ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KONUMUZ DİN FELSEFESİ.
Advertisements

Felsefenin Neliği Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık.
TEMEL KAVRAMLAR Sokrates ve platon.
Karanlık Çağ İlk Çağ Orta Çağ Yeni Çağ Yakın Çağ
Yöntemsel Kuşkuculuk ve Zorunlu Eğitim
EMPİRİZM.
EPİSTEMOLOJİ RASYONALİZM.
REALİZİM İDEALİZM.
KONUMUZ VARLIK FELSEFESİ.
FELSEFEYE GİRİŞ II An Introduction to Philosophy
İDEALİZM NEDİR ?.
Hristiyanlık Günümüzde Yaşayan Dinleri Tanıyalım
DİN FELSEFESİ ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ.

Hazırlayan:Ahmet DEMiR
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
BİLGİ YARIŞMASI.
Klasik Çağ’ın Sona Ermesi
ESKİ ÇAĞDA ETİK.
VARLIK FELSEFESİ ( ONTOLOJİ )
Aklın Dinî Sorumluluktaki Yeri ve Önemi
İslam’da Bilginin Kaynakları
SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni.
Son Dönem 9. Ders.
BATI MÜZİĞİ TARİHİ 2. Ünite: ORTA ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ
İnsan İradesi ve Kader İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellikler, -akıl -irade AKIL, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt.
AVRUPA.
RÖNESANS Nurdan Gül Kökten Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesi.
DİN FELSEFESİ A) DİN FELSEFESİNİN KONUSU
AHLAK FELSEFESİ (ETİK).
orta ÇAĞLARDA ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Tek Tanrıcılık (Monoteizm)
VARLIK FELSEFESİ Ünite III ONTOLOJİ.
8.Sınıf /1.ünite KAZA ve KADER Hazırlayan:Serpil AKTAŞ.
3.1. İnsanın Özgürlüğü ve Sorumluluğu
“Maat” eski Mısır’ın adalet tanrıçası; Güneş’in kızıdır. “Hayat soluğu”nu temsil eder. Başında bir tavus kuşu tüyü vardır, çoğu zaman ikiz erkek kardeşi.
Tanri nin varligini kabul eden görüsler
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 7. SINIF 4. ÜNİTE
DİN FELSEFESİ VI. Ünite.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
ATEİZM – AGNOSTİSİZM. Tanrı’nın Varlığını Reddedenler Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm, kişilere de ateist denir. Ateizm, inançsızlığı ve.
Sanat Felsefesi Sanata felsefi bakış. Sanat nedir?
Ortaçağlarda Bilim Ortaçağ düşüncesinin belirgin özelliklerinden birisi, dinî öğretilere dayanan dinsel bakışın ön plana çıkmasıdır. Ancak düşüncede.
Pozitivizm A. Comte.
Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri
Felsefe Ve Hikmet. Sorular: Görseldeki insan neler düşünüyor olabilir? CEVAP: Kendini düşünüyor olabilir. Bu soruya her ö ğ rencinin farklı cevabı olabilir.
ORTA VE YENİÇAĞDA PSİKOLOJİNİN GELİŞİMİ VE ÇEŞİTLİ PSİKOLOJİK AKIMLAR
Elealı Zenon Sofistler Septikler
Simya; Teorik temelleri olmayan, deneme yanılmaya dayanan  çalışmaları  içeren,  bu  nedenle  sistematik bilgi birikimi sağlamayan bir uğraştır. İnsanoğlu.
 Felsefenin anlamı  Felsefenin Doğuşu  Felsefenin Tarihsel Gelişimi  Felsefenin amacı  Felsefe toplum ilişkisi  Bilgi ve Bilgi.
EĞITIME FELSEFI YAKLAŞıMLAR IDEALIZM REALİZM NATÜRALİZM PRAGMATİZM VAROLUŞÇILIK (EGZİSTANSİYALİZM)
A) DİN FELSEFESİNİN KONUSU B) TANRININ VARLIĞINA İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR C) TANRININ VARLIĞINI KABUL EDEN YAKLAŞIMLARIN İLERİ SÜRDÜKLERİ DELİLLER D) TANRININ.
“Bilgi” Kavramıyla Anlaşılan şey Nedir?.  Bilgi edinme insanın en temel güdülerinden birisidir.  İnsan bu özelliği sayesinde diğer canlılardan ayrılır.
ÜTOPYALAR Ahmet Taşer 11-A Ütopya Ne Demektir ? Ütopya, aslında olmayan, tasarlanmış olan ideal toplum ve devlet şekli anlamı taşır. Ütopyalar,
 Felsefenin anlamı  Felsefenin Doğuşu  Felsefenin Tarihsel Gelişimi  Felsefenin amacı  Felsefe toplum ilişkisi  Bilgi ve Bilgi.
 Felsefenin anlamı  Felsefenin Doğuşu  Felsefenin Tarihsel Gelişimi  Felsefenin amacı  Felsefe toplum ilişkisi  Bilgi ve Bilgi.
1. FELSEFE, DİN VE DİN FELSEFESİ
DİN FELSEFESİ A) DİN FELSEFESİNİN KONUSU
EVRENSEL AHLAKİ İLKELER VAR MIDIR?
TANRI TASAVVURLARI Din ile Tanrı kavramları arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Ancak yine de dinler Tanrı kavramı ile ilişkileri bakımından önemli ölçüde.
M.S 2. YÜZYIL-M.S 15. YÜZYIL FELSEFESİ
Ünitemizden Öğrendiklerimiz
7. SINIF 1. ÜNİTE Melek ve Ahiret İnancı.
AHLAK KANITI -Bu kanıtın çeşitli türleri vardır.
DİN FELSEFESİ.
18.yy ve 19.yy FELSEFESİ (AYDINLANMA FELSEFESİ)
DİN FELSEFESİ VI. Ünite.
VARLIK FELSEFES İ 10.SINIF VARLIK FELSEFESİNİN KONUSU VE PROBLEMLERİ İnsan; ne olduğunu, nasıl olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, yerküreyi, güneşi,
Sunum transkripti:

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL

Ortaçağ felsefesinin genel özellikleri Ortaçağ ortalama bin yıllık bir süreyi kapsar Bu dönemde felsefe din ile yoğun bir şekilde etkileşime girmiştir. Bu çağda özellikle felsefe hem inancın pekiştirilmesi amacıyla kullanılmış fakat bir yandan da inanca zarar verdiği düşüncesiyle dışlanmıştır.

Ortaçağ felsefesi Hristiyan felsefesi İslam felsefesi Patristik dönem Skolastik dönem

1.Hristiyan felsefesi Hristiyanlığın ortaya çıkışından 15. yy a kadar geçen sürede Batı felsefesi için kullanılan bir adlandırmadır. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından İstanbul’un fethine kadar süren yaklaşık 1000 yıllık bir dönemi kapsar. Bu çağda görülen akım ‘Dogmatizm’dir. Dinin ve kilisenin kurallarına eleştirilmeden, sorgulanmadan inanılmıştır.

1.Hristiyan felsefesi Felsefenin tüm alanlarında din etkili olmaya başlamıştır. Felsefenin yanında bilim de dışlanmıştır. Felsefe ve bilim merkezleri kapatılmıştır. Bu dönemin felsefesi genel olarak Hristiyan düşüncesine karşı yapılan eleştirilerden dolayı bir savunma felsefesidir. ( Apoloji) Felsefeyi araç olarak kullanmak isterler din ile aklı uzlaştırma çabası içindedirler.

1.Hristiyan felsefesi Antik yunan felsefesinin etkileri görülmektedir. Tanrı’nın varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır.

a.) Patristik Felsefe MS 2- MS 8. yy arasında kalan ilk dönem Hristiyan felsefesidir. Bu dönem Hristiyan filozofları aynı zamanda din adamlarıdır ve ‘Kilise Babaları’ olarak adlandırılırlar. Yunan ve Roma çoktanrıcılığına karşı Hristiyanlığı savunmaya çalışmışlardır. Bu dönemin en önemli temsilcisi Agustinus’tur.

b) Skolastik felsefe 8. yy’dan 15. yy’a kadar olan ikinci dönem Hristiyan felsefesidir. Skolastik ‘okul yolu’ veya ‘okullaşma anlamlarına gelmektedir. Hristiyanlığın öğretilmesi için bu dönemdeki okullaşma hareketinden kaynaklı bu isimle anılmıştır. Felsefenin eğitim alanına taşınması birçok öğrencinin dini eğitim alarak Hristiyanlığı yaymalarına sebep olmuştur. Bu dönemin önemli temsilcileri: Anselmus, Aquinalı Thomas, Ockhamlı William

Hristiyan felsefesinin temel problemleri Tanrı’nın varlığının kanıtı problemi Kötülük problemi Ruhun ölümsüzlüğü problemi Tümeller problemi

Hristiyan felsefesinde Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlar A) Ontolojik kanıtlama Anselmus tarafından ileri sürülen kanıtlamadır. Tanrı kavramının insan zihninde bulunmasından yola çıkarak Tanrı’nın varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır.

Hristiyan felsefesinde Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlar B) Kozmolojik kanıtlama Aquinalı Thomas tarafından ileri sürülmüştür. Tanrı'nın varlığı evrenden hareketle kanıtlanmaya çalışılır. Her şeyin bir nedeni olduğu fikrinden yola çıkılarak evrende var olan bütün varlıkların kendinden önce gelen bir varlık nedeniyle var olduğu söylenmiştir.

Kötülük problemi Kötülük problemi Hristiyan felsefesinde pek çok problemle ilişkilidir. Kötülük, Tanrı’nın varlığı veya yokluğu sorununda Tanrı’nın var olmadığını savunanların kullandığı bir delil niteliğindedir. Bu sorun, ‘Eğer Tanrı varsa ve insanların iyiliğini istiyorsa neden dünyadaki kötülükleri önlemiyor?’ türünden sorular ekseninde şekillenmiştir.

Kötülük problemi- AGUSTİNUS Agustinus, Tanrı’nın her zaman iyiyi emrettiğini ama insana da iyiyi ve kötüyü seçme özgürlüğünü tanıdığını belirtmiştir. Bu açıdan kötülük problemi kader ve özgür irade problemiyle ilişkilidir. Agustinus, insanın kaderini bilmiyor olmasını özgür iradenin gerçekleşmesi olarak düşünür.

Kötülük problemi- AQUİNALI THOMAS Aquinalı Thomas’a göre kötülük irade zayıflığının sonucu olarak ortaya çıkar. O Agustinus’la islam filozofu İbni Sina’nın görüşlerini sentezlemiştir. Kötülük kusurlu olan insanın erdemden uzak oluşundan kaynaklanır.

Ruhun ölümsüzlüğü problemi Hristiyan felsefesinde ‘değişen, ölümlü beden’ ile ‘ değişmeyen, ölümsüz ruh’ anlayışı hakimdir. Ruh bedenden bağımsız ve önce yaratılmıştır. Ruh; değişmez, sonsuz ve ölümsüzdür. Ruh, Tanrı’dan ayrılmıştır ve ona geri dönecektir. İnsan bu dünyada sadece bedenini bırakır ve ruhuyla öbür dünyaya gider. Hristiyan felsefesine göre tüm bunlar ruhun ölümsüzlüğünün kanıtlarıdır.

Tümeller problemi Orta Çağ filozoflarının üzerinde anlaşamadıkları tek bir sorun olduğu söylenebilir. O da ‘tümel kavramlar’ın gerçek birer varlık olup olmadıkları sorunudur. Bu konuda realizm, nominalizm ve konseptualizm olmak üzere üç görüş ortaya çıkmıştır. Bu üç görüşten realizm Orta Çağın ilk dönemlerinde, konseptüalizm skolastik felsefenin en parlak dönemi olan 12. yüzyılda, nominalizm de skolastiğin çöküş dönemi olan 14. yüzyılda egemen görüş olmuştur. Not: Orta Çağda realizm, idealizm demektir.

Tümeller problemi Terim anlamı olarak tümel, bir sınıfın tüm bireylerini içine alan genel kavramlardır. Tümellerin ne olduğuna ilişkin tartışmaları daha önce Platon ve Aristoteles felsefesinde görmüştük. Bu sorun MS 2. yy.- MS 15. yy. felsefesinde de yeniden tartışma konusu yapılmıştır.

Tümeller problemi Tümeller problemiyle ilgili üç farklı görüş ortaya çıkmıştır. Kavram realizmi: Tümeller ayrı bir varlık olarak Tanrı’nın zihnindedir. Tümel kavramların bilincin dışında kendine özgü gerçek bir varlığı olduğunu ve bunların tekil nesnelerden önce geldiğini ileri süren görüştür. Agustinus, Anselmus 2. Kavramcılık (Konseptualizm): Tümeller tek tek varlıkların içinde yer alır. Aquinalı Thomas 3. Adcılık (Nominalizm): Tümellerin kendi başına gerçeklikleri yoktur. Onlar soyutlama ve genelleme sözlerinden ibarettir. Tümel kavramların, birbirine benzeyen varlıklara insanlar tarafından takılmış adlar olduğunu ileri sürer. Ockhamlı William

İSLAM FELSEFESİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ Antik Yunan felsefesinden etkilenilmiştir. Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır. İslam felsefesinden önceki problemler tartışılmıştır. Çeviri faaliyetleri yapılmıştır. Felsefeyi gelişimine katkı sağlanmıştır.. Batı felsefesini etkilemişlerdir.

İSLAM FELSEFESİNİN BAZI PROBLEMLERİ Yaratıcının Varlığını Kanıtlama Problemi İrade Özgürlüğü Problemi Toplumsal Yaşama Yönelik Problemler Bilgi Problemi

Yaratıcının Varlığını Kanıtlama Problemi İslam kelamcılarından Eşari, filozoflarından ise El Kindî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd düşünceleriyle öne çıkmaktadır.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi Eş’arî, insanın doğumdan ölüme kadar farklı biyolojik süreçlerden geçtiğini, bu olgunluğa kendi kendine ulaşamayacağını söyleyerek bir yaratıcının olması gerektiğini savunur. İnsanın yaratılışına ilişkin Kur’an-ı Kerim’den ayetler gösterip, onların meallerini anlatarak yaratıcının varlığına ilişkin deliller sunar.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi El Kindî, birçok İslam filozofu gibi yaratıcının varlığını kanıtlamak için “hudûs deliline” başvurur. Hudûs, sonradan yaratılan demektir ve hudûs delili, sonradan yaratılanın zorunlu olarak bir yaratıcıyı gerektirmesi mantığına dayanır. El Kindî’ye göre âlem (evren), kadim (öncesiz) değil hadistir (sonradan olan). Alemde zamanla değişim olduğunu ve zamanın olmasının da âlemin sonlu olduğuna kanıt olduğunu ileri sürer. Âlem sonlu olduğuna göre bir başlangıcı ve bir başlatıcısı vardır, görüşündedir.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi İbn Sînâ, varlığı üçe ayırır: zorunlu (vacib-ül vücud), mümkün (mümkin-ül vücud) ve mümkün olmayan (mümteni-ul vücud) varlıklar.Onun ontolojik olarak yoğunlaştığı varlık ilk ikisidir. Zorunlu varlık, varlığı başka bir varlığa muhtaç olmayan, ezelî ve ebedî varlıktır. Mümkün varlık; etrafta görülen, sürekli bir şekilde var olan ama daha sonra yok olan varlıklardır. Bu varlıklar, zorunlu varlıktan taşma sonucunda çıkmıştır. Bu görüş, İslam felsefesinde sudûr nazariyesi (kuramı) olarak da bilinir.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi İbn Rüşd’e göre Yaradan’ın varlığına yönelik iki delil vardır: inayet ve ihtira. İbn Rüşd öne sürdüğü akli delilleri aynı zamanda Kur’an ayetlerine de dayandırır.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi İnayet Delili Tabiat da her şey insanla uyumludur. Ateş, hava, su ve toprak insan varlığına uygundur. Bu uygunluğu sağlayan varlık yaratıcıdır.

Yaratıcının varlığını kanıtlama problemi İhtira Delili Âlemde her şey yoktan yaratılmıştır Bu nedenle yaratılan şeylerin bir yaratıcısı olması zorunludur.

İrade Özgürlüğü Problemi İslam felsefesinde özgürlük problemi, insanın seçme ve eylemde bulunma mantığı üzerine şekillenir. Özgürlük denildiği zaman dönem itibarıyla kader ve irade kavramları da bu problemle beraber ele alınır.

Cebriye kelamcılarına göre insan özgür değildir ve eylemlerinde mecburdur. Bütün davranışların eyleme dönüşmesini sağlayan tek şey, evreni ve içindekileri yaratan Allah’tır.

Mu’tezile kelamcılarına göre insan özgürdür, aklı ve iradesiyle eylemlerini kendi seçer. İrade, Allah tarafından insana verilmiştir.