TOPLUMU DÜZENLEYEN KURALLAR VE HUKUK

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimi
Advertisements

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK 257. MADDE).
DEZAVANTAJLı ÇOCUKLARDA EĞITIM HAKKı YENI ORHANLı ORTAOKULU – ÖZGÜR KAYA.
Konu 7: TARIM HUKUKU KONUSUNDA YURTTAŞLAR YASASI.
Siyaset Sosyolojisi.
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
KESİN HESAP KANUN TASARISI
ŞİRKETLER HUKUKU Genel Olarak Şirketlerin Sınıflandırılması ve Temel Özellikleri Ar. Gör. Nevfel AKKAŞOĞLU.
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
Fikri haklar nedir Fikri hak fikir ürünlerini koruyan haklara verilen genel addır.Bu ürünler insan zekası ile ortaya çıkan edebiyat ve sanat eserleri.
Birincil ikincil Genel Yardımcı (devletler tarafından tanınan hukukun genel ilkeleri)
9. Hafta KAMU HİZMETİ. HEDEFLER Kamu hizmeti kavramını tanımlayacak Kamu hizmeti türlerini öğrenecek Kamu hizmetine hakim olan ilkeleri öğrenecek Kamu.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku. İŞ HUKUKU Toplumda bireylerin iş ilişkilerini düzenleyen Uyulması zorunlu kuralların bütünü… *İş sözleşmesi (hizmet akdi)
Leyla İÇERLİ Araş. Gör. Dr. Aksaray Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü.
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
IP Licensing – Concept, Do’s and Don’ts
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI
KOHLBERG ve AHLAK GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr. Aysel TOPAN
Sendikaların Uluslararası
EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
CEZA HUKUKUNA HAKİM OLAN TEMEL İLKELER
Tarım Hukuku 1.
Bütünleştirme uygulamaları
MUHASEBEYE GİRİŞ Muhasebenin Tanımı Muhasebenin Türleri
Sosyal Sigorta ile Özel Sigorta Arasındaki Farklılık
LAW 201 INTRODUCTION TO LAW
İDARİ-ASKERİ- AKADEMİK-ADLİ PERSONEL AYRIMI
Anlatmacı: Adnan Hadzimusiç
Kurumsal Yönetimde İç Denetimin Geleceği Esra Aydın
İŞLETME TÜRLERİ BÖLÜM 3.
LAW 201 INTRODUCTION TO LAW
1. TEMEL HUKUK BİLGİLERİ.
Tanımlar-Kavramlar Yrd. Doç. Dr. Ayşe Kuzu.
İDARİ YARGIDA DAVA TÜRLERİ
KONU XI AİHS’nin Kapsamı ve Başlıca Özellikleri
YONT221 Küreselleşme ve Yerelleşme
Sözleşme Sözleşme Türleri
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ
TEBLİGATIN İŞLEVİ Tebligatın adil yargılama hakkının sağlanması ve adaletin gerçekleştirilmesi açılarından ÖNEMLİDİR.
YOKLUK VE BUTLAN HUKUKİ İŞLEMLERDE HÜKÜMSÜZLÜK
Tebliğ edilecek evrak farklı türlerde olabilir.
BANKALARIN ORGANLARI GENEL KURUL
Lokavt Kavramı, Unsurları ve Sonuçları
KAYSERİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİRİMİ
Kamu Hukuku - Özel Hukuk Ayrımı
COŞKUNLAR SÜRÜCÜ KURSLARI Trafik ve Çevre Bilgisi
VERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI
ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI
VERİ MERKEZLERİ VE BİLGİ GÜVENLİĞİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
DAVA İŞLEMLERİ 02 – 05 MAYIS 2017.
Uygulama Ortamına İlişkin Etik Sorumluluklar
Başlangıç Hükümleri- 2. Hafta
Sporun Çeşitli Hukuk Dallarıyla İlişkileri
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HUKUK BAŞLANGICI ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Ceza Hukukunun Temel İlkeleri
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HUKUK BAŞLANGICI 4.
Aile Hukuku-19. Hafta.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Oyunda kargaşa olur. Oyunda anlaşmazlıklar olur
BORÇ.
VERGİNİN YAPISI Devletin kamu hizmetlerini yerine getirmek üzere, vatandaşlarından zora dayanarak aldığı iktisadi değerler olarak tarif edilebilir. Kamu.
Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
Sunum transkripti:

TOPLUMU DÜZENLEYEN KURALLAR VE HUKUK

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ İnsan toplum denilen sosyal çevre içinde doğar, yaşar ve ölür. Tek tek insanlar yani bireyler geçicidir. Bunun karşısında toplum süreklidir. Doğada bireyin tek başına yaşaması düşünülemez. Bazı düşünürler, toplumun temelinin birlikte olma içgüdüsünden kaynaklandığını belirtirler. Başka düşünürler ise bireylerin bir arada yaşamasının sosyal ve bireysel çıkarları gerçekleştirmesinin bir aracı olduğunu ve bireylerin toplum içinde yaşamayı çıkarları için tercih ettiğini ifade etmektedirler. İnsanların bir arada ve bir topluluk oluşturarak yaşadıkları bilimsel bir gerçektir.

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ Toplumsal hayatı düzenlemek için getirilen, çeşitli emir ve yasaklardan oluşan davranış normlarına kural denir. YAPTIRIM; kuralların öngördüğü emir ve yasaklara uymayan, kurala aykırı davranan kimselerin karşılaşacağı tepkidir. Yaptırımın amacı, bireyleri kurallara uymaya zorlamaktır. Tarihi, kültürel, sosyal ve iktisadi açıdan ortak yönleri bulunan insanların birlikte yaşamasına toplumsal yaşam denir. Toplu halde yaşayan insanların birbirleriyle ve toplumla sosyal, siyasal, ekonomik veya hukuki yönlü ilişkilerine toplumsal ilişkiler denir.

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ İnsanlar her an birbirleriyle, bulundukları toplum içinde daha küçük topluluklar oluşturarak diğer küçük topluluklarla ve topluluk olarak başka topluluklarla ilişki içinde bulunurlar. Bu anlamda ortaya çıkan alt topluluklara en iyi örnek ailedir. Birey ve topluluklar arasında ortaya çıkan ilişkiler, sosyal ilişkiler olarak isimlendirilir. Sosyal ilişkiler dayanışma ve çatışma şeklinde ortaya çıkabilir. Sosyal ilişkiler ancak belirli kurallar çerçevesinde sürdürülebilir. Aksi takdirde, yani kuralsız bir hayatın varlığı düzensizlik halini ortaya çıkarır ki, bu durum toplumun ve bireyin devamlılığına zarar verir.

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ Toplumlarda düzenin sağlanabilmesi için bir takım kuralların öngörülmesi zorunludur. Bu nedenle ortaya çıkan kurallar sosyal ilişkileri düzen altına alırken kargaşanın ortaya çıkmasını engeller. Bunun için kurallar, toplumda ortaya çıkan sosyal ilişkilerde dayanışmayı güçlendirici ve çatışmayı giderici etki gösterir. Kişilere yetki veren ve ödev yükleyen veya sadece ödev yükleyerek sosyal ilişkileri düzen altına alan bu kurallara toplumsal davranış (sosyal düzen) kuralları denir. Bu kuralların amacı toplum içindeki bireylerin birbirlerine ve topluma, toplumun da bireylere karşı tutum ve davranışlarını düzenlemek, çıkar çatışmaları arasında denge kurmak, böylece toplumsal düzeni sağlamaktır.

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ Kurallar bireylere yapmaları gerekenleri bildirirken (emir), diğer taraftan yapmamaları gerekenleri bildirir (yasak). Kurallar bir taraftan bireylere bazı yetkiler tanırken, diğer taraftan onların özgürlüklerini kısıtlarlar. Bireyin sınırlanması hem bireyin hem toplumun yararına uygundur. Kurallarla ortaya çıkan kısıtlamanın, bireyin diğer bireylerle ve her bir bireyle toplum arasındaki çatışmaları ortadan kaldırması veya en aza indirmesi gerekir. Toplumsal düzen kuralları çıkarların dengelenmesini sağlamalıdır. Burada bireysel çıkarlar ve toplumsal çıkarlar arasında dengenin doğru oluşturulması kuralların başarısıdır. Böylelikle sağlıklı işleyen bir toplum düzeni sağlanmış ve sürdürülmüş olur.

A. TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARININ GEREKLİLİĞİ Hukuk kurallarının diğer toplumsal düzen kurallarıyla birlikte şu amaçları taşıdığı kabul edilmelidir: Toplumsal düzen kuralları toplumsal barışı sağlar. Bireylerin kurallarla sınırlanması güçlünün zayıfı yok etmesini engeller ve sosyal ilişkilerde güven sağlar. Toplumsal düzen kuralları eşitlik sağlar Toplumsal düzen kuralları özgürlük sağlar. Kuralların varlığı, sınırlı ancak sürekli ve güvenli özgürlüğün garantisidir.

B. DİĞER TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI VE HUKUK KURALLARIYLA İLİŞKİSİ Toplumsal davranış kuralları (sosyal düzen kuralları); hukuk, ahlak, din ve görgü kurallarıdır.(örf ve adet) Bu kuralların tümünün amacı toplumsal yaşamın bir düzen içerisinde sürdürülmesini sağlamaktır. Her insan topluluğunda, toplumsal yaşama ilişkin düzenleyici, yasaklayıcı ve izin verici kurallar bulunur. Barış, huzur, güven ortamı içinde toplum düzeni sağlamak üzere toplumu düzenleyen kurallara toplumsal davranış kuralları denir.

1. Ahlak Kuralları Ahlak kuralları "iyi" davranışı belirler ve destekler, buna karşılık “kötü” davranışı yasaklar. Ahlak bir toplumda “iyilik” ve “kötülük” hakkında oluşan değer yargılarına göre yapılması ve yapılmaması gereken davranışlara ilişkin kurallar bütünüdür. Hukuk kuralları "haklı" ve “haksız” kavramlarına dayanır. Hukuk düzeni bazen ahlak kurallarıyla getirilen düzenlemeleri konu alabilir. Örneğin aile bireylerine yardım etmek ahlaken doğru bir davranıştır. Ancak bazı aile bireylerine yardım etmek kanunen zorunlu kılınmıştır. Örneğin, Medeni Kanun m. 364: “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”. bir ahlak kuralından kaynaklanan emir hukuk kuralı olarak şekillendirilmiştir.

1. Ahlak Kuralları Hukuk kuralları toplumda geçerli bulunan ahlak kurallarına aykırı olduğunda, hukuk kuralının sürekli olmasından söz edilemez. Sosyal ilişkileri düzenleme amacını taşıyan hukuk kurallarının belirtilen görevini yerine getirebilmesi için toplumda geçerli bulunan ahlak kurallarıyla çatışma içinde bulunmaması gerekir. Bazen de ahlak kuralı ile hukuk kuralının ters düştüğü görülür. Örneğin; bir kimsenin zamanaşımına uğramış borcunu ödemekten kaçınması hukuka uygun bir davranış ise de ahlaki bir davranış değildir.

Hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasındaki temel farklılıklar: Ahlak kurallarının kapsamı geniştir. Çünkü hukuk kuralları kişinin kendi vicdanına karşı olan kuralları içermez; sadece kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler. Ahlak kuralları; sübjektif ve objektif kurallar olarak ayrılırlar. Sübjektif ahlak kuralları kişinin kendisine karşı yükümlülüklerini (yalan söylememek, kötülüklerden kaçınmak), objektif ahlak kuralları ise kişinin topluma karşı yükümlülüklerini (hırsızlık yapmamak, başkalarına saygı göstermek) ifade eder. Hukuk kuralı niteliği taşıyan ahlak kuralları, objektif ahlak kuralları olarak ortaya çıkar. Ahlak kuralları kişiye sadece yükümlülük yükler, yetki vermez. Hukuk kurallarının bir kısmı yükümlülük yüklerken, diğer bir kısmı yetki verir.

Hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasındaki temel farklılıklar: Ahlak kurallarının yaptırımı iki türlü ortaya çıkar. İlk olarak ahlak kurallarına aykırı davranan kişi vicdan azabı çeker. İkinci olarak toplum o kişi ile ilişkilerini keser, kişiyi ayıplar ve kınar. Böylece ahlak kurallarına aykırılık halinde kişinin iç ve dışında yaptırım uygulanır. Hukuk kurallarına aykırılık halinde yaptırım her zaman dışarıdan, yani devletten gelir. Hukuk kurallarının yaptırımı devlet gücüdür. Ahlak kuralları yazılı olmayan kurallardır. Hukuk kuralları ise örf ve adet kuralları istisna olmak üzere yazılı kurallardır. Ahlak kuralları iyi yi ve güzeli amaçlar. Hukuk kuralları ise adaleti amaçlar. Hukuk kuralları doğru davranmayı ahlak kuralları ise dürüst davranmayı emreder.

2. Din Kuralları Din, insanların Allah ile olan ilişkilerini düzenler. Dinler insanların sadece Allah ile olan ilişkilerini değil, insanlar arasındaki ilişkileri de düzenleyen hükümleri (emir ve yasaklar) içerir. Din kuralları kişiler arasındaki ilişkilerde bazı kurallara uyulmasını istemesi, emretmesi bakımından, hukuk kurallarına benzerlik gösterirler. Din kuralları toplumda belli bir inancı paylaşan insanların belli durumlarda benzer şekilde hareket etmesini sağlayarak toplumsal düzene katkıda bulunurlar. Ceza hukuk kurallarının çoğu aynı zamanda dinen de yasaklanmış insan davranışlarını oluşturmaktadır. Adam öldürmenin ve hırsızlığın yasaklanması buna örnek olarak gösterilebilir. Ancak ortaya çıkan yaptırım farklılık göstermektedir.

2. Din Kuralları Anayasa’da dini inanç özgürlüğüne ilişkin hükümler de bulunmaktadır. Anayasa Madde 24 – “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Eğer bir ülkede dini vecibelere aykırılık halinde devlet yaptırımı öngörülüyorsa, bu din kuralları aynı zamanda hukuk kuralı haline gelmiş demektir. Din kurallarına uymamanın yaşam içinde bir yaptırımı bulunmamaktadır.

Hukuk kuralları ile din kuralları arasındaki temel farklılıklar: Din kuralları, Allah’ın emri olduğu için değişmez kurallardır. Hukuk kuralları ihtiyaçlara bağlı olarak değişen kurallardır. Din kurallarının yaptırımı uhrevidir; Allah korkusudur; cehennem azabıdır. Hâlbuki hukuk kurallarının yaptırımı devlet gücüdür. Din kuralları, bir taraftan uhrevi ilişkileri, diğer taraftan dünyevi ilişkileri düzenler. Hukuk kuralları sadece kişiler arasındaki ilişkilerin bir kısmını düzenler. Din kuralları dünya ve ahiret mutluluğunu hedefler. Hukuk kuralları yalnızca dünya ile ilgilidir. Din kuralları evrensel nitelikte olup vatandaşlık gibi bir ayrım yapmadan bütün insanlara hitap ederken, hukuk kurallarının muhatapları genellikle bu kuralı koyan devletin vatandaşlarıdır. Din kurallarının kaynağı Allah’ın ve peygamberin emirleridir. Hukuk kuralları devletin yetkili organları tarafından konulmakta yani insan iradesine dayanmaktadır.

3. Görgü (Adab-ı Muaşeret) Kuralları Görgü kuralları da toplum hayatında kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen, uyulması gereken kurallardır. Görgü kuralları zaman içinde değişebilir. Görgü kuralları toplumsal yaşamı daha zarif kılan davranış şekilleridir. Görgü kurallarına aykırı bir davranış, sosyal bir baskı ile karşılaşır. Zaman içinde bazı görgü kurallarının hukuk kuralı haline dönüşmesi çok sınırlı da olsa mümkündür (askerlerin selam verme mecburiyeti, devlet protokolü düzenlemesi gibi). Görgü kuralları ile hukuk kurallarının benzer tarafı, her ikisinin de diğer sosyal düzen kurallarında olduğu gibi toplumsal davranışları düzenlemesidir.

Hukuk kuralları ile görgü kuralları arasındaki temel farklılıklar: Görgü kuralları yazılı olmayan kurallardır. Hukuk kuralları yazılıdır. Görgü kuralları insanlara sadece yükümlülük yükleyen kurallardır. Hukuk kuralları kişilere aynı zamanda yetki veren kurallardır. Görgü kurallarının yaptırımı toplumdaki bir takım değer hükümleridir. Hukuk kurallarının yaptırımı devlet gücüdür. Görgü kuralları aynı ülke içinde bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir, hukuk kuralları ise bir ülkede aynı şekilde uygulanır.

4.Örf ve Adet (Gelenek ve Görenek) Kuralları Örf; tanımak bilmek Adet; alışkanlık haline gelmiş davranışları ifade eder. Örf ve adetler, bireyleri belirli şekillerde davranmaya zorlayarak toplumsal hayatı kolaylaştıran, sosyal ilişkileri güçlendiren ve bireyler arasında dayanışma sağlayan alışkanlıklardır. Örf ve adet kuralları görgü kuralları ile iç içedir. Örf ve adet kuralları; toplum içinde uzun zamandan beri tekrarlanan, toplumun kendisine uyulmasını zorunlu saydığı ve devlet desteğine sahip ortak davranış kurallarıdır.

Hukuk kuralları ile Örf ve Adet kuralları arasındaki temel farklılıklar: Hukuk kuralları yetkili organlar tarafından önceden belirlenmiş usullere göre konulurken, örf ve adet kuralları belli bir konuda bireylerin aynı şekilde davranmalarının sonucu olarak doğmaktadır. Hukuk kuralları kuralı koyan ülkede yaşayan insanlar için geçerlidir. Örf ve adet kuralları belli bir toplumsal çevredeki insanlar tarafından uygulanmaktadır. Hukuk kurallarının ihlal edilip edilmediğini belirleyecek ve ihlalin varlığının tespiti halinde öngörülen müeyyideyi uygulayacak kişi ve kurumlar hukuk düzeni tarafından öngörülmüştür. Örf ve adetlere uyulup uyulmadığını denetleyecek olan, kuralın geçerli olduğu toplumsal çevredir. Hukuk kurallarının ihlali halinde müeyyide maddidir. Örf ve adet kuralları için kınama, ayıplama, dışlama gibi müeyyideler söz konusudur.

5.Hukuk Kuralları Hukuk kuralları, toplum halinde yaşayan insanların birbirleriyle ve toplumla ilişkilerini düzenlemek üzere devletin yetkili organları tarafından konulan, uyulması zorunlu ve maddi müeyyideli kurallardır. Hukuk kuralları; Devletin yetkili organları tarafından konulması, Herkesin uymak zorunda olması Uymayanlara devlet eliyle maddi yaptırım uygulanması yönüyle diğer kurallardan ayrılır. Toplumu düzenleyen kuralların ortak amacı: toplumsal düzeni, barışı, huzuru ve adaleti sağlamaktır. Hukuk kuralları ile diğer kuralların çelişmesi halinde hukuk kurallarının önceliği ve üstünlüğü vardır.

5.Hukuk Kuralları Hukuk kurallarının bazılarının temelinde din, ahlak veya görgü kuralları vardır. Hukuk kuralları insan iradesinin bir ürünüdür. Hukuk kuralları maddi bir yaptırıma bağlıdır. Hukuk kuralları diğer kurallarla sürekli bir etkileşim içindedir. Hukuk kurallarını diğer toplumsal kurallardan ayıran en önemli özellik, hukuk kurallarının devlet gücüyle zorlayıcı bir yaptırıma sahip olmasıdır.(maddi yaptırım)

Sosyal Hayatı Düzenleyen Kurallar

A. HUKUKUN TANIMI Hukuk Arapça kökenli bir sözcüktür ve sözlük anlamı “haklar” dır. Hukuk kuralları; toplumsal hayatı düzenleyen ve aykırılık halinde devlet yaptırımına tabi olan yani kamu gücüyle desteklenen kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Hukuk; toplumsal ilişkileri düzenlemek amacıyla devletin yetkili organları tarafından konulan, uyulması zorunlu ve maddi yaptırıma bağlanmış olan kuralların oluşturduğu sistemdir.

B. HUKUKUN ÇEŞİTLİ ANLAMLARI 1. Yürürlükteki Hukuk(pozitif- müspet-olan-dogmatik hukuk) Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan hukuk kurallarının tümüne pozitif hukuk denir. Her devletin pozitif hukuk kuralları birbirinden farklıdır. Yürürlükteki hukukun içeriğine sadece yazılı olan hukuk kuralları, değil; yazılı olmayan hukuk kuralları, mesela örf ve adet hukuku da girer. Yürürlükteki hukuk maddi hukuk ve şekli hukuk olarak ikiye ayrılır. Maddi hukuk uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin maddi yargıyı içerir. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu belirler. Şekli hukuk, uyuşmazlığın çözümünde izlenecek usulü (yargılama usulünü) gösterir.

2. Mevzu Hukuk Mevzu hukuk, bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan hukuk kurallarından sadece yazılı olanlarını kapsar. Mevzu hukuk, yetkili bir makam tarafından konmuş hukuk kurallarının bütünüdür. Kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, uluslararası antlaşmalar, tüzük ve yönetmelikler mevzu hukukun içeriğini oluşturur. Bunlara kısaca mevzuat denilmektedir. Örf ve adet hukuku yazılı hukuk olmadığından mevzu hukuk kavramına dâhil değildir. Mevzuat sözcüğü ile yürürlükte bulunan yazılı hukuk kurallarının tamamı kastedilmektedir.

3. Tabii (İdeal-Doğal) Hukuk Yürürlükte olan hukuku değil, olması gereken hukuku ifade eder. Tabii hukuk ayrıntılarla değil temel meselelerle uğraşır. Tabii hukuk, yürürlükteki hukuku denetleyici, düzeltici ve yol göstericidir. Hukuk kuralları oluşturulurken hedef alınması gereken hukuktur.

4. Hakkaniyet Hukuku Hukuk kurallarının uygulanması sonucu ortaya çıkan ve adalete aykırı olan sonuçların düzeltilmesini amaçlayan hukuktur. İstisnai nitelik taşır ve özellikle hakime tanınan takdir yetkisinde hakkaniyet hukuku önem taşır.

5.Maddi Hukuk-Şekli Hukuk Kişilerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen, kişilerin sahip olduğu hakları ve yüklendiği borçları belirleyen kurallara maddi hukuk denir. Medeni hukuk, borçlar hukuku, ticaret hukuku, ceza hukuku maddi hukukun kapsamında yer alır. Şekli hukuk, uyuşmazlıkların çözümünde izlenecek usulü gösteren kurallardan oluşur. İcra, iflas hukuku, ceza yargılama hukuku, idari yargılama hukuku kuralları şekli hukuka girer.

6.Objektif Hukuk- Subjektif Hukuk Herkese uygulanabilen, genel ve soyut hukuk kurallarının tamamı objektif hukuku oluşturur. Objektif hukuk kurallarının kişilere tanıdığı haklar, yetkiler ve özgürlüklerin tamamına sübjektif hukuk denir.

7.Yazılı Hukuk-Yazılı Olmayan Hukuk Yazılı hukuk, bir ülkede yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak yazılı şekilde yürürlüğe konulan hukuk kurallarıdır. Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik gibi. Yazılı hukuk kurallarına mevzu hukuk veya mevzuat denir. Yazılı olmayan hukuk, belirli bir organ tarafından belirli bir tarihte yürürlüğe konulmayan, ancak toplumda uzun süre uygulanarak benimsenmiş ve böylece kendiliğinden oluşmuş hukuk kurallarını ifade der.(örf ve adet kuralları)

8.Ulusal Hukuk- Uluslararası Hukuk-Evrensel Hukuk Ulusal hukuk; devletin yetkili organları tarafından yürürlüğe konulan ve uyulmaması halinde devlet yaptırımına bağlanan kurallar bütünüdür. Ulusal hukuk, uluslararası hukuk ayrımı kuralların uygulama alanına göre yapılmaktadır. Uluslararası hukuk, uluslararası toplumun üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen kuralların tümünü ifade eder. Hukukun devletten devlete değişmeyen evrensel bir yönü vardır. Devletler ulusal hukuklarını yaparken «hukukun evrensel ilkeleri» veya «hukukun genel ilkeleri» denilen temel prensipleri dikkate almalıdırlar. Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde adalet, kanun önünde eşitlik, güçsüzlerin korunması, insan haklarına saygı gibi.

9.Tarihi Hukuk Belli bir toplumda belli bir süre yürürlükte kalıp uygulandıktan sonra yürürlükten kalkmış olan hukuk kurallarının bütününe tarihi hukuk denir.

HUKUKUN FONKSİYONLARI TOPLUM DÜZENİNİ SAĞLAMAK TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAMAK GÜVENLİK SAĞLAMAK EŞİTLİK SAĞLAMAK (nispi eşitlik mutlak değil) ÖZGÜRLÜK (HÜRRİYET) SAĞLAMAK TOPLUMSAL İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK ADALETİ GERÇEKLEŞTİRMEK

C. HUKUKUN DALLARA AYRILMASI Hukuk kuralları düzenledikleri ilişkiler dikkate alınarak bazı dallara ayrılırlar. Bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalları ve birey ile toplum ve toplumlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalları ayrımı, en belirgin ayrımdır. Bunlardan ilkine özel hukuk, ikincisine kamu hukuku dalları ismi verilmektedir.

1. Kamu Hukuku Kamu hukuku, devletin kuruluşu ve işleyişi ile ilgili hukuk kurallarının bütünüdür. Kamu hukukunun konusu, devletin, diğer kamusal kuruluşların ve memurların görev ve yetkileri, devlet ve diğer kamu kuruluşları arasındaki ilişkiler; devlet ve diğer kamu kuruluşlarının kendi emir ve otoriteleri altındaki kişilerle olan ilişkilerdir. Kamu hukuku kendi içinde, maddi kamu hukuku ve şekli kamu hukuku olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kamu hukuku siyasi etkilere özel hukuktan daha fazla açıktır.

1. Kamu Hukuku Kamu hukuku: devletin bireylerle olan ilişkilerini düzenleyen iç kamu hukukunu ve bir devletin diğer devletlerle ilişkilerini düzenleyen dış kamu hukukunu kapsar. Devlet; insanların toplum yaşamında başvurdukları siyasi bir örgütlenme biçimidir. Devletin, vatandaşlarını ve ülkesini dış tehlikelere karşı korumak, içeride düzeni sağlamak ve bunları gerçekleştirecek kurumları oluşturmak şeklinde sosyal görevleri ve hukuki görevleri vardır. Devletin hukuki fonksiyonları; yasama, yürütme ve yargı dır.

A. Kamu Hukuku ANAYASA HUKUKU İDARE HUKUKU CEZA HUKUKU ULUSLARARASI KAMU HUKUKU MALİ HUKUK YARGILAMA HUKUKU İCRA VE İFLAS HUKUKU

1-ANAYASA HUKUKU Bir devletin niteliği, temel yapısı, yasama, yürütme ve yargı gibi temel organlarının statüsünü ve organların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen ve kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen ve güvence altına alan en üstün nitelikteki hukuk normlarına anayasa denir. Anayasa hukuku ise bu konularla ilgilenen kamu hukuku dalıdır. Türkiye’de anayasal konular esas itibarıyla 1982 Anayasası ile düzenlenmiştir.

1-ANAYASA HUKUKU Anayasa hukuku; devletin dayandığı temel değerleri ve gerçekleştirmek istediği amaçları açıklayan; yasama, yürütme ve yargı gibi devletin temel organlarının kuruluşunu, işleyişini ve bu organlar arasındaki karşılıklı ilişkileri ve devlet karşısında vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen hukuk dalıdır. Anayasa; kamu gücünü, bu gücü kullanacak makamları, bunların fonksiyonlarını, görevlerini ve yetkilerini belirlemektedir.

2-İdare Hukuku İdare hukuku, idarenin kuruluş ve işleyişi ile kişilerin idare ile olan ilişki ve uyuşmazlıklarını ve kamu hizmetlerinin görülmesini konu alan hukuk dalıdır. İdare hukukunun kapsamına; kamu hizmeti, idari işlemler, idari sözleşmeler, kolluk, kamu görevlileri, kamu malları, idarenin sorumluluğu ve idari yargı konuları girmektedir. İdare hukuku; idari kuruluşların yapısını, işleyişini, görevlilerini, görev ve yetkilerini, kişilerle ve birbirleriyle olan ilişkilerini, sorumluluklarını ve idarenin yargısal denetimini içeren hukuk kurallarının bütünüdür.

2-İdare Hukuku İDARE MERKEZİ İDARE(DEVLET İDARESİ) YERİNDEN YÖNETİM -BAŞKENT 1-YER BAKIMINDAN YERİNDEN YÖN. -TAŞRA TEŞKİLATI a. YEREL YÖNETİMLER (il özel idaresi, köy ve belediyeler) 2-HİZMET BAKIMINDAN YERİNDEN YÖN. TRT, TÜBİTAK, ÜNİVERSİTELER, KİT

3- Ceza Hukuku Ceza hukuku, toplumda suç sayılan fiil ve hareketler ile bunlara uygulanacak müeyyideleri (cezaları) düzenleyen hukuk dalıdır. Türkiye’de ceza hukuku esas itibarıyla 2004 tarihli Türk Ceza Kanunu ile düzenlenmiştir. Ceza hukuku kapsamında konular ikiye ayrılarak incelenir. Bunlar genel hükümler ve özel hükümlerdir. Genel hükümlerde kanunilik ilkesi, ceza hukuku kurallarının yer, zaman ve kişi itibarıyla uygulanabilme sorunları, suçun unsurları, hukuka uygunluk nedenleri gibi konular incelenir. Özel hükümler kısmında ise suç tipleri konu edilir. Uluslararası suçlar, kişilere karşı suçlar, topluma karşı suçlar, millete ve devlete karşı suçlar ve son hükümler.

3- Ceza Hukuku Ceza kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Ceza hukukuna yön veren ilkeler; Kanunsuz suç ve ceza olmaz Kusursuz sorumluluk olmaz Ceza sorumluluğunun şahsiliği Kanun-adalet önünde eşitlik

4- Uluslararası Hukuk (devletler umumi hukuku) Bir devletin diğer devlet yada devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Uluslararası hukukun kaynaklarını anlaşmalar, uluslararası gelenek kuralları, teamüller gibi hukukun genel ilkeleri oluşturmaktadır. Bütün devletlerin öteki devletlerde bir elçisi ve yeterli sayıda konsolosu bulunur. Elçiler bulundukları ülkede kendi devletlerini temsil ederler. Konsoloslar; görev yaptıkları ülkede yaşayan kendi vatandaşlarının ekonomik, ticari, idari ve benzeri sorunlarıyla ilgili olarak onlara yardım ederler.

5- Mali Hukuk Devletin mali etkinliklerini (gelir ve giderlerini) düzenleyen kuralların tümüne mali hukuk denilmektedir. Mali hukuk içinde en önemli yeri vergi hukuku tutmaktadır. Mali hukuk temel esaslarını Anayasadan alır. Anayasada belirtildiği üzere herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi hukukunun dayandığı temel ilkeler kanunilik, genellik ve eşitliktir. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. A-Vergi hukuku B-Bütçe hukuku

5- Mali Hukuk Mali hukuk; kamu gelirleri, kamu giderleri ve kamu borçlarından oluşur. Kamu gelirleri; devletin ve diğer kamu kuruluşlarının gelir sağlamak için elde ettikleri ekonomik değerlerden oluşur. Kamu giderleri; kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için kamu kuruluşlarının bütçelerinden yapmaları gereken harcamalardır. Kamu borçları; devletin vergi gelirleri dışında, geçici nitelikteki gelir kaynağını ifade eder.

5- Mali Hukuk Vergi; kamu giderlerini karşılamak amacıyla devletin, tek taraflı ve egemenliğinin sonuçlarından biri olan vergilendirme yetkisine dayanarak kişilerin gelir, gider ve malları üzerinden aldığı ekonomik değerlerdir. Vergi; kişilerin devlete yaptıkları karşılıksız ve zorunlu bir ödemedir. Vergi hukuku; kişilerle devlet arasında vergi ilişkisinden doğan vergi ödevinin, niteliği, doğması ve tahsili gibi hususları düzenleyen kurallar bütünüdür.

6- Yargılama Hukuku Yargılama hukuku içinde mahkemelerin yargı görevini yerine getirirken uyguladıkları yol ve yöntemlerle ilgili hukuk kuralları yer almaktadır. Yargı organlarına ne şekilde başvurulacağı, tarafların yargılama aşamasındaki hak ve yükümlülükleri, ispat faaliyeti, bir karara varılması ve bu kararın açıklanması, söz konusu karara karşı bir üst yargı organına başvuruda bulunulup bulunulamayacağı yargılama hukukunun kapsamını oluşturmaktadır.

7- İcra ve İflas Hukuku (cebri icra hukuku) Borçlunun borcunu kamu gücü zorlamasıyla yerine getirmesidir. Alacaklı, borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçluya karşı haciz yoluna ya da borçlu tacir ise iflas yoluna başvuracaktır. Başvuru devletin icra veya iflas dairesine yapılır. Haciz yolunda (cüz’i icra) borçlunun alacaklının alacağına yetecek miktardaki malvarlığına el konulur. İflasta (külli icra) ise borçlunun tüm malvarlığına el konularak yalnızca iflas yoluna başvurmuş alacaklının alacağının değil bilinen bütün alacaklıların alacağının tahsil edilmesi sağlanır.

B. Özel Hukuk Kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler. Kamu hukukundan farklı olarak, hukuki ilişkiye dâhil olan taraflar birbirlerine karşı eşit durumdadırlar ve hukuki ilişkinin içeriğini serbest iradeleriyle belirleyebilirler. 1-medeni hukuk, 2-borçlar hukuku, 3-ticaret hukuku, 4-devletler özel hukuku

1. Medeni Hukuk Özel hukukun en geniş ve önemli dalıdır. Medeni hukuk kişi, aile, miras, eşya ve borç ilişkilerini düzenler. Medeni hukuk, kişiliğin başlangıcından başlayarak kişiliğin sona erdiği ölümüne kadar ticari ilişkiler hariç olmak üzere bütün özel hukuk ilişkilerini içine alan geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Türkiye’de medeni hukukun temel kaynağı 2002 tarihli Türk Medeni Kanunu’dur. Medeni Kanun dört kısımdan oluşmaktadır: Kişiler Hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukukudur. Medeni hukukun bir diğer konusunu oluşturan borç ilişkileri kısmı ise ayrı bir kanunda, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.

1. Medeni Hukuk Medeni hukuk; toplum halinde yaşayan insanların şahsi hallerini, aile ilişkilerini, malvarlıklarının ölümlerinden sonraki akıbetini, eşyalar üzerindeki sahiplik ve egemenlik ilişkilerini ve borç alacak ilişkilerini düzenleyen özel hukuk dalıdır. Medeni hukuk kuralları, kişilerin doğum öncesi hallerinden başlayarak yaşamları boyunca ortaya çıkan her türlü toplumsal ilişkilerini düzenlediği gibi, bazı konularda ölümden sonra da onlarla ilgisini sürdürür.

1. Medeni Hukuk Medeni Kanunun ilk kısmı kişiler hukukuna tahsis edilmiştir. Burada medeni hukukun temel kuralları yer almaktadır. Kişiliğin başlangıcı, kişilerin ehliyeti (hak ve fiil ehliyeti), hısımlık, yerleşim yeri (ikametgah), ad, kişiliğin korunması ve kişiliğin sona ermesi, kişisel durumların kişisel durum siciline kaydedilmesi gibi konular düzenlenmektedir. Kişiler hukuku gerçek kişileri ve özel hukuk tüzel kişilerinden dernekleri ve vakıfları kapsamaktadır.

1. Medeni Hukuk İkinci kısım aile hukukudur. Ailenin kurulmasına ilk adım olan nişanlanma ve sonuçları, evlilik sözleşmesi, ailede karı kocanın hak ve yükümlülükleri, evliliğin sona ermesi (ayrılık, boşanma, evliliğin feshi vs.) ve sonuçları, ana, baba ve çocuklar arasındaki bağı ifade eden soybağı (nesep), evlilikte mal rejimleri aile hukukunun konuları arasında yer almaktadır.

1. Medeni Hukuk Üçüncü kısım miras hukukudur. Miras hukukunda ölen kişinin hayattayken sahip olduğu malvarlığı değerlerinin yada borçlarının kim/kimlere kalacağı düzenlenmiştir. Dördüncü kısım eşya hukukudur. Kişilerin taşınır ya da taşınmaz mallar üzerindeki hakları eşya hukukunun konusudur. Eşya üzerindeki haklar mülkiyet ya da sınırlı ayni haklardır. Mülkiyet, eşyadan yararlanma, kullanma ve üzerinde tasarrufta bulunma bakımından en geniş yetkiler veren mutlak bir ayni haktır. İrtifak veya rehin hakları ise sınırlı ayni hak olarak nitelendirilirler ve bunlar da yine eşya hukukunun diğer konuları arasında yer almaktadır.

2. Borçlar Hukuku Borçlar hukuku, kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Borçlar hukuku medeni hukukun bir bölümüdür. Ancak borçlar hukuku ayrı bir kanunda düzenlenmiştir. Temmuz 2012’den itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) yürürlüğe girmiştir. TBK, genel hükümler ve özel hükümler olmak üzere iki kısımdan oluşur. Genel kısımda kişiler arasında borç ilişkisinin doğması, kaynakları (sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme), hükümleri ve sonuçları ve borç ilişkisinin sona ermesi konuları yer alır. Özel kısımda ise kişiler arasında borç doğuran ve en sık rastlanan özel borç ilişkilerine yer verilmiştir. Bunlar satım sözleşmesi, kira sözleşmesi, bağışlama sözleşmesi, eser sözleşmesi, vekalet sözleşmesi, yayım sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, adi şirket sözleşmesi gibi

3. Ticaret Hukuku Kişiler arasındaki ticari ilişkiler ticaret hukukunda düzenlenmektedir. Ticaret hukukumuz ayrı bir kanuna, Türk Ticaret Kanunu’na sahip olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun bir parçası sayılmaktadır. Ticaret hukuku çok dinamik ve gelişmeye ve genişlemeye uygun bir hukuk disiplinidir. Bu nedenle ticaret hukuku temel kanun olan Türk Ticaret Kanunu’yla düzenlenmekle birlikte pek çok sayıda özel kanun da mevcuttur. Örneğin Sermaye Piyasası Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Faiz Kanunu, Ticari İşletme Rehni Kanunu gibi. 2012 Temmuz’unda yeni Türk Ticaret Kanunumuz yürürlüğe girinceye kadar 1926 ve 1957 tarihli Ticaret Kanunu geçerli olmuştur.

3. Ticaret Hukuku 2012 tarihli yeni TTK altı kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısım ticari işletme kitabıdır. Burada ticari işletme, ticari iş, ticari hüküm ve ticari yargı, tacir, tacir olmanın sonuçları, tacir yardımcıları, ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, ticari defterler ve cari hesap konuları düzenlenir. İkinci kısım şirketler hukuku kitabıdır. Burada ticaret şirketleri hakkında genel hükümler, kollektif şirketler, komandit şirketler, anonim şirketler, limited şirketler ve kooperatifler yer almaktadır. Kooperatifler ayrıca Kooperatifler Kanunu’yla da düzenlenmiştir.

3. Ticaret Hukuku Üçüncü kısım kıymetli evrak hukukudur. Kıymetli evrak hukukuyla ilgili genel hükümlere ve ağırlıklı olarak kambiyo senetlerine yani poliçe, bono ve çeke yer verilmiştir. Çek konusu ayrıca Çek Kanunu’yla da düzenlenmiştir. Dördüncü kısım taşıma hukukudur. Karayolu üzerinden yük ve yolcu taşınması, taşıma işleri komisyoncusu konuları yer almaktadır. Beşinci kısım deniz ticareti hukukudur. Ticari anlamda gemi, bağlama limanı, bayrak çekme hakkı, donatan, kaptan, deniz yoluyla yük ve yolcu taşımacılığı, deniz cebri icra hukuku vs. konuları düzenlenmektedir. Altıncı kısım ise özel sigorta hukukudur. İlk önce özel sigorta sözleşmeleri hakkında genel hükümlere yer verilmiş ve daha sonra mal ve can sigortalarıyla ilgili çeşitli özel hükümler düzenlenmiştir.

4. Devletler Özel Hukuku (milletlerarası özel hukuk) Bu hukuk dalının konusu yabancılık unsuru içeren özel hukuk ilişki ve uyuşmazlıklarına hangi ülkenin hukuk kurallarının uygulanacağının ve hangi ülkenin mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlenmesidir. Örneğin, Türkiye’de tatilde bulunan iki Fransız vatandaşının Antalya Asliye Hukuk Mahkemesinde açacağı bir boşanma davasında Fransız ya da Türk hukukunun uygulanacağının belirlenmesi ya da bir Türk işadamı ile bir Amerikalı işadamı arasında yapılan bir satım sözleşmesiyle ilgili uyuşmazlığa Amerikan ya da Türk Hukukunun uygulanacağının ve yetkili mahkemenin saptanması devletler özel hukukunun konusudur.

4. Devletler Özel Hukuku (milletlerarası özel hukuk) Devletler özel hukuku özde bu türden konularla ilgilenmekle birlikte dört bölümde incelenir. Bunlar, vatandaşlık hukuku, yabancılar hukuku, kanunlar çatışması ve milletlerarası usul hukukudur. Türkiye’de devletler özel hukukunun temel kaynağı 2007 tarihli Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’dur. Yabancılar ve vatandaşlık hukuku ile ilgili özel yasalar da mevcuttur.

3. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Arasında Kalan (Karma) Hukuk Dalları Bazı hukuk dalları, hem özel hukuka ham kamu hukukuna ilişkin hükümler içerirler. fikri mülkiyet hukuku, hava hukuku, iş hukuku, bankacılık hukuku, toprak hukuku, çevre hukuku, sağlık hukuku, spor hukuku ve bilişim hukuku örnek olarak gösterilebilir.

a. İş Hukuku İş hukuku hizmet ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. İş hukuku özellikle işçilerin hukuksal durumlarının düzenlenmesi ve işverenlere karşı korunması ihtiyacından doğmuştur. İş hukuku işçi ve işverenlerin devletle olan ilişkilerini de düzenler. Toplu iş sözleşmesi, sendika, grev, lokavt gibi önemli konular iş hukukunun konuları arasında yer almaktadır. İş hukukunun bir diğer yönü de sosyal güvenlik hukukudur. Kişiler hayatı boyunca işsizlik, hastalık, kaza, yaşlılık ve ölüm gibi çeşitli risklerle karşı karşıyadır. Sosyal güvenlik denilen sistem kişilerin geçici veya daimi gelir kaybına uğramaları ihtimaline karşı önceden önlem almaya yönelik bir fondur.

a. İş Hukuku 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlenmektedir. İş hukukunun temel amacı; işçi ve işveren ilişkilerinin düzenlenmesi ve işverenin karşısında ekonomik ve sosyal açıdan güçsüz durumda olan işçinin korunmasıdır.

İş Hukukunun Temel Kavramları İşçi: bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişidir. İşçi: iş sözleşmesiyle işverenin emir ve talimatı altında, ücret karşılığında çalışma borcu altına giren gerçek kişidir. İşveren; işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzelkişiliği olmayan kurum ve kuruluşlardır. İşyeri; işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birimdir. Sendika; işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir iş kolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.

İş Hukukunun Temel Kavramları Toplu iş sözleşmesi; iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmedir. Grev; işçilerin topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarıdır. Lokavt; işyerinde faaliyetin tamamen durmasına neden olacak tarzda, işveren veya işveren vekili tarafından kendi kararıyla veya bir kuruluşun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasına denir.

b. Fikri Mülkiyet Hukuku Fikri mülkiyet hukuku insanların zihinsel aktiviteleri neticesinde ortaya çıkardıkları yapıtlar veya buluşlarla ilgilenir. Bilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar, sinema ve benzeri eserler üzerindeki haklar fikri mülkiyet hukukunun konusudur. Marka, patent (buluşçu hakkı), tasarım, sınai (endüstriyel) haklar olarak fikri mülkiyet koruması altındadır. Temel kaynağı 5864 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunudur. Bilimsel eserler ve sanat eserleri üzerinde sahibinin hakkına telif hakkı denir. Telif hakkı sahibinin rızası dışında fikir ve sanat eserlerinin taklit edilmesi, çoğaltılması, yayınlanması ve kullanılması hem hukuki hem de cezai sorumluluğu gerektirir.

c. Bankacılık Hukuku Bankacılık hukukunda banka ve müşterisi arasındaki mevduat ve kredi ilişkileri düzenlenmektedir. Tasarruf sahiplerinin korunması amacıyla bankacılık alanına da emredici kurallar (kamu hukuku kuralları) konulduğu için bugün banka hukuku karma bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının en önemli kaynağı Bankacılık Kanunu’dur. Bankacılık yapan şirketler ile bu şirketlerin hukuksal işlemleri banka hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Bankaların kuruluşu ile mevduat kabul etme ve bankacılık işlemleri yapmaları izne tabidir. Banka hukukunun ana kaynağı; 5411 sayılı Bankacılık Kanunudur. TC Merkez Bankası Kanunu, sermaye Piyasası Kanunu, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, Özel finans kurumları ile ilgili düzenlemeler vb.

d. Hava Hukuku Hava hukuku; havacılık faaliyetlerinin ortaya çıkardığı hukuki ilişkileri düzenlemek için konulmuş hukuk kurallarını inceler. Yük ve eşya taşımasında hava yolu kullanımının artmasına bağlı olarak ortaya çıkmış ve kendine has kuralları oluşmuştur. Bir yönüyle devletlerin hava sahası üzerinde egemenliğini konu alması sebebiyle kamu hukuku özelliği gösterirken, taşıma hukukunun kişiler arasında özel hukuk ilişkisi doğurması sebebiyle karma hukuk dalı olarak kabul edilmektedir. Hava ulaşımı, hava yoluyla taşımacılık, telsiz telgraf, radyo ve televizyon gibi her türlü iletişim ve haberleşme yöntemleri ile meteorolojik faaliyetler hava hukukunun konularındandır. İç hukukumuzda 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu hava hukukunun temel kaynağını oluşturur. Bu alanda ortaya çıkan bir alt dal ise uzay hukukudur.

e. Çevre Hukuku Gelişen sanayileşme ile ortaya çıkan çevre kirliliği, çevrenin korunmasını amaçlayan ayrı bir hukuk dalının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Çevre hukuku ile temel düzenleme 1983 tarihli Çevre Kanunu’dur. Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır. Kıyı Kanunu, Orman Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Milli Parklar Kanunu çevre hukukunu düzenleyen diğer yasalardır. Çevre mevzuatı ile çevre kirlenmesine yol açanların ve çevreye zarar verenlerin sorumluluğu ve bunlara karşı yaptırım uygulanması sağlanmıştır. Çevre mevzuatının temel amacı doğal kaynakların doğru kullanılmasını ve çevrenin korunmasını sağlamak, toprak, su ve hava kirliliğini önlemektir.

f. Spor Hukuku Spor hukuk özel hukuk yönüyle, spor müsabakalarının ve yarışmaların düzenlenmesine, sporcuların kulüplerle ilişkilerine, kulüplerin birbiri ile ilişkilerine dair sorunlara çözümler üretecektir. Diğer taraftan sporcuların sosyal güvenlik ve çalışma hayatına ilişkin sorunları, sporda şiddetin önlenmesi, doping ile mücadele gibi devlet müdahalesini gerektiren sorunlar bakımından emredici nitelikte kamu hukuku kurallarını da bünyesinde barındırmaktadır.

f. Sağlık Hukuku Toplumun sağlık ihtiyacının giderilmesi aşamasında ortaya çıkan ilişkilerin düzenlendiği hukuk dalına sağlık hukuku adı verilmektedir. Sağlık hizmetini sunan gerçek veya tüzel kişiler, hizmeti sunan kişileri denetlemekle görevli devlet ile hastalar arasında  hizmetin sunumunda ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıklar bu hukuk dalının konusunu oluşturmaktadır. Temel ilişki, hekim (doktor) ve hasta arasındaki tedavi ilişkisidir. Hekimin kusuru ile hastanın haklarını ihlal etmesi halinde cezalandırılması da, ceza hukuku kapsamında düzenleme altına alınmıştır. Sağlık hukukuna ilişkin temel kanun Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun’dur. Uluslararası alanda ülkemizin de taraf olduğu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Anayasası, sağlık hukukuna ilişkin kurallar içermektedir.

g. Bilişim Hukuku Bilişim hukukunun konusu bilgidir. Bilginin oluşumu, saklanması, işlenmesi, nakledilmesi ve korunması bu kapsamda değerlendirilir. Programlama hizmetleri, programların korunması, bilgi işlenmesine ilişkin sözleşmeler, bilginin korunması ve bilginin paylaşılmasının sağlanması (internet hizmetleri) gibi sorunlar açısından özel hukuk niteliği gösterir. Bilişim suçları açısından ceza hukuku ile bağlantılıdır ve kamu hukuku kurallarının uygulanmasına yol açar.

Kamu-Özel hukuk ayrımının önemi İlişkileri düzenleyen hukuk kurallarının bir isim altında toplanması uygulamalarda kolaylık sağlar. Devletin bireyle ve diğer devletlerle ilişkilerinin yürütülmesinde kolaylık sağlanır. Uyuşmazlıkları çözecek makamı belirleme açısından önemlidir. Hukuk kurallarının yorumu bakımından ayrım önemlidir.

Kamu Özel Hukuk Ayrımının Ölçütleri Menfaat (yarar) ölçütü: hukuk kuralı kamu menfaatini koruma amacıyla konulmuşsa kamu hukuku, özel menfaatleri koruma amacıyla konulmuşsa özel hukuka dâhildir. Yöneten-yönetilen kıstasına göre, hukuki ilişkinin bir tarafında yönetenler diğer tarafında yönetilenler varsa kamu hukuku ilişkisi vardır. Egemenlik yetkisi kıstasına göre, devlet bir ilişkiye egemenlik yetkisini kullanarak katılıyorsa kamu hukuku, eşit olarak katılıyorsa özel hukuk kuralı vardır.

HUKUK KURALLARININ UNSURLARI Her hukuk kuralında konu, irade-emir ve yaptırım olmak üzere üç temel unsur bulunur. A. KONU: Konu hukuk kuralının düzenleme altına aldığı kişi ilişkileri ve bu ilişkilere ait eylemler ve işlemlerdir. Hukukun konusu çoğunlukla insan eylem ve irade açıklamaları olmakla birlikte, istisnai olarak bazı doğa olaylarının da hukuk kurallarının konusunu oluşturduğu görülmektedir. Bunun en tipik örneği ölümdür.

HUKUK KURALLARININ UNSURLARI B. İRADE – EMİR: Emir veya irade kişiye verilen emri, yükümlülüğü göstermektedir. Hukuk kuralının yapılmasını emrettiği veya yasakladığı husus, hukuk kuralının emir unsurunu oluşturmaktadır. Emir unsuru bulunmayan bir kural, hukuk kuralı olarak tanımlanamaz. C. YAPTIRIM: Emre aykırılık halinde ortaya çıkacak olan ve devlet tarafından desteklenen yaptırımdır. Hukuk kuralları toplum içindeki kişi davranışlarını düzenleyen ve uyulması devlet gücü ile (yaptırım, müeyyide) sağlanmış bulunan toplumsal düzen kurallarına verilen isimdir. Hukuk kurallarını diğer toplumsal düzen kurallarından ayıran en önemli özellik, hukuk kurallarına aykırılık halinde devlet yaptırımının ortaya çıkmasıdır.

HUKUK KURALLARININ ÖZELLİKLERİ A. HUKUK KURALLARI DÜZENLEYİCİ NİTELİK TAŞIR VE DEĞER YARGISINA DAYANIR B. HUKUK KURALLARI, SOYUT, GENEL, SÜREKLİ KURALLARDIR C.HUKUK KURALI BİR YAPTIRIMA DAYALIDIR NORMATİF OLMAK İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEMEK İNSAN İRADESİNİN ÜRÜNÜ OLMAK UYULMASININ ZORUNLU OLMASI

A. HUKUK KURALLARI DÜZENLEYİCİ NİTELİK TAŞIR VE DEĞER YARGISINA DAYANIR Hukuk kuralları, sosyal ilişkileri düzenler ve buyurucu nitelik taşır. Hukuk kuralları toplumda genel geçerli bulunan ahlak kurallarıyla çatışmamalıdır. Çatışmayı engelleyen, hukuk kurallarının bir değer yargısına dayanmalarıdır.

B. HUKUK KURALLARI, SOYUT, GENEL, SÜREKLİ KURALLARDIR Hukuk kurallarının soyut olması, bir hukuk kuralının belli tek bir olaya değil, aynı özelliği gösteren bütün olaylara uygulanmasıdır. Hukuk kurallarının genel olması, bir hukuk kuralının, aynı durumda bulunan, bütün kişilere uygulanmasıdır. Genellik ve eşitlik; aranan şartları taşıyanlar arasında ayırım yapılmaması demektir. Hukuk kurallarının sürekli olması, bir hukuk kuralının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kaldırılıncaya kadar uygulanmasıdır. Hukuk kuralları yazılı kurallardır.

C.HUKUK KURALI BİR YAPTIRIMA DAYALIDIR Yaptırım, bir hukuk kuralına uyulmadığı takdirde devlet gücünün kişiyi o hukuk kuralına uymaya zorlamasıdır. Hukuk düzeni kuralları oluştururken bunlara aykırılık halinde ortaya çıkan yaptırımı da düzenleme altına alır. Yaptırım bireye karşı cebren uygulanır. Cebir unsuruna yaptırımın maddi yönü adı verilir. Hukuk kurallarına ilişkin yaptırım, bireyler üzerinde bir tehdit yaratır. Bu tehdit kuralın içinde yer alan yaptırımın uygulanma ihtimalidir. Buna yaptırımın manevi yönü de denmektedir Yaptırım, bir hukuk kuralını, diğer sosyal düzen kurallarından ayıran en önemli farktır.

MÜEYYİDE (YAPTIRIM) Hukukun kişileri emirlerine uygun davranmasını sağlayan zorlama araçlarına müeyyide denir. Müeyyide; hukuk kuralına aykırı davranılması halinde gösterilen toplumsal tepki veya hukuk kuralının ihlaline tepki olarak gösterilen ve hukuk düzeni tarafından öngörülen cebir şeklinde tanımlanabilir. Müeyyidenin biri maddi, diğeri manevi olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Müeyyidenin maddi yönüne cebir, manevi yönüne ise tehdit denilir. Cebir; devletin koyduğu kuralı ihlal edene karşı maddi bir zorlamayla tepki göstermesidir. Tehdit ise, müeyyidenin caydırıcılığı ile ilgilidir. Hukuka aykırı davranıştan önce bu davranışı önlemeye çalışır.

Yaptırımın Tarihsel Gelişimi KİŞİSEL ÖC KISAS UZLAŞMA DEVLET YAPTIRIMI

Yaptırımın Tarihsel Gelişimi Yaptırımın ilk görünüşü kişisel öç almadır. Burada haksızlığa uğrayan birey, kendisine haksızlıkta bulunana karşı cezalandırma yoluna gidiyor ve toplum haksızlığa uğrayanın bu davranışına hoşgörü gösteriyordu. Tarihte ortaya çıkan ikinci yaptırım türü kısas’tır. Bu yaptırım haksızlık yapanın aynı şekilde cezalandırılması esasına dayanmaktadır. Göze göz, dişe diş bu sistemi özetleyen bir sözdür. zarar verenin zarar görenle uzlaşmasına olanak tanıyan uzlaşma sisteminde, zarar görene diyet ve fidye gibi isimler altında bir ödeme yapılmasının önü açılmıştır. Ülkemizde kan parası olarak isimlendirilen uygulama bu dönemin ürünüdür.

Yaptırımın Tarihsel Gelişimi Bu gün geçerli olan yaptırımın devlet tarafından uygulanmasına ilişkin ilke, haksızlığa uğrayan bireyin hakkını kendi kendine almasını engellemektedir. Buna göre haksızlığa uğrayan devletin ilgili organlarına (mahkemeler) başvurmalı ve buradan alacağı karara göre haksızlıkta bulunan cezalandırılmalı veya borcunu yerine getirmeye devlet gücü tarafından zorlanmalıdır.

Yaptırım Çeşitleri Özel hukuk karakteri gösterenler: Cebri icra, mükellefiyetini yerine getirmeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla zorla borcunu yerine getirmeye mecbur ettirilmesidir. Cebri icra devlete bağlı İcra ve İflas İdareleri tarafından uygulanan bir yaptırımdır. Borç doğuran ilişkilerde yükümlülüklerini yerine getirmeyen kimselere karşı devletin yetkili kıldığı makam ve kişiler tarafından uygulanan ve borcun yerine getirilmesini sağlayan tedbirlerin tümü cebri icradır. Örneğin; bir alım satım sözleşmesinde, aldığı malın bedelini ödemeyen borçlu devletin yetkili kıldığı icra dairesince alacaklının başvurusu üzerine gerçekleştirilecek icra takibi sonunda ödemeye zorlanacaktır. Gerekirse, alacağı karşılamaya yetecek kadar olmak kaydıyla borçlunun malları üzerinde haciz işlemi gerçekleştirilecektir.

Yaptırım Çeşitleri Özel hukuk karakteri gösterenler: Tazminat, bir kimsenin, bir hukuk kuralına (haksız fiil) veya yaptığı sözleşmeye aykırı davranması (sözleşmeye aykırılık) sonucunda doğumuna sebebiyet verdiği zararı ödeme yükümüdür. Tazminatın amacı; hukuka aykırı davranışın sonuçlarının ortadan kaldırılarak, bu davranıştan önceki durumun mümkün olduğu kadar yeniden kurulmasını sağlamaktır. Tazminat; haksız bir fiilin karşılığı olabileceği gibi, sözleşme şartlarına uymamanın sonucu da olabilir.

TAZMİNAT Ortada bir zarar bulunmadıkça bir kimsenin hukuka aykırı davranışı nedeniyle tazminat müeyyidesine çarptırılması mümkün değildir. Zarar; mal varlığında irade dışında meydana gelen eksilmedir. (maddi zarar) Kişilik haklarının ihlal edilmesi, bir kimsenin iç rahatının bozulması veya manevi varlığının zedelenmesi şeklinde ortaya çıkan zarara ise manevi zarar denir.

TAZMİNAT Sözleşmeye aykırı davranıştan kaynaklanan zararın tazmini gerekir. (A), (B)’den bir ticari araç satın almış ve aracın teslim gününü dikkate alarak üçüncü kişilerle iş bağlantısı yapmıştır. Ancak, (B)’ nin kusurlu hareketleri nedeniyle ticari araç sözleşmede kararlaştırılan günde teslim edilememiştir. Bu arada (A) anlaşma yaptığı müşterilerine karşı sözünü yerine getirememiş, onlara tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Burada, (B) kusurlu olduğu için (A)’ nın geç ifa nedeniyle uğramış olduğu zararları karşılamakla yükümlüdür.

Yaptırım Çeşitleri Özel hukuk karakteri gösterenler: Geçersizlik (hükümsüzlük); hukuki bir işlemin kanun koyucunun aradığı şartlardan birinin eksikliği nedeniyle sonuçlarını ve hükümlerini doğurmamasıdır. Bazı hukuki işlemler çeşitli sebeplerle sakat olabilir ve tarafların istediği hukuki sonuç, bu sakatlık sebebiyle hukuk düzeni tarafından geçerli kabul edilmez.

Geçersizlik (hükümsüzlük) A-Yokluk; bir hukuki işlemin kanunun öngördüğü zorunlu unsurlardan en az birinin eksik kalması nedeniyle bu işlemin oluşmamış sayılmasıdır. Kurucu unsurlarından biri eksik olan işlem, hukuken doğmamış, hiç ortaya çıkmamış sayılır. Örneğin; evlilik sözleşmesinin belediye başkanı veya onun görevlendirdiği memur yerine, mahalle muhtarı tarafından yapılması evlilik sözleşmesini yoklukla maluldür. B-Butlan: hukuki işlemin kurucu unsurları şeklen bulunmakla birlikte bunlardan bazı eksikliklerden dolayı ortaya çıkan sakatlığa denir. Örneğin; işlemin yazılı şekilde yapılması gerekirken sözlü şekilde yapılması gibi. 1-Mutlak Butlan 2- Nispi Butlan

Yaptırım Çeşitleri Kamu hukuk karakteri gösterenler: Ceza; hukuk kuralına aykırı davranışların bir kısmı suç sayılır. Bu davranışın yaptırımı kişilerin cezalandırılmasıdır. Cezalar suçun ağırlığına göre türlere ayrılır. Ceza Kanununa göre suçun karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar ceza ve güvenlik tedbiridir. Zoralım, suç işlenmesiyle ilişkisi olan eşyanın, suç işlenmesinde kullanılan yada bu amaçla hazırlanan veya suçtan dolayı ortaya çıkan suç ürünü olan eşyanın mahkeme kararıyla devlet hazinesine mal edilmesidir.

Yaptırım Çeşitleri Kamu hukuk karakteri gösterenler: İdari işlemlerin iptali ve tazminat, hukuk kurallarına aykırı olarak yapılmış bir idari işlem, bu yüzden menfaatleri zedelenen kişilerin talep etmesiyle görevli yargı makamlarınca ortadan kaldırılır.

NORMATİF OLMAK Hukuk kuralları kişi ve toplum ilişkilerinde olması gereken davranış normlarıdır. Normatiflik; bir şeyi emretmeyi, yasaklamayı, izin vermeyi, yetkilendirmeyi veya hak tanımayı ifade eder. Sınavlarda kopya çekmeyi yasaklayan kurallar yasaklayıcı, derslerin belirli bir miktarına devam zorunluluğu getiren kurallar emredici, not ortalaması yüksek olan öğrencilere başka yükseköğretim programına yatay veya dikey geçiş hakkı veren kurallar izin veren, geçerli mazareti sebebiyle sınava giremeyen öğrenciye mazaret sınavı hakkı veren kurallar yetki ve hak veren normlara örnektir.

HUKUK KURALLARININ ÖZELLİKLERİ İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEMEK; hukuk kuralları yalnızca kişilere yönelik emir ve yasaklar içerir. Hukuk kurallarının muhatabı her zaman kişilerdir. İNSAN İRADESİNİN ÜRÜNÜ OLMAK; hangi davranış şekillerinin hukuk kuralı olarak kabul edileceği her zaman bir irade tarafından belirlenir. Bu irade belirli bir kişinin iradesi olabileceği gibi meclis veya kurul gibi belli bir otoritenin iradesi de olabilir. Ancak bu otoritenin hukuk düzenine göre kural koymaya yetkili olması gerekir.

HUKUK KURALLARININ ÖZELLİKLERİ UYULMASININ ZORUNLU OLMASI; hukuk kuralları yürürlükte olduğu süre içinde aynı durumdaki herkese ve her olaya uygulanır. Hukuk kurallarına bunları koyan kişilerde dahil olmak üzere herkes uymak zorundadır. Emredici hukuk kurallarına uyulmadığı takdirde geçersizlik, iptal, cebri icra, tazminat ve ceza verme gibi yaptırımlar uygulanır.

HUKUK SİSTEMLERİ Farklı dil, inanış, yaşayış tarzı ve değer yargıları farklılığı sebebiyle her toplumun ayrı bir kurallar bütünü bulunur. Hukuk kurallarının farklı toplumlarda farklı ortaya çıkışı çok daha belirgindir. Farklı devletler farklı hukuk sistemleri olarak ortaya çıkar. Bu farklılıklara rağmen, devletlerin hukuk sistemleri bazı benzerliklere bağlı olarak sınıflandırılmaktadırlar. Genel olarak değerlendirildiğinde dünya üzerinde dört farklı hukuk sisteminin bulunduğu görülür. Bunlar Roma hukukunu temel alan sistem, İslam hukukunu esas alan sistem, common law olarak isimlendirilen İngiliz–Amerikan sistemi ve son olarak Sosyalist sistemdir.

A. İSLAM HUKUKU SİSTEMİ İslam dininin esaslarına dayanan hukuk sistemidir. Bu sistem İslam inancını benimsemiş ve bu inancı devlet idaresinde de uygulayan devletlerin oluşturduğu bir sistemdir. Bu hukuk sisteminin kaynağı, kutsal kitap Kuran’dır. Hazreti Peygamber’in söz ve davranışlarını oluşturan Hadis veya Sünnet ile İslam bilginlerinin üzerinde birleştiği hususları kapsayan Kıyas veya İçtihat da bu sistemin kaynakları arasındadır. İslam hukuku değişmez bir hukuk sistemi karakteri kazanmıştır. İslam hukukunun Türk Hukuk Tarihi bakımından önemi, Osmanlı döneminde bu hukuk sisteminin kabul edilmiş olmasıdır.

B. ROMA (KARA AVRUPASI) HUKUK SİSTEMİ Kara Avrupa’sı ülkelerinde uygulanan hukuk sistemidir. Türk hukuku da bu hukuk sistemine dahil olmuştur. Özel hukuk–Kamu hukuku ayrımı bu sistemin bir eseridir. Roma hukukunun başlıca özellikleri: Hukuk kamu hukuku ve özel hukuk şeklinde iki ana gruba ayrılır. Birçok devlet tarafından kolayca benimsenmiştir. Hukuk kurallarının yazılı şekilde belirlenmesi esastır. Özel hukuka ilişkin kurallar daha ayrıntılı ve yerleşiktir.

C. COMMON LAW (ANGLA-SAKSON) HUKUK SİSTEMİ İngiliz hukuku temelli olan bu sistem, eski İngiliz sömürgeleri olan Avustralya ve Amerika’da da uygulanmaktadır. Bu hukuk sistemi esas olarak, örf ve adet kuralları ile mahkemelerin daha önce benzer konularda verdiği kararlara dayanmaktadır. Bu hukuk sisteminde de kanun ve yönetmelik gibi yazılı hukuk kuralları vardır. Bu hukuk sisteminin farkı; örf ve adetlerle içtihatları esas alması, hukukun oluşmasında ve gelişmesinde bunların etkili olmasıdır. Bu hukuk sisteminde özel hukuk- kamu hukuku ayrımına rastlanmamaktadır.

D. SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ Sosyalist hukuk sistemi özünde özel mülkiyeti kabul etmemesi sebebiyle diğer tüm hukuk sistemlerinden ayrılmaktadır. Bu sistemde toplum bireyin önüne geçmiştir. Bu sistem ilk olarak komünist devrim sonrasında Rusya’da uygulanmaya başlanmıştır. Bu hukuk sisteminde hukuk kuralları toplumsal çatışmaların çözülmesini değil, yeni bir toplumsal düzen oluşturma amacını taşır.

3. Hukuk ve ahlak kuralları ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Ahlak ve hukuk kuralları bireyin hem kendine hem de diğer bireylere karşı ödev ve sorumluluklarını düzenler B) Ahlak ve hukuk kuralları bireylere emirler, yükümlülükler ve yasaklar getirir. Bireylere yetki sağlar. C) Hukuk kuralları genellikle yazılı olarak saptanmış olmasına karşın ahlak kuralları kesin bir şekilde belirlenmemiş ve sistematik olarak düzenlememişlerdir. D) Hem ahlak kurallarına hem de hukuk kurallarına uymamanın müeyyidesi maddidir.  

 ÖRNEK SORU 6. Borcunu ödemeyen kimsenin mallarının satılarak borcun ödenmesi nasıl bir müeyyidedir? A) Ceza verme B) Tazminat C) Zorla yaptırma D) Şikayet

CEVAP C ZORLA YAPTIRMA

 ÖRNEK SORU 8. Aşağıdakilerden hangisi hukukun lüzumuna ilişkin bir örnektir? A) Ali Ak’ın Veli Pak’a kendi işi ile ilgili yalan söylemesi B) Ali Ak’ın denizde boğulmakta olan Veli Pak’ı kurtarması C) Ali Ak’ın güç durumdaki Veli Pak’a para vermesi D) Ali Ak’ın Veli Pak’ı öldürmesi

CEVAP D ALİ PAK’IN VELİ PAK’I ÖLDÜRMESİ

 ÖRNEK SORU 10. Aşağıdakilerden hangisi hukukun öngörmediği bir müeyyide türüdür? A) Ceza verme B) Geçerli saymama C) Dışlama D) Yokluk

CEVAP C DIŞLAMA

 ÖRNEK SORU 16. Hukuka aykırı bir davranışı ile başkasına zarar veren kimse bu zararı karşılamakla yükümlü tutulması ne tür bir müeyyidedir? A) Geçerli sayamama B) Ceza verme C) Zorla yaptırma D) Hapis verme E) Tazminat 

CEVAP E TAZMİNAT