BESİN-BESLENME PLAN VE POLİTİKALARI (Türkiye’de Beslenme Sorunlarının Nedenleri Çözüme Yönelik Programlar)
Beslenme durumunu etkileyen 10 temel etmen 1.Yoksulluk 2.Beslenme örüntüsünün ve alışkanlıklarının değişmesi 3.Enfeksiyon hastalıkları ve parazitler 4.Fiziksel aktivite 5.Ev halkı besin güvencesi 6.Yanlış emzirme uygulamaları 7.Kötü çevre koşulları ve kişisel hijyen 8.Düşük düzeyde okullaşma 9.Beslenme bilgi düzeyi yetersizliği 10.Besin ögesi alımında yetersizlikler
BESLENME SORUNLARININ NEDENLERİ
Tarım ve gıda üretimi ile ilgili faktörler Besinlerin işlenmesi, dağıtımı, pazarlanması ile ilgili faktörler Gelir düzeyi ile ilgili faktörler Genel eğitim düzeyi ve alışkanlıklarla ilgili faktörler Demografik Faktörler Çevre Sorunları Gıda ve beslenme ile ilgili mevzuatların yetersizliği
Türkiye’de Beslenme ve Sağlık Durumu Araştırmalara göre; PEM hala yüksek (özellikle bodurluk önemli), BÖH hızı gelişmiş ülkelere göre hala yüksek Vitamin-mineral yetersizlikleri önemli sorun Beslenmeye bağlı kronik hastalıklar hala sorun Çocukların günlük enerji gereksinimleri karşılanmıyor Hayvansal protein, kalsiyum, A vitamini ve riboflavin RDA değerlerinden düşük
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
BESİN VE BESLENME POLİTİKALARI
İnsanlar; Güvenilir Uygun fiyatta İyi kalitede Sağlıklı beslenme alışkanlığını geliştirecek besinleri satın alma ve tüketme hakkına sahiptir.
Bu nedenle tüm ülkelerin politika gündeminde; Besin üretimi Besinin işlenmesi Ticareti önemli yer tutar. Ülkelerin politika gündeminde yer alan bir diğer konu da sağlıktır. Besin ve sağlık kavramları birlikte ele alınarak politikalar oluşturulmalıdır. Besin, beslenme, sağlık birbirinden ayrılmaz kavramlar oldukları için sağlık ve tarım sektörlerinin bu konularda işbirliği içinde çalışmaları önemlidir.
Besin ve Beslenme Politikaları Tüm toplumun beslenme durumunu ve sağlığını düzeltmek ve geliştirmek , sürdürülebilir besin güvencesini ve besin güvenliğini sağlamak amacıyla çoğunlukla hükümetler tarafından yürütülen aktivitelerdir. Gıda Güvencesi: tum insanlarin saglikli ve aktif bir yasam icin yeterli, guvenli ve besleyici gida urunlerine her zaman hem fiziksel hem de ekonomik erisimlerinin olmasi demektir Güvenli besin: besleyici değerini kaybetmemiş, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan bozulmamış, temiz besinler.
Besin ve beslenme politikaları oluşturulurken; Ekonomik, Kültürel ve Politik eğilimler göz önünde bulundurulmalıdır. Politikalar; Tüketicinin alışkanlığına Sosyal ve kültürel yapısına uygun olmalıdır.
Beslenme Politikaları Akış Şeması Besin ve Beslenme Araştırmaları Sonucu Toplumsal Beslenme Sorunları Saptanır Ulusal veya Bölgesel Politika Belirlenir Politikalar Kapsamında Spesifik Beslenme Stratejileri ve Hedefler Belirlenir Stratejiler ve Hedefler Doğrultusunda Eylem Planları Yapılır Eylem Planları Sonucu Ulusal ,Yerel veya Popülasyona Özgü Beslenme Programları Oluşturulur Programlar Hedef Kitleye Ulaşır
Anne Sütünün Teşviki, Emzirmenin Özendirilmesi ve Bebek Dostu Hastaneler Hatalı anne sütü uygulamalarının önlenmesi, Emzirmenin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesine yönelik olarak, 1991yılından beri UNİCEF / DSÖ önerileriyle
BEBEK DOSTU Gebeliklerinden itibaren anne adaylarını anne sütü ve emzirme konusunda bilgilendiren, Doğumdan hemen sonra annelerin bebeklerini emzirmesini sağlayan, Güncel bilgilerle eğitilmiş sağlık personeli yardımıyla annelere bebeklerini nasıl emzirecekleri konusunda yardımcı olan hastaneler “BEBEK DOSTU HASTANE” unvanını almaktadır.
Obezitenin çok çeşitli nedenlerinin olması, obezite ile mücadelenin farklı yaklaşımlarla ancak bütüncül olarak sürdürülmesi gereğini ortaya koymaktadır. Günümüzde global düzeyde hızla artan obezite ile mücadelede, bireysel mücadelenin yanı sıra kurumsal mücadele de önem kazanmıştır. Bunun için kurumsal düzeyde çok sektörlü bir yaklaşımla gerekli önlemlerin alınması zorunlu hale gelmiştir.
Ulusal ve yerel düzeyde politik istek ve kararlılığın sağlanması, Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında toplumun, farklı araçlar kullanılarak obezite, yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilinçlendirilmesi, Obezitenin teşhis ve tedavisine yönelik önlemlerin alınması, izleme ve değerlendirme çalışmaları, bu programın kapsamını oluşturmaktadır.
TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014-2017) olarak güncellenmiştir.
Türkiye Obezite ile Mücadele Programı ve Ulusal Eylem Planı” kapsamında ülkemizde ulusal düzeyde okul çağı çocuklarında fazla kiloluluk ve obezitenin görülme sıklığını belirlemek amacıyla MEB ve HÜ ile işbirliği ile "Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında (6-10 Yaş) Büyümenin İzlenmesi Projesi (TOÇBİ)” yürütülmüştür.
Türkiye Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı; Risk Faktörlerine Yönelik Stratejik Plan ve Eylem Planı 25 Aralık 2007
Sağlık Bakanlığı günlük tuz tüketim miktarını azaltmak amacıyla önemli çalışmalara başlamıştır. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 2010 Haziran ayında, “Tuz Tüketiminin Azaltılması Ulusal Strateji Belirleme Çalıştayı” düzenlenmiştir
tuz eklenmeyeceği ifade edildi. BU ULUSAL PROGRAMDA, ekmek, geleneksel ve işlenmiş gıdalardaki tuz içeriklerinin belirlenerek bir veri bankası oluşturulacağı; fast-food, lokanta gibi yerlerdeki menülerin incelenerek tuz miktarlarındaki azaltma oranlarının saptanacağı ve tuz oranlarının kademeli olarak azaltılacağı; restoran ve fast-food gibi yerlerde masalardan tuzlukların kaldırılarak, küçük poşetlerde iyotlu tuzların bulundurulacağı, bu yerlerde isteğe bağlı olarak tuz ilave edilmesi gereken patates kızartması, salata, ayran gibi yiyecek içeceklere hazırlama sırasında, tuz eklenmeyeceği ifade edildi.
Programın Nitelikleri Diyabet ve risk faktörlerine yönelik farkındalık yaratmak, • Toplumsal olarak sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi, • Diyabetin erken tanınması, • Güncel standartlara uygun tedavi ve izlem, • Komplikasyonların azaltılması. EYLEM PLANI (2011-2014)
Okullarda Diyabet Eğitimi Programı Amaç; Okul müdürü, öğretmenler, okul hemşiresi ve personelinin diyabet konusunda bilgili ve bilinçli olmasını sağlayarak Tip I diyabeti olan çocuklara daha fazla yardımcı olmalarını sağlamaktır.
İYOT YETERSİZLİĞİ HASTALIKLARI VE TUZUN İYOTLANMASI PROGRAMI Program 1994 yılından beri UNICEF işbirliğinde sürdürülmektedir.
Türkiye’de Hipotiroidizm “Yenidoğan Hipotiroidi Tarama Programı” Sağlık Bakanlığı AÇSAP Gn Md- Aralık 2006
D VİTAMİNİ YETERSİZLİĞİNİN ÖNLENMESİ VE KEMİK SAĞLIĞININ GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI Her yıl 1 milyon bebeğe koruyucu olarak D vitamini desteği 23 Mayıs 2005 tarihinde program başladı. 2009 sonu itibariyle 6 milyon bebeğe dağıtıldı Programın başarısı için halk eğitimlerinin çok önemli rolü vardır.
. T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından gebelik ve süt verme döneminde annelere D vitamini desteği sağlanmasına dayanan bir program başlatılmıştır. D vitamini eksikliğinin yüksek oranda görülmesi ve zaten gebelikte dışarıdan D vitamini desteği gerektiğinden D vitamininin uygulanmayacağı durumlar hariç ayrım yapılmaksızın tespit edilen her gebeye ve doğumdan sonra da anneye D vitamini desteği yapılacaktır. Bütün gebelere ilk 3 aydan sonra günde 1200 IU (9 damla) D vitamininin ağızdan verilmesi ve bu uygulamanın doğum sonrası 6 ay sürdürülmesi planlanmıştır.
OKUL SAĞLIĞI ÇALIŞMALARI VE OKUL SÜTÜ PROGRAMI Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Ulusal Süt Konseyince ortaklaşa hazırlanan Okul Sütü Programı’nın amacı, ana sınıfı dâhil olmak üzere ilköğretim öğrencilerine süt içme alışkanlığını kazandırmak, yeterli ve dengeli beslenmeye katkıda bulunarak sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlamaktır. OKUL SAĞLIĞI ÇALIŞMALARI VE OKUL SÜTÜ PROGRAMI
Beslenme Dostu Okul Programı Bu program ile okullarda sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam konularında duyarlılığın arttırılması ve bu konuda yapılan iyi uygulamaların desteklenmesi ile okul sağlığının daha iyi düzeylere çıkarılması hedeflenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ile T.C. Sağlık Bakanlığı arasında 21.01.2010 tarihinde imzalan protokol ile “Beslenme Dostu Okul Programı” ülkemizde başlatılmıştır.
Okul kantin ve yemekhanelerindeki beslenme hizmetlerinin belirli aralıklarla yeterli ve dengeli beslenme ve besin güvenliği kriterlerine uygunluğu açısından denetiminin sağlanması faaliyetleri
Kronik hastalıkların ortak risk faktörlerinden birisi olan fiziksel inaktivite (fiziksel hareketsizlik), dünya genelindeki ölüme neden olan risk faktörleri sıralamasında dördüncü sırada yer almaktadır (dünya genelindeki ölümlerin % 6’sı). Meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık % 21-25’inin, diyabetin % 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının % 30’unun ana nedeni olduğu tahmin edilmektedir. Obezitenin artmasına neden olan önemli faktörlerden biri hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşmasıdır.
Fiziksel aktivitenin arttırılması sadece bireysel değil toplumsal bir sorun olup toplum tabanlı, çok sektörlü, multidisipliner ve kültürel yaklaşım gerektirmektedir. Bu nedenle toplumun obezite ile mücadele konusunda bilgi düzeyini artırmak, yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmasını teşvik etmek ve böylece ülkemizde obezite ve obezite ile ilişkili hastalıkların (kalp-damar hastalıkları, diyabet, bazı kanser türleri, hipertansiyon, kas-iskelet sistemi hastalıkları vb.) görülme sıklığını azaltmak amacıyla Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı hazırlanmıştır.