ORTAÇAĞ KENTLERİ

Bir ortaçağ kenti öncelikle kendisine borough olma hakkı veren hukuki temel bulmak durumundaydı. Zengin tüccarların belediye başkanı seçmesine ve pazarda yer almasına daha sonra izin verilecektir. Evler, ahşap bir çerçeveden yapılmıştır ve boşluklar ahşap parçaları, kil ve at gübresiyle örtülmütür. Çoğu çatı ise sazdandır.

Ortaçağ kentlerindeki dükkanlar hem atölye hem de sokakta müşterilere açık durumdadır. Dükkanın üstünde ustanın evi bulunmaktadır. Çok az kişi okuma bildiği için dükkanları tanımlayan işaretler, zanaatkarın yaptığı işi gösteren büyük bir modeldir. Aynı işi yapan kişiler aynı sokakta faaliyet göstermektedir. Sokaklar dar, gürültülü ve kalabalıktır. Sıcak koyun ayakları ve sığır kaburga gibi şeyler satan birçok fast food satıcıları vardı. Kimsenin silah taşıması ya da maske takması gerekli değildi.

Gece olduğunda çalan çanla sokağa çıkma yasağı başlar ve herkes evindeki sesi kesmekle yükümlü olurdu. Şehrin kapıları kapanır ve devriyeler hırsız vb tehditler için dolaşırdı. Suçlular teşhir edilirdi. Ortaçağ cezaları acımasızdı ve hırsızlık suçları asılarak cezalandırıldı. Noel’de fakirler kente gelir ve tüccarlardan sadaka isterlerdi.

Kutsal Günler, en iyi görüntüyü oluşturmak için farklı loncaların yarıştığı geçit törenleri olmaktaydı. Eğer bir serf köyünden kentte kaçar ve bir yıl bir gün özgür kalırsa o kişi kentin özgür insanı olurdu.

Kasabalar ve şehirler ara sıra komşu köylerden ve diğer kasabalardan insanları cezbeden piyasa fuarları düzenlediler.  Bu tür olaylar, bir Orta Çağ kentleri nüfusunu arttırarak büyük kalabalıklar çizmeye meyilliydi.  Vergiler, köylüler için külfetli hale geldi. Yerel lordlar vergileri almak baskı yaparken, vergi listeleri hiçbir şekilde doğru değildi ve listelede yer almayanlar vergi ödemek zorunda değildi. 14. yüzyılın sonlarında köylü isyanı vergi kayıtlarının yanlışlığına baş kaldırdı.

Belediye başkanları, düzenli olarak ticaret yapmak için yaygın bir uygulama olduğu üzere, halkı korumak için güvenlik önlemleri aldı. Duvarları olmayan kasabalar, uzun çitler dikti, ve onları gece kilitledi. Bir Ortaçağ kentinin başarısı, çekmeyi başardığı tüccarların sayısıyla ölçüldü. Soyluların yargı yetkisi altındaki şehirler, genellikle diğer şehirlerden daha popülerdi. Lordlar tüccarları yatıştırmak için kendi bildiği yoldan ilerlediler.

Ne yazık ki, zenginler ile yoksullar arasındaki büyük uçurum, vergi sistemini yozlaşmış uygulamalara yatkın hale getirdi; bu durum şehirleri bir düzenlemeye iten bir durumdu. Kendi vergilerini toplama hakkı da dahil olmak üzere, kiraya verilen şehirlerde yaşayanlara bazı haklar verildi. Bir ortaçağ kenti kendi vergilerini belirleme gücüne sahip olduğunda, artık yolsuz ve istismar edici vergi toplayıcıların hizmetlerine ihtiyaç duymuyordu. Bu düzenlemeleri yapan şehirler, kendi mahkemelerini kurabiliyordu.

Hijyen çok dikkate alınmadı Hijyen çok dikkate alınmadı. Ortaçağ kent sakinleri, evsel atıklarını sokaklara boşalttılar. Sokaklar çamurlu olduğunda, daha da sorunlu hale geldi. Sadece şiddetli bir sağanak, sokakları kirden temizleyebilirdi. Ortaçağ kentleri ses kanalizasyon ve drenaj sistemlerinden yoksundu. Hafif yağmurlar, sağlık sorunları ve su kirliliğine katkıda bulunan şeyleri daha da kötüleştirmekteydi. Su kaynaklarının yetersiz olması, Orta Çağ sakinlerinin şarap ve bira içmeyi tercih etmelerinin sebebi olabilir.

Sosyal sistemlerde uygun bir yeri olmadığı düşünülen evsizler ve dilenciler, sayıca çok fazlaydı. Ne zaman bir kişi bir hastalığa yakalanırsa, bu bir tür ilahi ceza olarak görülmüştür. Ortaçağ kent sakinlerini vuran yaygın hastalıklar, kurbanları halktan uzaklaşmak zorunda kalan çiçek ve cüzzamdı. İşkence oldukça yaygındı.

Ortaçağ’da Paris

Ortaçağ’da Kudüs

Ortaçağ’da Londra

Ortaçağ kentleri ve çağdaş kentler Ortaçağ kentleri çağdaş kentlere göre daha küçük, daha kirli ve daha az işlevseldir. Ortaçağ kentlerinin planları çağdaş kentlerin planlarıyla benzerlikler gösterir. Ortaçağ Londra’sının nüfusu döneme göre 8000-100000 arasındadır. Ortaçağ binaları kiliseler ve malikaneler gibi büyük ve etkileyicidir. Ortaçağ lonca salonları, ortaçağ halkı için acil durumlarda sığınak yeriydi Ortaçağ kentleri sur ve hendeklerle çevriliydi ve sıklıkla bazı tuzaklar sayesinde savunma kabiliyeti yüksekti.