POLARİTE Bilindiği gibi mültisellüler bir organizma olan her bitkinin büyüme ve gelişmesi sonunda kazanmış olduğu belirli bir şekli, yapısı ve organizasyonu vardır. Gelişmenin çok erken safhalarından başlamak üzere tek ve çok hücreli bütün organizmalar büyüyüp gelişirken aynı zamanda farklılaşıp belirli yapı ve şekil kazanırlar. Bu esnada bir eksenin karşılıklı iki ucunda morfolojik ve fizyolojik asimetrik bölgeler ortaya çıkar. Buna Polarite adı verilir. Kök- gövde; gövde- çiçek; petiyol-lamina arasındaki polarite en sık rastlanan polarite örnekleridir.
Bitkilerde üç farklı tipte polarite görülmektedir 1. Longitudinal polarite: Bitkilerde boyuna eksen doğrultusunda görülen polaritedir. Rizoid- tal( ilkel bitkilerde), kök- gövde( yüksek bitkilerde). Salix gövdesinde polarite( Şekil) ŞEKİL : Salix gövdesinde polarite
2. Dorsiventral polarite: Bitki organlarında görülen alt ve üst yapı farkı bu polariteyi açıklar. Yan dal ve yapraklarda görülür. Üst ve alt epidermis stoma farkı, iletim demetlerinin üst epidermiste gömülü olması, üst epidermiste palizat parenkiması bulunur. 3. Radyal polarite: Merkez– çevre polaritesi. Hücrenin en dışında hücre çeperi iç de ektoplazma, endoplazma, vakuol bulunur. Nükleus genç hücrelerde merkezde yaşlı hücrelerde kenara çekilmiş durumdadır. Polaritenin fizyolojik esası oksinlerin hareketlerine ayrıca bitkinin çeşitli kısımlarının elektriki potansiyel farkına bağlı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, pH, CO2 ve O2 düzeyleride etkilemektedir
RESTİTÜSYON Her canlının yaralanması ile bazı organlarını kaybetmesi ya da bazı organ ve dokuların görev yapmaması şeklinde yeni oluşumlar meydana getirerek yaraların kapatılması ya da eksilen organın yerine yenisinin yapılması, hatta belli bir parçadan tamamen yeni bir organizmanın oluşturulması yeteneğine genel anlamda restitüsyon denir. İki kısımda incelenir
1. Regenerasyon: Restitüsyonun önemli kısmıdır 1. Regenerasyon: Restitüsyonun önemli kısmıdır. Regenerasyon ya var olup uyku halinde bulunan embriyonik yapının faaliyeti ile ya da tamamen yeni başlatan, bir organın yerine bir başkasının meydana getirilmesidir. Örneğin; Taraxacum kökünden kesilen bir kök çeliği toprağa dikilirse tam bir bitkiyi verir. Menekşe yaprağı kuma ekilirse bir süre sonra yaprak sapından ek kök ve vegetatif tomurcuklar oluşur. 2. Reperasyon: Zedelenmiş olan yerde varsa meristematik hücrelerin yoksa daima doku hücrelerinin bölünme yeteneği kazanarak hızla bölünmesi ve meydana gelen doku sayesinde yaranın onarılıp kapanması olayıdır
KORELASYON Bir bitkiyi oluşturan çeşitli hücre, doku ve organlar nerede olurlarsa olsunlar, birbirlerinden bağımsız şekilde davranamazlar. Bitkinin herhangi bir kısmında görülen olay çok uzağındaki kısımları ve olayları da etkiler. Bitkilerde farklılaşmayı sağlayan bu karşılıklı ilişki ve etkileşimlere ve bunun sonucu olarak beliren büyüme, gelişme ve farklılaşma olaylarına büyüme korelasyonları adı verilmektedir. Örneğin kökte sentezlenen sitokininlerin gövdedeki olayları etkilemesi, tomurcukların kambiyal faaliyeti etkilemeleri, yaprak ve kotiledonların yan tomurcuk
gelişmesine etkileri çiçek ve meyvelerin kendi aralarındaki ilişkiler ve çiçeklenme ile birlikte yaprak yaşlanmasının artması, tepe tomurcuğunun yanal tomurcuklar üzerindeki etkileri( apikal dominansi) çeşitli koşullarda kök/ gövde oranındaki değişimler, hep büyüme korelasyonlarının birer belirimidir.
APİKAL DOMİNANSİ Birçok bitkide tepe tomurcuğunun kesilmesi ile lateral tomurcukların etkinlik gösterdiği bilinmektedir. Tarımda bu uygulama budama diye isimlendirilir. Şu halde, tepe tomurcuğunun lateral tomurcuklar üzerinde korelatif bir engelleyici etkisi vardır. Tepe tomurcuğu kesildiğinde bu etki ortadan kalktığından lateral tomurcuk gelişmesi olur. Tepe tomurcuğunun bu etkisine apikal dominansi denir( Şekil ). Tepe tomurcuğunun kesilmesi ile bu etkinin ortadan kalkmasına apikal dominansinin çözülmesi denir
ŞEKİL: Apikal dominansi Apikal dominansi etkisi, bitkide yukarıdan aşağıya doğru gidildikçe azalmaktadır. Apikal dominanside en önemli etmenin tepe tomurcuğu tarafından oluşturulan IAA olduğu bilinmektedir
KAYNAKLAR Leopold, A.C., Kridemann, P.E., 1975. Plant Growth and Development. Tata McGraw-HILL Publishing Company LTD. New Delhi. Devlin, R.M., Witham, F.H., 1983. Plant Physiology. Woodsworth. Publishing Company. California. Palavan Ünsal, N., 1982. Bitki Büyüme Maddeleri. I.Ü. Basımevi ve Film Merkezi. İstanbul. Özen H.Ç., ONAY A.,1999, Bitki Büyüme ve Gelişme Fizyolojisi. Dicle Üniversitesi Taiz, L., Zeiger, E., 2008. Plant Physiology. The Benjamin/Cummins. Publishing Company. Inc. California. Kadıoğlu, A. 2004. Bitki Fizyolojisi. Esen Ofset Matbaacılık Şti. Trabzon.