NÖRONLAR ÖĞR.GÖR.CEM SAMUT
Sinir hücresi ya da nöron sinir sisteminin temel fonksiyonel birimidir Sinir hücresi ya da nöron sinir sisteminin temel fonksiyonel birimidir. Başlıca işlevi bilgi transferini gerçekleştirmektir. İnsan sinir sisteminde yaklaşık olarak 100 milyar nöron olduğu tahmin edilmektedir. Normal bir sinir hücresi 50.000-250.000 kadar başka nöronla bağlantılıdır. Yaptıkları özelleşmiş işlere bağlı olarak farklı şekillerde ve çeşitlerde olabilirler.
NÖRONLARIN YAPISI SOMA DENDRİTLER AKSON TERMİNAL BUTONLAR (AKSON UCU)
SOMA: Merkezinde nükleus(çekirdek) bulunan ve hücrenin yaşamsal işlevlerini sağlayan mekanizma bulunur. Büyük endoplazmik retikulum ve polizomlar da dahil olmak üzere birçok organel bulunur. DENDRİT: İsimlerini Yunanca ‘ağaç’ anlamına gelen ‘dendron’ kelimesinden almışlardır. Bu şekilde isimlendirilmelerinin sebebi şekillerinin ağaca benzemesindendir. Dendritler nöral iletişimin önemli alıcılarıdır. Bir nörondan diğerine geçen mesajlar, mesajı yollayan hücrenin terminal butonlarıyla mesajı alan hücrenin dendirit membranı ya da soma (hücre gövdesi) bölümü arasındaki birleşme yerleri olan sinapslar aracılığıyla iletilir/transfer edilir.
AKSON: Çoğu kez miyelin kılıfı ile kaplı uzun ve ince bir tüp şeklindedir. Aksonun işlevi bilgiyi farklı sinir hücrelerine,kaslara,bezlere iletmektir. Aksonun taşıdığı bu temel mesaj aksiyon potansiyeli olarak adlandırılır. Aksiyon potansiyeli,kısa bir nabız atışına benzeyen elektriksel/kimyasal bir olaydır.Aksiyon potansiyeli aksonun dallarına ulaştığında bölünmesine rağmen ölçüsünü kaybetmez. Başka bir deyişle her akson dalı tam gücüyle bir aksiyon potansiyeli alır. TERMİNAL BUTONLAR: Aksonların ince dallarının ucunda bulunan küçük yumrulardır.Terminal butonlar bir aksiyon potansiyeli onlara ulaştığında, nörotransmitter adı verilen kimyasalları salıverir.Nörotransmitterler diğer hücreyi (onları alan hücreyi) uyarır veya inhibe eder. Bu şekilde diğer hücrenin aksonunda bir aksiyon potansiyeli oluşup oluşmayacağını belirler.
SİNAPS: Sinir sisteminde bilgi akışı aksiyon potansiyelleri şeklinde nöronlar tarafından iletilir. Sinaps, iki nöronun veya bir nöron ile kasın birbirleriyle bağlantı kurduğu bölgedir.
AKSON ÇEVRESİNDEKİ KILIFLAR Dıştan içe doğru: Epinöriyum Perinöriyum Endonöriyum
Epinöriyum: Siniri saran en dıştaki bağdokusundan kılıftır Epinöriyum: Siniri saran en dıştaki bağdokusundan kılıftır. Düzensiz sıkı bağ dokusu yapısındadır. Kılıfların en kalınıdır. Sinir lifinin gerilmeler sırasında ezilmesini engeller. Perinöriyum: Sinir demetlerini saran daha ince sıkı bağ dokusundan kılıftır. Siniri izole eder ve dışarıdan zararlı makromoleküllerin geçişi engellenmiş olur. Endonöriyum: En içtabakadır. Aksonların çevresindedir.
NÖROGLİA(GLİA) Nöronlardan sayıca 10-50 kat fazladır. Beyin hacminin % 20-45’ini oluşturur. Diğer dokularda bulunan bağ dokusunun görevini yapmak. Yani sinir sisteminin destek elemanı olmak ve nöron gruplarını birbirinden izole etmek. Sinir hücrelerinden daha küçüktürler. Aksiyon potansiyeli oluşturmazlar. Bölünme özelliğine sahiptirler.
Dört çeşit glia hücresi vardır: Astrositler Oligodendrositler Ependimal Hücreler Mikroglia (mikrositler)
ASTROSİTLER: Kan-beyin bariyerindeki geçirgen katmandır. Yaralanmadan sonra artıkları mikrositler temizler, arta kalan boşlukları astrositler doldurur (glia skarı) Sinapsların etrafında bulunurlar, dolayısıyla sinaptik fonksiyonu etkilerler. Makrofajlara dönüşebilirler (bazı hastalıklarda) MSS’nin hastalıklara karşı en dayanıklı elemanı astrositlerdir.
OLİGODENDROSİTLER: Aksonların etrafına miyelin kılıfı yapmaktır. PSS’de aynı işi Schwann hücreleri yapar. Mitoz geçirme ve rejenerasyon kapasiteleri fazla değildir. MSS hastalıklarında ilk dejenere olan oligositlerdir.
MİKROGLİALAR(MİKROSİTLER): EPENDİMAL HÜCRELER: MSS’nin bütün hücreleri bu tabakadan gelişir ve görev yapacakları yere göç ederler. MİKROGLİALAR(MİKROSİTLER): Sağlıklı insandaki sayısı azdır. İltihap, zedelenme ve yaralanma olduğunda sayıları ve mobiliteleri artar. Ölü hücreleri, artık ürünleri ve patojenleri yok eder.
SİNİR SİSTEMİ ORGANİZASYONU
SİNİR SİSTEMİNİN DUYSAL BÖLÜMÜ-DUYSAL RESEPTÖRLER Sinir sistemi aktivitelerinin çoğu duysal reseptörlerden gelen duysal bilgilerle başlar. Bu reseptörler;görme reseptörleri,işitme reseptörleri,vücut yüzeyindeki dokunma reseptörleri ya da öteki çeşitli reseptörler olabilir. Bu duysal deneyim ani reaksiyonlara neden olabilir ya da anısı bellekte dakikalar,haftalar ya da yıllarca depo edilerek,gelecekteki vücut reaksiyonlarının saptanmasına yardım edebilir.
MOTOR BÖLÜM-UYGULAMA(EFEKTÖR) ORGANLARI Sinir sisteminin en önemli temel rolü çeşitli vücut aktivitelerinin kontrolüdür. Bunu (1) butun vücuttaki iskelet kaslarının kontraksiyonunu (2 ) iç organlardaki düz kasların kontraksiyonunu ve (3)vücudun birçok yerindeki iç ve dış salgı bezlerinin salgılamalarını denetleyerek yürütür. Bütün bu aktivitelere sinir sisteminin motor fonksiyonları,kas ve bezlere de, sinir sinyalleri ile gönderilen emirleri uyguladıkları için uygulama organları(efektör) adı verilir.
BİLGİLERİN İŞLENMESİ-SİNİR SİSTEMİNİN “İNTEGRATİF” FONKSİYONU Sinir sisteminin başta gelen görevlerinden biri,gelen bilgileri uygun motor cevaplar yaratacak şekilde işlemektir. Gerçekten, beyin gelen duysal bilgilerin yüzde 99’dan fazlasını geçersiz ve önemsiz olarak ayırır. Örneğin, genellikle giysilere değen vücut bölümlerinden, otururken uygulanan basınçtan hiç haberdar olmayız. Aynı şekilde dikkat, görme alanındaki cisimlerden belirli bir tanesine yöneltilir. Çevredeki sürekli gürültü, genellikle bilinçaltı düzeyde algılanır.
Önemli duysal bilgi seçildikten sonra, istenen cevabı oluşturmak icin beyindeki uygun integratif ve motor bölgelere gönderilir. Bilgilerin bu şekilde yönlendirilme ve işlenmesine sinir sisteminin integratif fonksiyonu adı verilir. Eğer bir şahıs elini sıcak bir sobaya değdirirse, istenen cevap eli geri çekmek ve buna ek olarak da tüm vücudun sobadan uzaklaştırılması, belki de ağrıyla bağırma gibi cevapların da verilmesidir.
BİLGİNİN DEPOLANMASI-BELLEK Önemli duysal bilginin ancak küçük bir bölümü ani bir motor cevap yaratır. Geri kalanın büyük bölümü,motor aktivitenin gelecekteki kontrolünde ve düşünme işleminde kullanılmak üzere depo edilir.Bu depo işleminin büyük bölümü beyin korteksinde olursa da, beyin tabanında hatta omurilikte de az miktarda bilgi depo edilebilir. Bellek dediğimiz, bilginin depo işlemi de sinapsların fonksiyonudur. Yani, belirli tiplerdeki duysal sinyalleri geçiren sinaps dizileri, aynı sinyalleri bir dahaki sefere daha kolay iletme yeteneği kazanırlar. Bu olaya fasilitasyon (kolaylaştırma) diyoruz.Duysal sinyaller sinapslardan birçok defa geçtikten sonra, sinapslar o kadar kolaylaşır ki, bizzat beyinden doğan sinyaller, duysal giriş uyarılmasa bile,impulsların aynı sinaps dizilerinden iletisine neden olur. Bu, şahısta orijinal duyuların algılanmasına yol açar. Aslında olay duyuların hatırlanmasından ibarettir.