FECR – İ ÂTİ TOPLULUĞU ( 1909 – 1912)
Servet-i Fünun edebiyatına bir tepki olarak doğmuştur. GENEL ÖZELLİKLERİ Edebiyatımızda ilk edebi beyannameyi yayımlayan topluluktur. Servet-i Fünun edebiyatına bir tepki olarak doğmuştur. “Sanat şahsi ve muhteremdir.” görüşüne bağlıdır. “Edebiyat ciddi ve önemli bir iştir, bunun halka anlatılması lazımdır.” düşüncesindedirler. Servet-i Fünun’a bir tepki olarak ortaya çıkmasına rağmen, şiir sahasında Edebiyat-ı Cedide’nin özelliklerini devam ettirdiler. Başlıca temleri aşk ve tabiattır. Tabiat tasvirleri gerçekten uzak ve subjektiftir. Dil bakımından Servet-i Fünun’un devamıdırlar. Arapça, Farsça kelimelerle ve tamlamalarla dolu, günlük konuşma dilinden uzak bir şiir dili meydana getirmişlerdir. Batıdaki emsalleri gibi dil, edebiyat ve sanatın gelişmesine ve ilerlemesine hizmet etmek; gençleri bir araya getirmek; seviyeli fikir münakaşalarıyla halkı aydınlatmak; değerli ve önemli yabancı eserleri Türkçeye kazandırmak; Batıdaki benzeri topluluklarla temas kurmak, böylece Türk edebiyatını Batıya, Batı edebiyatını Türkiye’ye tanıtmak başlıca gayeleridir.
Aruz veznini kullanan Fecr-i Aticiler serbest müstezat nazım şeklini daha geliştirmişler ve Fransız sembolist akımına uygun eserler vermeye çalışmışlardır. Şiirde sembolistler, hikâye ve romanda Maupassant, tiyatroda H. İbsen örnek alınır. Fecr-i Aticiler tiyatro ile yakından ilgilenirler. Ahmet Haşim, Emin Bülent ( Serdaroğlu) , Tahsin Nahit , Celal Sahir ( Erozan), Hamdullah Suphi ( Tanrıöver) , Ali Canip (Yöntem) , Refik Halit (Karay) , Yakup Kadri ( Karaosmanoğlu) , Faik Ali (Ozansoy) , Fuat Köprülü , Şehabettin Süleyman , Cemil Süleyman , İzzet Melih dönem sanatçılarıdır.
ve romanda pek başarılı olamamışlardır. Bunların çoğu dil ve üslupta FECR- İ ÂTİ EDEBİYATINDA TİYATRO 1908’de ll. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte tiyatro canlılık kazanmış; birçok topluluk çeşitli oyunlar sergilemeye başlamıştır. Ancak tiyatro türü önemli bir gelişme sağlayamamıştır. Şehabettin Süleyman, Tahsin Nahit gibi sanatçılar teknik yönden zayıf, fakat konuşma diline yaklaşan eserler vermişlerdir. FECR- İ ÂTİ EDEBİYATINDA ÖYKÜ VE ROMAN Fecr-i Âti yazarları dil konusunda Servet-i Fünun çizgisini izledikleri için öykü ve romanda pek başarılı olamamışlardır. Bunların çoğu dil ve üslupta yapmacıklığa düşmüşlerdir. Bu dönem sanatçılarından Yakup Kadri ve Refik Halit, topluluktan ayrılarak Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimsemişlerdir. Cemil Süleyman ve İzzet Melih’in eserleri ise teknik ve içerik olarak oldukça zayıftır. Bu yazarların eserlerinde Realizm ve Naturalizmin etkisi görülür.
AHMET HAŞİM ( 1817 – 1933 ) Fecr-i Ati topluluğunun en büyük şairidir. Sanat için sanat görüşüyle şiir yazan şair, sembolizmin edebiyatımızdaki en büyük temsilcisidir. Ona göre şiir “duyulmak”, nesir “anlaşılmak” için yazılır. Şiirde anlam kapalı olmalı, her okuyucu onu farklı biçimde yorumlayabilmelidir. Şiir asla düzyazıya çevrilemez. Hayale önem veren şairin şiirlerinde toplumsal sorunlar yer almaz. Kızıl gün batımları, sararmış yapraklar, ay ışığı altındaki doğa, loş karanlıklar… onun başlıca şiir temalarıdır. Sanatçı hece ölçüsünü hiç kullanmamış, tüm şiirlerini aruzla yazmıştır. Şiirde musıkiye önem verir; şiirin sözden çok musıkiye yakın bir dil olduğunu söyler. Dili ağır, yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklüdür. 1921’den sonraki şiirlerinde daha sade bir dil kullanmıştır. Şiir dışında fıkra, gezi türünde de eserleri vardır. Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan adlı eserlerindeki kimi yazılar, edebiyatımızın ilk deneme örnekleri sayılabilir.Piyale , Göl Saatleri (Şiir) , Frankfurt Seyahatnamesi (Gezi)
EMİN BÜLENT SERDAROĞLU (1866 – 1942) 22 Kişilik Fecr – i Âti topluluğunun kurucularından birisidir. Bireysel konular dışında sosyal ve milli konularda da şiir yazmıştır. Şiirlerini aruzla yazan sanatçı, Fecr-i Âti’nin Ahmet Haşim’den sonra en önemli şairidir. Victor Hugo’nun “Mavi Gözlü Yunan Çocuğu” şiirine karşı yazdığı “Kin” şiiri geniş yankı uyandırmış; Atatürk, bu şiirden dolayı sanatçıyı takdir etmiştir. Ölümünden sonra şiirleri “Emin Bülent’in Şiirleri” adlı bir kitapta toplanmıştır.
FECR-İ ATİ TOPLULUĞU ÖYS SORULARI
“Paul Valery ‘Bir edebi eserin değeri, her kişiye göre ayrı bir yoruma meydan vermesindedir.’ demiştir.” Aşağıdaki şairlerimizden hangisi, Paul Valery ile aynı anlayıştadır? Ahmet Haşim Cenap Şahabettin Yahya Kemal Tevfik Fikret Orhan Veli 1982
Cevap: A Ahmet Haşim
“Bireyci sanat anlayışı, bize Edebiyat-ı Cedide’den miras kalmıştı ve biz bunu söylemekte ortaya yeni bir görüş getirmiyorduk. Öyle ya, Edebiyat-ı Cedidecilerin, özellikle Hüseyin Cahit’le Mehmet Rauf’un, Dr. Rıza Tevfik’le estetik konusu üzerinde tartışırken ter ter tepinircesine ‘Güzellik görecedir, güzellik görecedir.’ deyişlerinin, bizim ‘Sanat kişisel ve saygıya değerdir.’ sözümüzden farkı neydi?” Bu parçada yazarın “biz” dediği kimler olabilir? Garipçiler Servet-i Fünuncular Yeni Lisancılar Yedi Meşaleciler Fecr-i Aticiler 1982
Cevap: E Fecr-i Aticiler
“…. Bunlar şiirlerinde biçim-içerik ikiliğini kaldırmaya, şiirin anlamı ile yapısını kaynaştırmaya çalışırlar. İsterler ki şiirlerinde ses ve anlam ayrılmaz hale gelsin, düzyazıya çevrilemesin, ses ve anlam öylesine yoğrulsun ki anlam tek başına sıyrılıp çıkarılmasın, şiir katıksız biçim alan müziğe yaklaşsın.” Bu yargılar, aşağıdaki şairlerden hangisinin şiirleriyle örneklendirilebilir? Faruk Nafiz Çamlıbel Cahit Sıtkı Tarancı Orhan Veli Kanık Kemalettin Kamu Ahmet Haşim 1983
Cevap: E Ahmet Haşim
1909’da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı 1909’da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Bu topluluğun dağılmasından sonra da şiir yazmayı sürdürdü. Şiirlerinin hepsi de aruzla yazılmıştır. Aşk ve doğa temalarını işlediği, sembolizm akımı anlayışına uygun olarak yazdığı şiirlerinde hayale ve müziğe büyük önem verdi. Güçlü şiirleri yanında, değişik konuları yoğun bir dille anlatan fıkraları da vardır. Burada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? Ahmet Haşim Cenap Şahabettin Süleyman Nazif Faruk Nafiz Çamlıbel Yahya Kemal Beyatlı 1989
Cevap: A Ahmet Haşim
Aşağıdakilerden hangisi Cenap Şehabettin’le Ahmet Haşim’de ortak değildir? Hem şiir hem nesir alanında eser vermiş olmaları Servet-i Fünun topluluğunda yer almaları “Sanat için sanat” ilkesini benimsemeleri Fransız sembolistlerinden etkilenmeleri Aruz ölçüsünü kullanmaları 1984
Cevap: B Servet-i Fünun topluluğunda yer almaları