Beden Eğitimi ve Spor Tarihi
TÜRKLERDE SPOR Binicilik (Cündilik) At, Türklerin gündelik hayatını kolaylaştırıcı özelliğinden dolayı vazgeçilmez bir hayvandır. Atın binek olarak taşıma ve ulaşım amaçlı kullanılmasının yanında avcılıkta da yararlanılmış, savaşlarda da binici birlikler oluşturulmuştur. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren at sırtında eğitime başlayarak ilerleyen yaşlarda usta binici olmaları sağlanmıştır.
TÜRKLERDE SPOR Binicilik konusunda kadınlar da erkeklerden aşağı kalmayarak usta birer binici olmuştur. Atın Türkler için değeri çeşitli oyunlar ve sporlarda anlam bulmuştur. Bu oyunların en önemlileri cirit, çöğen/çevgan, gökbörü, kızbörü ve beygedir
TÜRKLERDE SPOR Atlı oyunların savaş eğitiminin temelini oluşturacak şekilde sportif düzen ve kurallar içinde yapılması için gerekli örgütlenmelerin kuruluşu Osmanlı Devleti’nin gelişimiyle birlikte çeşitlenmiştir. Osmanlı ordusunun 1402 yılında Ankara savaşında atlı askerlere sahip olan Timurleng’e yenilmesi, Osmanlı Devleti’nde ordudaki yetenekli binicilerin geliştirilmesine sebep olmuştur. II. Murad, binicilikte ve at üstünde kılıç, pala kullanmada yetenekli Bamyacılar ve Lahanacılar adı verilen takımları kurarak bu çabaları somutlaştırmıştır
TÜRKLERDE SPOR Enderun’da Bamyacı ve Lahanacı bölüklerinden birine bağlı olmak isteyen kişinin eğitim alması gerekirdi. Cündilik öğrenmek isteyen bir acemiye ilk olarak ata binme ve at üzerinde oturma öğretilirdi. Daha sonra ata çabuk ve çevik inip binme, yürütme, yavaş ve hızlı koşturma öğrenildikten sonra at üstünde ok atma talimi yapılırdı. Bütün bu idmanlardan sonra acemilikten çıkıp keskin cündi olunurdu. Keskin cündi olunca eğitim bitmez, becerileri daha da arttırmak hedeflenirdi
TÜRKLERDE SPOR Türklerin en eski atlı oyunlarından olan atlı cirit; usta binicilerden oluşan iki takım arasında davul zurna eşliğinde oynanır. Oyuncuların birbirine kurumuş meşe dalından yapılan ciridi atmaları, vurulmamak için kaçmaları ve bir yandan da atılan ciridi ciritle karşılamaya çalışmalarıyla oynanır ve rakibine ciridi değdiren sayı kazanır
TÜRKLERDE SPOR Cirit oyunu sarayda oynanmasının yanında halk arasında da oynanan Harhari cirid olarak da bilinen bir oyundur. Osmanlı sarayında cirid oyunu Lahanacı ve Bamyacı alayları arasında oynanır, oyuna bazen padişahlar da katılırdı. Cirid oyununda bazen istemeyerek de olsa binicilerin ve atların yaralandığı hatta öldüğü de olmuş, 1826 yılında atlı cirid oynanması yasaklanmış ve onun yerini ciridi bir çizgiden en uzağa atma şeklinde oynanan menzil ciridi yarışması almıştır
TÜRKLERDE SPOR Türklerin uğraştığı atlı sporlardan bir diğeri ise labut atmaydı. Yaklaşık bir metre uzunluğunda ve dört, beş santimetre kalınlığında kabuğu soyulmuş kuru meşe değneği olan labutun uç kısmı altı köşeli olarak sivriltilmiş, bu haliyle büyük bir kaleme benzediğinden kalemli ismiyle anılmıştır. Labut atma oyununda binici elindeki labutu iki yüksek ağacın tepesine çekilen ipin üzerinden aşırmaya çalışır
TÜRKLERDE SPOR Büyük bir meydanda çevgan denilen eğri başlı bir ciritle, eğitilmiş atlar üzerinde oynanan oyunun ismi ise çöğen veya çevgandır. İki takım arasında gerçekleşen oyunun amacı çevganla sürülen şimşirden yapılan topun 5-6 metre aralıklı iki taş sütunun arasına atmaktır. Polo oyununun kaynağı olarak bilinen bu oyun Türkler haricinde Çin’den Bizans’a ve Arap dünyasına kadar birçok toplum oynamıştır
TÜRKLERDE SPOR Türklerde atın sosyal hayattaki yerinin diğer bir yansıması ise gökbörü oyunu ile anlam bulur. Kesilmiş ve içi temizlenmiş bir oğlağı eğeri ile bacakları arasına sıkıştıran ve dörtnala koşan bir atlının kendisini kovalayan rakiplerine yakalanmadan oğlağı sınırlanmış bir alan içerisine getirmesi ve alanda turunu tamamlaması şeklinde oynanan gökbörü.
TÜRKLERDE SPOR Türk dünyasının her köşesinde oynanan ve günümüzde de yaşatılan bir oyundur. Aynı oyunun evlenme törenlerinde oynanan farklı bir türü de mevcuttur. Kızbörü denilen bu oyunda hayvan gelin tarafından kaçırılır, damat ve diğer erkekler ise gelini kovalarlar. Yine evlenme törenlerinde gelin ve damadın belirli bir mesafede yaptıkları at yarışı ise beyge olarak anılmıştır. Beyge oyununun evlenme çağına gelen genç kızlar için evlenmeye talip olanlar arasından seçim yapmak üzere oynandığı da bilinmektedir