçlar şakırdıyordu. O kargaşada elim koptu gitti... Kimin yaptığını göremedim bile.." "Aman Tanrım.. Dehşet verici bir şey bu.... Peki gözünün üstündeki bant nedir?" "Bir martı geldi ve gözümün üstüne pisledi..." diye cevap verir korsan. "Yani gözünü bir kus pisliği mi kör etti?" diye merakla sorar denizci.. "Ama nasıl olur?" Korsan gayet sakin anlatır: "Kancayı taktıkları ilk gündü, tamam mi?"

TOP ATIŞI Temel Istanbul’a gelmiş, yürüyormuş. Bu arada 5 dakikada bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş. "Hemşerim bu top atışları neyin nesi?" diye. Kraliçe Elizabeth’ in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığı anlatılmış. Aradan yarim saat geçmiş ve top atışları halen sürmekteymiş. Temel yine sormuş bir başkasına; "Bu top atışları neden?" diye. Ayni cevabi alınca söylenmiş: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"

İYİ DİŞÇİ Orta yaşlı yakışıklı, barda yalnız basına oturan fevkalade seksi sarışının yanına oturmuş. , Laf lafı açıyor, gece ilerliyor... Bembeyaz çarşafın üzerine uzanırlarken seksi sarisin sormuş: "Siz dişçisiniz galiba.." "Evet" demiş adam, biraz şaşkın. "Nereden anladınız?.." "Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar titiz sabunladınız, ona dikkat ettim de.." Yarım saat sonra, seksi sarışın bir daha mırıldanmış: "Siz sadece dişçi değil, çok büyük, çok usta bir dişçi olmalısınız!.." Adam hafiften kasılmış. Yatağın başucundaki sigara paketine uzanırken mağrur mağrur sormuş: "Peki bunu nereden anladınız?.." "Hiçbir şey hissetmedim de.."

Güncel, Mizah, Spor, Sinema, Fotoğraf, Video, Oyun, Posof, Program, Fıkra, Test Sunum