Tohumun Dış Morfolojisi Döllenmeye ardışık Ovaryum içersindeki ovüller gelişerek tohumu meydana getirirler. Tohum; zigottan gelişen embriyo, integümentlerden gelişen testa ve embriyo kesesi sekonder nukleusunun gelişimi ile oluşmuş olan endospermadan meydana gelir.
TOHUM KISIMLARI 1- TESTA Testanın yüzeyi etli, sert veya kabuksu olabilir. Testa üzerindeki özellikler farklı tohumlar için değişiklik gösterir.
Son yıllarda tohum yüzeylerinin elektron mikroskobu ile incelenmesi sonucu yüzeylerinde birtakım morfolojik farklılıklar olduğu açıkça ortaya konmuştur.
2. ENDOSPERMA Tohumlar, besin maddelerini içeren özel bir dokunun bulunup bulunmamasına göre besi dokulu tohumlar (endospermalı) ve besi dokusuz (endospermasız)veya perispermalı tohumlar olarak sınıflandırılabilir. Besi dokulu tohumlarda ya endosperma ya perisperma ya da her ikisi de bulunabilir.
Perisperma, tohum gelişirken besin maddelerinin nusellus hücrelerinde depo edilmesiyle oluşur. Özel bir besi dokunun bulunmadığı durumlarda ise tohumun çimlenmesi için gerekli olan besin maddesi embriyonun kotiledonlarında toplanır.
3- EMBRİYO Embriyoda genel olarak 5 kısım ayırt edilir. 1- Kotiledon veya çenek (Yapraksı yapı) 2- Plumula (Gövdeyi verecek meristem bölgesi) 3- Radikula (Kökü verecek meristem bölgesi) 4- Hipokotil (Kotiledonların alt tarafındaki kısa eksen) 5- Epikotil (Kotiledon ile plumula arasındaki kısa eksen)
Gymnospermler ise çoğunlukla polikotildirler. Angiospermler kotiledonların sayısına göre monokotil ve dikotil olabilirler. Gymnospermler ise çoğunlukla polikotildirler.
Monokotil bitkilerden olan Gramineae’lerde embriyo farklılık gösterir Monokotil bitkilerden olan Gramineae’lerde embriyo farklılık gösterir. Karyops tipi meyvada embriyo endospermin bir yanına itilmiş olarak bulunur. Embriyoda plumula ile birlikte 1-2 yaprağı saran bir örtü (koleoptil) ile radikulayı saran bir örtü (koleoriza) bulunur. Plumula ile radikula arasında geniş bir gövde kısmı vardır. Embriyonun tek kotiledonu embriyonun bir yanında endosperma ile temas halindeki skutellum adı verilen bir organ haline geçmiştir.
Tohumlar; şekilleri ve büyüklükleri bakımından farklı bitkilerde farklıdır.
Tohumun Çimlenmesi Tohumdaki embriyonun uygun şartlar bulunca gelişerek ana bitkiye benzer bitki vermek üzere tohumdan çıkıp serbest hale geçmesine çimlenme denir.
Çimlenme esnasında önce tohumda bir şişme meydana gelir Çimlenme esnasında önce tohumda bir şişme meydana gelir. Embriyo hücrelerinin arka arkaya bölünmesi ile testa çatlatılır ve bu çatlayan kısımdan önce radikula, sonra embriyonun diğer kısımları dışarı çıkar. Önceleri tohumdaki besin maddeleri ile beslenen embriyo ışığa çıkınca kendi yeşil yaprakları ile kendi besin maddesini yapar. Böylece genç bitki meydana gelmiş olur.
Tohumdaki kotiledonların çimlenmedeki durumlarına göre çimlenme 2 tiptir: 1-Epigeik çimlenme 2- Hipogeik çimlenme
1-Epigeik çimlenme: Kotiledonlar, hipokotilin uzaması ile toprak yüzeyine çıkarak kısa bir süre yaprak gibi fotosentez yaparlar. Hipokotil uzamış, epikotil kısalmıştır. Ör: Phaseolus (Fasulye), Ricinus (Hint yağı), Pinus (Çam).
2- Hipogeik çimlenme Kotiledonlar toprak altında testa içerisinde kalarak, plumula gelişip yapraklı gövdeyi verirken çürürler. Böyle tohumlarda hipokotil hiç uzamaz veya bulunmaz, epikotil ise uzamıştır. Ör: Pisum sp. (Bezelye), Triticum sp. (Buğday).
Kökün Dış Morfolojisi Kara hayatına uymuş gelişmiş bitkilerde kök, genel olarak toprak içersinde gelişmiş, pozitif geotropizma gösteren organdır. Kök bitkiyi toprağa bağlayan ve ona su ve suda erimiş anorganik maddeleri sağlayan aldığı maddeleri bitkinin diğer organlarına ileten, bitkideki metabolik faaliyetleri kontrol eden hormonları(oksin, giberellin, sitokinin, Absisik asit) sentezleyen bir toprakaltı organıdır. Bunun yanında bazı bitkilerin hava içersinde gelişen hava kökleri ve su içersinde gelişen su kökleri vardır. Kökler gövdeden farklı olarak nod, internod ve kloroplast taşımamaları ile ayrılırlar. Embriyonik olarak radikuladan köken alır.
Gerçek kökler çimlenmekte olan tohumun embriyosunun radikula kısmından oluşurlar. Genç bir kökte 5 bölge ayırt edilir. En uç kısımda sarımsı veya kahverengimsi konik şekilli kaliptra bölgesi; onun üzerinde birkaç milimetre uzunluktaki düzgün yüzeyli Apikal meristem bölgesi; Üzerinde uzama bölgesi; daha üstünde kök tüylerinin bulunduğu kök tüyü bölgesi; Kök tüylerinin düşmesiyle olumuş koyu renkli primer mantarlaşmış koruyucu doku bölgesi bulunur.
Kök Çeşitleri 1. Primer kök (ana kök) 2. Sekonder kök (yan kök) 3. Adventif kök (Ek kök, sakçıl kök)
Tohumun çimlenmesiyle embriyodan gelişen radikuladan primer kök (ana-kök) oluşur. Primer kök üzerinde sekonder köklerin çıktığı boyuna çizgiler rizostik denir. Bazı durumlarda primer kök bitkinin toprak üstü organları kadar uzun ömürlü değildir. Böyle bitkilerde primer kökün yerini ömürleri bitkinin ömrü kadar uzun olmayan adventif kökler alır.
Primer Kök Raphanus sativus Daucus carota Brassica rapa
Sekonder kök Sorghum sp.
Adventif Kök Peperomia sp. Allium cepa
Ödevlerinde olduğu gibi yapılarında da primer köklere benzeyen adventif kökler, kökenleri bakımından primer köklerden farklıdırlar. Genel olarak kökten başka bir organdan meydana gelen kökler adventif kökleri oluştururlar. Bu kökler de dallanma gösterebilirler ki ince ve ipliksi olan bu köklere ipliksi kök denir.
Kök Metamorfozları Kökler de temel ödevlerinden başka ödevleri görmek üzere metamorfoze olurlar. (Çekme, Hava, Diken, Üretken, Depo, Su, Tutunma, Destek, Asimilasyon, Emeç)
Yumru kök Besin maddelerini depo etmek üzere şişkinleşmiş olan köklere yumru kök denir. Şekil bakımından farklılıklar gösterirler. Yumru köklere sahip olan bitkiler genellikle çok yıllıktırlar. Örneğin Raphanus (turp), Daucus (havuç), Orchis (salep).
Kontraktil kök (Çekme kök) Bu köklere en uygun olarak Lilium(zambak), Crocus (safran), Arum (danaayağı) gösterilebilir. Bu tip kökler önce fazla miktarda yedek besin maddesini depo eden korteksin sonradan besin maddelerini kaybetmesi sonucu yüzeyinde enine pililer meydana getirerek kısalmasıyla oluşur. Böylece bitkinin gövdesi toprağa daha sıkı tesbit edilmiş olur.
Diken kök Savunma ödevini görmek için diken halini alan köklere denir. Phoenix (Hurma) bitkisinin gövdelerinde rastlanılır.
Havstoryum (Emeç - Sömürme kökü) Parazit bitkilerin, üzerinde yaşadıkları konak bitkinin dokusu içine bağlanması ve o bitkinin besin maddelerini emmesine yarayan köklere havstoryum denir. Viscum (Ökse otu), Cuscuta (Cinsaçı) havstoryumlu parazit bitkilerdir.
Üretken kök Özellikle dikotil bitkilerde, gövde verici tomurcuklar meydana getiren kökler vardır. Bu tomurcuklardan süren yavru bitkinin ana bitkiden ayrılması ile eşeysiz üreme sağlanmış olur. Coronilla varia (renkil burçak), Convolvulus arvensis (tarla sarmaşığı).
Hava kökleri Hava içersinde gelişen köklere denir. Değişik görevler yaparlar. Hedera helix (duvar sarmaşığı) nın gövdeden çıkan adventif kökleri uç kısımlarında bulunan yapışkan bir madde yardımıyla duvar veya bir başka bitkiye tutunmayı sağlarlar. Bazı sıcak ülke bitkilerinde hava kökleri uzun iplikler halinde gövdelerden çıkıp hava içersinde sarkarlar. Hava kökleri, çevrelerindeki birkaç tabakadan ibaret velamen denen özel doku yardımıyla su buharı ile doymuş havanın nemini emerek bitkini su ihtiyacını sağlarlar. Epifit bitkilerin klorofil taşıyan hava kökleri bir dereceye kadar asimlemeye yardımcı olur.
KÖK METAMORFOZLARI
Tropikal bölgelerdeki nehir kenarlarında yaşayan Podostomonaceae familyasındaki bitkilerin klorofil taşıyan kökleri dış görünüşü bakımından dallı yosunlara benzer ve hem su emme, hem asimleme ödevi görürler. Bazı bitkilerde hava kökleri bitki gövdesinin eğilmesini önlemek için destek kök haline geçer. Mangrove
Zea mays (mısır) bitksinin toprağa yakın gövdeden çıkan ek kökler bitki gövdesini dik tutarlar. Bazı bataklık bitkilerinde (Ficus religiosa-brahman inciri) bitkiden gelişen kökler geniş alanlar işgal ederler ki böyle destek köklere ayak-kök denilmektedir.
Su kökleri Su bitkilerinin su içersinde gelişen kökleri kökün genel özelliklerine sahiplerse de, genellikle kök tüyleri taşımazlar ve korteksleri geniş hücre arası boşluklarına sahiptir. Hücre arası boşluklarında bulunan hava, bitki kökünün su içersinde yüzmesini sağlar. Oksijeni az su ve bataklıklarda yaşayan birçok türlerde çamur yüzeyine kadar çıkan böyle şişkin köklere, bitkiye oksijen sağladıkları için nefes kökü de denir.