The Present Perfect Tense
Olumlu: subject + have/has + past participle (V3) She/He/It has eaten her breakfast. I/We/They/You have seen the film.
Olumsuz: Subject + Have/Has + not + Past Participle (V3) He/She/It hasn’t eaten anything. I/We/They/You haven’t seen the film.
Soru: Have/Has + subject + Past participle (V3)? Has he/she/it eaten anything since morning? Have I/we/they/ you seen the film?
Bu konu İngilizce öğrenen insanlar için belki de en zor konulardan birisidir. Gerekçesi böyle bir kullanım pek çok dilde vardır ama ayrıca bir isim olarak yoktur. Aynı sıkıntı Türkçemizde de mevcuttur. Biz bu konuyu 2 grupta inceleyebiliriz: Geçmiş Zaman Geçmişten günümüze gelen olaylardan bahsederken
Geçmiş Zaman ancak zaman belirtilmemiş Geçmiş zaman ve zaman belirtilmiş Have you ever seen a camel? Did you see a camel last year? Have you ever killed a bird? Did you kill a bird yesterday? Has Suat made an operation? Did Suat make an operation last night? Have you ever smoked? Did you smoke yesterday? Has he written an article? Did he write an article on Monday?
A sütununda geçmiş zamandan bahsetmemize rağmen olayın ne zaman olduğunu bildirmiyoruz yani şu ana kadar her hangi bir noktada her hangi bir zamanda böyle bir olay gerçekleşti mi manasındadır
B sütununda ise yine geçmiş zamandan bahsediyoruz ancak bu kez görüldüğü gibi zaman noktaları belirtilmiştir. Yani siz bu olayı zikredilen geçmiş zamandaki noktada yaptınız mı diye bir soru gelmektedir.
By far Up to now Until now Till now Up till now By the time being Present Perfect Tense ile kullanılan bazı kelimeler: By far Up to now Until now Till now Up till now By the time being In recent years Lately/recently This week Yet Before
Already So far Still Just
Geçmiş zamanda olmuş ama şimdiki zamanla bir şekilde ilişkisi olan olayları anlatmak için kullanılır. Böyle bir durumda hem geçmiş zamanı , hem de şimdiki zamanı aynı anda göz önünde bulundurmak gerekir.
I can´t finish my homework because I have lost all my notes. Past Now Notlarımı kaybetmiş olmamdan dolayı şimdi ödevimi bitiremiyorum. Notlarımı kaybettim.
I …….home when I was eighteen. Olayın geçmişte ne zaman ve nerede olduğu gibi ayrıntıların verildiği cümlelerde present perfect tense değil simple past tense tercih edilmelidir. I …….home when I was eighteen. A) Left (doğru) B) Have left (yanlış)
Yakın geçmişte olmuş bir olay ya da haberi zaman bildirmeden present perfect tense kullanarak ifade edebiliriz. I have seen that play before. Let´s go to another play.
Geçmişten bugüne doğru ilerlemekte olan zaman dilimi içinde tekrarladığımız eylemleri ifade etmek için present perfect tense kullanılabilir.
I have had three accidents so far this year. Year started Today 1st accident 2nd accident 3rd accident
Gelecek zaman anlatan iki cümleyi birleştiren bağlacın bulunduğu cümleciğin ´simple present tense´ olabileceğini biliyoruz. Fakat, zaman cümleciğinin içindeki eylemin tamamlanmış olacağını vurgulamak gerektiğinde ´present perfect´ kullanılabilir. You can go out with your friends when you have done the ironing. After you have finished reading the instructions, you can start using the washing machine.
Just, yet, already, still, present perfect tense ile sıklıkla kullanılan sözcüklerdir. Ancak bu sözcüklerin kullanımlarının sadece present perfect tense ile sınırlı olmadığını da unutmamak gerekir.
Olumlu Cümle Olumsuz Cümle Soru Cümlesi Just Henüz, daha yeni Yet Henüz Already Zaten/bile
SINCE Present Perfect Tense ile sıklıkla kullanılan bir yapdır ve Türkçe´de “-den beri” anlamına gelir. Geçmiş zamanda bir noktaya işaret eder ve bu zaman yapısıyla kullanıldığında, o noktadan günümüze doğru hareket bildirir. ´Since´ geçmiş zaman zarfıyla veya geçmiş zaman anlatan cümlelerle kullanılabilir.
- last year - 2002 - She went to Canada I haven´t seen my grandmother since
SINCE I haven't eaten fish since I was 5. Her sister has lived there since 2002. I haven't eaten fish since I was 5. We were both in the USA 10 years ago. But we haven't seen each other since. She hasn't read a book since she left school. SINCE
FOR Süreç bildirir ve olayın başlangıç noktasından günümüze kadar geçen zamanı ifade eder.
20 years a long time ages Mr. Turner has worked for this company for
FOR Her sister has lived there for 15 years. I haven't played football for 8 years. They have been in London for 6 months.
JUST “Az önce, çok yakın bir zaman önce” anlamını vurgular.
JUST I have just received a note from Ahmet saying he can´t come to the meeting. (= a short time ago) We have just ended the debate. She has just gone out. I have just received a letter.
STILL “Hala devam ediyor, bitmedi” anlamını verir. He has been looking for a job, but he still hasn’t found one.
YET “Henüz, daha değil” anlamını verebilir. Olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılır. I haven’t heard from him yet. She hasn’t watered the trees yet. Have you cleaned the flat yet? Have you sent your invitations to your friends yet?
NOT: “still not” or “not yet”: Verdiği anlam ve yaptığı vurgu itibariyle “still not” yapısı, geçmişe dönük bir bakış yapar. “not yet” yapısı ise geleceğe dönük bir bakış yapar. EX: We still haven’t found a good manager yet. (Geçmişe dönük anlam: Diyelim ki geçen Mayıs ayından bu yana iyi bir müdür bulamadık ve durum hala sürüyor). EX: We haven’t found a good manager yet. (Geleceğe dönük anlam: Bu ana dek hala iyi bir müdür bulamadık ancak umuyoruz ki gelecekte bulacağız).
ALREADY “Zaten, çoktan” gibi anlamlar verir. Bir şeyin önceden gerçekleştiğini anlatır. -You must read this article. +Well, I have already read it - Clean the car. + I have already cleaned it.
Recently, Lately, Up to the present, So far, Till now There has been a lot of disturbance recently. The architects have built several buildings lately.. Nobody has cleaned this room up to the present. They have watered seven fields so far. The patient has only drunk water till now
Have you ever seen a Negro? (-Şimdiye kadar- hiç zenci gördün mü?) I have never visited a foreign country. (-Şimdiye kadar- hiç yabancı ülke görmedim.) He is the tallest man I've ever seen. (O -şimdiye kadar- gördüğüm en uzun adamdır.) ! Bazen “ever” yerine başka kelimeler kullanılır ama verdikleri mana “ever” in verdiği manalar gibidir. This is the first man he has lent money. (Bu -şimdiye kadar- borç verdiği ilk adam.) - It is the third time I have eaten bananas. (-Şimdiye kadar- üçüncü kezdir muz yiyorum.) EVER NEVER
Present Perfect ile kullanılan çeşitli özel yapılar
This is + superlative + Present Perfect This is the most important exam I have ever had. She is the most hardworking student I have ever met.
It is the first (second , third …) time + Present perfect This is the first time it has rained that much. This is the fifth book I have read this summer.
Gone to , Been to They are on holiday. They have gone to Rome. Kişi gittiği yerde bulunuyorsa henüz oradan dönmemişse veya o yere gitmek üzere yoldaysa gone to kullanılır. They are on holiday. They have gone to Rome.
She has never been abroad. Eğer kişi gittiği yerden dönmüşse ve o kişinin o yerde konuşma anından önce bir zamanlar bulunduğu anlatılmak isteniyorsa been to kullanılır. She has never been abroad. I have been to the Philippines three times.
It is + (period) + since + Present Perfect/Simple Tense Since bağlacı birden fazla zaman ilişkisi içinde kullanılabilir. It is two months since I last drove. (past tense) It is two months since I have driven.(present perfect)