BİTKİLERDE BÜYÜME
Bitkiler de doğadaki diğer canlılar gibi büyüme ve farklılaşma, kendi benzerlerini oluşturma ve ölüm gibi yaşam periyotlarına sahiptirler. Bitkisel organların yapılarına yeni sentezledikleri maddeleri alarak geri dönüşümü olmayan bir şekilde hacimlerini artırıp yeni şekiller kazanması sürecine büyüme denir.
Bitkilerde büyüme olayı beş temel evrede gerçekleşir: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre büyümesi 3. Hücre farklılaşması 4. Dokuların şekillenmesi 5. Organların şekillenmesi
Bu evreler bitki yaşamı boyunca devam eder, bunun sonucunda bitkiler yaşamları boyunca büyürler. Bitkilerde büyüme süreci ile kazanılan organların orijin ve görevlerine göre iki esas büyüme evresi vardır: 1.VEJETATİF BÜYÜME 2.GERERATİF BÜYÜME
VEJETATİF BÜYÜME
Vejetatif büyüme, açık ve kapalı tohumlu bitkilerde tohum adı verilen yapının oluşumu ile başlar. Tohum döllenmeden sonra olgunlaşıp gelişen embriyo ve endospermi olan yapıdır. Çeşitli enzimlerin kontrolünde yürütülen bu süreçte döllenme sonrasında yoğun hücre bölünmeleri ve farklılaşmaları meydana gelir. Embriyo, endosperm ve bunları çevreleyen tohum kabuğu oluşur.
Tohumun oluşumu
Tohumdaki durağan metabolizmanın aktif hale geçmesi ve suyun alınımı ile çimlenme aşaması başlar. Su ile tohumdaki enzimler aktif hale geçerek endospermdeki besinleri parçalar ve böylece çimlenme için gerekli olan enerji sağlanır. Kökçük ve sürgün oluşumu ile hücre bölünmeleri ve farklılaşmaları yani büyüme devam eder. Kök toprağa bağlanır, yapraklar oluşur ve açılır, fide oluşur.
Çimlenme:Embriyonun topraktan su alarak ilk kök ve fotosentez yapabilecek ilk yaprakları oluşturmasına kadar geçen büyüme evresidir. Tohumun olgunlaşmasından çimlenmesine kadar geçen süreye uyku hali denir. Uykudaki tohumlar canlıdır fakat metabolizmaları minimum seviyededir. Çimlenme için yeterli H2O,sıcaklık, O2 ve enzimler gereklidir
Çimlenmeden sonra fidede biyokimyasal reaksiyonlar, hücre bölünmeleri ve doku farklılaşması gibi süreçler çok hızlı gerçekleşir. Fide üzerinde yan dallar ve yapraklar oluşur. Kök sistemi buna bağlantılı olarak artar ve güçlenir. Kök sistemi ile gövde sistemine ait ana gövde, yan dal ve yaprakların oluşumu için geçen süreye vejetatif (yapısal) büyüme adı verilmektedir.
Bitkilerde büyüme, farklılaşmasını tamamlamış ve özel alanlarda yer alan meristem olarak adlandırılan hücrelerin bölünmesi ile gerçekleşir. Meristematik hücreler mitoz bölünme geçiren hücreler olup bitkilerin vejetatif organlarının boyca ve çapça büyümesini sağlarlar.
GENERATİF BÜYÜME
Vejetatif gelişimini tamamlayan bitkiler belli kısımlarında farklılaşma oluşturur ve bunun sonucunda çiçek olarak bilinen yapılar meydana gelir. Bitkide gözlenen ve tohum oluşumuyla sonlanan bu farklılaşma ve gelişimin gözlendiği aşamaya generatif büyüme denir. Vejetatif büyüme ve generatif büyüme bitki türlerine göre ya aynı zamanda yada dönüşümlü olarak meydana gelir.
Birçok faktörün kontrolünde gerçekleşen çiçeklenme oldukça karmaşık fizyolojik bir süreçtir. Vejetatif büyüme özelliğindeki bir grup hücrenin farklılaşarak çiçek yapısını oluşturması generatif olarak neslin çoğalmasını sağlayan tohumun oluşturulması için ilk adımdır.
Erkek organ başcığındaki polen keseleri içinde 2n kromozomlu polen ana hücrelerinden mayoz ile n kromozomlu 4 tane mikrospor çekirdeği oluşur. Bunların mitoz geçirmesi ile n kromozomlu iki çekirdek taşıyan (generatif ve vejetatif çekirdek) yapı oluşur. Bu yapıya polen(çiçek tozu) denir. Polen çimlenirken vejetatif çekirdekten polen tüpü oluşur. Generatif çekirdekten sperm çekirdekleri oluşur. Her türün poleni kendine özgü bir şekle sahiptir.
Dişi organ yumurtalığındaki tohum taslağı içinde 2n kromozomlu tohum taslağının ana hücresi mayoz geçirerek n kromozomlu 4 tane makrospor oluşturur. Makrosporların 3 tanesi erir, kalan 1 tanesinin çekirdeği arka arkaya 3 mitoz geçirerek 8 çekirdekli bir yapı olan EMBRİYO KESESİ’ni meydana getirir. Bir kutuptaki 3 çekirdekten ortadaki yumurta çekirdeği gelişerek yumurta çekirdeği halini alır ve döllenmeye hazır durumdadır. Ortadaki 2 çekirdekte endospermi oluşturacak olan polar (kutup) çekirdeklerdir. Diğer çekirdeklerden 3 ü antipot, 2 si sinerjit adını alır ve kaybolur.
Oluşan çiçek dokuları büyümeye ve olgunlaşmaya devam ederler Oluşan çiçek dokuları büyümeye ve olgunlaşmaya devam ederler. Gelişimi belirli bir aşamaya gelen çiçeklerde tozlaşma ve döllenme olayı gerçekleşir. Döllenme sonrasında oluşan embriyo sürekli bölünür ve farklılaşarak tohumun oluşumu sağlanır.
Tek yıllık bitkilerde tohum yada meyve oluşumu ile bitkinin hayat döngüsü tamamlanır. Bitki bundan sonrasında olgunlaşma anlamında büyüme gösterir ve olgunlaşma tamamlanınca bitki ölür. Çok yıllık bitkilerde ise bir süre durağan bir dönem geçirildikten sonra hayat döngüsü tekrarlanarak devam eder.
Çayır ve Mera Bitkilerinde Büyüme Nasıldır?
Tohumun çimlenmesi ve sonrasında sürgün yada gövdeciğin toprak yüzeyine ulaşması tohumdaki yedek besin maddelerinin kullanılmasıyla sağlanır. İlk yaprak oluştuktan sonra, bitki fotosentezle kendi besin maddesini yapmaya başlar. Fotosentez yapacak yaprak alanının çok az olması nedeniyle bu bitkinin gelişmesi başlangıçta çok yavaştır. Fotosentezle oluşturulan bitki besin maddeleri yeni yaprakların oluşmasını, oluşan yapraklar da daha fazla besin maddesi yapımını sağlar.
Çayır ve meralardaki bitkilerde büyüme yıl boyu devam etmez Çayır ve meralardaki bitkilerde büyüme yıl boyu devam etmez. Bitkiler uygun olmayan mevsim koşullarında dinlenmeye yada durgunluk dönemine girer, koşullar elverişli hale gelince bu durgun dönemden çıkıp aktif olarak büyüme gösterirler. Durgunluğa sebep olan çevre sıcaklığıdır, sıcaklık ya çok düşüktür yada gereğinden daha yüksektir. Bitkiler kışın düşük sıcaklık yazın da yüksek sıcaklık sebebiyle büyüyemezler.
Çayır-mera bitkilerinde büyümenin diğer bitkilerden farklı olmasına sebep olan bir diğer faktör de onların biçilmesi yada otlatılmasıdır. Genellikle bitkinin vejetatif aksamından yararlanıldığı için bu bitkiler ya biçilir yada otlatılır. Bu nedenlerle bu bitkilerde bitki gelişimi diğer bitkilerden farklı olarak ortaya çıkar.
Çayır-mera bitkilerinde de başlangıçtaki gelişim Çayır-mera bitkilerinde de başlangıçtaki gelişim diğerlerinde olduğu gibidir. Ancak biçmeden ve otlatmadan sonraki gelişim farklılık gösterir. Otlanan veya biçilen bitki yaşamını sürdürebilmek için yeşil sürgünlerini yeniden oluşturmak zorundadır. Bitki yeni sürgünlerini oluşturabilmek için daha önce köklerinde biriktirdiği yedek besin maddelerini kullanmaktadır.
Bitki bu besin maddelerinin yaklaşık %75’ini harcayarak, oluşturacağı yeşil aksamın ancak %10’unu tamamlayabilir. Başlangıçta, büyümeleri yalnızca kökteki besin maddelerine dayanan bitkilerin gelişmeleri yavaş olmaktadır. Sürgünler üzerinde yeterince yaprak oluştuğunda fotosentez ile besin maddesi yapımı başlamakta ve büyüme hızlanmaktadır.
Uygun aralıklarda otlatılan yada biçilen bitkilerde bitkide biriken depo maddeleri azalmaz.
Aşırı otlatılan yada biçilen bitkilerde bitkideki ve kökteki besin maddelerinin birikimi giderek azalır.
Biçme veya otlatma yüksekliği bitkinin yeniden büyüyebilmesinde önemli bir etkendir. Dipten yapılan biçme/otlatmalar bitkilerin büyüme konilerini veya yeni sürgün uçlarına zarar verdiğinden, çoğu zaman yeniden sürme gerçekleşemez. Dipten yapılan biçme yada otlatma bitkinin kök tacındaki yedek besin maddelerinin de azalmasına ve dolayısıyla aşırı otlatma zararının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Çayır ve meraların korunması ve uzun süre yüksek kalitede verimlerine devam edebilmeleri isteniyorsa aşırı ve zamansız otlatma ve biçmeden kaçınılmalıdır. Mevsime bağlı olarak bitkinin büyüme hızının azaldığı veya durduğu dönemlerde bitkilerin otlatılmasından kaçınılmalıdır.