ÖTÜKEN ÜLKESİ Ziya GÖKALP.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Hazırlayan :İ.Durak Sınıf Öğretmeni
Advertisements

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi
TÜRKÇEYE SAHİP OL!.
Atatürk İlkelerinin Ortak Özellikleri
KAZANIMLAR 25. Onuncu Yıl Nutku'ndan hareketle yapılan inkılapları, Atatürk'ün geleceğe yönelik hedeflerini ve Türk milletinin özelliklerini değerlendirir.
Beni görmek demek yüzümü görmek değildir
YEŞİLAY.
Beni görmek demek yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi anlıyor ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
6. EYLEM KİPİNDE ANLAM KAYMASI.
CUMHURİYET BAYRAMI.
ÜLKÜCÜLÜK designed by harbii78
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
SBEP ERGENEKON DESTANI
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Kumluca metem vatanseverlİk
KÜTÜPHANE VE İLGİ ALANI
BİRİNCİ BÖLÜM ( ) “Senin adın da Mustafa,benim adım da;
Öğretmenler Günü.
2 3 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
ORTA ASYA’DA KURULAN TÜRK DEVLETLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
10 Kasım Atatürk’ü Anma Programı
ATATÜRKÇÜLÜK.
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN ANISINA..
TÜRK KAVRAMI VE KÖKENİ.
ATATÜRK İLKELERİ Atatürkçülük, Türkiye’nin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk milletinin iradesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür.
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAPLARI
1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÖZET
  Egemenlik yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik; yönetme yetkisinin ulusta olmasıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah.
Kelime Türleri İsim soylu sözcükler de yediye ayrılır:
CUMMHURİYET VE ATATÜRK
Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi
Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ
TÜRKÇE. İtalyanların Habeş Harbi sıralarında idi. Ege kıyılarında kıta ve tahkimat komutanları çok titiz davranıyorlar, kıtaya herhangi bir yabancının.
CUMHURİYET VE ATATÜRK
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
AD/SOYAD Meryem Kılıç SINIF/NO 10-E 439 DERS EDEBİYAT
TARİHİ RİSK! İLK TÜRK DEVLETLERİ.
100. YIL MAŞI VE ANADOLUNUN SESİ
EŞ ANLAMLI KELİMELER.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır
CUMHURİYET DÖNEMİ SAVAŞTA BARIŞTA KADINLARIMIZ. KADINLARIMIZ  KURTULUŞ SAVAŞINDA EN ÖNDE YER ALDILAR. KURTULUŞ SAVAŞININ İSİMSİZ KAHRAMANLARIYDILAR.
7/A SINIFI BİLGİ YARIŞMASI
Çocuklar gibi sevindi kadıncağız. (durum zarfı) Nermin gibi güzel bir kızım var benim de. (sıfatın zarfı) Küçük kızım dün hasta gibiydi. (yüklem) Senin.
Niçin Bayram Yapıyoruz ? Cumhuriyet ilan edilmeden önce devletimizin adı Osmanlı Devleti’ydi. Osmanlı Devleti padişahlar tarafından yönetiliyordu. Bazı.
AtatürkAtatürk Hazırlayan:Duygu Jan ABACI 3/A Sınıfı Öğrencisi No:140.
KAHRAMANMARAŞ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ OSMANLI TÜRKÇESİ.
TOPRAKLARIMIZIN PAYLAŞILMASI
ORHUN ÂBİDELERİ (GÖKTÜRK KİTABELERİ)
3. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ
KÜLTÜR AKTARIMINDA DİLİN ÖNEMİ
ZİYA GÖKALP ( ).
ATATÜRK’ÜN YAPTIĞI HİZMETLER
Türklerin anayurdu Orta Asya'dır.
Cumhuriyet’e Nasıl Kavuştuk ?
KUZEY EFTAL SESLİOKUYUCU
Cumhuriyet Bayramınız
İSLAMİYET ÖNCESİ EĞİTİM
T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük
Bugün neler öğreneceğiz?
ZIYA GÖKALP (23 MART EKIM 1924). Ziya Gökalp, özellikle Milliyetçilik ve Türkçülük üzerine kaleme aldı ğ ı eserleri ile ünlenmiştir. 18 yaşında.
Ergenekon Destanı Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk’e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu.
Cumhuriyetimizin Kurucusu… Mustafa Kemal ATATÜRK.
Sakine HAKKOYMAZ Öğretim Görevlisi. ORHUN YAZITLARI.
1914 yılında Dünya üzerinde bir çok devletin katıldığı 1. Dünya Savaşı başladı.Osmanlı Devleti istemese de Almanya ile birlikte katılmak zorunda.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Cumhuriyete Nasıl Kavuştuk?  Eskiden devletimizin adı OSMANLI devletiydi.  Osmanlı devleti zamanın en güçlü devletiydi.
Sunum transkripti:

ÖTÜKEN ÜLKESİ Ziya GÖKALP

Türk gençleri yalvardılar Hakan'a: “Boru çaldır, ruhlarımız uyana... Cenk edelim, yayılalım cihana.” -- Yayılmaktır Türk soyunun turası! Böyle diyor Oğuz Han'ın yasası!

Hakan dedi: “Anayurt’tan bıkılmaz, Boş bulunup eve düşman tıkılmaz. Yabancılar çıkarılır, çıkılmaz.” -- Toplanınız, vatanınız burası! Böyle diyor Oğuz Han’ın yasası.

Önce yaddan temizlensin yurdunuz. Yuvasında yalnız kalsın kurdunuz; Bir gün gelir yine arar ordunuz: -- Atalardan kalan büyük mirası. Böyle diyor Oğuz Han’ın yasası.

Şimdi dışı değil, içi almalı, Her yerine demir kökler salmalı, Türk, Ötüken ovasında kalmalı. -- Bugün ona yeter bu gök yaylası; Böyle diyor Oğuz Han’ın yasası.

Ekin eksin yerden altın toplasın, San’at yapsın, sırlarını anlasın Tacir olup garba kervan yollasın -- Yurt şenletmek olsun yeni sevdası; Böyle diyor Oğuz Han’ın yasası.

Hakan sustu, Türk gençleri yürüdü Arkasından tezgâhları sürüdü; Her tarafı iş ordusu bürüdü... -- Buymuş meğer Türk’ün Kızılelması Böyle demiş Oğuz Han’ın yasası.

ÖTÜKEN ŞİİRİNİN ÇÖZÜMLEMESİ Çözümleyen: Ahmet KABAKLI

Ötüken’in Anlamı “Ötüken”, eski Türk vatanının (belki sembolik) adıdır. Bugün, bizim için Ötüken, Türkiye’mizdir. Nitekim, açıklayacağım şiirde Ziya Gökalp da bu manayı kullanmaktadır.

Başlamadan önce… Şiirin yorumuna başlamadan önce, Bilge Kağan’ın, 731’de ölen kardeşi Kül-Tigin adına kazdırdığı nefis Türkçeli kitabenin birkaç cümlesini hatırlayalım. Yazılı Türk tarihinin başlangıcında duran Bilge Ata’nın bu sözleri, her çağ ve nesildeki insanlarımıza, vatanseverlik düsturu olarak bulabilecekleri en güzel sözlerdir:

Bilge Kağan’ın ağzından… “... Bilgisiz kağanlar tahta oturmuşlar. Emirleri yersiz, kötü imiş. Beyleri ve halkı âsi olduğundan ve Çin kavmi de hilekâr, kurnaz olduğu için, kardeşler kardeşlere karşı ayaklandıkları için, beylerle halk arasında ayrılık olduğu için, ülkeli ve hakanlı Türk milletinin vatanı çökmeye yüz tutmuş. Hakanı hükümsüz kalmış. Türk’ün asil erkek evlatları, Çin hakanına kul, temiz kızları cariye olmuş. Türk beyleri Türk adlarını atarak Çin beylerinin adlarını almışlar. Çin kağanına itaat etmişler. Elli yıl, işlerini güçlerini ona vermişler.

O zaman Türk halkı şöyle demiş: Ülkeli millet idim, vatanım şimdi hani O zaman Türk halkı şöyle demiş: Ülkeli millet idim, vatanım şimdi hani? Kime il kazandıracağım ben! Kağanlı millet idim, kağanım şimdi hani? Hangi kağana hizmet edeceğim! Böyle deyip Çin hanına düşman olmuş. Türk Oğuz beyleri Türk milleti işitin! Üstüne gök çökmese altta yer delinmese senin ülkeni, töreni kim bozabilir! Türk milleti kendine dön, bağımsız güzel yurduna dön!

Kendin bir kere yanıldın, kötülük ettin Kendin bir kere yanıldın, kötülük ettin. Silahlar nereden geldi de seni dağıtıp götürdü? Mızraklar hangi yerden geldi de seni sürüp götürdü. Ey kutsal Ötüken milleti! Seni kimse götürmedi, sen kendin vardın! Doğuya gidenin gitti... Batıya gidenin gitti... Vardığın yerde eline geçen şu oldu: Kanın su gibi aktı, kemiğin dağlar gibi yığıldı yattı.”

Gönderilmek istenen ileti Görüldüğü gibi, Türkiye’nin her meydanı ve her okuluna çerçeveler içinde yazılması gerekli olan bu “Bilge Ata” nutkunda, devlete itaat, vatana bağlılık, düşmana aldanmamak, kapılmamak, kültürde bağımsızlık, idare edilenlerle edenler arasında barış, anlayış, ayrıca iç barış... Bir vatanda kalıp oraya hizmet etmek öğütlenmektedir. Bunlara uymayan “Kök-Türk” kavminin nasıl mahvolduğu, sonra nasıl azar azar “Ötüken”de toplanarak, kurtuluş savaşı vererek kendine geldiği anlatılmaktadır.

Şimdi bu bilgiler ışığında GÖKALP’ın “Ötüken Ülkesi” şiirini anlamaya çalışalım:

Şiirin tarihi 1914. Hem öğretici, hem lirik, hem yön verici, hem de biraz politik olan bu şiirde, anlamadığımız bir tek “Osmanlıca” veya uydurma kelime yok. Gökalp’ın dili üzerindeki ilmi ve doğru görüşlerine uygun olarak “sade Türkçe, halk Türkçesi” ile yazılmış. Bugün biz de bu dili yazmakta, canlı tutmakta, savunmaktayız.

Şiirde birkaç kelimeyi, iyi anlaşılmak için açıklayalım: “Yad: el, yabancı” demek. “Tezgâh: teknik, sanayi, fabrika, atölye, fen vs.” anlamlarında kullanılıyor. Kızılelma: Bilhassa Osmanlı tarihlerinde geçen bir deyimdir. Çokluk “ülkü, ideal” manalarına gelmekle beraber daha çok, Türk’ün yayılma, fetih, imparatorluk ülküsüdür. Mesela Fatih devrinde önce İstanbul, sonra Roma, Türk’ün Kızılelması sayılmıştır. Birinciye ulaşılmış ve Fatih, Otranto üzerinden ikinciye ulaşmak üzere iken merhum olmuştur.

Şiirin 1914’te yazılmış olması ilgi çekici Şiirin 1914’te yazılmış olması ilgi çekici. Birinci Dünya Harbi’nin başlangıcındayız. Düşmanımız çok; Ruslar ve İngilizler dâhil... 1911’de, “Turan” şiirini yayınlayarak: Vatan ne Türkiye’dir Türklere ne Türkistan. Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan

diyen Gökalp, 1914’te, İttihat ve Terakki iktidarının, fikir babalığı sorumluluğunu da yüklenmiş olarak bu şiirde geçici bir süre için de olsa, “fetih” töresini ve “cihana yayılma” tutkusunu bırakmayı öğütlüyor. “Ötüken”e, vatana dönmeyi, oraya kök salarak, her türlü yabancıyı oradan atarak, fende, teknikte, ticarette, tarımda gelişmeyi, zenginleşmeyi telkin etmektedir. “Büyük Turan fethi rüyası” yerine “Şimdi dışı değil içi almalı” düsturunu koymaktadır. Şiirin içinde tartışma zaten dikkati çeker.

Türk gençleri, Hakan’a (devlet yetkililerine) savaş açması için yalvarıyorlar: “Boru çaldır, ruhlarımız uyansın, cenk ile cihanı alalım... Oğuz Han’ın töresi budur” diyorlar.

Hakan ise “Bilge Kağan” gibi, onlara sağduyu öğütleri vermektedir: -- Hayır, anayurda (Ötüken’e) bağlıyız. Yurdu boşaltıp düşman eline veremeyiz. Bu ova, tarlalar, madenler bize yeter. Varlığımızı iyi kullanarak yurdu şenlendirelim. Çağın en ilerisine kadar varalım. Millî sanat, felsefe, kültür ile yükselelim. Ondan sonra nasıl olsa ruhumuzda var olan fatihlik cevheri yine depreşir. Ordumuz “Bir gün gelir yine atalar mirası olan yayılma töresini arar bulur” Ancak bu, Ötüken’de kalarak kendi devlet ve ülkemize hizmet etmemize bağlıdır.

Şiirin yazılış amacı: Bu şiirin, 1914’te olmakla birlikte, “büyük harbe” girmemizden önce ve hatta “harbe girmenin lüzumsuzluk ve zararlarını” telkin için yazıldığını sanıyorum.

Şurası da bilinmelidir: İttihatçılar da o savaşa, “Turan’ı almak” gibi bir ham hayalle girmemişlerdi. Hata, harbe girmekteydi. Girdikten sonra maksat, Osmanlı Devletinin çok geniş sınırlarını korumaktı. Fakat netice, bizim mahvımız oldu.

Şiirin ana düşüncesi: 1914’te, bu şiirin dile getirdiği düşüncenin Türkiye Cumhuriyeti’nin resmî görüş ve siyaseti olduğunu da, burada hatırlamalıyız. Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” cümlesi, bu manzumenin bir özeti sayılabilir.

Hazırlayan İLHAN GÜL