ÖZEL EĞİTİM UYGULAMALARI KURSU BİREYSEL FARKLILIKLARI İNCELEME YAKLAŞIMLARI Sedat GÜLLECİ
Eğitim Programları öncelikli olarak bireylerdeki benzerlikler dikkate alınarak yapılır ve pratikte her bireyin yapısına göre ayarlamalar yapılması beklenir. Fakat gerçek olan bir durum var ki eğitim, bireyler arasındaki farklılıkları dikkate aldığı ölçüde başarılı olabilir. Fakat insanı tanımanın ve toplumsal çeşitliliği sağlamanın yolu bireysel farklılıkları göz ardı edilmemesinde yatmaktadır (Aktepe, 2005).
Her birey doğal olarak farklı yeteneğe, zekaya, ön bilgiye, öğrenme biçimine ve farklı motivasyonlara sahiptir. Eğitim bu farkları dikkate alıp bireyleri sahip oldukları bireysel farklara göre yönlendirme yapmakla yükümlüdür (Aktepe, 2005).
Eğitim öğretim ortamlarında bu farklılıklar mutlaka dikkate alınmalıdır. Çünkü her birey tektir ve en doğal özelliklerinden biri, farklı olmalarıdır. Öğrencilerin bireysel farklılıkları, doğal bir zenginlik olarak algılanmalı ve öğretimde bu zenginlikten faydalanılmalıdır (Çaycı, 2007).
Eğitim öğretim ortamlarında bu farklılıklar mutlaka dikkate alınmalıdır. Çünkü her birey tektir ve en doğal özelliklerinden biri, farklı olmalarıdır. Öğrencilerin bireysel farklılıkları, doğal bir zenginlik olarak algılanmalı ve öğretimde bu zenginlikten faydalanılmalıdır (Çaycı, 2007).
Bireysel farklılıklardan dolayı öğretim sürecinde açığa çıkacak sorunların tamamı öğretmene yüklenmemelidir. Özellikle, bireysel farklılıkları tanıma ve onu yönlendirebilme adına öğretmenlere destek olabilecek yönetime ve yardımcı destek personelin oluşturulmasına daha çok gayret gösterilmelidir.
Bireysel farklılıkları öğretim süresince sağlıklı yönlendirebilme adına program geliştirme, ölçme değerlendirme, özel eğitim, rehberlik gibi alanlarda uzman olan personellerin öğretmenlerle birlikte çalışması sağlanılmalıdır.
Sağlıklı ve yapıcı yapılan iletişimlerin öğretmenlere öğrencilerini bilişsel, duyuşsal ve sosyal açıdan daha iyi tanımasını sağlayacaktır.
Kişiler birbirlerinden ayırıcı özellikleriyle farklılaştıkları gibi, kişilerdeki ayrıcı özellikler de farklı düzeylerde olabilir. Kişilerin devimsel,dil,problem çözme,zihinsel süreçler,duygular,öğrenme özellikleri birbirinden farklı olur. Ayrıca belirtilen bu özellikler her kişide aynı şekilde gelişmez ve diğer kişilerden farklılaşır.
Engelli çocuklara özel eğitim hizmetlerinin gelişerek sağlanmasının temelinde özellikle tanılama, eğitim ortamlarına yerleştirme ve eğitim ortamlarındaki hizmetlerin düzenlenmesi farklılıkların ölçülmesi,bireysel farklılık, bireylerarası farklılık ve bireyin kendi içindeki farklılıkların ölçülmesinin doğrudan etkisi olmuştur.
Bireysel farklılık insanın değişmez özelliklerinden sadece birini dikkate alarak kişinin bir özelliğiyle diğerinden farklı olduğunu belirtmedir. Çocuklar yaşlarına göre sınıflara yerleştirildiğinde değişmez bir özellik olan yaşa göre sınıflama yapıldığından, bireysel farklılıklar dikkate alınarak yerleştirilmiş olurlar.
Engelli çocukların yetersizliklerine göre sınıflamasında bireysel farklılıklar kavramından yararlanılmıştır. Önceleri bireysel farklılık kavramı çocukların yetersizliklerine göre sınıflanmalarına ve yetersizliğe göre eğitim hizmetlerinin düzenlenmesine hizmet etmiştir. Örneğin görme engelli bireyler için eğitim hizmetleri görme engelliler okullarında verilmektedir. Özel eğitimdeki yetersizliğe göre yapılan geleneksel sınıflamaların esin kaynağı bireysel farklılık kavramıdır.
Bireyin kendi içindeki farklılığı, çocuğun kendi içindeki yeterliliklerini ölçerek ve ölçülen beceri ve yeteneklerini kendi aralarında karşılaştırarak betimlemedir. Kişiye ortalama performansına göre değil,her bir alanda yapabildiklerine göre öğretim düzenlemelerine yer verme düşüncesiyle bireyselleştirilmiş eğitim planları geliştirilmiştir.
Farklı Davranışları Açıklama ve Değiştirme Yaklaşımları Bireysel farklılıklar ve farklı davranışı anlamak ve kontrol etmek için yaklaşımlardan yararlanılır. Farklılıkları açıklama, farklılıkların yaratmış olduğu sınırlılıkların üstesinden gelmek için izlenecek sağaltım çalışmaları benimsenen yaklaşımlara göre değişir. Bunlar psikodinamik, biyofiziksel,davranışçı ve sosyolojik yaklaşımdır.
Psikodinamik Yaklaşım Psikodinamik yaklaşım insanın davranışlarını ve davranış farklılıklarını içsel ve ruhsal oluşumlara dayandırarak açıklar. Bu kurama göre insanın davranışlarını anlamak için ancak bilinçaltı analizi yapılabilir.
Kurama göre, kişilik bu üç ayrı bölümün karşılıklı olarak dinamik etkileşiminin ürünüdür. İd: Kişiliğin temel sistemidir. İd kalıtımla gelen içsel dürtüleri içerir. İçsel dürtülerin, ego ve süper egonun enerji kaynağıdır. İçgüdüleri İçeren ruhsal enerji kaynağı olan haz ilkesine göre davranan benliğimiz. (kişiliğin biyolojik bölümü). Ego: Varlığı organizmanın gerçek nesnel dünyayla alışverişe geçme gereksiniminden kaynaklanır. İdi denetleyen kişiliği gerçekçi yürütme organı. (kişiliğin psikoloji bölümü) Egonun İşlevleri:Benlik enerjinin boşalması sırasında gösterilecek eylemleri yönetir. Enerjinin boşaltılması için çevredeki hangi nesnelerle ilişki kuracağını seçer. Hangi iç tiplerin ne biçimde doyuma ulaşacağına karar verir. Üst ve alt benlikten gelen istekler için olumlu çözüm yolları bulur. Kişinin ve neslin devamı için alt benliğin enerjisini yönlendirir Süperego: Ahlaksal ülkü yada bilinçtir. İçimizdeki yargıç, kusursuz olmaya çalışan egoyu denetleyen üst benliğimiz (kişiliğin ahlaki bölümü). Süperegonun İşlevi: İdden gelen içsel tepkileri bastırmaktır.
Biyofiziksel Yaklaşım Bu yaklaşıma göre ruhsal ve davranışsal bozuklukların temelinde kalıtımın ya da genlerin belirleyici olduğu vurgusu yapılmıştır(örneğin, down sendromunu kalıtsal olarak geçtiği bulunmuştur.). Biyofiziksel kuramcılar davranışların en az bir bölümünde biyofiziksel yapının işleyişini engelleyen zedelenmelerin sorumlu olduğunu düşünürler.Bu kurama göre zihinsel engel, duygusal ve davranışsal bozukluklar, öğrenme güçlükleri, görme, işitme, ve dil-konuşma bozukluklarının tamamında veya en azından birbölümünde biyofiziksel ve biyokimyasal yapının bozukluğundan etkilenmiştir.
Davranışçı Yaklaşım Davranışçı yaklaşım insanların gözlenebilen davranışlarını konu edinir. İnsan davranışları öğrenmeyle kazanılır. İnsan davranışları uyaranlara verilen tepkilerdir. ve şartlanma yoluyla öğreniriz. Davranış bozuklukları da yanlış öğrenilmiş davranışlardır.
1- Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme: 2-Edimsel Koşullanma: Davranışçı Kuramlar 1- Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme: 2-Edimsel Koşullanma: 3- Gözlem Yoluyla Öğrenme:
Klasik koşullanma yoluyla kazanılan davranışlar koşullu uyarıcı- koşulsuz uyarıcı bitişikliği ortadan kaldırıldığı zaman gider azalır ve kaybolur. Buna davranışın sönmesi denir. - Bu tür koşullanmada, davranışı izleyen ve organizma üzerinde hoşa gidici bir etki yaratarak, davranışın (edimin) ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir. -Bir davranışın arkasından gelen ve organizma için hoşa gitmeyen bir durum yaratan uyarıcılara ise ceza denir. Ceza davranışı zayıflatır ya da belli bir süre için durdurur.
Pekiştirme Çeşitleri : -Bir davranış, organizmanın hoşuna gidecek bir uyarıcının doğrudan verilmesi ile pekiştiriliyorsa, buna olumlu pekiştirme denir. Örneğin; sınıfta bir soruyu doğru cevaplandıran öğrenciye yaşına göre aferin denilmesi, başının okşanması, (+) puan verilmesi, gülümsenerek onaylanması birer olumlu pekiştirmedir. -Organizma hoş olmayan bir durumdan kurtarılarak da davranış pekiştirilir. Bu tür pekiştirmeye olumsuz pekiştirme denir. Örneğin; bir öğrenci evindeki aile kavgalarından, sorunlarından kaçmak için okula geliyorsa, okul öğrenci için olumsuz pekiştirmedir. Çünkü öğrenci okula gelerek kendisine acı veren sorunlardan kurtulmakta ve rahat etmektedir.