Türkiye Kıbrıs’ı satıyor mu? gizlenen gerçekleri görmek için LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUNUZ…

TÜRKİYE KIBRIS’I SATIYOR MU? Geçen dört yıl içinde Türkiye’nin KKTC yönetimiyle birlikte uyum içinde yürüttüğü aktif diplomasinin eseri olarak Kıbrıs hangi kazanımları elde etmiştir, kısaca bazılarını sıralamakta yarar var.

İŞTE DİPLOMATİK KAZANIMLAR… Türkiye, meseleyi bütün boyutlarıyla ele alarak kısa ve uzun vadeli stratejiler geliştirdi; adada iki kesimlilik ve siyasi eşitlik temelinde kapsamlı, kalıcı ve adil bir çözümün sağlanması için önemli adımlar attı. Bu adımlar sayesindedir ki bugün KKTC, uluslar arası zeminde dört yıl öncesiyle kıyaslanamayacak bir ağırlığa ve güce kavuşmuştur. Bu gerçeği KKTC yönetimi de her vesileyle teyit etmektedir.

Geçmişle bugünün farkını ortaya koymak için ; Sadece KKTC liderlerinin bugün çeşitli dünya ülkelerinde hangi seviyede muhatap alındıklarına bakmak yeterli olacaktır. Dış politika gerçeklerinden az çok haberi olan herkes, bu dönemde KKTC’nin dünyanın önemli ülkelerinde siyasi muhatap bulma ve muhatap kabul edilme noktasında ne kadar önemli kazanımlar elde ettiğini rahatlıkla görecektir.

Mehmet Ali TALAT, KKTC Başbakanı olarak ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya Dışişleri Bakanlarıyla üst düzey görüşmeler yapmıştır.

Yine “KKTC Başbakanı” sıfatıyla Avrupa Parlamentosu’na hitap etmiştir Yine “KKTC Başbakanı” sıfatıyla Avrupa Parlamentosu’na hitap etmiştir. Bunlar sadece Mehmet Ali TALAT’ın Başbakanlık döneminde elde edilen diplomatik kazanımlar…

Mehmet Ali TALAT, bu kez KKTC Cumhurbaşkanı sıfatıyla, bu yılın Ekim ayında Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in resmi davetlisi olarak bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

Bakın bu çok önemli !! Yine 2004 yılının Haziran ayında İstanbul’da toplanan İKÖ Dışişleri Bakanları Konferansı da KKTC için tarihi bir dönüm noktası olmuş, KKTC’nin İKÖ nezdinde bu tarihten itibaren artık bir toplum olarak değil, bir topluluk olarak değil, bir cemaat olarak değil, Annan Planı’nda yer aldığı şekliyle “Kıbrıs Türk Devleti” adı altında temsil edilmesi kararlaştırılmıştır.

Avrupa İnsan hakları Mahkemesi, 7 Aralık 2006 tarihinde verdiği bir kararda kendisine bireysel olarak başvuruda bulunan her Rum vatandaşına, bundan böyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki iç hukuk yollarını tükettikten sonra kendisine gelebileceklerini söylemiştir. AİHM’nin “iç hukuku” referans gösteren bu kararı, Kıbrıs davasında elde edilmiş büyük bir hukuk başarısıdır.

Bunlar KKTC’nin dün sahip olmadığı, bugün kullanmaya başladığı önemli imkânlardır. Türkiye’nin Kıbrıs konusunda izlediği akılcı, gerçekçi, vakur politikaların bir sonucudur.

Tütkiye’nin Kıbrıs politikasının önceliklerinden biri de KKTC’nin kalkınmasını, ilerlemesini temin etmektir. Bunun için Türkiye Kıbrıslı soydaşlarımızın daima yanında oldu, olmaya da devam edecektir. Dört yıllık bu büyüme istikrarı 4.500 dolar olan kişi başına milli gelir 10.000 doları aşmıştır. Bakınız 4.500 dolar nerede, 10.000 dolar nerede?

TURİZM KIBRIS’IN CAN DAMARI... 28 yılda toplam 6.000 yatak kapasitesine ulaşılabilmişken Kuzey Kıbrıs, son üç yıl içinde bu rakama 2,700 ilave yatak kapasitesi eklenmiştir. Buna ilave olarak da, yeni otel inşaatlarıyla 16 binden fazla yatak kapasitesi de yakın gelecekte hizmete girecektir. İNŞAATLAR DEVAM EDİYOR...

TÜRKİYE KIBRIS’ TA YÜKSEK ÖĞRETİMİ DE GELİŞTİRMİŞTİR. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki üniversitelerde 40 binin üzerinde öğrenci öğrenim görmektedir. Bu rakam 1999 yılında bunun yarısı kadardı. Kıbrıs’taki öğrenci sayısı daha da artacaktır, şu anda orta vadede 60.000 öğrenciye ulaşılması hedeflenmektedir.

ALT YAPI ÇALIŞMALARINA DA BÜYÜK ÖNEM VERİLMEKTEDİR. Ercan Havaalanı’nın uluslararası uçuşlara uygun hale getirilmesi için, terminal binası dahil bütün alan yeniden düzenlenmiştir. Bu amaçla toplam 35 milyon dolar harcanmıştır. Türkiye, 1974–1996 yılları arasında geçen 23 senelik sürede KKTC’ne yılda ortalama 80 Milyon ABD doları yardım yapmışken 1997–2002 yılları arasında 6 yılda yıllık ortalama 210 milyon ABD doları yardım gerçekleştirilmiştir. Son dört yılda ise yıllık yardım ortalaması 360 Milyon ABD dolara ulaşmıştır.

Son dört yılda Türkiye, “ver kurtul” veya “çözümsüzlük çözümdür” diyenlere karşı her zaman Rumlardan bir adım önde olacağız, biz ‘kazan-kazan’ ve “çöz ve yaşat” anlayışıyla devam edeceğiz dedi ve Kıbrıs politikalarını bunun üzerine bina etti. Bundan sonra da Türkiye; Kıbrıs meselesinde temel hassasiyetleri koruyarak ve tavizsiz bir şekilde mücadelesini sürdürecektir. Türkiye’nin verdiği mücadele sayesindedir ki, çözümsüzlüğü çözüm olarak gören anlayıştan çözüm için bir adım önde olan anlayışa geçilmiş; geçimsiz, uzlaşmaz, çözümden kaçan taraf imajı Rumların üzerine yapışmıştır.

Her şey milletimizin gözü önünde gerçekleşiyor… KARAR MİLLETİMİZİNDİR. Bütün bu diplomatik ve siyasi başarılar elde edilmişken ve de vazgeçilen ya da verilen 1 santimetrekare toprak bile yokken “TÜRKİYE KIBRISI SATIYOR” şeklindeki karalamalar akıl ve izan ölçüleriyle açıklanamaz. Her şey milletimizin gözü önünde gerçekleşiyor… KARAR MİLLETİMİZİNDİR.

“HİÇ KİMSE GÖRMEK İSTEMEYEN KADAR KÖR DEĞİLDİR.” İBN-İ SİNA

bizturkiyeyiz@hotmail.com