HER BAĞIŞ YENİ BİR HAYAT
Organ Nakli, (yabancı dildeki adıyla Transplantasyon) günümüzde başka hiçbir tıbbi çözüm olmadığı için, bir insanın organ ya da dokularının ihtiyacı olan başka bir insana, tedavi amacıyla nakledilmesi işlemidir. .
Nakil ameliyatla ya da çeşitli tıbbi yöntemlerle yapılır Nakil ameliyatla ya da çeşitli tıbbi yöntemlerle yapılır. Bu sayede ölümcül durumdaki ya da beden işlevlerinin bir kısmını yerine getiremeyen hastanın sağlıklı bir yaşama kavuşması sağlanır. Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas organ nakillerine, gözün saydam tabakası olan kornea, kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücreleri de doku nakline örneklerdir
Organ Nakli, kimi organların işlevlerini yerine getiremeyecek duruma geldiğinde ve başka hiçbir tıbbi çözüm olmadığına karar verildiğinde zorunlu bir uygulamadır. Kronik, yani geriye, sağlıklı durumuna kavuşturulamayacak biçimde hastalanmış organların yerine sağlıklı organların takılması, hastanın sağlıklı yaşama döndürülmesinin günümüzde tek tedavi yöntemidir.
Organ naklinde doku reddi ve enfeksiyon hastalıkları gibi güçlüklerle karşılaşılablmektedir. Doku reddi: alıcı verici arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanır. Enfeksiyon hastalıkları:bağışıklık sistemimizin direnci azaldığı için hastalıklara yakalanma riskimiz artar.
ORGAN NAKLİNİN TARİHÇESİ Modern tıp, ilk böbrek transplantasyonu’nun Macar cerrahı Dr. Ullman tarafından Viyana’da 1902 yılında hayvanlar üzerinde gerçekleştirildiğini bildirir. Aynı yıl, genç Fransız cerrahı Alexis Carrell Lyon’da “Kan Damar Anastomozları’nın Sütür Teknikleri” adlı bir makale yayınladı; vasküler greftlerin transplate edilmesine olanak sağlayan bu çalışmaları ile 1912 yılında Nobel ödülü’ne layık görüldü.
Transplantasyon girişimleri 2 Transplantasyon girişimleri 2. Dünya savaşı sırasında uçak kazası sonrası yanan pilotlara yapılan deri nakilleri ile tekrar denenmeye başlandı. İngiliz doktorlar bu yanık yüzeyleri başka bireyler den alınan deri greftleri ile kapatmaya çalıştılar ancak bu nakiller başarısızlıkla sonuçlandı
İnsanlar üzerinde böbrek nakli’nin modern çağı, 1936 yılında sonuçları hiç tanınmamış bir dergide yayınlanan, Voronoy tarafından 1933 yılında Rusya’da gerçekleştirilen ilk kadavradan böbrek transplantasyonu ile başladı ve nihayet ilk kez 1954′te biri Boston’da diğeri ise Paris’te olmak üzere ilk akrabalararası (tek yumurta ikizleri) başarılı böbrek nakli gercekleştirildi.
1963′de Starzl, ilk karaciğer, 1966’da Kelly ilk pancreas ve bundan bir yıl sonrada Christian Barnard insanlar üzerinde ilk kalp transplanlasyonu’nu gerçekleştirdiler.
1954′de gerçekleştirilen Dünya’nin ilk başarılı böbrek nakli’nden 21 yıl sonra ülkemizde ilk akrabalararası böbrek nakli 3 Kasım 1975′te, ilk kadavra böbrek nakli ise Avrupa Transplantasyon Birliği “Eurotransplant”den getirtilen kadavra böbrekle 10 Ekim 1978′de, ve nihayet 2238 sayılı yasa’nın çıkmasından sonra 27 Temmuz 1979′da ilk yerli kadavra böbrek nakli Haberal ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir. Halen ülkemizde böbrek, göz, kalp, kornea, kemik iliği, deri, karaciger, akciğer, pankreas ve komposit doku nakilleri artık başarıyla gerçekleştirilmektedir.
Türkiye Organ Naklinde Dünyada İlk 5’te Yer Alıyor Prof. Dr Türkiye Organ Naklinde Dünyada İlk 5’te Yer Alıyor Prof. Dr. Kamil Yalçın POLAT Organ nakli, organ yetmezliği ile karşı karşıya olan bireylerin yaşam kalitesini artıran en önemli tedavi şekli olarak tanımlanıyor. Tam donanımlı merkezlerde alanında uzman doktorlar tarafından başarı ile gerçekleştirilen organ nakli operasyonları sonrası kişiler yeniden yaşama tutunuyor, iş ve sosyal yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat “3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası” öncesinde organ nakli ve bağışının önemi hakkında bilgi verdi.
Hastalar nakil, cerrahlar eğitim için Türkiye’yi tercih ediyor Organ nakli için sayısal verilere bakıldığında başarı oranları açısından Türkiye Dünya’da ilk 5 içinde yer alıyor. Artık organ nakli olabilmek için hastalar yurtdışına gitmiyor, aksine yabancı hastalar Türkiye’de organ nakli oluyor. Ülkemizde görev yapan organ nakli cerrahları son derece deneyimli olduğu için ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden cerrahlar Türkiye’ye geliyor. Özellikle canlıdan nakiller konusunda önemli başarılara imza atmış olan Türk cerrahlar konuk doktorlara kapsamlı bir eğitim vererek, deneyimlerini onlara paylaşıyor.
Son 10 yılda organ nakli için önemli adımlar atıldı Kamu ya da özel hastane fark etmeksizin organ naklinde tüm giderler devlet tarafından karşılanarak nakiller gerçekleştiriliyor. Türkiye’de diyalize giren 55 bin kayıtlı hasta bulunuyor. Bunun yanı sıra karaciğer nakli olmayı bekleyen 8-10 bin hasta var. Bundan 15-20 yıl önce bu hastaların birçoğu tedavi olamadığı için hayatını kaybederken, şimdi organ nakli ile eski sağlıklı günlerine tekrar kavuşabiliyorlar.
2015 verilerine göre organ bekleyen kişi sayısında artış var Sağlık Bakanlığı’nın 2015 verilerine göre şu anda 22.00 böbrek, 2.200 karaciğer, 600 kalp, 260 pankreas, 50 akciğer, 4 kalp kapağı, 5 ince bağırsak hastası kadavradan nakil olabilmek için bekliyor. Organ bağışının istenilen düzeyde olmaması sebebiyle birçok kişi bu bekleyiş esnasında yaşamını yitirebiliyor. Birçok kişi de kadavradan organ bağışı olmadığı için aile ya da yakınlarından alınan organlar ile sağlığına kavuşabiliyor
Organ nakli sonrası hastaları sağlıklı bir yaşam bekliyor Nakil olan kişilerin nakilden sonra en çok merak ettikleri konu, normal hayatlarına ne zaman dönebilecekleri oluyor. Hatta bazı hastalar eski yaşamlarına geri dönemeyeceklerini, eskisi gibi olamayacaklarını düşünerek endişeye kapılabiliyorlar. Nakil olan hastalarının bu konudaki endişeleri yersizdir. Tam tersi nakil olan kişileri zor günler değil, sağlıklı bir hayat bekliyor. Organ nakli ile yeniden hayata kazandırılan kişiler ortalama 3 ay sonra sosyal, iş yaşantılarına geri dönüp yeniden çalışan üreten insan olabiliyor. Bu süreçte çocuk sahibi olunabiliyor, kişi yaşantısına eskisi gibi sürdürebiliyor.
Organ bağışı konusunda toplumsal duyarlılık oluşmalı Türkiye’nin yıllık istatistiklerine bakıldığında böbrek nakli sayısı yılda ortalama 3 bin civarındadır. Bu rakam, az değildir; ama yeterli de değildir. Çünkü bunların çoğu canlıdan canlıya yapılmış nakillerdir. Türkiye’de kadavra bağışı çok az olduğu için canlı vericili nakiller ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde hala kadavra bağışı yeterli düzeyde değildir. Organ bağışı konusunda toplumda yeterli duyarlılığın oluşmaması hala bilgi eksikliğinin, önyargıların hatta yanlış inanışların olduğunu göstermektedir. İnsanlar hayattayken organlarının bir parçasını yakınlarına verebiliyor; ancak öldükten sonra vermek istemiyorlar. Öldükten sonra organın bir işe yaramayacağı unutuluyor. Bu, organ bağışı konusunda bir paradoksun olduğunun en güzel kanıtıdır. Organ bağışı algısında bir yanlışlık var ve bunun aşılması gerekiyor.
Hayattayken organlarınızı bağışladığınızı ailenize söyleyin Avrupa ülkelerinde milyon nüfus başına yıllık kadavra sayısı 25-30'ken, Türkiye'de bu rakam 4.7’dir. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerinden çoğunlukla “ret” cevabı alınmaktadır. Ortalamaya bakıldığında beyin ölümü gerçekleşenlerin sadece yüzde 26'sının organları alınabildiği görülüyor. Kadavradan gerçekleştirilebilecek nakiller için toplumun bilinçlenmesi gerekiyor. Organ bağışı konusunda doğru bilginin aktarılması çok önemlidir. Toplum olarak bilinçlenme sağlandıkça organ bağışına yaklaşım daha pozitif hale gelecektir.
KADAVRADAN NAKİL SAYISI YETERSİZ!!!
DÜNYADA İSE
Organ nakli 2 şekilde yapılmaktadır 1)Canlıdan yapılan nakil 2)Kadavradan yapılan nakil
Canlıdan canlıya organ nakli ne demektir? Yaşayan bir insan, böbreklerinden birini ve/veya karaciğerinin bir kısmını nakil ihtiyacı olan bir başkasına hayatta iken verebilir. Her iki organ bağışında da vericinin sağlığını olumsuz yönde etkileyen tıbbi hiçbir bulgu ortaya çıkmamıştır. Taşınan risk, vericinin geçireceği ameliyatın riski kadardır.
Kadavradan organ nakli ne demektir? Beyin ölümü geçekleşmiş kişinin organlarını alıp ihtiyacı olan bir kişiye nakline kadavradan organ nakli denmektedir.
Kadavra donör (verici): Trafik kazası, kurşunlanma, beyin kanaması vb Kadavra donör (verici): Trafik kazası, kurşunlanma, beyin kanaması vb. nedenlerle yoğun bakımda tedavisi devam ederken, beyin ölümü denilen geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmiş hastaların organları bağışlandığı takdirde bunlar kadavra donör denir. Canlı donör: Organ nakli gereken hastanın eşi veya yakın akrabaları doku, kan grubu vb. uyum mevcut ise organ bağışında bulunabilmektedir. Bunlar canlı donör olarak tanımlanmaktadır. Böbrek ve karaciğer canlıdan nakil yapılabilen organlardır.
Hangi organ ve dokular nakledilebilir? Dünyada : Dünyada kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas ve ince barsak gibi organlar ile kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücrelerin nakli yapılabilmektedir. Türkiye`de : ise, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas, kornea, kemik iliği ve kan nakilleri başarıyla yapılmaktadır.
Dünyada ve Türkiye`de kaç kişinin yaşaması Organ Nakli`ne bağlıdır? Dünyada, organ nakli yapılmazsa yaşamı ölümcül bir tehlike altında olan 1 milyara yakın insan yaşamaktadır. Sağlık Bakanlığı`nın son verilerine göre, bu sayının 30 binini ülkemiz yurttaşları oluşturmaktadır.
Türk Böbrek Vakfı verilerine göre, Türkiye'de böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 21 bin 551. Canlıdan canlıya nakiller artıyor fakat kadavradan nakil sayısı hala yetersiz.
Hangi Organ ve Dokuların Nakli Yapılmaktadır? Ülkemizde nakli yapılan organlar; böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince barsaktır, Nakli yapılan dokular ise; kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği, deridir.
NAKLİ YAPILAN ORGANLAR
NAKLİ YAPILAN DOKULAR
BÖBREK NAKLİ Böbreklerimiz hayati organlardır. Kronik böbrek yetmezliği ise böbreklerin işlevlerinin kalıcı olarak bozulması anlamına gelir. Günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin bilinen tek tedavisi en sık yapılan organ nakli olan böbrek naklidir
KALP NAKLİ Kalp nakli, yeterli fonksiyon gösteremeyen hasta kalbin sağlıklı bir insan kalbi ile değiştirilmesi işlemidir. Kalp yetmezliği kalp kapakçığı sorunu gibi.
AKCİĞER NAKLİ Sağlıksız veya hasarlı akciğer, vücudunuzun ihtiyacı olan oksijeni sağlamakta zorlanır. Birçok hastalık ciğerinizi zedeleyip görevini düzgün yapmasını engelleyebilir. Bunlardan bazıları aşağıda belirtilmiştir: Anfizem dahil kronik akciğer hastalıkları Ciğerlerin yaralanması (pulmoner fibroz) Kistik fibroz İleri derecede fibrozlu sarkoidoz Pulmoner hipertansiyon
İNCE BAĞIRSAK NAKLİ İnce bağırsak yetmezliği şikayeti nedeniyle hastalara uygulanan bir diğer nakil işlemidir.
PANKREAS NAKLİ Pankreas nakli, pankreası işlevini yitirmiş birine, bir donörden alınan sağlıklı bir pankreasın nakledilmesidir. Neredeyse bütün pankreas nakilleri, 1. tip diyabet vakalarını tedavi etmek üzere gerçekleştirilir. Pankreas, midenin alt tarafının arkasında bulunan bir organdır.
KARACİĞER NAKLİ Karaciğer nakli, karaciğer artık yeterli derece çalışmadığı zaman değerlendirilir(karaciğer yetmezliği). Karaciğer yetmezliği aniden (akut karaciğer yetmezliği) enfeksiyon veya bazı ilaçların komplikasyonu veya uzun süreli başka problemlerin sonucu olarak ortaya çıkabilir. Aşağıdaki koşullar karaciğer yetmezliğine neden olabilir: ·Alkolizm · Wilson hastalığI Siroz ile kronik hepatit
KORNEA NAKLİ Halk arasında göz nakli olarak bilinen, aslında gözün sadece çeşitli hastalıklar sonucu bozulmuş olan en ön saydam tabakasının Ex bir kişiden alınan sağlıklı kornea dokusuyla değiştirildiği ameliyattır.
KEMİK İLİĞİ NAKLİ Kemik iliği naklinde temel prensip, kan hücrelerinin yapımını sağlayan ana- kök hücrelerin sağlam bireylerden (verici-donör) alınarak lösemi hastasına verilmesidir. Böylece normal kan yapımı sağlanmış olur
DERİ NAKLİ Yoğun yanık veya yara izlerinin giderilmesi için deri dokusunun yaralı bölgeye aktarılması işlemidir.
ORGAN NAKLİ VE KÖK HÜCRE Kök hücre ile organ nakli tarih olacak Bilim insanları, kök hücrenin, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebildiğini belirterek, gelecekte tüm organların tamirinde kullanılabileceğini ifade ediyor. Günümüzde kök hücre çalışmalarında deneysel ortamlarda her dokunun elde edildiğini belirten uzmanlar, hayvan deneylerinden alınan başarılı sonuçların insanlarda da sağlandığında ''organ naklinin ortadan kalkacağını'' belirtiyor. Uzmanlar, kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabileceğini müjdeliyor.
Kemik iliği nakli ile kök hücre naklinin gerçekte birbirinden çok farklı olmadığını ifade eden Dinçer, kök hücre nakillerinin endikasyonu geniş olduğu için daha çok tercih edildiğini belirtti. Dinçer, kök hücrenin embriyonal kök hücre, doğmamış çocuktan elde edilen kök hücre ve anne karnındayken elde edilen embriyodan alınan kök hücreden elde edildiğini anlattı.
Kök hücre tedavilerinin başta lösemi, lenfoma, myelomalar, oto immun hastalıklar ve bazı kanserler ile solit tümörlerde kullanılabildiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: ''Kök hücre nakli, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebiliyor, bütün organların tamirinde yarıyor. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde şu anda tedavi endikasyonu olmayan hastalıklarda yeni tedavi endikasyonu olacağını düşünüyoruz. Bunlardan birisi kalp hastalıkları, nörolojik hastalıklar gibi tedavisi olmayan hastalıklara çözüm olacak.
'DOKU NAKLİ ENJEKTE EDİLECEK'' ''İleride organ nakli olmayacak, doku nakli, hücre nakli olacak'' diyen Dinçer, ''Son yıllardaki gelişmeler erişkinden alınan herhangi bir hücrenin bile kök hücreye dönüşebileceğini ortaya koydu. Kan, diş ve boğazdan alınan bir parçayı özel yöntemlerle 5 gün gibi bir sürede kök hücreye dönüştürebiliyorsunuz. Ondan da sinir, kas, kalp kası oluşturup alınan kişiye tekrar enjekte ediliyor'' diye konuştu. Dinçer, en kolay üretilenler dokuların yağ, kemik ve kıkırdak olduğunu vurgulayarak, ''Kök hücre ile organ nakli sorunu ortadan kalkacak'' dedi.
Organ Bağışı nedir? Organ bağışı, kişinin sağlığında, kendisi öldükten sonra organlarının kronik organ hastası olan kişilere nakledilmesi için bağışlamasıdır
TOPLUM NASIL BAKIYOR?
DİNİ AÇIDAN ORGAN BAĞIŞI Yüksek kurul 'Müşavere ve Dini Eserleri İnceleme Kurulu'nun 25 Ekim 1960 tarih ve 492 sayılı kararında, "Tedavileri için kan nakline zaruret bulunan hasta ve yaralılara başka kimselerden kan naklinin; başka kimselerden alınacak parçaların takılmasıyla görmeleri mümkün olduğu takdirde; hayatında buna izin vermiş olan kimselerin, ölümlerinden sonra gözlerinden alınacak parçaların bu durumdaki kimselere takılmalarının caiz olacağını" bildirdiği hatırlatıldı.
TEDAVİ İÇİN ORGAN VE KAN NAKLİ CAİZDİR” Ezber, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun zaman zaman fetvalar yayımladığını dile getirerek, "Normal durumlarda, ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması dinen caiz değildir. Ama bir kişi zor durumda kalmışsa başka hiçbir yol kalmamışsa zaruret halinde dinin yasak kıldığı şeyler mübah kabul edilebiliyor. Organ nakli konusunda da dikkat edilecek hususlar var. Vericinin kendisi ya da hayatta değilse ailesinin rızasının olması gerekir. Tedavi için organ ve kan naklinin caiz olduğu Din İşleri Yüksek Kurulu kararlarında da belirtilmiştir" şeklinde konuştu
Karara göre organ nakli için şu şartlara uyulması gerekmektedir. 1.Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet dürüstlüğüne güvenilen bir tabib tarafından tesbit edilmesi. 2.Hastanın bu yoldan tedavi edileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması. 3.Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması. 4.Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir. Sizin organınızı vereceğiniz kişinin yaptığı iyi ve fenalıklardan tamamen kendisi sorumludur.” Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve diğer dinler de, organ bağışını insan sevgisinin bir parçası olarak kabul etmektedirler ve bu alandaki çabaları destekledikleri gibi, din kurumları organ bağışının yaygınlaşması için özel çabalar yürütmektedirler.
Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması, Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir."
Organ bağışı nasıl ve nerelere yapılır ? Yasalara göre herkesin, iki tanıkla birlikte, kendisi öldükten sonra organlarını bağışladığını belirten bir belgeyi doldurarak imzalamasıyla ve bu belgeyi yetkili kurumlara teslim etmesiyle yapılmış olur. Bu belgeler yetkili kurumlarca hazırlanmış olabileceği gibi, kendilerinin hazırladığı bir belge de olabilir. Ayrıca sürücü belgesi alan kişiler, belgede “organlarımı bağışlıyorum” bölümünü işaretlemiş olmakla, organlarını bağışlar..
Organlarının tümü, biri ya da birkaçı bağışlanabilir Organlarının tümü, biri ya da birkaçı bağışlanabilir. Bu seçenekler bağış belgelerinde vardır. Bağış Belgesi, yetkili sağlık kuruluşlarının kayıtlarına geçer. Kişi bu belgeyi yanında bulunduracak olursa, ölümü halinde bağış vasiyeti yerine getirilir. Kişi bağış kararı aldıktan sonra vazgeçebilir, bunun için belgesini imha etmesi veya yanında organlarını bağışlamadığını beyan eden bir belge taşıması yeterlidir.
Kişi organ bağışı yapmak istemediğini bir belge ile belirten kişiden hiçbir koşul altında organ alınması mümkün değildir. Organ bağışlamak tam anlamıyla kişinin iradesiyle ve gönüllü biçimde yapılan bir insani davranıştır
Organ bağışı için herkes başvurabilir mi? Ağır iltihabi hastalıklar Hepatit a,b,c Şeker hastaları Kanser hastaları başvuramaz
ORGAN NAKLİNİN YASAL DAYANAĞI Organ nakli ve bağışı konusunda 2238 sayılı yasamız neleri öngörmektedir? Canlıdan organ nakli için kişinin 18 yaşını doldurmuş bulunması, akli dengesinin yerinde olması şarttır. Canlıdan organ naklinde, verici kişinin maddi bir çıkarı olması ve/veya bu durumu bilen doktorun organ nakli yapması suçtur. Kadavradan organ naklinin yapılabilmesi için beyin ölümü belgesinin hazırlanmış olması, kişinin sağlığında organlarını bağışlaması, bağışladığına dair bir belge yoksa yakınlarının rızasının alınması şarttır. Kişinin ölümü anında yanında herhangi bir yakını yoksa, ve üzerinden organlarını bağışlamadığına dair bir belge çıkmazsa, 2594 sayılı yasa, organlarının alınmasına izin vermektedir.
Ölünün fizik bütünlüğünü değiştirmeyen organlar, (örneğin kornea) herhangi bir bağış ya da izin aranmaksızın nakil için alınabilir. Organ alımı, satımı, bunun ticaretinin ya da reklamının yapılması ağır ceza gerektiren bir suçtur. Adli nedenlerle ölen kişilerin organları nakil için çıkartılırken yapılan ameliyattaki bulgular adli rapora eklenir ve otopsi bu ameliyattan sonra gerçekleştirilir. Adli işlemler organ nakli için yapılan işlemleri geciktiremez.
Bir hasta henüz ölmeden organlarının alınması mümkün müdür? Hayır değildir. Bir hekimin asıl görevi hastalarını tedavi etmektir. Hipokrat`ın koyduğu esaslardan biri olan “önce zarar verme” (primum nil nocere) tüm hekimlerin ilk amacıdır. Hekim bir hasta ile karşılaştığında ona zarar vermeden tedavi etmek üzere eğitilmiş ve yemin etmiştir. Yapılan tüm girişimlere rağmen hasta hayatını kaybeder veya hayatını kaybetmiş olarak hekime ulaşırsa organ alımı konusu gündeme gelebilir. Bu gibi durumlarda da hekimleri zan altında bırakmamak için yasal düzenlemeler yapılmıştır. Hastayı ilk değerlendiren ve tedavisini planlayan hekim veya hekimler ile organ naklini yapacak hekimlerden hiçbiri hastada “beyin ölümü” gelişip gelişmediğini belirleyen grubun içinde olamaz.
Dört farklı uzmandan oluşan hekim grubu bu durumdaki hastayı değerlendirir, muayene ve diğer tetkikler ile objektif kararını verir. “Hastada beyin ölümü mevcuttur” kararı rapor ile belirlendikten sonra bile organların alınabilmesi çeşitli koşullara bağlıdır.
Beyin ölümü gerçekleşen her hastanın organları alınır mı ? Hayır alınamaz. Ölen kişinin üzerinden organlarını bağışlamadığına dair bir belge çıkarsa hiçbir şekilde organları alınamaz. Kişinin üzerinden herhangi bir belge çıkmazsa yakınlarının beyanı esas alınır. Hayatta iken yakınlarına yapmış olduğu sözlü vasiyete göre yakınları organ bağışında bulunur veya bulunmaz. Bu durumda yakınlar olumsuz yanıt verirse hiçbir şekilde organları alınamaz.
Kişinin üzerinden organ bağışı yaptığına dair bir belge çıkarsa ilgili organ veya dokuların alınması için yakınlarının izni alınmalıdır.. Beyanda belirtilen dışında organ veya dokular yakınları izin verse bile alınamaz. Öldüğü zaman üzerinden organ bağışı ile ilgili hiçbir belge çıkmayan kişilerin o ana kadar yakınlarına ulaşılamadı ise ve beyin ölümü gelişen kişinin vücut fonksiyonlarını istenen düzeylerde tutmak imkansız ise yakınlarının izni olmaksızın organ ve dokuları alınabilir..
Yasalarımıza göre ölünün vücut bütünlüğünü bozmayacak (kornea gibi) doku veya organların alınması için kimsenin iznine gerek yoktur. Ancak hekimler organ nakline karşı duyulan ilgiyi kırmamak için mümkün olan her koşulda izni almaktadır
ORGAN BAĞIŞININ ÖNEMİ Bazı hastalıkların tek tedavi yöntemi maalesef ki organ ve doku nakli ile gerçekleştirilebilmektedir. Söz konusu bu hastalıkların sayısı Türkiye’de de her geçen gün giderek artıyor. Bundan dolayı ülkemizde her geçen gün daha fazla organ ve doku bağışına ihtiyaç duyuluyor.
Kişinin hayattayken kendi rızası ile organlarını bağışlamak istemesi, kişi vefat ettikten sonra organlarını başka hastaların tedavisi amacıyla kullanılmasına izin vermesi anlamına gelir. Organ bağışında bulunmak için en yakın sağlık müdürlüğüne veya hastanelere başvurarak organ bağışında bulunmak istediğinizi bildirebilirsiniz.
Unutmayın, hepimizin birer hasta adayıyız ve o durumda bizde olabilirdik. Öldükten sonra hiçbir ihtiyacımız olmayacak olan organlarımızı başka insanların tedavisi ve hayatta kalabilmeleri için bağışlamalıyız.
Organ Bağışı Ben öldükten sonra hepsi Toprak olup gidecekti Ama artık yaşayacak Hastalara şifa olacak Gözlerim dünyayı görecek Kalbim tekrar atacak Hiçbir organıma Ölsem de yazık olmayacak Sizde öldükten sonra Yaşamaya devam edin Organlarınızı bağışlayıp İnsanlara umut verin
MERAL YILDIZ FEN- 4B 141104748