Dersin Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Ercan TURAL

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ BEL OKULU
Advertisements

VII. BÖLÜM KIRIK,ÇIKIK ve BURKULMALARDA İLKYARDIM
İNSAN ANATOMİSİ – Beden Eğitimi Müfredatı-2
Kemik Biyomekaniği.
İSKELET SİSTEMİ Hayvan vücuduna desteklik görevi yapan ve koruyan, kaslarla bağlantı yaparak hareketi sağlayan sisteme iskelet ve kas sistemi denir.
İSKELETİMİZ İskelet, vücudumuza belirli bir biçim veren, destek sağlayan ve kemiklerden oluşan yapıdır.
DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Kas İskelet Sistemi -
EKLEM BİYOMEKANİĞİ Emrullah SEZGİN
6.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ.
KIRIK,ÇIKIK,BURKULMALARDA İLKYARDIM
ANATOMİ
DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
İskeletin Yapı ve Görevleri
İSKELET VE DESTEK SİSTEMİ
Fen ve teknoloji dersi 5. Ünite MERVE YALIN 6/F 722.
Omuz kemikleri ve Kollar Kalça kemiği ve bacaklar
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER
BÖLÜM 9 Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları
Ders: Fen ve Teknoloji (4
HAZIRLAYAN ADI:HACI YUSUF SOYADI:KARAYİGİT
DİSK HERNİASYONLARI VE FİZYOTERAPİSİ
FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 4.SINIF KONU: DESTEK VE HAREKET
FEN VE TEKNOLOJİ VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM
İSKELET Sağlık Slaytları
HEMİPLEJİK HASTADA GÖRÜLEN DİĞER PROBLEMLER
POSTUR ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Pembe Hare Yiğitoğlu Çeto
KLAVİKULA-SCAPULA KIRIKLARI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015.
KIRIK İYİLEŞMESİ.
FİZİK TEDAVİ Yrd. Doç. Dr. Pembe Hare Yiğitoğlu Çeto
KIRIKLAR.
Hareket Sistemi Öğr. Gör. Ümmühan Demir.
Yrd. Doç. Dr. İpek EROĞLU KOLAYİŞ
BEL – BOYUN FITIKLARI.
SPİNAL TRAVMALAR Dr. Tahsin ERMAN Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
ORTOPEDİK REHABİLİTASYON
Yrd. Doç. Dr. İpek EROĞLU KOLAYİŞ
BAĞ DOKUSU YAPISI VE FONKSİYONU Yrd. Doç. Dr. Mustafa BİLGİ
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK.
OSSA MEMBRİ İNFERİORİS
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK.
Yaralanmalar Bölüm 5.
HUMERUS ÜST UÇ KIRIĞI REHABİLİTASYONU
KEMİK YAPISI,KIRIK VE KIRIK İYİLEŞMESİ
PERİFERİK SİNİR YARALANMALARI
SPOR YARALANMALARINDAN KORUNMA
HAZIRLAYAN: TANER BULUT FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ. Destek ve hareket sistemi İskelet sistemi KıkırdakKemikEklem Kas sistemi.
KEMİK YAPISI,KIRIK VE KIRIK İYİLEŞMESİ
Yrd. Doç. Dr. İpek EROĞLU KOLAYİŞ
EKLEM BİYOMEKANİĞİ Emrullah SEZGİN
Dersin Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Ercan TURAL
Kıkırdak Dokusu Biyokimyası
TOPOGRAFİK ANATOMİ’YE GİRİŞ
KALÇA ÇEVRESİ KIRIKLARI
Dersin Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Ercan TURAL
KIRIK İYİLEŞMESİ.
ANATOMİ. VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)
EKSTREMİTE YARALANMALARI
İNSAN VÜCUDU.
KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM
DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
6. Sınıf 2. Ünite Destek ve Hareket Sistemi
KEMİK VE İSKELET Neyin 'farkındaysanız' onu kontrol edebilirsiniz, neyin 'farkında' değilseniz, o sizi kontrol eder.. - Anthony de Mello Semra Gelbal.
DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge
Sunum transkripti:

Dersin Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Ercan TURAL OMÜ HAVZA MYO FİZYOTERAPİ PROGRAMI ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ DERS NOTLARI Dersin Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Ercan TURAL

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİYE GİRİŞ Ortopedi; Latince kökenli orthos (düzgün) ve pedios (çocuk) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiştir. Travmatoloji de yine latince kökenli olup yaralanma ve hasarlanma ile ilgili bilim dalıdır. Ortopedi hareket sistemi hastalıklarından kurtulmuş düzgün ve sağlıklı bireyler elde etmeyi, Travmatoloji de kazaya uğramış hasarlı ve yaralanmalı hareket sistemi elemanlarının eski işlevlerine kavuşmasını ve yaralının hayatını kurtarmayı amaçlar.

İskelet Sistemi İskelet sistemi, kas sistemi ile birlikte hareket etmemizi sağlayan, vücuda dış etkilere karşı direnç ve dayanaklılık veren, kemiklerden oluşan bir sistemdir. Sağlıklı bir yetişkinde 206-207 kemik bulunur. Vücut bölümlerine göre iskelet sistemi 3’e ayrılır; Kafatası Gövde Omurga Göğüs kafesi Pelvis Ekstremiteler Üst ekstremiteler Alt ekstremiteler

Kemik Dokusu

Kemik Dokusunun Yapısı Dişlerden sonra vücudun en sert yapısı olan kemiklerin inorganik bölümünü kalsiyum fosfat (CaPO4) (%85), kalsiyum karbonat (CaCO3) (%10), magnezyum fosfat (MgPO4) (%1,5), kalsiyum florür (CaF4), kalsiyum klorür (CaCl) ve alkali tuzları meydana getirir. Radyografilerde kemiğin az ışın geçiren cisim olarak izlenmesinin nedeni içeriğindeki kalsiyum tuzlarıdır. Vücut kalsiyumunun %99’u kemikte bulunur ve kalsiyum metabolizması için bir rezervuar görevi görür.

Kemik Şekillerine Göre Çeşitleri Kemikler Şekillerine Göre 6 gruba ayrılırlar 1. os longum (uzun kemikler)= ekstremitelerde 2. os breve (kısa kemikler)= omurga, el ve ayak bileklerinde 3. os planum (yassı kemikler)= göğüs, kafatası, kaburga v.b 4. os irregulare (şekilsiz kemikler)= yüz kemikleri, mandibula 5. os pneumaticum (içinde hava boşluğu olan kemikler)= temporal ve paranasal sinuslar 6. os sesamoideum (susamsı kemikler)= patella

Kafatası kemikleri Vücutta beyin ve beyincik gibi kısımları koruyan, göz, kulak, burun gibi duyu organlarının yerleştiği, genellikle yassı kemiklerden oluşan bölümdür. Baş iskeletini oluşturan yassı kemikler birbirlerine oynamaz eklemlerle bağlanmıştır. Sadece alt çene kemiğinde yarı oynar eklem bulunur.

Omurga kemikleri Columna vertebralis 33 vertebranın üst üste dizilmesi ile meydana gelir. Cervical omurga…. 7 adet Torakal omurga…. 12 adet Lumbal omurga…. 5 adet Sacrum …………….. 5 adet Cocxygea ………….. 4-5 adet

Vertebra ve vertebral kolonun yapısı Boyun Omurları: Başımızın taşınması ve hareketleri boyun omurları sayesinde sağlanmaktadır. Sırt omurları: Kaburgalarımız ile birleşmektedirler. Bu birleşme sonucunda önemli organlarımızı dış tehlikelerden korumaktadır. Örneğin; kalp ve ciğerlerimiz gibi hayati organlar dışarıdan gelecek tehlikeler karşısında bu sistem tarafından korunmaktadır. Bel Omurgaları: Asıl ağırlık taşıyan omurgadır. Çünkü vücudumuzun büyük kısmının yükünü taşır. Ayrıca belimize esneklik katarak bel hareketlerini yapmamızı sağlar. Sakral Omurgalar: Leğen kemiği oluşumunu sağlamaktadır. Bu şekilde iç organlarımızın korunmasına yardımcı olur.

Göğüs kafesi Göğüs kafesi, 12 çift costae (kaburga) ve sternum’un 12 torakal vertebra ile eklemleşmesi ve kıkırdak doku bağlantılarından oluşmuştur. Göğüs içinde akciğerler, kalp, büyük damarlar, yemek borusunun bir bölümü gibi önemli organlar bulunur. Göğüs kafesi, içindeki bu organlar için iyi bir koruyucu olmakla kalmaz, aynı zamanda elastik özelliği nedeniyle solunum hareketlerinin normal biçimde sürdürülmesine katkıda bulunur.

Üst ve Alt Ekstremiteler Üst Ekstremite Kemikleri Scapula Clavicula Humerus Radius Ulna Ossa carpi (8) Ossa metacarpi (5) Phalanges (14)

Alt ekstremite kemikleri Coxa (İlium, İschium, Pubis) Femur Patella Tibia Fibula Tarsal kemikler (7) Metatarslar (5) Phalanges (14)

KIRIK

KIRIK TANIM Dıştan veya içten etki eden kuvvetlerle kemik dokusunda oluşan ayrılmaya veya bu sebeplerle kemiğin anatomik bütünlüğünün ve devamlılığının bozulmasına “Kırık” denir Kırığı oluşturan kuvvet sadece kemiği kırmayıp, beraberinde kemiğin etrafındaki deri, kaslar, tendonlar, lıgamentler, damarlar, sinirler ve komşuluğundaki organlarıda yaralayabilir

Kemikteki kırılma etki eden kuvvetlerin derecesine ve kemiğin şoku obsorbe edebilme yeteneğine göre; ufak bir çatlaktan (fissür), bir veya birçok kemiğin kırılmasına; hatta komşu eklemlerde çıkık eşlik etmesine kadar değişiklik gösterebilir.

Kırığın oluş mekanizması

NEDENLERİ Yeni doğan döneminde doğum travmaları Çocuklarda düşme Gençlerde spor ve trafik kazaları Orta yaşlarda trafik ve iş kazaları ve ileri yaşlarda düşmeler Tümöral olaylar

KIRIK TİPLERİ VE SINIFLAMA Kemik doku sağlamlığına göre Dış ortamla ilişkisine göre Kırık oluşturan kuvvete göre Kırık sayısına göre Derecesine ve kırık hattına göre Kırığın derecesine ve hattına göre Anatomik lokalizasyon Histolojik yapı

1) Kemik doku sağlamlığına göre: Normal kemikte (Travmatik) kırık Hastalıklı kemikte (Patolojik) kırık Stress (Yorgunluk) kırığı

Travmatik Kırıklar: Sağlam bir kemiğe gelen etkili bir travma ile meydana gelir. 2 şekilde gerçekleşir; 1) Kemiğe gelen direkt kuvvet sonucu (trafik kazası, ateşli silah yaralanması gibi) 2) Kırık yerinden uzakta olan zorlanma sonucu (yüksekten düşme sonucu oluşan omurga kırığı)

Patolojik kırıklar (Spontan kırıklar): Hafif travmalar sonucunda oluşur. Patolojik nedenlerden dolayı kemiğin dayanıksız hale gelmiş olmasından kaynaklanır. 3 nedeni vardır; Kemiğe lokalize nedenleri: Primer kemik tümörleri, osteomyelit, kemik kistleri gibi. Özel sistemik hastalıklar: Raşitizm, osteomalazi, osteogenesis imperfekta,. Nöropatik Nedenler: Tabes Dorsalis (Ağrı duygusu kaybı, proprioception eksikliği görülür, kişi vücudunun yüklenmesini ayarlayamaz ve kırıklar meydana gelir.

Stres (Fatigue Kırıkları ):Daha şok sporcularda görülür Stres (Fatigue Kırıkları ):Daha şok sporcularda görülür. Kemiğin rejenerasyon gücünü aşan uzun bir yıpranma sonucu meydana gelir. Örneğin ayakta yükün taşındığı noktalardan biri olan 2. metatars başında üst üste binen stresler nedeniyle zamanla bu tip kırıklar oluşabilir.

2) Kırık hattının dış ortamla ilişkide olup, olmamasına göre: Kapalı kırıklar Açık kırıklar (deri bütünlüğünün bozulduğu tüm kırıklardır)

3)Kırık oluşturan kuvvete göre Direkt mekanizma ile olan kırıklar (Travmanın doğrudan kemik bölgesine geldiği yerde oluşturduğu kırık) İndirekt mekanizma ile olan kırıklar (Travmanın etkilediği bölgeden uzakta itici, çekici veya makaslayan kuvvetlerin etkisi ile kemiğin en zayıf yerinden kırılmasına indirekt kırık denir ) Direkt ve indirekt mekanizma kombinasyonu ile olan kırıklar

Çocuklarda kemiklerin elastisite katsayıları yüksektir ve kalsiyum tuzlarının çökmesi henüz tamamlanmamıştır. Bu nedenle çocukların dahil olduğu kırık vakalarının bir kısmında kemik tam olarak kırılmaz, eğilerek deforme olur. Buna yeşil ağaç kırığı denir.

4) Kırık sayısına göre: Tek kırık hattı Multiple kırık hattı

5) Kırığın derecesine ve kırık hattına göre: a) Ayrılmış (deplase) kırıklar Transvers kırık Oblik kırık Spiral kırık Kopma kırığı Parçalı kırık

5) Kırığın derecesine ve kırık hattına göre b) Ayrılmamış (non-deplase) kırıklar Çatlak (fissür, linear kırık) Yeşil ağaç (green stick) kırığı Torus kırığı Çökme kırıkları Kompresyon (sıkışma) kırıkları Dişlenmiş (impakte) kırıklar Epifizin ayrılmamış kırıkları

6) Kırığın kemikteki anatomik lokalizasyonuna göre Proksimal bölge kırıkları Cisim (shaft) kırıkları Distal bölge kırıkları Epifiz bölgesi kırıkları Kırıklı - çıkıklar

7-) Kırılan kemiğin histolojik yapısına göre Spongiöz bölge kırıkları Kortikal bölge kırıkları

Kırıklarda Tanı Anamnez Fizik muayene

Kırığın Belirtileri 1- Travmaya ait belirtiler Ağrı Duyarlılık Hematom – ekimoz Fonksiyon kaybı

2-) Kırığa ait belirtiler (asıl belirtiler) Anormal haraket Krepitasyon Duruş ve şekil bozukluğu

KIRIK SONRASI GÖRÜLEN TABLO 1) Şok: Ağrı şoku ve hipovolemik şok olmak üzere iki şekilde görülebilir. Ağrı şoku hastanın ağrı eşiğinin düşük olması neticesinde ortaya çıkan bir durumdur. Periost zarar görmemişse ağrı oluşmaz. Diğeri ise vücutta aşırı kan kaybını takiben görülen hipovolemik şoktur. Örneğin çok parçalı açık bir kırıkta hipovolemik şok gelişebilir.

2) Ağrı: Kırığın en önemli belirtisidir. 3 şekilde görülür;  Spontan ağrı: Kırıklarda pek görülmez.  Direkt ağrı: Kesin kırık olduğunu göstermez.  İndirekt ağrı: Kırık kemiğin uzak yerinden tutarak haraket ettirilirken meydana gelen ağrıdır. %100 kırık olduğunu gösterir.

3)Belirgin Lokal Hassasiyet: Kişiye ve yumuşak doku yaralanmasının genişliğine göre değişiklik gösterir. Kırık tanısında direkt basıyla uyandırılan ağrı büyük önem taşır.

4) Hematom: Kırılan kemiğin ilik ve periost damarlarından akan kan ile kırık bölgesinde yırtılan kas ve diğer yumuşak dokulardan gelen kanın dokuların arasına yayılması sonucu oluşur.

6)Fonksiyon Kaybı: Nedenleri; 5)Kas Spazmı 6)Fonksiyon Kaybı: Nedenleri;  Eklem yada kaslar arasında kan toplanmıştır.  Kas yırtılmıştır.  Refleks yoluyla, ağrının artmaması için kişi kırık yerini hareket ettirmez.

7) Deformite: Kırık uçlarının yer değiştirmesiyle olur. Kırık uçlarının birbirinden ayrılmasına deplasman, uçlar birbirinin üzerine binmişse overriding fragmanlar birbirinden uzaklaşmışsa distraksiyon ön, arka veya yan düzeyde açılanmasına angulasyon kırık uçlarının kendi ekseni etrafındaki dönmesine ise rotasyon denir.

8) Krepitasyon: Kırık uçlarının birbirlerine sürtünmesi sonucu palpasyonda hissedilen bir kıtırtı hissidir. Tesadüfen tespit edildiğinde kesin kırık olduğunu gösterir. Ancak olup olmadığını araştırmak nörovasküler yaralanmalara yol açabileceğinden, yapılamamalıdır. 9)Anormal Hareket: Bir kemikte anatomi ve fizyolojiye aykırı olarak gözlenen harekettir. Çok değerli ve kırık olduğunu gösteren bir bulgudur.

10) Palpasyon Belirtileri ve Kısalık: Kırık şüphesi olan bir kemik palpasyonla dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Kemikler cilde en yakın kısımlarından palpe edilirler. Kemikte kısalık olup olmadığına bakılır ve sağlam tarafla ölçüm sonuçları karşılaştırılır. Aynı ekstremitedeki tüm periferik sinirler ve arterlerin de yaralanıp yaralanmadığına bakılmalıdır.

11) Hastanın Duruşu: Hastanın duruşu bazı kırıklar için tipiktir 11) Hastanın Duruşu: Hastanın duruşu bazı kırıklar için tipiktir. Mesela yaşlı bir hastada düşme sonucu alt ekstremitelerde bir tarafta addüksiyon, dış rotasyon ve kısalık görülüyorsa, kollum femoris kırığı veya trokanterik kırık akla gelmelidir.

12) Radyolojik İnceleme: Kırık derecesi, sayısı, uçlarının durumu, kırığın yeri, çıkık ve yabancı cisim bulunuşu, kırığa uygulanan redüksiyon ve stabilizasyonun başarısı ve takipte kaynayıp kaynamadığı ancak iyi bir radyolojik inceleme ile anlaşılabilir.

KIRIK KOMPLİKASYONLARI Kırığın kaynaması eğer doğru müdahale edilirse son derece basit bir olaydır. Hasta için esas tehlikeli olan kırığın yarattığı komplikasyonlardır.

1- Enfeksiyon: Genelde açık kırıkların komplikasyonudur ve ‘osteomyelite’ neden olabilir. Enfeksiyon gelişimini önlemek için yaranın bolca yıkanması (irrigasyonu), yeterli debridman ve antibiyotik proflaksisi şarttır.

2- Avasküler Nekroz: Hastalık veya yaralanma kanın serbestçe bir kemiğe akmasını engellerse, o kemik hücreleri ölmeye başlar. Kemik kururken, çevresindeki kıkırdak da bozulmaya başlar ve bu da ağrıya ve diğer bulgulara yol açar. Avasküler nekroz veya osteonekroz diye bilinen bu duruma en sık uyluk kemiğinin üstünde rastlanır.

3- Malunion (Kötü Kaynama):

4- Kaynama Gecikmesi (delayed union) ve Kaynamama (nonunion, psödoartroz):

5- Damar Yaralanmaları:

Damar yaralanmalarının en çok görüldüğü yerler; Klavikula kırıkları a. Subclavia Humerus başı çıkığı a. Axillaris Humerus suprakondiler kırık a. Brachialis Tibia Üst uç kırığı A. Poplitea Femur suprakondilar kırığı A. Poplitea

6- Kompartman Sendromu:

7- Sinir Yaralanmaları:

KIRIKLAR VE SİNİR YARALANMALARI Vertebra kırıkları Medulla sipinalis Omuz kırıkları-çıkıkları N. Axillaris Hemerus kırıkları N. Radialis Medial epikondil kırıkları N. Ulnaris Radius başı kırıkları N. Posterior İnterrosseus

8- Heterotopik Ossifikasyon:

9- Yağ Embolisi:

10- Sudeck Atrofisi (Posttravmatik Refleks Sempatik Distrofi):

KIRIK İYİLEŞMESİ

KIRIKLARDA ORTALAMA İYİLEŞME SÜRELERİ Erişkin Çocuk Falanks kırıklar 2-4 hafta 2-3 hafta Klavikula kırıklar 4-6 hafta 3 hafta Radius-ulna kırıklar 6-8 hafta 5-6 hafta Humerus kırıkları 8-10 hafta 6 hafta Hemerus proksimal uç kırıkları 4-6 hafta 3-4 hafta

Kırık İyileşmesi Olumsuz Etkileyen Faktörler Lokal Faktörler Genel Faktörler

Lokal Faktörler: Yüksek enerjili travmalar ve geniş yumuşak doku hasarı içermesi, Kırık fragmanlarının birbirinden uzak olması veya araya yumuşak dokuların girmesi Çok parçalı kırık olması Besleyici damarların hasar görmesi sonucu yetersiz kanlanma Cerrahi redüksiyon yapılmışsa aşırı disseksiyon ve yumuşak doku hasarı yapılması, Açık kırık olması Yetersiz İmmobilizasyon, İyi stabilizasyon yapılmaması Kırık bölgesinde enfeksiyon varlığı Eklem içi kırık olması

Genel Faktörler Hastanın ileri yaşta olması Kemik yapısının zayıflığı Genel enfeksiyon Sistemik hastalıklar (maligniteler, anemiler vb.) Beslenme yetersizliği

KIRIKTA CERRAHİYE BAŞ VURMA NEDENLERİ Başarılı bir redüksiyonun gerçekleştirilememesi Açık kırıklar Yumuşak dokunun araya girmesi Cerrahini diğer metodlara üstünlüğü

KIRIK TEDAVİSİ İlk Yardım: Akut kırık oluştuğu anda, kırık bölgesinde tipik bulgular meydana gelir. Hastada şiddetli ağrıya bağlı şok tablosu da gelişebilir. Kırıktan şüphe edilen ağrıya bağlı olguda yapılacak ilk iş, kırılan bölgeyi stabil hale getirdikten sonra hastayı radyolojik tetkik yapılabilecek en yakın sağlık merkezine ulaştırmaktır.

Buradaki en önemli amaç, daha ileri yaralanmayı önlemektir. Politravmatize olgularda daha kapsamlı ilk yardım tedbirlerine ihtiyaç vardır. Solunum yolunun açık olmasına dikkat edilmelidir. Omurga kırığından şüphe edilen olgular herhangi bir medulla spinalis yaralanması ihtimaline karşı hiç kımıldatılmadan bekletilmeli ve yoğun bakım birimlerine sevk edilmelidir.

Kırık uçlarının eski konumuna getirilmesine redüksiyon denir. İki yolla olur Kapalı redüksiyon Açık reduksiyon

Açık redüksiyon : kapalı redüksiyon yöntemleri ile redükte edilemeyen , damar-sinir yaralanmaları ile birlikte bulunan ve cerrahi yöntemlerle daha iyi sonuç alınan kırıklar ameliyatla redükte edilir. Her kemiğin açık redüksiyon ve internal tesbitinde uyulması gereken prensipler farklıdır. Her kemiğin internal tespit araçları değişiktir.

İmmobilizasyon : Redükte edilen kırık uçlarının kaynaması için yapılması gereken bir işlemdir. Kırığın fiksasyonu için birçok araç kullanılır.

KIRIKTA FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON Anatomisine uygun bir kırık iyileşmesi sağlanmalıdır. Kas zayıflıkları olabileceğinden, kasların kuvvetlendirilmesi kırık stabilizasyonunu engellemeyecek şekilde başlatılmalıdır. Kırığın stabilizasyonu sağlandığında, hasara uğramış bölgenin mobilizasyonuna başlanmalıdır. Kırığa komşu olan veya olmayan tüm eklemlerde aktif hareket tam veya tama yakın sağlanmalıdır.

Kırığa komşu olan veya olmayan kas gruplarında normal kas kuvveti korunmalı yada kazanılmadır. Kırık iyileşmesini hızlandırmak, ağrının kontrolü ve kas spazmını azaltmak amacıyla lokal modaliteler kullanılmalıdır. Mobilizasyona en kısa zamanda başlanmalıdır., Rehabilitasyonu ve fonksiyonları olumsuz etkileyecek komplikasyonlar önlenmelidir. Kişi olabildiğince erken eski sosyo-ekonomik durumuna kavuşturulmalıdır

KIRIK TEDAVİSİNDE KULLANILAN MODALİTELER Soğuk uygulama Erken dönemde semptomların kontrol altına alınmasında önemlidir.Kırığı veya çerrahi girişimi takiben ilk 48-72 saat içinde soguk uygulanmalıdır. Soguk vazokontrüksüyon yaparak kanamayı ve ödemi azaltır. Ayrıca soğuğun analjezik etkiside vardır. Bunu sinir iletim hızını azaltarak doğrudan veya adale spazmını azaltarak dolaylı şekilde gerçekleştirir.

Rehabilitasyonun geç döneminde de kas spazmı ve ağrının azaltılmasında egzersiz öncesi kullanılabilir. Geç dönemde ağrı ve spazma karşı soğuk yada sıcak kullanımı hastaya özeldir. Soğuk genellikle buz paketçikleri şeklinde her 2-3 saatte bir 20-30 dakika uygulanır. 2-3 saatte bir 0-30˚lik buzlu suya batırma ve sirküler hareketlerle 3-10 dakika buz masajı şeklinde de uygulanabilir

İstirahat : Yaralanan bölge uygun şekilde stabilize edilerek iyileştirmeyi geçiktirecek hareketler durdurulur. Tespit olay yerinde geçici tespit araçlarıyla daha sonra hastanede ortopedist tarafından alçı,traksiyon, internal veya eksternal tespit araçlarıyla yapılır.

İstirahat süresi olabildiğince kısa tutulmalı; stabizasyona zarar vermeksizin egzersize başlanmalıdır. İmmobilizasyon süresi içinde en rahat yapılabilecek egzersizler izometrik egzersizlerdir. Ayrıca alçı içerisinde elektrik stimülasyonu ile kas kontraksiyonuda yaptırılabiliriz.

Elevasyon: Soguk uygulama ile birlikte, ekstremitenin elevasyona alınması venöz dönüşü kolaylaştırır. Buda kanama, hematom ve ödemin azaltılmasında yardımcı olur.

Sıcak uygulama : Akut dönem geçtikten sonra rehabilitasyon programının geç dönemlerine kadar yararlanılabiliriz. Sıcak fizyolojik etkileri nedeniyle kırık rehabilitasyonunda oldukça önemlidir. Sıcak ; eklem sertliğini, ağrı ve kas spazmını azaltır. Dokular ısıtıldığında gerilebilme yeteneği artar. Bu nedenle sıcak uygulamayla birlikte germe yapılırsa kalıcı bir esneklik sağlanmış olur. Ayrıca sıcaklık bölgesel kan akımını artırarak iyileşmeyi hızlandırır.

Sıcaklık uygulandığı alanda metabolik hızı artırdığından yanlış uygulandığı zaman bölgesel iskemiye ve yanıklara yol açabilir. Bu yüzden yanık alanlarında, enfektif bölgelerde, kanamalı ve iskemik alanlarda, sensorial ve dolaşım bozukluğu olanlarda ısı uygulaması kontraendikedir.

Yüzeyel sıcaklık ajanları: Kırıktan sonra en sık kullanılan yüzeyel sıcaklık ajanları; HP, İnfraruj, parafin ve Fluodaterapidir. Derin dokuları ısıtmaz, analjezik etki yaratır. Deriyi ve subkuten dokuları ısıtmak için kullanılan bu ajanlar cilt ve skar dokunun rahat mobilizasyonunu sağlar.

Derin sıcaklık ajanları: Kas eklem gibi derin dokuları ıstmak için kullanılır. Kırık sonrasında daha derin dokuları ısıtmak için US, KDD, MDD kullanılır. US: Kemik kas arası yüzeyleri ısıtmak için kullanılır. Kas kısalıkları ve eklem limitasyonlarında US tercih edilir. Germe öncesi kullanımı ile germenin etkisi artırılabilinir. KDD: Subkuten dokuyu yüzeysel sıcaklıktan daha iyi ısıtır. MDD:Seçici olarak kası ısıtır. Kas kısalıklarında endike, metal implantlarda kontra endikedir.

Hidroterapi: Hidroterapide sıcak etkisinin yanı sıra suyun masaj etkisindende yararlanılır. Özellikle alçı sonrası sertleşen eklemlerin mobilizasyonunda hidroterapi çok yararlıdır. En sık uygulama şekilleri girdap banyosu ve kelebek banyosudur. Sıcak ve egzersizin faydaları hidroterapi ile bir araya getirilmiş olur.

Girdap banyoları; Kondüktif sıcaklık ve mekanik etkileri vardır. Kırıktan sonra oluşan adezyonları yok eder, skar dokuları yumuşatır. Kırıklarda alçı çıkarıldıktan sonra sertliği ve ödemi gidermek, ölü deriyi yumuşatmak, dolanımı artırmak için ve normal eklem hareketini geliştirmek amacıyla kullanılır. Deri reseptörlerinde mekanik etki oluşturarak sedatif ve analjezik etki de meydana getirir. Kas spazmını ve eklem ağrılarını azaltır. İyileşmeyi hızlandırır.

Kelebek banyoları; Bütün vücudun içine girip, kolaylıkla hareket edebileceği büyüklük ve şekildeki banyo tanklarıdır. Su içinde germe çok daha kolay ve ağrısızdır. Ilık su hissi sinir uçlarına tesir ederek ağrıyı azaltıcı etki oluşturur.

Elektriksel modaliteler; TENS ve diğer alçak frekanslı akımlar hem postravmatik dönemde analjezik amaçla kullanılır. Daha sonraki rehabilitasyon aşamalarında ise ağrı azaltarak hastanın egzersizlere daha fazla katılımını sağlar ve hastanın fonksiyonel olarak düzelmesini hızlandır

LAZER: Ağrıyı hem akupuntura benzer şekilde hemde prostoglandin sentezini azaltarak kontrol eder. Lazer analjezik etkisinin yanı sıra ödemi azaltır, yara iyileşmesini hızlandırır, skar dokusunu, sinir rejenerasyonunu hızlandırır. Böylece akut ve kronik postravmatik olgularda endikedir.

FARADİK AKIMLAR: Eklemde limitasyon olduğu durumlarda kullanılır. DİADİNAMİK AKIMLAR: Sedatif ve hiperemik tesirleri diğer akımlardan daha fazladır. Bu akımlar histamin salınımına bağlı olarak hiperemi ve vazodilatasyon oluştururlar. Dolaşımı artırmak için CP Kurt-Kısa Periyot) Periyot, analjezik ve sedatif amaçla Difazfikse (DF) ve Uzun Periyot (LP) kullanılır.

MAGNETOTERAPİ: Nonunıon ve malunıon kırıkların iyileşmesinde kesikli manyetik stimulasyonu kullanımı yaygındır. Kemik uçlarında kallus oluşumunu ve trabeküler kemik köprülerini artırır.Dokularda elektriksel potansiyel değişiklikleri oluşturarak inflamasyon ağrı ve ödemi azaltır, protein sentezini arttırarak iyileşmeyi hızlandırır. Periferal kan akışını arttırır, kalsiyum iyon dengesini yeniden düzenler ve enfeksiyona karşı koruma sağlar

SPİNAL HASTALIKLAR Lumbal Disk Herniasyonu (LDH); Lumbal omurgadaki fıtıklaşmadır. Servikal Disk Herniasyonu (SDH); servikal omurgadaki fıtıklaşmadır.

Annulus Fibrosus; İntervertebral diskin dış komponentidir. Nukleus Pulposus; İntervertebral diskin jelatinöz iç çekirdeğidir.

Spondiloz; Bir vertebranın pars interartikülaris’i üzerindeki bilateral defekte verilen addır. Spondilolistezis; Bir vertebranın sagittal planda komşu vertebra üzerinde yer değiştirmesidir.

İSKELET-KAS SİSTEMİ KAVRAMLARI KEMİK VE KIRIKLAR Epifiz; uzun kemiğin uç kısmı Metafiz; kemiğin diafiz ve epifiz arasında kalan ve genişlemeye başladığı kısım Diafiz; uzun kemiğin santral tubüler kısmı

Süngerimsi kemik; gözenekli kemik Kortikal kemik; kemiğin yoğun dış tabakası Fraktür; kemikte kırılma

KIRIK TİPLERİ Açık fraktür; kırık bölgesinin dış çevrede açığa çıkmasına neden olan cildin açıldığı fraktür Kapalı fraktür; kırığın olduğu yerde deri bütünlüğü bozulmamıştır, ancak kırık nedeniyle iç kanamalar ve şişme görülür.

KIRIK TİPLERİ Parçalı Fraktür; kemikte ikiden fazla parça oluşturan kırık Yeşil ağaç fraktürü; bir kemiğin sadece tek bir tarafında olan kırık. Genellikle çocuklarda yaygındır.

Lineer Fraktür; kemiğin uzun eksenine paralel olan fraktür Oblik Fraktür; kemiğin uzun eksenine yaklaşık 30° açılı fraktür Transvers Fraktür; kemiğin uzun eksenine dik olan fraktürler Stres Fraktürü; tekrarlayıcı, uzamış veya anormal stres nedeniyle oluşan fraktür

Boksör kırığı; genellikle hastanın sert bir obje veya kişiye vurması sonucu görülen 4. ve/veya 5. metakarp fraktürü Avülsiyon fraktürü; kemiğin yapışık olduğu yerden küçük bir parçasının tendon veya ligaman çekmesiyle oluşan fraktür Colles fraktürü; distal radiusun dorsale açılanmasıyla olan metafizyel fraktür

Kompresyon Fraktürü; süngerimsi kemiğin çöktüğü ve kendi üzerine baskı oluşturduğu kırık. Tipik olarak bu vertebra gövdelerinde olur. Kallus; kırık iyileşme sürecinde fraktür bölgesini dolduran ve çevreleyen kıkırdak, kemik ve fibröz doku kombinasyonu Gecikmiş kaynama; kemik iyileşmesinin ortalamadan daha yavaş ilerlemesi Nonunion; kemik kaynamasındaki başarısızlık Malunion; hoşa gitmeyen görünüm veren veya fonksiyonu kötü yönde etkileyen, belirli açıda angulasyon veya rotasyonda birleşmiş fraktürler

EKLEM ARTROPLASTİSİ Artropati; eklemi etkileyen herhangi bir hastalık veya anormal durum Artrodez; bir eklemin kemiksel yüzeylerinin tel, plak, çivi ve/veya kemik grefti gibi cihazlarla cerrahi olarak dondurulması Artroplasti; bir eklemdeki ağrıyı ve hareket kısıtlılığını azaltmak için yapılan ve implant kullanılarak veya kullanılmayarak uygulanan cerrahi yöntem

Hemiartroplasti; eklemin bir tek yüzeyinin değiştirilmesi Hemiartroplasti; eklemin bir tek yüzeyinin değiştirilmesi. Örneğin omuzda sadece humeral yüzeyin değişimi. Rezeksiyon artroplastisi; eklemin bir veya iki eklem yüzeyinin temizlenmesi (ekzisyonel artroplasti olarak da bilinir) Devamlı pasif hareket (CPM); bir eklemi belirlenen hız ve derecede hareket ettiren cihaz

KIRIK TESPİTİ İnternal fiksasyon; Kemiğin veya bazen de eklemin istenilen düzgün pozisyonda kaynamasını sağlayıcı ve tamamen vücut içerisinde kalan araçlarla uygulanan içten tespit yöntemidir. External fiksasyon; Kemik içerisine yerleştirlen tel veya çivilerin dışarıda bırakılan uç kısımlarına bağlantı elemanları ile bağlanan ve dıştan kemiğin ya da eklemin tespitini sağlayan cihazlara verilen addır.

KAS İSKELET SİSTEMİ YUMUŞAK DOKU KAVRAMLARI Bursa; iskelet kas sisteminin yüksek sürtünmeye maruz kaldığı bölgelerinde olan, küçük snovyal sıvı kesecikleri ihtiva eden bağ dokusu. Kapsül; eklemleri saran ve destekleyen yoğun ve düzensiz mineralize olmayan bağ dokusu

Kıkırdak; özellikli tipte olan, iskeleti destekleyen ve amortisör görevi gören mineralize olmayan bağ dokusu Kollajen; vücutta en bol bulunan yapısal proteindir ve bağ dokusunun da önemli bir bileşenidir.

Bağ dokusu; vücudumuzdaki tüm organları yapan 4 ana doku türünden biridir. Bağ dokusu destek, bağlama ve organların birbirinden ayrılmasında rol alır. Fasya; vücutta kas ve organları ayıran ve birleştiren gevşek bağ dokusu tipidir. Bağlar; kemikleri kemiğe veya kemik kıkırdak bağlantısını yaparak eklemlerdeki stabiliteyi sağlayan yoğun, düzenli bağ dokusu tipidir.

Propriosepsiyon duyusu; eklem stabilitesine katkıda bulunan ve cilt, bağlar, tendonlar, kaslar ve eklem kapsülünden gelen pozisyon hissidir. Sinovyum; snovyal eklemlerin kapsülünde en içte bulunan özelleşmiş mineralize olmayan bağ dokusu türüdür. Snovyal hücreler eklem yüzlerinin kayganlaşmasını ve eklem kıkırdağının parlamasını sağlayan sıvıyı salgılar.

Tendonlar; kasların kemiklere veya diğer dokulara bağlanmasını sağlayan yoğun, düzenli bağ dokusu tipidir. Viskoelastisite; değişik yapıların zamana bağımlı olarak gösterdiği stres deformasyon ilişkisidir. Bağ dokularında uzun süreli düşük şiddette yüklenmeler (stres), ani ve geçici yüksek şiddette yüklenmelere göre daha fazla doku deformasyonuna (strain) yol açar.

DİZ EKLEMİ ANATOMİSİ VE PATOMEKANİĞİ

Dizin fonksiyonu; Ağırlık taşıma için stabilite sağlamak Bacağın hareketlerini sağlamak Üst gövdenin ağırlığını bacağa ve ayağa aktarmak Yürümede ekstremitenin boyunu kısaltmak

Menteşe tarzı eklem Gynglimus 106

ANATOMİ KEMİKLER Femur Tibia Fibula Patella ARTİKÜLASYONLAR 1. Tibiofemoral 2. Patellofemoral 3. Tibiofibular 107

PATELLA Patella, diz eklemi önünde quadriseps femoris tendonunun derin lifleri arasına yerleşmiştir. 108

PATELLA 109

PATELLANIN FONKSİYONLARI: Dizin ön kısmını korur (Femur üzerinde kemik bir kılıf oluşturur.) Ekstansiyona destek olur Fleksiyon ve ekstansiyon sırasında ekstansör tendonların kolay kaymasını sağlar. Fleksiyon sırasında quadriceps kuvvetinin tibia’ya iletilmesini sağlar. Yük altında femura stabilite sağlar. 110

Dizin stabilitesi Ligamentlere Kaslara Menisküslere Yüzey geometrisine Yük uygulanmasına bağlıdır.

Diz ekleminin ligamentleri 1- intrakapsüler Ligamentler 2- ekstrakapsüler Ligamentler

İntrakapsüler ligamentleri: Menisküs ve cruciat (çapraz) ligamentlerden oluşur. Cruciat ligamentler femur ve tibiaya bağlanır Eklemin artiküler kapsülü içinde yer alır Cruciat ligamentler eklem merkezinde yer alır ve birbirlerini X şeklinde çaprazlarlar Diz ekleminin stabilitesini sağlarlar.

Anterior Cruciat ligament (ACL): 2 cruciat ligamentin en zayıfıdır Tibianın anterior interkondiller bölgesinden başlar, medial menisküsün posterioruna tutunur

ACL’nin kanlanması kötüdür Diz fleksiyonda gevşer, tam ekstansiyonda gerilir. Tibiada femurun posteriora yer değiştirmesini ve diz ekleminin hiperekstansiyonunu önler.

Posterior cruciat ligament (PCL): 2 cruciat ligamentin en güçlüsüdür. Tibianın posterior interkondiler bölgesinden başlar, superior, anteriora doğru uzanır

PCL, diz fleksiyonda gerilir PCL, diz fleksiyonda gerilir. Tibia üzerinde femurun anteriora yer değiştirmesini ya da femur üzerinde tibianın posteriora yer değiştirmesini önler. Diz ekleminin fleksiyonunu limitler ağırlık taşıma sırasında diz fleksiyonda PCL femurun ana stabilizatörüdür.(yokuş aşağı yürüyüşte)

Menisküsler Menisküsler şok absorban, fibrokartilajinöz yapılardır Tibianın interkondiler bölgesinde sonlanır Meniscos – Hilal

MENİSKÜSLER Diz eklemini destekleme ile görevli kıkırdak yastıkçıklardır. Binen yükün tüm eklem yüzeyine eşit dağılmasını sağlar.

MENİSKÜSLER Primer rolü varus/valgus stabilitesinde rol oynamaktır. Eklem sürtünmesini azaltarak hareket kabiliyetini artırır, gelen darbeleri emer. Eklemin stabilizesine de yardımcı olur.

Menisküskler Özetle Yük iletme Şok emici Eklem stabilitesi Kayganlık sağlama Rotasyon sağlama

Medial menisküs C şeklindedir. Arka kısmı önden daha geniştir. Her iki menisküs önde transvers ligamanla birbirine bağlanır.

Lateral menisküs Şekli sirkülere yakındır. Daha küçüktür. Daha hareketlidir.

Ekstrakapsüler ligamentler Fibröz kapsül 5 ekstrakapsüler ligament tarafından güçlendirilmiştir; Patellar ligament fibular(lateral) kollateral ligament tibial(medial) kollateral ligament oblig popliteal ligament arcuat popliteal ligament.