3. HAFTA İLK KURAMCILAR
Max Weber (1864-1920) Weber, birey ile toplum arasındaki ilişkiyi kendisinden önce gelen düşünürlerden daha derin ve karmaşık biçimde kavramsallaştırmıştır.
Weber Sosyolojinin yapılar değil eylemler üzerinde yoğunlaşması gerektiğine inandı. Hermenotik, Weber dönemi Alman tinsel bilimlerinin önemli bir bileşeniydi: eylemlerin arkasındaki nedenleri anlamak gerekir. Bu nedenle Weber, daha sonra “yöntemsel bireycilik” denilen yaklaşımın ilk örneklerinden birini verir: Bir insan bir eylem yapıyorsa, bunun nedeni vardır. Önemli olan, eyleme ve nedene yoğunlaşmaktır.
Yorumlayıcı Anlama Dilthey’in doğa bilimleri/insan bilimleri ayrımından yola çıkar Nedensel ilişkiler, açıklamayı mümkün kılar (doğa bilimleri) Tarihsel gerçeklik, anlaşılması gereken bir şeydir (tinsel bilimler) Sosyolojide pozitivizme karşı gelenek
Algılamak / Anlamak
Güç kavramı Weber sosyolojisinin temel kavramlarından biri, Güçtür. Bu açıdan Marx ile ortaklaşırlar. Ancak Marx için güç uzun dönemli tarihsel süreçlerin ve yapısal çelişkilerin sonucuyken Weber güç elde etmek için geliştirilen bireysel stratejilere odaklanır.
İdeal Tipler İdeal tip, gerçek dünyaya uygulanabilecek basitleştirilmiş modellerdir. Yani İdeal Tiplerin olgusal bir gerçeklikleri yoktur ancak olgusal olanı anlamamızı sağlarlar. İktidarın meşrulaştırılmasında, üç ideal tipin olduğunu söyler: geleneksel otorite, bürokratik otorite, karizmatik otorite. Bunların üçü, aynı zamanda, aynı toplumda varolabilirler.
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu İnsanların inanç, değer ve düşünceleri, toplumsal yaşamda önemli bir rol oynar Bu bakımdan, kapitalizmin Batı Avrupa’da doğması tesadüf değildir Fetih, spekülasyon ya da serüven değil, disiplinli bir faaliyet olarak sermaye birikimi, Protestan ahlakı ile ilişkilidir.
Georg Simmel (1858-1918) “Tinsel yaşamın tüm tezahürleri, adlandırmaya elverişli ollamayacak kadar ve şekilde çok sayıda ilişkiyle birbirine bağlanmış haldedirler; bunlardan hiçbiri, içinde diğerleriyle bir arada bulunduğu bağlamdan çözülebilir değildir”
https://www.youtube.com/watch?v=O9ekglTyDVY
Birey/Toplum Simmel için birey, toplumun en küçük parçası, bir atom değildir. Tersine o en çok sayıda etkinin bir kesişme noktası ve geçit yeridir. Bu anlamda, sosyolojinin uğraşması gereken, birey ya da toplum değil, karşılıklı etki, yani ilişkilerdir. “Toplum” yerine, süreci ifade eden “toplumlaşma” kavramını kullanır.
Para Felsefesi Para, modern yaşamın kesintisiz ilişkilerini ifade eder. Para Felsefesi, gündelik yaşam ile modern ekonomi arasındaki bağlantılara ilişkin önemli ipuçları barındırır. Kişi, para ekonomisinde işlevlerin yerine getiricisidir. Kişilerin bu niteliklerinin dışında kalan yönleriyle ne oldukları, para ekonomisi içinde önemsizleşir.
Ferdinand Tonnies (1855-1936) Cemaat-Cemiyet ikiliği
CEMAAT CEMİYET Geleneksel kırsal toplumlar Bireysel çıkarlar ön plandadır Aile ve dostluk ilişkileri: Akrabalık, arkadaşlık, komşuluk Toplum ilişkileri sözleşmelere dayanır Kişisel, yakın ve sürekli Yasama tarafından yazılı normlar düzenlenir Doğuştan gelen statü ön plandadır Sanayiye dayalı üretim Coğrafi, toplumsal hareketlilik sınırlıdır Entelektüel açıdan bilime dayalı cemiyetler Aile, kilise vb. geleneksel kurumların belirlediği genel ve ahlaki kurallar Bireysel çıkarlara değil, ortak çıkarlara dayalı, ortak bir yaşam tarzı Güçlü toplumsal dayanışma Gelenek ve görenekten doğan yazısız normlar Tarıma dayalı ekonomi Entelektüel açıdan din ve sanat