ENFEKSİYON KONTROLÜ Sorumlu Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Ayten DEMİR Hazırlayan: Arş Gör. Burcu AĞDEMİR
ENFEKSİYON KONTROLÜ Mikroorganizmaları kontrol altında tutarak, güvenli bir çevre oluşturmak yalnızca sağlık personelinin değil, toplumdaki herkesi yakından ilgilendiren önemli bir konudur.
KONU İLE İLGİLİ BAZI TANIMLAR Enfeksiyon: Hastalık yapıcı mikroorganizmanın, bir canlıya girerek, herhangi bir dokuda yaşama, beslenme ve çoğalmasını sağlayacak şekilde yerleşmesi durumudur. Asepsi: Hastalık yapan mikroorganizmaların yokluğu, enfeksiyonunun olmamasıdır.
Kontaminasyon: Bazı eşyaların üzerinde mikroorganizmaların bulunması veya çoğalması olayıdır. Kısaca kirlenme∕kirlilik demektir. Virülans: Mikroorganizmaların hastalık yapma şiddetidir. Patojen: Hastalık yapan mikroorganizmalardır. Nonpatojen: Hastalık yapmayan mikroorganizmalardır.
Portör: Taşıyıcı mikroorganizmalar ya da canlılardır. İnkübasyon Periyodu: Mikroorganizmaların vücuda girişinden hastalığın meydana gelmesine kadar belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Bu süreye inkübasyon periyodu denir. Bu süre genellikle 1-2 haftayı kapsar ama mikroorganizmanın türüne göre değişiklik gösterebilir.
ENFEKSİYON ZİNCİRİ Bir enfeksiyonun ortaya çıkması enfeksiyon süreci döngüsünün tamamlanmasıyla gerçekleşir. Enfeksiyon zinciri de denilen bu döngü altı aşamalıdır. 1. Enfeksiyon ajanı (=Etken=Mikroorganizma) 2. Kaynak (=Konakçı=Rezervuar) 3. Çıkış Kapısı (=Konakçıdan Çıkış) 4. Taşınma Yolu (=Yeni Konakçıya Taşınma) 5. Giriş Kapısı (=Yeni Konakçıya Giriş) 6.Uygun Konakçı (=Yeni Konakçının Duyarlılığı=Olası Hasta)
ENFEKSİYON ZİNCİRİ Mikroorganizma Uygun konakçı Etken Giriş Kapısı Kaynaktan Çıkış Bulaşma yolu ENFEKSİYON ZİNCİRİ
1.Enfeksiyon ajanı (=Etken=Mikroorganizma): Enfeksiyon oluşturma yeteneğine sahip organizmalara denir. Mikroorganizmalar saprofit ve parazit diye iki gruba ayrılır.
Ayrıca vücudun çeşitli bölgelerine yerleşmiş olan bazı mikroorganizmalar vardır ki; bunlar vücudun doğal savunma sisteminin bir parçası olup normal flora adını alırlar.
2.Kaynak(=Konakçı=Rezervuar): Mikroorganizmaların yaşayıp çoğalabildiği canlı ya da cansız ortamlardır. İnsan, hayvan, toprak, su, gıdalar vs. kaynak olabilir. Örneğin; Kızamık virüsü için insan, Clostridium Tetani ve Gazlı Gangren için toprak, Malta Humması için keçi ve inek, kuduz için kedi ve köpek gibi hayvanlar kaynaktır.
3.Çıkış Kapısı (=Konakçıdan Çıkış): Mikroorganizmanın kaynağı terk ediş yoludur. Birçok enfeksiyonun önlenmesinde, zincirin kırma noktası olarak değerlendirilir.
4.Taşınma Yolu (=Yeni Konakçıya Taşınma): Mikroorganizmanın kaynaktan yeni bir konakçıya geçmek için izledikleri yoldur. Organizmalar vücuda dokunma, öpme ve cinsel ilişki gibi doğrudan temas yoluyla (indirekt yol) girebilir. Kontamine gıda, su ve bireysel eşyalar yoluyla (direkt yol) girebilir.
5.Giriş Kapısı (=Yeni Konakçıya Giriş): Mikroorganizmanın konakçıya girdiği yoldur. Bu yol genellikle çıkış kapılarının aynısıdır. 6.Uygun Konakçı (=Yeni Konakçının Duyarlılığı=Olası Hasta): Savunma gücü kırılmış, mikroorganizmalarla yeterince baş etme gücü olmayan bireydir.
Enfeksiyon zinciri herhangi bir yerinden kırılırsa enfeksiyon önlenmiş olur. Mikroorganizmalar her zaman yeni konakçıda hastalık yapmaz. Şöyle ki; 1.Vücudun doğal savunma mekanizması tarafından yıkılabilir. Çoğalır, enfeksiyon oluşturur. 2.Canlı kalır, üremez.
3. Vücudun savaşı sonucu öldürülür ya da etkisiz hale gelir 3.Vücudun savaşı sonucu öldürülür ya da etkisiz hale gelir. Yani vücudun dirençli olmasıdır. Dirençli olmayı sağlayan en büyük faktör, bağışıklık mekanizmasının düzgün çalışıyor olmasıdır. Yeni konakçının bu özel etkene karşı sahip olduğu ya da sonradan harekete geçen direnç mekanizması karşı koyma faktörüdür. Bu 2 şekilde görülür;
a)Doğal Bağışıklık; İnsan organizmasının hayvanlardan yapılan antikorlarla korunmasıdır. b)Kazanılmış, Edinsel Bağışıklık; İki şekilde kazanılır. -Aktif Bağışıklık; ya kişinin hastalanması ile veya dışarıdan yapay olarak verilen antijene karşı kişinin kendisinde oluşan antikorlarla oluşur (aşı). -Pasif Bağışıklık; plesantadan veya anne sütü ile bebeğe geçen antikorlarla ve tedavi ya da koruma amacıyla dışarıdan verilen hazır antikorlarla oluşur.
Enfeksiyon Riski Oluşturan Durumlar; 1-Cilt bütünlüğünün bozulması 2-Organizmanın ilk korunma hattının savunma yetersizliği 3-Beslenme durumu (malnütrisyon, dehitratasyon vs.) 4-İnvazif girişimler (intra venöz, üriner vs kateter uygulaması, drenaj, ameliyat vs) 5-Kontamine (kirli) malzeme 6-Yaş (uç yaşlar; bebekler, yaşlılar) 7-Kronik hastalıklar (diabet, kalp, HT vs.) 8-Hastanede uzun süre kalma 9-Radyasyon (kemik iliği depresyonu=baskılanması) 10-Kemoterapi (kemik iliği depresyonu) vs.
Enfeksiyon Belirti ve Bulguları; *Ateş *Lenf nodüllerinde şişme *Bulantı ve kusma *Lökosit sayısının 5000-10.000⁄mm3’den yüksek olması *İştahsızlık *Sedimantasyon sayısının 5-15 mm/h’den yüksek olması *Halsizlik *Demir seviyesinin 60-90 g∕dl’den düşük olması
HASTANE ENFEKSİYONLARI (NAZOKOMİYAL ENFEKSİYON) Hastane enfeksiyonları hasta hastaneye yattığı gün ortaya çıkmaz. En erken 48-72 saat içerisinde görülebileceği gibi hasta taburcu olduktan sonra da ortaya çıkabilir. Floronce Nightingale, büyükşehir hastanelerinde yatan hastalardaki mortalitenin (hastalanma oranı), hastane dışında tedavi edilen aynı hastalığa sahip olan hastalarınkinden çok daha yüksek olduğunu fark etmiştir.
DSÖ, dünyada her yıl ortalama 190 milyon bireyin hastaneye yattığını, bunların % 5’inin de hastane enfeksiyonlarına yakalandığını ve hastaların hastanede kalış sürelerinin ortalama yedi gün daha uzadığını bildirmiştir. Hastane enfeksiyonlarının % 95’i bakteri kaynaklıdır. Özellikle son yıllarda virüs ve mantarlar da hastane enfeksiyonlarına yol açmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre en sık görülen hastane enfeksiyonları şunlardır; Üriner sistem enfeksiyonları Cerrahi yara enfeksiyonları Solunum yolu enfeksiyonları vs.. Hastane enfeksiyonları hastanın daha uzun süre hastanede kalmasına, bu yüzden hem hasta hem de hastane açısından büyük ekonomik ve iş gücü kaybına neden olmaktadır.
Hastane enfeksiyonlarının kaynakları ve bulaşma yolları iki şekilde olur; 1.Endojen Kaynaklı; Hastanın derisinde, ağız, burun, boğaz ve bağırsak boşluklarında, varsa enfekte yaralarından taşıdığı mikroorganizmalar enfeksiyonu oluşturur. Yani mikrobik yayılım hastanın enfekte dokusundan sağlam dokusuna doğru gerçekleşir. 2.Ekzojen Kaynaklı (=Çapraz Bulaşma); Servisteki diğer hastalar, hastane personeli, refakatçi ve ziyaretçiler enfeksiyon oluşturabilir. 3.Karışık Bulaşma; Hastada yukarıdaki her iki yolla enfeksiyonun oluşmasıdır.
Hastane enfeksiyonlarının oluşması ve yayılmasında hastanın kendi durumu (vücut direnci vs.), tozlar ve sağlık personeli önemli faktörlerdir. Hastane enfeksiyonlarının % 20-50’si önlenebilecek niteliktedir. Bu enfeksiyonların önlenmesiyle insan sağlığı korunmuş olacaktır. Hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde; aseptik teknikler, bağışıklama, izolasyon, antibiyotik kullanımı gereğinde hep birlikte kullanılan, gereğinde bir ya da birkaçına başvurulan yöntemlerdir.
Enfeksiyonları önlemede aseptik tekniklerin önemi, mikroorganizmaların varlığının bilinmediği yıllarda, bugünkü anlamda olmasa da vurgulanmış ve günümüzde kazandığı anlama ulaşıncaya değin ilginç bir tarihsel gelişim izlemiştir. Büyük İskender’in askerlerini çıkartıları ile bulaşmadan korumak için, kamp yerini her gün değiştirdiği, ordunun içme suyunu kaynattırdığı ve hayvan çıkartılarını gömdürdüğü bilinmektedir. Hipokrat, yaralının ve cerrahların ellerinin kaynamış su ile yıkanmasının yara tedavisinde önemli olduğunu savunmuştur.
Sonuç itibariyle; 1850-1900 yılları arasında sağlık personeli aseptik teknikleri uygulamışsa da, II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeterince eğitilmemiş sağlık personelinden yararlanılırken, penicilin ve antibiyotiklere güven ve yoğun kuralsız kullanımı ile asepsi ilkelerinden uzaklaşılmıştır. Mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç kazanması nedeniyle aseptik tekniklerin göz ardı edilmesi şimdiki sonuçlara neden olmuştur.
ASEPSİ Kelime anlamı “mikropsuz” olan asepsi, mikroorganizmaların üremelerini ve bulaşmalarını önlemeye ya da öldürmeye yönelik işlemleri içerir. Kısacası, hastalık yapan mikroorganizmaların yokluğu, enfeksiyonun olmamasıdır. Asepsi, dezenfeksiyon, sterilizasyon ve antiseptik uygulamalarla sağlanır. Antisepsi: Canlı doku üzerinde veya içinde patojen mikroorganizmaların üremelerinin durdurulması ya da öldürülmesi sürecidir.
Asepsi, tıbbi ve cerrahi asepsi olmak üzere ikiye ayrılır; Tıbbi Asepsi (Temiz Teknik): Patojen mikroorganizmaların hasta bir bireyden başka bir bireye ya da bir yerden başka bir yere geçmesini engellemektir. Bunu sağlamak için çeşitli yöntemlerden yararlanılabilir; toz alma, elektrik süpürgesiyle temizlik, yıkama, kaynatma vs.. Amaç: Sağlam olan bireyi, kendimizi korumaktır.
Tıbbi Asepsi İlkeleri; 1-Eller sık sık yıkanmalı. 2-Kirlenmiş materyali çevreye zarar vermeden yok etmeli. 3-Kirli çarşaf ve eşyayı, üniformalara dokundurmadan taşımalı. 4-Herhangi bir bakım aracını temizlerken, kendi üstüne ve etrafa sıçratmamalı. 5-Yatak yapma, çarşaf değiştirme gibi işlemler sırasında toz kaldırmadan çalışmalı. 6-Bakım işlemleri en az kirli alandan en kirli alana yönelik olmalı (Bu şekilde kirli bölgenin pisliği temiz bölgeye taşınmamış olur).
7-Klinik içinde temiz araçların saklandığı bir yer olmalı, bu alanla araçların temizlendiği alan arasında uzaklık olmalı. 8-Hastaların bakımında kullanılan sürgü, böbrek küvet vs. gibi eşyalar kesinlikle döşemeye konmamalı, boşaltıldıktan sonra temizlenerek yerine kaldırılmalı. 9-Saçlar sık sık yıkanmalı, ya kısa kesilmiş olmalı ya da toplanmış olmalı. Üniforma kısa kollu olmalı. Tırnaklar kısa ve pürüzsüz olmalı. Mikroorganizmaların yerleşmesi, üremesi çok kolay olduğu için mücevher takılmamalı. Hastaların öksürük, hapşırık ve solunumu ile yüz yüze gelinmemeli.
El Yıkama Yöntemleri -Sosyal El Yıkama: Su ve sabun kullanılarak, el ve bileklerin, 30-60 saniye süre ile yıkanmasıdır. Yemeklerden önce ve sonra Tuvalete girmeden önce ve sonra Hastaya temastan sonra İlaçları vermeden önce ve sonra Eller her kirlendiğinde
-Hijyenik El Yıkama: Su, sabun ve antiseptik bir solüsyon kullanılarak, el ve bileklerin, en az 1 dakika süre ile yıkanmasıdır. Göreve başlamadan önce ve sonra Kontamine olmuş bir malzemeye dokunduktan sonra Enfeksiyona yatkın kişilerin odasına girmeden önce Aseptik teknik kullanmanın gerekli olduğu herhangi bir işlemden önce ve sonra
-Cerrahi El Yıkama: Antiseptik bir solüsyon kullanılarak, el ve dirseklerin, en az 2-3 dakika süre ile yıkanması ve fırçalanmasıdır. Cerrahi ekipteki kişilerin girişimden önce yaptıkları el yıkama yöntemidir. Eller yıkanırken el değmeden açılan (ayak pedalı ya da elin musluğun altına gelmesiyle açılan) musluklar idealdir. Eğer bunlar yoksa musluklar kağıt havlu ya da tuvalet kağıdı ile açılıp kapatılmalıdır.
Sosyal ve hijyenik el yıkama işleminden sonra ellerin; Elektrikli cihaz ile, Tek kullanımlık kağıt havlu ile, Her birey için ayrı havlu ile, Dönekli kumaş ile kurulanması mümkündür. Cerrahi el yıkama işleminden sonra eller; Ancak steril bir kompresle kurulanabilir.
Cerrahi Asepsi (Steril Teknik): Herhangi bir yerde ya da araç-gereçte bulunan mikroorganizmaların yok edilerek hasta bireye geçişini önlemektir. Ameliyathane ve doğum odalarında çok kullanılır. Örneğin; ameliyat sırasında cerrahi hemşiresinin giydiği steril gömlek ve eldiven hastanın hemşireden mikrop kapmasını önler. Amaç: Karşıdaki hasta bireyi korumaktır.
Cerrahi Asepsi ilkeleri; 1. Steril bir cisim sadece steril olan bir cisme değebilir. Steril olmayan bir cisme değerse kontamine olur. 2. Steril bir bohça veya paketin dışı steril değildir. Açarken önce kendimizden uzak taraftan başlamalıyız. 3. Steril cisim bel düzeyinin üzerinde tutulmalıdır. Cisim görüş açısı içerisinde olmazsa kazara kontamine olabilir. 4. Steril alan veya cisim üzerine doğru konuşmaktan, öksürmekten, hapşurmaktan ve üzerinden eli, kolu geçirmekten kaçınılmalıdır.
5. Steril alandan uzaklaşılmaz ve ona sırt dönülmez. 6. Gerektiğinde kuru steril forseps kullanılmalıdır. 7. Cildin içerisine yerleştirilecek bütün malzemeler steril olmalıdır. 8. Steril alan veya cisim üzerine herhangi bir sıvı sıçratılmaz. 9. Eğer sterilizasyonunun en ufak bir şüphe varsa, cisim kontamine kabul edilmelidir.
Forseps Kullanımı: Eller steril olmadığına göre, steril olan araçlara ya eldiven giyerek ya da steril forseps (=pens) kullanarak sterilite sağlanmış olur.
Forsepsin ucu yukarı doğru çevrilirse, uçtaki dezenfektan solüsyon ele veya forsepsin sapına değerek kontamine olur. Forseps kullanıldıktan sonra uçları birleştirilerek kilitlenmeden kavanozun içine konur.
Steril Eldiven Giyme: Kirli materyallere dokunulacağı zaman steril olmayan, yara bakımı veya cerrahi asepsi ilkelerini gerektiren işlemler yapılacağı zaman steril eldiven kullanılmalıdır.
Eldiveni kıvrık olan kenarından tutup çekerek elini yerleştirir Eldiveni kıvrık olan kenarından tutup çekerek elini yerleştirir. Bu sırada eldivenin bir kısmını kirletmemeye ve bilek kısmını kıvrık bırakmaya dikkat etmelidir. Eldivenli elin parmaklarını öbür eldivenin kıvrılmış olan bilek kısmının altından kaydırır ve eldivensiz elinin parmaklarını içeri sokarak yukarı çeker. Eldiveni kullandıktan sonra kirli kısımlar içeride kalacak şekilde eldivenleri ellerinden çıkarır.
DEZENFEKSİYON ve STERİLAZASYON Dezenfeksiyon: Canlı ve cansız objelerdeki patojen mikroorganizmaların yok edilmesi işlemidir. Dezenfektan madde: Dezenfeksiyonda kullanılan maddelerdir. Antiseptik madde: Bazı dezenfektan maddelerin fazla sulandırılmış eriyikleri canlı dokuyu dezenfekte eder. Bu maddelere verilen addır.
Dezenfektanlardan daha iyi sonuç alabilmek için şu ilkelere uyulmalıdır; 1.Maddenin antimikrobiyal etkisinin bilinmesi gerekir. 2.Madde sulandırıldıktan sonra en geç 24 saat içinde kullanılmalıdır (özelliğini yitirir). 3.Dezenfekte edilecek cisim önce mekanik olarak (ılık su ve sabun) temizlenmeli, sonra dezenfektanın içerisine katılmalıdır 4.Bazı dezenfaktanların (zefiran, setavlon) sabunla geçimsizliği vardır.
5.Dezenfekte edilecek cisim kuru olmalıdır. 6.Dezenfaktanlar sıcak su ile sulandırılmalıdır (etkisini arttırır). 7.Kumaş ve pamuk gibi maddeler solüsyon içine konmaz. Çünkü solüsyonun aktif maddesini hemen absorbe ederler. 8.Bir cisim kaynatılarak dezenfekte edilecekse tamamen suya daldırılmalı ve bağlantı yerleri ayrılmalıdır.
İyi bir dezenfektan maddenin özellikleri; 1.MO’lara toksik olmalı ama insan için toksik olmamalı 2.MO’ları uygun süre içinde yıkmalı 3.Kolay bulunabilmeli 4.Ekonomik olmalı 5.Çözücüde kolay erimeli 6.Kokusu hoş olmalı 7.İrritan olmamalı 8.Metal, lastik ve plastik gereçleri bozmamalı 9.Leke yapmamalı
Dezenfeksiyon Yöntemleri 1-Kuru Isı ile Yapılan Dezenfeksiyon 2-Yaş Isı ile Yapılan Dezenfeksiyon 3-Işınlar ile Yapılan Dezenfeksiyon: 4-Kimyasal Maddeler ile Yapılan Dezenfeksiyon
Sterilizasyon: Cansız objelerdeki patojen ve nonpatojen mikroorganizmaların sporlarıyla birlikte tamamen yok edilmesi işlemidir.
Sterilizasyon Yöntemleri 1-Kuru Isı ile Yapılan Sterilizasyon: Pasteur fırını kullanılır. Nemle temas edemeyen cam eşyalar, yağlı ve tozlu maddeler 2-Nemli Isı ile Yapılan Sterilizasyon: En etkili ve en güvenilir sterilizasyon yöntemidir. Koch ve Arnold kazanı, otoklavlar kullanılır. Kumaşlar, metal ve cam eşyalar 3-Işınlar ile Yapılan Sterilizasyon: Ultraviyole ışınları kullanılır. İlaçlar ve besinler 4-Gazlar ile Yapılan Sterilizasyon: Ozon, formaldehit, etilen oksit, kükürdioksit ve klor gibi gazlarla yapılır. Plastikler ve ipler
ENFLAMASYON SÜRECİ Bedenin tüm savunma organları ve hücrelerine rağmen mikroorganizmalar ve yabancı maddeler, bu savunmayı aşabilirler. Bedenin bu tehlikelere karşı cevabı enflamasyondur. Enflamasyonda amaç, zedeleyici maddeyi tahrip ya da nötralize ederek sınırlamak ve zedelenmenin yayılımını engellemektir.
Enflamasyon sürecinde yer alan tepkiler şu şekilde sıralanabilir; 1-Damarsal Tepki Enflamatuar eksuda 2-Hücresel Tepki Hücre döşenmesi Göç Kemotaksis Fagositoz
3-Kimyasal Tepki 5-Hümoral Tepki 6-Hormonal Tepki Histamin ve Serotinin Bradikinin Komplement Prostoglandinler 4- Fibrin Bariyer Tepkisi 5-Hümoral Tepki 6-Hormonal Tepki
ENFEKSİYON KONTROLÜNDE HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI Hemşirenin, enfeksiyonun önlenmesinde, erken tanılanmasında ve tedavisinde sorumlulukları bulunmaktadır. Enfeksiyon riski oluşturan durumları bilmelidir. Hasta ve yakınlarına enfeksiyon konusunda eğitmelidir. Bulaşma yollarına dikkat etmeli, özellikle el yıkama konusunda bilinçli olmalıdır. Enfeksiyon belirtileri konusunda hasta ve yakınlarını gözlemlemelidir.
Hemşirenin bu konudaki sorumlulukları şu şekilde sıralanabilir; 1-Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması 2-Yeterli uyku ve dinlenmenin sağlanması 3-Cilt ve mukozanın irritasyonlardan korunması 4-Hastaya kullanılacak araç-gereçlerin temiz olması 5-Ziyaretçilerin kısıtlanması 6-Hastaya uygulanacak tüm girişimlerde aseptik tekniklerin kullanılması 7-El yıkamanın öneminin sağlıklı ve hasta birey, ailesi ve sağlık ekibi tarafından benimsenmesi ve uygulanması 8-Enfeksiyon riski taşıyan ve enfeksiyonlu olan hastaların ayrı odada yatırılması vs.
Hastane Atıkları Ev atıkları Tıbbî atıklar Radyoaktif atıklar Tehlikeli kimyasal atıklar
Tıbbî Atıklar İnsan doku ve organları Kan ve vücut sıvısı bulaşmış atıklar Hastalarla temas etmiş yemek artıkları İntaniye (bulaşıcı hastalık) ve acil servis atıkları İdrar ve dışkı kapları, dışkı ile bulaşmış eşyalar, Tek kullanımlık çamaşırlar Ameliyat önlükleri, eldivenler, maskeler, drenaj tüpleri, entübasyon setleri İzolasyon atıkları Sargılar, bandajlar, pansuman atıkları Zamanı dolmuş ilâçlar Laboratuvar ve deney hayvanları atıkları
Tıbbî atıklar; kırmızı renkli, 150 mikron kalınlığında, üzerinde "Dikkat Tıbbî Atık" ibaresi ve uluslararası klinik atıklar amblemi bulunan özel torbalarda toplanır
Tıbbi Atık Kutuları