1. BÖLÜM NÖRONLAR, NÖROTRANSMİSYON VE HABERLEŞME.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikleri
Advertisements

Elektronların Dağılımı ve Kimyasal Özellikleri
HÜCRE VE MORFOLOJİK AYRIMI.
SİNİR SİSTEMİ.
SİNİR HÜCRESİ Prof Dr Süheyla ÜNAL
Sinir Biyokimyası Gürbüz POLAT.
MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ
Bölüm: 2 DENETLEYİCİ ve DÜZÜNLEYİCİ SİSTEMLER
SİNİR SİSTEMİ Herkes için Her şey.
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ BEYİN/Nöro-Psiko-Anatomi
Öğr.Gör. Emine KILIÇ TOPRAK
SİNİR SİSTEMİ 2 Aksiyon Potansiyelinin Oluşumu
Santral sinir sistemi farmakolojisinin temelleri
Bileşikler Ve Formülleri
KALBİN EKSİTASYON İLETİ SİSTEMİ
Sinir Sistemi.
HAZIRLAYAN Mevsim ÖZDEMİR.
SİNİR SİSTEMİ ve EGZERSİZ
Reseptörler Prof. Dr. Ç. Hakan KARADAĞ.
HÜCRENİN YAPISI.
KALP KASININ FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİ
NÖROGLİYA 1) Ependim hücreleri:
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
DENETLEYİCİ ve DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞİ 17-21/03/2014
Yrd.Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR
SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemininin gelişmesi ve evrimi
Prof. Dr. Cem Şeref Bediz DEUTF Fizyoloji Anabilim Dalı
SİNİR SİSTEMİNE GİRİŞ Dr. İpek Ergür
Düz kaslar.
KİMYASAL BAĞLAR İyonik Bağlı Bileşiklerde Kristal Yapı İyonik bağlı bileşiklerde iyonlar birbirini en kuvvetli şekilde çekecek bir düzen içinde.
CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME
ELEMENTLERİN GRUP NUMARALARIYLA İYON YÜKLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER
SİNİR SİSTEMİ Dr. Güvenç Görgülü.
KİMYASAL BAĞLAR.
SİNİR SİSTEMİ.
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
SİNİR SİSTEMİ CERRAHİSİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Bileşikler ve Formülleri
HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ
Ψ BÖLÜM 2: BEYİN ve ÖĞRENME -1.
Ψ Bölüm 2- Devam.
A. Gaz Alışverişi Gaz alış verişi: Canlılar hücresel solunumda kullanılan oksijeni hücre içine almak ve oluşan karbondioksiti hücreden uzaklaştırmak amacıyla.
İYONİK BAĞLAR Hazırlayan: Erçin ÇORBACIOĞLU.
AMİNOASİTLERİN ÖZEL ÜRÜNLERE DÖNÜŞÜMÜ
Biyoelektriksel Potansiyeller
DAVRANIŞ VE DAVRANIŞIN BİYOLOJİK TEMELLERİ
GLİKOZUN BEYİN ÜSTÜNDEKİ FİZYOLOJİK VE PATOLOJİK ROLÜ
HÜCRE ZARLARINDAN MADDE TAŞINMASI
Dinlenim Zar Potansiyeli
EGZERSİZ FİZYOLOJİSİ.
UYARILABİLEN DOKULAR Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup.
Prof. Dr. Mehmet Akif Çürük Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı
Lenfosit Ne Görür?.   Herhangi bir antijene özgül az sayıdaki lenfosit herhangi bir yerden vücuda girebilen mikropları nasıl bulabilmektedir?  İmmün.
NÖROTRANSMİTTERLER Prof Dr Süheyla Ünal.
Uykunun Biyokimyasal Temelleri
DENETLEME VE DÜZENLEME. DENETLEME VE DÜZENLEME.
CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME
Sinir Sisteminin Biyokimyası
Ψ BÖLÜM 2: BEYİN ve ÖĞRENME -1.
Ψ Bölüm 2- Devam.
HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ
İlaç Etki Mekanizmaları - Reseptörler
HÜCRE VE YAPISI Lizozom Mitokondri Endoplazmik Retikulum Çekirdek
Genetik Ve Davranışın Biyolojik Temelleri, Kalıtım Ve Çevre Dr
İnsan vücudu oluşturan hücrelerin eşgüdümünü sağlayan iki sistem bulunur. Endokrin sistem: Kanda bulunan hormonlar tarafından hücreler arası iletişim sağlanır.
ALGILAMA Duyu organlarının uyarılması akabinde oluşan ani bir ayırt ediciliktir.
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
 Yorgunluk terimi Fizyoloji ve mühendislik alanlarında kullanılan bir terimdir.  Fizyolojide yorgunluk makul ve gerekli fiziksel ve mental etkinliği.
Sunum transkripti:

1. BÖLÜM NÖRONLAR, NÖROTRANSMİSYON VE HABERLEŞME

Biyolojik psikolojinin amacı, davranış ve zihinsel aktivitelerde yer alan biyolojik mekanizmaları açıklamaktır. Biyopsikologlar (bazen nöropsikolog olarak da anılırlar), bireylerin çevrelerini algılamalarını ve iletişim kurmalarını sağlayan beyinin gelişimde sinirsel devrelerin ve bağlantıların nasıl oluşup birleştiğini anlamaya çalışırlar.

SİNİR SİSTEMİNİN ORGANİZASYONU

NÖRON Nöronlar merkezi sinir sistemindeki bilgileri işleyen en temel yapıdır. Sinir sistemi çevresindeki bilgileri işleyip aktarabilmek için elektriksel olarak uyarılırlar. Daha sonraki sinaps bölümünde de görüleceği gibi nöronlar bilgileri ya elektriksel ya da kimyasal sinyalizasyon ile iletirler.

Nöronun Yapısı

Nöronun iç yapısı Nöronun iç yapısı diğer vücut hücrelerine birçok açıdan benzemektedir; diğer hücrelerdeki çekirdek ve mitokondri de dâhil olmak üzere birçok organele sahiptir.

Nöronun sınıflandırılması

NÖROGLİYAL HÜCRELER Gliyal hücreler bir “yapıştırıcı” görevi görerek sinir sisemini birleştirir. Nörogliyal hücreler sinir dokusundaki başlıca hücre tiplerinden biridir, yapısal bütünlük ve sinir sistemi için gerekli olan besini sağlayarak homeostaziyi (Finch, 2002) korur. Gliyal hücre tipleri Çeşitli gliyal hücre tipleri bulunur. Astrositler (MSS) Oligodentrositler (MSS) Schwann hücreleri (ÇSS) Mikrogliya (MSS) Radial gliyal hücreler (MSS)

Gliyal hücreler ve hasar Daha önce de bahsedildiği gibi gliyal hücreler hem merkezi hem de çevresel sinir sistemindeki hasarları algılayarak nöronları destekler. Gliozis Nöronlar olgunluk evresinde hücre bölünmesine girmezken glial hücrelerde bu özellik bulunur. Olgunlaşmış bir sinir sisteminde lezyon ya da yaralanmalar nedeni ile hasar görmüş nöronlar yenilenemez.

SİNİR SİSTEMİNDE BİLGİ ALIŞVERİŞİ Hücre zarı bazen dinlenmede kalır ve diğer nöronlardan bilgi alımını keser; bu duruma durgun zar potansiyeli adı verilir

DURGUN ZAR POTANSİYELİ Hücre zarı ve sodyum/potasyum pompalarının her birinin görevi elektrik yüklü iyonların kısmi olarak dağılımını sağlamaktır. Hücre zarının seçici geçirgen yapısından dolayı su, oksijen, üre ve karbondioksit gibi moleküller hücre zarından geçebilirken büyük ya da elektrik yüklü iyonlar veya moleküller bu zardan geçemez. Potasyum (K+), klor (Cl-) ve sodyum (Na+) gibi bazı iyonlar kanal proteinleri olarak adlandırılan, zarın içinde yer alan ve iyonların ne kadar hızlı geçebileceklerini ayarlayan yapılardan geçerler.

AKSİYON POTANSİYELİ VE SİNİR İLETİSİ Nöron dinlenme halindeyken durgun zar potansiyeli mevcuttur fakat sinir sistemi bilgileri iletirken aksiyon potansiyeli ya da sinir impulsu oluşur. Aksiyon potansiyeli, elektriksel membran potansiyelinin hızlıca yükselip düştüğü kısa süreli bir olaydır. Hücrenin içine doğru akan pozitif iyonlar negatif yükü azaltır böylece membran arasındaki yük de azalır. Bu duruma depolarizasyon adı verilir.

TOPLAMA ETKİLERİ Nöronlar sürekli olarak çoklu uyarı ve inhibitör etki altındadırlar. Aksonun ateşlenip ateşlenmeyeceğinin kararlaştırılması, tüm uyarı ve inhibisyonların toplam etkisine bağlıdır.

SİNAPTİK GEÇİŞ 1900’lerin sonunda Ramón y Cajal, bir nöronu diğerinden ayıran dar bir boşluk olduğunu gözlemlediğinde nöronların fiziksel olarak birleşmedikleri keşfedildi. 1906 yılında, Sir Charles Scott Sherrington sinaptik gecikmeyi belirledi (genellikle 0,3-0,5 ms) ve sinir hücrelerindeki bu boşluklarda mutlak bir haberleşme olduğu sonucuna vardı.

SİNAPTİK KESE Aksiyon potansiyeli sinaptik uca ulaştığında kalsiyum kanalları açılır ve Ca+2 iyonları hücreye girer. Kalsiyum alımı, salgı kesesinin (vezikülünün) hücre zarına doğru hareketini ve füzyonunu sağlar (bu işlem egzositoz olarak bilinir).

SİNAPTİK GEÇİŞİN DÜZENLENMESİ Nörotransmitterin salınımı için gerekli olan miktarı etkileyen çeşitli işlemler vardır. Presinaptik inhibisyon adı verilen birinci işlem, presinaptik nörondaki aksiyon potansiyeline rağmen salınan nörotransmitter miktarında düşüşe neden olur.

NON-SİNAPTİK KİMYASAL İLETİŞİM Terminal uçtan nörotransmitterler salınırken ve lokal etki gösterirken, nöron tarafından salınan diğer haberleşme maddesi olan nöromodülatörler ise uzak mesafelere gider ve sinir sisteminde daha geniş alana yayılırlar. Birçok nöromodülatör, aminoasit zincirlerinin peptid bağları ile bağlandığı peptitlerdir.

POSTSİNAPTİK RESEPTÖRLER VE RESEPTÖR TİPLERİ Nörotransmitterlerin etkisi, salınımı ile iyon kanallarının hızlı bir şekilde açılmasını sağlayan postsinaptik zarda görülür. Burada yer alan bir tür reseptör iyonotropik reseptörler veya kanalbağlı reseptörler olarak isimlendirilir.

NÖROTRANSMİTTERLER Nörotransmitterler iki geniş grup içerisinde kategorize edilebilir: “Klasik” küçük moleküllü nörotrasmitterler ve daha büyük nöropeptid nörotransmitterler (Şekil 1.7).

AMİNOASİTLER GABA GABA, MSS’de başlıca inhibitör nörotransmitterdir, tüm sinapsların %30-40’ında meydana gelir. Glisin Diğer inhibitör nörotransmitter, esas olarak omurilikte, beyin sapında ve retinada bulunan glisindir. Glutamat (glutamik asit) Glutamat en yaygın bulunan uyarıcı nörotransmitterdir.   Aspartat Aspartat, NMDA reseptörlerini stimüle eden bir eksitatör nörotransmitter gibi davranır (Grem, King, O’Dwyer ve Leyland-Jones, 1998).

MONOAMİNLER Serotonin Serotonin, 5-hidroksitriptamin (5-HT) olarak da adlandırılır. Serotonin triptofan aminoasitinden sentezlenmektedir. Melatonin Melatonin, epifiz bezi ve retina içerisindeki serotoninden elde edilmektedir. Noradrenalin Noradrenerjik nöronlar, beyinde retiküler oluşum, pons, lokus coeruleus içinde bulunmaktadır ve serebral korteks, orta beyin ve hipokampusta bulunduğu öngörülmektedir. Dopamin Dopamin de monoaminlerin sınıflandırması altında yer alır. Merkezi sinir sisteminde, dopamin reseptörlerinin 5 tipi-D1, D2, D3, D4 ve D5 ve bunların çeşitleri işlev görür.

ASETİLKOLİN Asetilkolin tanımlanan ilk nörotransmitterdir. ACh; PSS ve MSS’nin her ikisinde de bulunur. Yaygın görüş, bilişsel fonksiyonlarda ve özellikle bellekte kolinerjik yolda rol oynamış olmasıdır.

NÖROPEPTİTLER VE NÖROMODÜLATÖRLER Nöropeptidler kısa aminoasit zincirlerinden yapılmışlardır ve protein benzeri moleküller sınıfına ait olup nörotransmitter olarak rol oynarlar (Yew, Chen, Luo, Zheng ve Yu,1999).

ÇÖZÜNÜR GAZLAR Bazı çözünür gazlar da nörotransmitter olarak rol oynar. Nitrik oksit (NO) vasküler endotelyum hücrelerinde olduğu gibi vücut hücrelerindeki birçok hücre tarafından üretilmektedir, kan akışının düzenlenmesinde merkezdir, öğrenme ve bellekte de rol oynayabilir.